Şeytan Neden Secde’den Kaçındı?

MURATS44

Özel Üye
Şeytan Neden Secde’den Kaçındı?
Şeytan Neden Secde’den Kaçındı?
Rivayet olunduğuna göre, Hak Teâlâ Hazretleri tarafından, Şeytana:

-“Âdem Aleyhisselâm’in kabrine secde et, senin tevbeni kabul edeyim, günahlarını bağışlayayım,” denildi. Şeytan:

-“Ben Adem’in kalıbına, cesed ve bedenine secde etmedim: nasıl olur da onun mezar ve ölüsüne secde edeyim,” dedi.

Yine haber’de geldiğine göre, Allahü Teâlâ Hazretleri, şeytanı her yüz bin senede bir ateşten çıkarır. Âdem Aleyhisselâm’ı da cennetten çıkarır ve ona secde etmesini emreder. Şeytan yine secde etmekten kaçınır. Âdem Aleyhisselâm’a secde etmeyen şeytanı yine ateşe döndürür.

“Ve şeytan kâfirlerden (inkarcılardan) idi.”

Yani Allahü Teâlâ Hazretlerinin ilminde kâfir idi. Veya ken*disinin Âdem Aleyhisselâm’dan üstün olduğuna itikad ettiğinden Âdem Aleyhisselâm’a secde etme emrini çirkin gördüğü için kâfirlerden oldu. Şeytan kendisinin Âdem Aleyhisselâm’dan üstün olduğuna inanıyordu. Bir kişinin kendisinden daha üstün olduğu bir şeye secdeyle emredilmesi ve onunla tevessül etmesi güzel olmazdı.

Şu âyet-i kerime bunu anlatmaktadır: (Şeytan Âdem Aleyhis*selâm’a secde etmekle emir olunduğunda secde etmediğinde:)

Allah: “Ey İblis! O benim kudretimle yarattığıma secde etmene ne engel oldu? Kibirlenmek mi istedin? Yoksa yüksek derecelerde bulunanlardan mı oldun?” dedi.Bu soruya şeytan şöyle cevab verdi: İblis dedi ki: “Ben ondan hayırlıyım. Beni âteşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın. Şeytan sadece kendisine emredileni terketmekle şey*tan olmadı. Kendisini Âdem Aleyhisselâm’dan üstün ve daha hayırlı olduğunu iddia etmesiyle lanete uğradı. Ehli sünnet ve’l-cemaatin mezhebin de, şakî olan kişi gerçekten said olabilir. Saîd kişi de şakî olabilir. Kâfir kişi Müslüman olduğu zaman, Müslü*man olduğu âna kadar kâfir idi. İslâmı tasdik ve ikrar etmesiyle Müslüman olduğundan, Allahü Teâlâ Hazretleri onun geçmiş olan bütün günahlarını bağışlar. Müslüman kâfir olduğu zaman, bundan Allaha sığınırız, bu vakte kadar Müslüman sayılırdı. Ancak eskiden yapmış olduğu bütün ameli yanar, silinir.

Sonra Allahü Teâlâ Hazretleri, şeytan için, “Ve şeytan kâfirlerden idi,” buyurdu. Halbu ki o zaman şeytandan başka kâfir yoktu. Ondan sonra kâfirlerin olacağı Allah’ın bilgisi dâhilinde olduğundan onun kâfirlerden olduğunu zikretti. Yani şeytan kendisinden sonra inkâr eden kâfirlerden idi, demektir. Bu Allahü Teâlâ Hazretlerinin Adem Aleyhisselâm ve eşi Hazreti Havva’ya yasak edilen ağaçtan yememelerini tenbih ederken

buyurdukları: “(Eğer yasak edilen ağaçtan yerseniz) ikiniz de zalimlerden olursunuz,” kavli şerifine benzemektedir.

Mesnevî’de Buyuruldu:

(Âlimler) buyurdular: Melekler ( Adem a.s.), secde ettiklerinde, İblis İmtina etti. Âdem Aleyhisselâm’a yönelmedi ve hatta sırtını ona çevirdi. Bu şekilde secde eden meleklere doğru dikilip kaldı,

Melekler secde halinde tam yüz sene kaldılar. (Başka bir rivayette) melekler, secde halinde beşyüz sene kaldı, denildi. Melekler secdeden başlarını kaldırdılar. Şeytan hâlâ orada ayaktaydı, onlara tariz etmekte ve secde etmekten imtina etmekten pişman da değildi. Melekler, şeytanı orada durup, kendileriyle beraber secde etmediğini görünce, Allahü Teâlâ Hazretlerinin rızası için ikinci kez secdeye kapandılar. Melekler bu şekilde iki secde yapmış oldular. Secde’nin biri Âdem Aleyhisselâm içindi: diğeri Allahü Teâlâ Hazretleri için. Şeytan, meleklerin yapmakta olduğu secdeleri gördü, onların yaptığı gibi yapmadı. İşte bu, şeytanın secde etmekten kaçınmasıdır. Şeytan Âdem Aleyhisselâm’a secde etmekten kaçınıp secde etmediğinden dolayı Allahü Teâlâ Hazretlerinin onun, sıfatını, halini, suretini, şeklini ve nimetini değiştirdi. Böylece şeytan bütün çirkinlerden daha çirkin oldu. Allahü Teâlâ buyurdular:

“Her halde Allah bir kavme verdiğini onlar nefislerindekini bozmadıkça- bozmaz.. Bazıları, şeytan secde etmemekle; şeytanın cesedi, domuzların şekline, yüzü de maymun yüzüne dönüştü. Şeytanın nesli ve zürriyeti vardır. Neshedilenin nesli olmuyorsa da lâkin istediğinde, bir bakışla bakar ve onun bakma*sıyla nesli olur.
KAYNAK
İsmail Hakkı Bursevi, Rûhu’l-Beyan Tefsiri Tercümesi cilt 1
 
Üst Alt