BULUT

Aktif Üyemiz
Yönetici
El Heysem , İbn-i Heysem hayatı , İbn-i Heysem kimdir? ( 965 - 1038 )

İbn-i Heysem ; İbn-i Heysem 965 yılında Basra’da doğmuştur. Asıl adı Ebu Ali Muhammed b. Hasan b. el-Heysem’dir. Kendisi Batıda “Elhazen” veya “Elhacen” ismiyle bilinir. Alhazen, onun ilk adı olan “El-Hasan”ın Lâtinceye çevrilmiş hâlidir. İbn-i Heysem’in ismi orta çağ metinlerinde ise “Avenetan” veya “Avennathan” diye geçer.

İbn-i Heysem ( 965 - 1038 )
İbn-i Heysem ( 965 - 1038 )
İbn-i Heysem öğrenimine Basra’da başlamış, din ve fen ilimlerini burada öğrenmiştir. Tahsilinin bir kısmını Basra’da tamamladıktan sonra, Bağdat’a geçerek matematik, fizik, astronomi gibi ilimlerde ün yapmıştır. Şöhretinin yayılması ona karşı teveccühü artırmıştır.

Mısır’da hüküm süren, ilmin hâmîsi olan ve özellikle astronomiye ilgi duyan Şii-Fatimi Devleti hükümdarlarından El-Hakim İbn-i Heysem’i Mısır’a davet etmiştir. İbn-i Heysem, matematik bilgisinin pratik kıymetine çok güveniyordu. Matematik bilgisiyle Nil nehrinin taşmasını önleyerek bir düzene koyacağını düşünüyordu. İbn-i Heysem su kontrolünü sağlayacak hidrolik projesini Fatimi sultanı El-Hakim’e açıklayınca, sultan projenin gerçekleştirilmesi için ona her türlü yardımı yapacağını bildirmiştir. Başka bir rivayete göre halifenin reddettiği söylenir ki bunun yanlış olma ihtimali yüksektir. Çünkü halife ilmi çalışmaları ve araştırmaları seven bir zâttır.

İbn-i Heysem yaptığı çalışmalarda Nil nehriyle ilgili hesaplarının tutmadığını gördü. Yanıldığını anladı. Bunun üzerine Fatımi halifesi ona resmi vazifeler verdi. Halife vefat edinceye kadar o bu görevleri sürdürdü. İlim tarihçilerine göre, İbn-i Heysem’in hayatının bu dönemi en verimli ve başarılı devri olmuştur. Halifenin vefatından (1021) ölünceye kadar (1038) kendini ilmi ve edebi çalışmalara vakfetmiştir. İbn-i heysem felsefi görüşlerinden daha çok bir tabiat bilgini olarak karşımıza çıkar.

Yukarıdaki bilgiler dışında İbn-i Heysem’in hayatına dair pek bilgi bulunmamaktadır. Daha çok ilmi çalışmalarına dair bilgiler elimizde mevcuttur.

Felsefeye Bakışı


Onun daha çok matematik ve tatbikatında kuvvetli olduğu görülür. Bunun yanında Galen ve Aristo’nun yalnız fiziki kitaplarıyla iktifa etmeyerek onların eserleri üzerine de çalışmıştır.

Kendisi insanların çeşitli inanç ve görüşlerine karşı, gerçeğe az veye çok yaklaşana kadar hep şüpheyle yaklaşmıştır. Ona göre gerçeğe ancak unsurunu hissî ve formunu aklî malzemenin teşkil ettiği “ârâ” yani reyler ile ulaşılır. Böylece mantık süzgecinden geçirilerek idrak edilir. Böyle bir gerçek, felsefi çalışmanın gayesidir. İbn-i Heysem felsefeyi bütün ilimlerin temeli olarak kabul eder. Felsefeyi diğer ilimlerin temeline koyması, doğa ilimlerinde başarılı olmasını sağlamıştır.

İbn-i Heysem felseyi sadece Aristo’nun eserlerinde bulduğunu söyler. Çünkü Aristo’nun rasyonel bilgiye ulaşmak için ihsasları birbirine nasıl bağlayıp sonra aralarında tevhid etmeyi bildiğini söyler. İbn-i Heysem, Aristonun eserlerini incelemiş, İslam dünyasının ve insanlığın faydalanması için de onun eserlerini şerhetmiştir.

Bilgi Anlayışı

İbn-i Heysem, diğer pek çok özelliğinin yanında, Antik Yunan bilim anlayışını ortaçağ İslâm dünyasında başarılı şekilde temsil etmiş bir bilim adamıdır. Onun anlayışına göre, bilim, tam anlamıyla, olgunun bağlı bulunduğu kanunları, gözlem ve deneyin sağladığı ışık altında matematiksel olarak ifade etme etkinliğidir. Bilginin “sağlamlığa” ve “tartışmazlık statüsüne” ulaşmasını ise ancak konunun bir yöntem dahilinde ele alınmasıyla sağlanacağını ve konunun mutlaka olgusal ve matematiksel boyutlarını dikkate almak gerektiğini açıkça vurgulamaktadır. Ünlü yapıtı Kitâb el-Menâzır bu tavra bağlı kalınarak hazırlanmış önemli bir çalışmadır. Burada tümevarım ve tümdengelim akıl yürütme teknikleri çok ciddi ve dikkatli bir biçimde deneysel kanıtlamanın ışığında kullanılmıştır.

Kitâb el-Menâzır ışığın doğası hakkında felsefi bir tez değil, onun özelliklerini matematiksel ve deneysel olarak araştıran bilimsel bir incelemedir. Bu kitabın en belirgin özelliği otoritelere bağlanmadan, tamamen deneysel, matematiksel ve tümevarımsal akıl yürütmeye dayanan tartışmalardan oluşturulmuş olmasıdır.

 İbn-i Heysem optik
İbn-i Heysem optik
Optik Üzerine Çalışmaları

İbn-i Heysem matematik ve astronomi bilimleriyle daha çok uğraşsa da asıl başarısını optik ilminde vermiştir. Kitâb el-Menâzır adlı yapıtı optik üzerine yazmış olduğu bir eseridir. Bu yapıt 17. yüzyıla kadar otorite kabul edilmiştir. İbn-i Heysem’in optik tezi üzerine tez koyabilen uzun süre çıkmamıştır. Kitâb el-Menâzır 12. yüzyılların sonu ile 13. yüzyılların başında Latinceye çevrilmiştir.

İbn-i Heysem optik alanındaki çalışmalarıyla bu bilimi kökten değiştirmiştir. Matematiksel incelemeye dayanan yaklaşımı ve yaptığı son derece özenli ve ayrıntılı deneylerle modern anlamda bir matematiksel fizik çalışmasını gerçekleştirmiştir. Geleneksel bilimsel çalışma modeli için çok yeni olan bu yaklaşımının sonucunda, optik konusu, kapsamı, ilkeleri ve kuralları belirlenmiş bir bilim haline gelmiştir.

İbn el-Heysem, kendisinden önceki bilgilere dayanarak ve yaptığı yeni deneylerle, ışığın doğrusal yayılımı, gölgelerin özellikleri, karanlık oda, yansıma, kırılma, gökkuşağı ve halenin oluşumu gibi pek çok temel optik olguyu, niceliksel fiziğin bugün yaptığı anlamda matematiğe dayandırarak incelemiş ve yorumlamıştır.

Optik çalışmalarını şu başlıklar altında özetlememiz mümkündür.

a.Işık ve Kaynağı

1. Işık, kendisi ışık kaynağı olan nesnelerde (güneş gibi), nesnenin üzerindeki her noktadan karşısındaki bütün yönlere doğru, doğrusal olarak yayılır.
2. Işık, kendisi ışık kaynağı olan nesnelerin özniteliğidir. Bu nesnelere birincil ışık kaynakları ve bunlardan yayılan ışığa da birincil ışık adı verilir.
3. Kendisi ışık kaynağı olmayan nesnelerin (ay gibi) ışığına ise ikincil ışık denir.
4. Görme nesnelerden gelen ışık ve renk etkisiyle oluşur.

b. Yansıma

İbn-i Heysem yansımada üç ana hareketin olduğunu söyler. Birincisi, ışığın ayna yüzeyine dik; ikincisi teğet ve üçüncüsü de herhangi bir açıyla gelmesi durumudur. Birinci durumda ışık geldiği gibi geri yansır, ikinci durumda yolunu düz devam eder, üçüncüsünde ise ışık geliş açısına eşit şekilde yansır.

c. Kırılma

Ona göre ışık saydam nesnelerde çok büyük bir hızla hareket eder ve ışığın hızı az yoğun olan ortamlarda çok yoğun ortamlara göre daha yüksektir. Daha fazla yoğunluk daha fazla direnç demektir. Ancak bu direnç, hareketi bütünüyle etkisiz hale getirecek kadar büyük değilse, o zaman harekette yalnızca zayıflama söz konusu olur. Bu gözlemleri sonucunda İbn el-Heysem, ışığın geçmesine izin veren saydam ve engelleyen opak ortamlarda hızın azaldığını, opaklığın arttığı oranda da Normale doğru büküldüğünü belirleyebilmiştir.

Matematiğe Dair Çalışmaları

İbn-i Heysem’in matematik çalışmaları cebir konusundan çok geometriyle ilişkilidir. Hatta, optikte elde ettiği olağanüstü başarının, geometri konusunda sahip olduğu bilgi birikiminden kaynaklandığını söylemek daha doğru olur. Çünkü geometri büyük oranda perspektif bilgisini içermektedir ve optik görüntü de geometrik modeller içerisinde anlamlandırılmaktadır.

Onun geometriye yaptığı katkıları birkaç başlık altında ele almak olanaklıdır. Bunlar içerisinde özellikle sonsuz küçükler ve koni kesitleri konusundaki çalışmaları önemlidir. Bunun dışında geometride kullanılan “analiz” ve “sentez” yöntemleri konusunda da Makale fî Tahlil ve Terkip adlı bir çalışma kaleme almıştır.

İbn-i Heysem’in Tesirleri


İbn-i Heysem’in çalışmaları Doğuda yani müslüman dünyasında pek rağbet görmemiştir. Kendisinin matematik ve astronomi alanında özgün bir otorite olduğu doğrudur. Yalnız İbn-i Heysem’in Aristocu felsefesi pek az insanı kendisine meylettirmiştir.

Akli ilimlerle uğraşan diğer alimler gibi İbn-i Heysem’de küfr ve zındıklık ile itham edilmiştir. Yahudi bir filozof olan İbn Meymun’un anlattığına göre Heysem’in astronomiye dair eseri Bağdat’ta yakılmıştır. Bu ve buna benzer olaylar sebebiyle onun görüşlerinin çoğunu günümüzde bilemiyoruz. Onun görüşlerini başlıca şu eserlerinden öğrenmekteyiz;

1. Kitâb el-Menâzır
2. Parabolik Aynalar Üzerine
3. Küresel Aynalar Üzerine
4. Mercekler Üzerine
5. Gökkuşağı ve Hale Üzerine
6. Işık Üzerine
7. Tutulma Üzerine
8. Gölgelerin Nitelikleri
9. Yıldızların Işığı Üzerine
10. Euclid ve Batlamyus’un Optik Bilgisinin Analizi
11. Archimedes’in Küre ve Silindir’i Üzerine
12. Apollonius’un Conica’sı Üzerine
13. Yakan Küreler Üzerine

Değerlendirme

İbn-i Heysem İslam dünyasının yetiştirdiği nadide şahsiyetlerden biridir. Kendisine tam manasıyla filozof dememiz mümkün değildir; fakat bir doğa bilgini olduğu aşikârdır. Matematik, fizik ve astronomi alanında kayda değer çalışmalar yapmış, bu çalışmalarıyla tarihe geçmiştir. Hatta baş yapıtı olan Kitâb el-Menâzır adlı optiğe dair eseri 17. yüzyıla kadar kadar otorite olarak kabul edilmiştir.

Aynı zamanda Kitâb el-Menâzır eseri başta olmak üzere bir çok eseri Latince’ye çevrilmiştir. Batı onun eserlerine ciddi bir şekilde tedkik etmiş ve uygulamaya koymaya çalışmıştır. Fakat ne yazık ki İbn-i Heysem’e karşı aynı hoşgörü doğudan gelmemiştir. Akli ilimlerle iştigal etmesi doğu dünyası tarafından zındık damgası yemesine sebep olmuştur.
 

BULUT

Aktif Üyemiz
Yönetici
El biruni, El Biruni Hayat, El Biruni kimdir? ( 973 - 1048 )

El Biruni, eserlerinde iledii bilimsel konularla yksek fen bilgilerini, kendinden asrlar sonra gelen fen alimlerini bile hayrete drm, byk slam alimidir. smi Muhammed bin Ahmed el Biruni el Harezmi olup, knyesi Ebu Reyhandr. El Biruni diye mehur olmu ve El stad lakabyla anlmtr.

El Biruni ( 973 - 1048 )
El Biruni ( 973 - 1048 )
Biruni, akli ve nakli ilimlerde, o zamanda yetien en byk simalardandr. Biruni, sadece slam aleminde deil, dnyann her tarafnda tannm ve kendinden hrmetle bahsedilmitir.

Biruni dnyann yarap ve evresini slamabat ehri yaknlarndaki Nandana Kalesinde hesaplam ve hatr saylr rakamlar ifade etmitir. Kiilik olarak olduka mtevazi ve maddiyata deer vermeyen bir kii olan Biruni, dneminde kendisine sunulan cretleri reddetmi ve tamamen ilim iin yaptn belirtmitir.

El -Biruni Gk bilim, doa bilimleri, tarih, matematik ve corafya alanlarnda nemli almalar yapm Fars kkenli nl bilim adamdr. Yapt en nemli bilimsel gerekler olarak, gnmzden yaklak 1000 yl nce ilk sezaryen doumunu gerekletirmi olmasn gsterebiliriz. Metaller zerindeki s sonucunda genleme etkisini kefetti. Altn, bakr, demir,yakut, civa, zmrt ve akik gibi pek ok elementin zgl arlklarn bulmutur.

El Biruninin Hayat

Biruni 4 Eyll 973 ylnda bugnk ran snrlar iinde bulunan ve ahabbas- veli denilen yer olan Kasda dnyaya gelmitir. Biruni kk yalarda iken babasn kaybetmi ve annesi odun satarak geimlerini ok zor artlar altnda salamtr. Biruniyi zekas ve almalar sayesinde Harezmah hanedannda nl alim ve matematiki Ebu Nasr Mensur bin Ali bin Irak himayesi altna almtr. te yandan Biruniye nakli ve akli ilimler hakknda dersler vermitir. Bu sayede Biruni saray ile yaknlam ve hkmet erkanyla iletiime gemitir.

eitli sebeplerle deiik memleketlerde bulunan Biruni, buralarda grt alimlerden eitli ilimler renmitir. O yllarda astronomiye olan ilgisi nedeniyle rasathane almalar yapm ve kitaplar yazmtr. Biruni 44 yalarnda Gaznelilerin himayesine girmitir. Sultan Gazneli Mahmud ona ok itibar etmi ve sarayda eitli grevler vermitir.

Gazneli Mahmudun Hindistan seferlerinde, sultann ba danman ve hazine genel mdr olarak almtr. Gazneli Mahmud, Biruni iin Saraymzn en deerli hazinesidir diyerek minnetini belirtmitir. Bu byk slam kahramannn Hindistan fethetmesinden sonra, onun yardm ve teviki ile Hindistann Nendene ehri civarnda eitli ilmi almalar yapmtr.

Biruni, uzun almalar ve aratrmalar sonucunda, yerkrenin apn hesaplamay baarmtr. Ardndan Sanskriteyi renmi, Hintlilerin rf ve adetlerini incelemitir. Biruni Hindistandaki almalar tamamladktan sonra, Gazneye geri dnmtr. Sultan Mahmud Hann olu Mesud ve torunu Mevdud, El Biruniye ok deer vermi ve onun aratrma ve almalar iin her imkan hazrlamlardr.

El Biruni, sk bir alma ile pek ok hizmet vermi ve Arabi-Farisi dillerinden baka branice, Rumca, Sryanice, ve Yunancay renmitir. Btn ilerinin slamiyete uygun olmasna ok dikkat etmi ve bu konuda hassasiyetini her frsatta gstermitir.

El Biruninin Bilimsel almalar

Biruni ehirlerin paralel ve meridyenlerini tespit etmi, tp, fizik, matematik, astronomi, kronoloji ve metrolojide byk almalar yapmtr. Biruni astronomi alannda almalarna 995-996 yllar arasnda henz genken, Harezm ehri civarnda Butakirde, Gnein ve gezegenlerin deklinasyonlarn tespit ederek balamtr.

Biruninin bir kasidesinde son senelerinde olan Ebl-Hasen Alinin Crcaniye geldii, Ebl Abbasn vefatna kadar orada bulunarak 1009 senesinde gnein ve gezegenlerin deklinasyonlarnn gzlemi ile megul olduu ve belirli metodlar ile o ehrin meridyenini Harezme balad grlmektedir. Burada hkmdar saraynda bir rasathane tesis ederek, Harezmde bulduu Gnein ve gezegenlerin meyilleri iin bir gzlem yapmtr.

1011 senesinin ortalarna doru Biruni Kabilde almalarda bulunmutur. Ayn senenin sonunda ilmi almalar ve aratrmalar iin hayatnn sonuna kadar yaad Gazneye gemitir. Dnya apnn tayinini ilk defa El Biruni yapmtr. Biruniye matematik alannda bakldnda trigonometrik fonksiyonlarda yarapn deiken olmasn nermesinin yannda sin, cosa bir de sekant, kosekant ve kotanjant eklemitir.

Biruni astroloji ile yakndan ilgilenmi ve simya, by vb konularda almaya inanmadn anlatan bir eser yazmtr. Ayrca tp alannda bir kadna sezaryenle doum yaptrmay baarmtr.

ifal bitkiler ve yararlarna inanan Biruni, bu bitkilerin ne ie yaradn ve nasl kullanldn anlatt eserinde baz ilalara da yer vermitir. Katlarn z arlklarnn hesaplanmasna ynelik almalar da yapan Biruni, 23 kat maddenin zgl arln bugnk arlklarna ok yakn bir deerde saptamtr.

Biruni ann birok bilimi hakknda aratrmalar yapan dnyann sayl nemli bilim adamlarndandr. Byye ve hurafelere inanmam sadece akla hizmet etmitir. Bulunduu ada deneyler yapmas, deneylerde neden sonu ilikisi kurarak bilimsel bir zihniyete sahip olmas dikkati ekmitir. Ortaada bilimle iman birbirine kartrmayan Biruni, Tanrnn varln her zaman kabul etmitir.

El Biruninin Eserleri

Biruni, arkadalarna yazd mektupta 180i bulan eserlerinin listesini vermektedir. Ne yazk ki bunlardan 22 tanesi gnmze kadar gelebilmitir. Gnmze sadece isimleri ulam eserlerinden bazlar unlardr:

1- Tarih-ul Hind,
2- Kitbt-Tahkk M lil-Hind,
3- Mekalidu ilm-il-Heye,
4- El-sril-Bkiye anil-Kurnii-Hli-ye,
5- El-Kannl-Mesd,
6- Kitbl-Cemhir f Mrifet-i Cev-hir,
7- Kitbt-Tefhm f Evili Sbatit-Tencm,
8- Kitabu Hisab-il-msellat,
9- Kitbs-Saydele f Tp,
10- Tahdd Nihyetil-Emkin li Tas-hh-i Mesfetil-Meskin,
11- Usul-ir-resmi ala sath-il-krre,
12- Akl-in Nevi,
13- Ruyet-il-ehille

900l yllarda slamn yaygnlamas ile birlikte birok bilimsel  bilgi Arapaya evrilmiti ve zamann tm Mslman ilim adamlar gibi  El  Birunide eski Yunanllarn, Babillerin ve Hintlilerin bilim ve  matematiine byk ilgi duyuyordu. <br />
<br />
Zaman iinde de gkbilim, matematik, doa bilimleri, corafya ve  tarih alanndaki almalaryla tannan bu alim kendisinden ok sonra  gelen Newton, Toricelli, Copernicus, Galileo gibi bilim insanlarna  ilham kayna oldu. Hatta The Unesco Courier dergisi, 1974 ylnda  kard sayy ona ayrd ve Binlerce yl nce, Orta Asyada yaam  evrensel deha olarak onu tantt dnyaya.<br />
<br />
 Babas Ahmed bin Ali Andicani uzay gzlemleyen bir gzlemevinde  alrd. El-Biruni, bilim konular ile ilgili ilk merakn babasndan,  eitimini de matematiki ve gkbilimci olan Ebu Nasr Mansurdan edindi.  Ebu Nasr Mansur ona klid geometrisi ve Batlamyus astronomisini  retti.
900l yllarda slamn yaygnlamas ile birlikte birok bilimsel bilgi Arapaya evrilmiti ve zamann tm Mslman ilim adamlar gibi El Birunide eski Yunanllarn, Babillerin ve Hintlilerin bilim ve matematiine byk ilgi duyuyordu.

Zaman iinde de gkbilim, matematik, doa bilimleri, corafya ve tarih alanndaki almalaryla tannan bu alim kendisinden ok sonra gelen Newton, Toricelli, Copernicus, Galileo gibi bilim insanlarna ilham kayna oldu. Hatta The Unesco Courier dergisi, 1974 ylnda kard sayy ona ayrd ve Binlerce yl nce, Orta Asyada yaam evrensel deha olarak onu tantt dnyaya.

Babas Ahmed bin Ali Andicani uzay gzlemleyen bir gzlemevinde alrd. El-Biruni, bilim konular ile ilgili ilk merakn babasndan, eitimini de matematiki ve gkbilimci olan Ebu Nasr Mansurdan edindi. Ebu Nasr Mansur ona klid geometrisi ve Batlamyus astronomisini retti.
O dnemde, doduu ehir olan Harezm bilimde altn an yayordu. 11. yzyln nemli Mslman hkmdarlarndan Gazneli Mahmut lkeyi fethettiinde, bilimsel n yaylan El-Biruniyi yanndan ayrmad ve onu Hindistana yapt seyahatlerde yannda gtrd.

El-Biruni, 1017-1030 yllar arasnda Hindistanda yaad. O dnemde Hindistan, astronomi ve aritmetikte ileriydi. Hindistanda kald bu sre zarfnda, Yunancann yansra Hindistann felsefesini ve bilimini rendi.

El-Biruni, Yunan felsefesinden ok etkilendi. Homerin lyada ve Odyssey, Platonun Yasalar adl eserlerinden haberdard. Aristo, Arimet ve Demokritusun almalarna derin bir sayg duyuyordu.

El-Biruni, bilimsel almalarna 17 yanda balad. Gnein ykseklii ve ehrin boylamn hesaplad.

Gnein hareketlerinden mevsimlerin tam olarak ne zaman baladn ortaya koydu. Dnya boylamnn geniliinden daha uzun olduunu ileri srd. Dnyann apn, bugnk deere ok yakn olarak hesaplad. Jeodezi (yerkrenin eklini tespit ve yeryzn lme ilemlerini konu edinen bilim dal) biliminin kurucusu oldu.

Hindistandayken rendii trigonometrinin astronomiden ayr bir bilim olarak grlmesi gerektiini savundu. Trigonometrik fonksiyonlarda yarapn birim olarak kullanlmasn nerdi. Sekant, kosekant ve kotanjant fonksiyonlarn ilk kez El-Biruni tanmlad.

Gelitirdii teleskoplar ile gzlemleri sonucunda, gezegenlerin gne etrafnda dndn dorulayan Galileodan 600 sene nce, dnyann dnd fikrini El-Biruni savundu. Kuzey, Gney, Dou ve Batnn farkl noktalarda bulutuunu; denizlerin ardnda dnyann dousu ve bat kylar arasnda bir karann bulunduunu (Bugnk Amerika) ngrd.

24 yalarndayken Harezmin bakenti Kathda ay tutulmasn gzlemledi. Ayn gzlemi, Badatta yaayan o dnemin matematikisi Ebū el-Vefāʾ el-Būzecānīden (940-998) yapmasn ve tutulmann tam zamann kaydetmesini istedi. Bu iki bilim adamnn, ayn olay iki ayr yerde ayr zamanlarda gzlemlemeleri, iki farkl nokta arasnda boylam farkn hesaplamalarn salad.

El-Biruninin en nemli ilk kitab 21 niteden oluan El-Asaril-Bakiye anil-KuruniI Haliye idi. Kitabnda, zaman kavramn matematik, astronomi, corafya, geometri ve dier bilim dallarn kullanarak inceledi. Gn ve gecenin nasl olutuunu ve gnlerin deien uzunluklarn, dnyann ekli ve gne etrafndaki hareketine neden gstererek aklad.

Biruni tarafndan Dnyann ap ve evresini lme iin nerilen ve kullanlan diagram
Biruni tarafndan Dnyann ap ve evresini lme iin nerilen ve kullanlan diagram
El-Biruni, ayn zamanda ok iyi bir ansiklopedi yazaryd. Yine El-Asaril-Bakiye anil-KuruniI Haliye isimli kitabnda Orta ve Yakn Douda kullanlmakta olan takvim sistemlerini gsterdi.

Hindistann erken ortaa bilimlerini betimleyerek, matematik, astronomi ve astrolojinin temellerini anlatt. Dnya tarihinde ilk kez abdominal doumun (sezeryan) nasl yaplacan El-Biruni gsterdi. Bunun gsterimine yine bu kitabnda yer verdi.

El-Kanunl-Mesudi kitab ile ayrntl bir matematiksel corafya eseri yazd. stihrc el-Evtr f Dire isimli kitabnda Orta Asyann toporafyasn belirledi. KitabI Cemahirfi Marifeti Cevahirde 50nin zerinde mineral, maden, metal, alam, porselen gibi maddeler hakknda detayl bilgi verdi.

Kitabnda, her bir maddenin, maddeleri birbirinden ayrt etmeye yarayan zgl arlklarn gsterdi.mr boyunca inceledii bitkileri Kitbs-Saydele isimli kitabnda listeledi ve doal ilalarn hangi hastalklara iyi geldiini kapsaml bir ekilde anlatt.

Doal kaynaklarn snrllna iaret ederek tabiat ekonomisi kavramn ortaya koydu. Canllarn oluum ve geliimini inceledi. Tabiatta gl olann yaamn srdreceini yazd.

El-Biruni, dnemin dier byk stad bn-i Sina ile gen yata kabul edildii Mamun Akademisinde tant. Yazt mektuplarnda, s, hareket ve n olaylarn tartt ve dnyada nlarn hzndan daha hzl bir ey olmadn, havada yaylan sesten daha hzl olduunu savundu.

Usturlap
Usturlap
El-Biruni, astronomi ve corafya lmleri iin birok alet gelitirdi. Ne yazk ki gelitirdii lme aletlerinin birou zaman ierisinde kayboldu. El-Biruninin gelitirdii piknometre [elementlerin younluunu len konik eklinde bir alet], mekanik usturlap [gne, ay ve yldzlarn konumunu belirlemek iin kullanlan lme arac] ve baz harita projeksiyonlar [yeryznn iki boyutlu dzlemde gstermek iin kullanlan model] gnmze kadar ulaan lme aralar oldu.

Brnnin astronomi alannda yapt almalarn banda Sultan Mesuta 1010da sunduu Mesud fil Heyeti ven-Ncum adl yapt gelmektedir. Bu yapt gnmze gelmi olup bu konuda yapt almalarnn bir ksm kayptr.

Kanun adl eserinde Aristo ve Batlamyusun grlerini tartma konusu yaparak Dnyann kendi ekseninde dnyor olma olasl zerinde durmas bilim tarihi asndan nemlidir. Ancak bu konuda kesin bir sonuca varamad varsaylan Brnnin gnmze dein bu konuda bir eseri ulamamtr.

Nihytl-Emkin ( Meknlarn Sonlar) adl yapt, corafyadan, jeoloji ve jeodeziye kadar bir dizi konudaki yazlarn ierir. Sultan Mesuta sunduu el-Kanunl-Mesudi, Brnnin astronomi alanndaki en nemli yaptdr.

Bilim tarihilerine gre o, Kopernikle balayan ada astronominin temellerini atmtr.

Solda, yuvarlak   bir astrolabn bir modeli ve sada bir mekanik gne ve  ay takviminin   bir modeli. Her iki model de, Biruninin tasarlarna ve    tanmlamalarna dayanlarak ina edildi ve Frankfurt niversitesindeki    Arap-slam Tarihi Enstitsnde bulunuyor.
Solda, yuvarlak bir astrolabn bir modeli ve sada bir mekanik gne ve ay takviminin bir modeli. Her iki model de, Biruninin tasarlarna ve tanmlamalarna dayanlarak ina edildi ve Frankfurt niversitesindeki Arap-slam Tarihi Enstitsnde bulunuyor.
Ayrca gerilim dzleminin gk apsisine gre eikliini de (enlem eiklii) Kas, Grgen ve Gaznede yapt eitli hesaplamalarla aslna ok uzak deerlerde bulmutur. Ayrca birok elementli ve bileikli hesaplayabilmitir. Boylamn belirlenmesi gerilimininkine nazaran daha zor olduundan Brn, iki nokta arasndaki boylam farkn enleme ve aradaki toplam uzakla dayanan bir formlle hesaplama yoluna gitmi, lme ve gzlemlerinde hata payn en aza indirgemek iin uramtr.

Bunun yannda gzlem aletlerinin boyutunu bytmek yerine onlar apraz izgilere blmeleyerek duyarll arttracan kefederek verniye ilkesinin temellerini atmtr.

El-Biruni, yaam boyunca astronomiden ila bilimine kadar neredeyse her alan ile ilgilenen bir bilim adam ve filozoftu. Hem dnyann fiziki yaps hem de toplum ve kltrler zerine alt ve gzleri gzlemlemekten ve akl almaktan hi yorulmad. El-Biruni, 75 yanda vefat etti.
 

BULUT

Aktif Üyemiz
Yönetici
el zerkali, el zerkali hayatı, el zerkali kimdir? ( 1029 - 1087 )

Tam Adı: İbrahim bin Yahya et- Tecibi en-Nekkaş
Doğumu:1029 Tuleytulav
Vefatı:1087 Kurtuba

1029 senesinde Tuleytula şehrinde doğdu. Küçük yaşta ilim öğrenmeye başladı. Kısa zamanda din ve fen ilimlerini öğrenen Zerkali, astronomi ilminde söz sahibi oldu. Astronomi çalışmalarını ve incelemelerinin çoğunu Tuleytula’da yaptı. Ömrünün sonuna doğru Kurtuba’ya yerleşti ve 1087 senesinde burada vefat etti…

El Zerkali ( 1029 - 1087 )
El Zerkali ( 1029 - 1087 )
Latin kaynaklarında adı Azarquiel, Arzachel, Arzakal şeklinde geçmektedir. Batılı ilim adamlarının çoğu onu yahudi kimliğiyle tanıtmaktaysa da Fransız ilimler tarihçisi Pierre Duhem, müslüman olduğunu ispat etmiştir.

Sanatkâr bir aileden gelen İbnü'z-Zerkâle'nin el sanatlarında gösterdiği maharet, Tuleytula Kadısı Sâid el-Endelüsî'nin hizmetine girmesine vesile olmuş, yaptığı gözlem aletleriyle kısa sürede dikkatleri üzerine çekince kendisine astronomi alanında yetişmesi için imkân tanınarak çeşitli kitaplar sağlanmıştır. 454 (1062) yılında Tuleytula Emîri Yahya b. İsmail el-Me'mûn tarafından kurulan astronomik gözlem heyetinin üyeliğine, daha sonra da başkanlığına getirildi.

Tuleytula'nın büyük hayranlık uyandıran su saatlerini imal etmesiyle ün kazandı. İbnü'z-Zerkâle'nin saatleri oldukça kesin bir ay takvimini esas alıyordu ve bir ölçüde Avrupa'da XVII. yüzyılda yaygın olan saatlere öncülük etmişti.

Zerkali, Toledo (Tuleytula) adıyla ünlü olan ilk astronomi cetvellerini düzenledi. Güneş, gezegenler ve diğer yıldızların hareketlerini ilgilendiren bu cetveller, kısa zamanda Avrupa’nın her tarafında kullanılmaya başlandı.

Zerkali uzun incelemeler sonucu Dünya’nın Güneş’e olan uzaklığını hesapladı.

Zerkali Toledo gözlemevini kurmuş, burada 400’den fazla gözlem yapmıştır. İlk kez yıldızlara göre Güneş’in en yüksek noktasının yer değiştirdiğini tespit etmiştir. Gezegen hareketlerini gösteren Toledo Çizelgesi’ni hazırlamıştır.Zerkali çalışmalarında usturlab kullanmıştır.

Batıda Zerkali Safihası adıyla ünlü olan alet afaki bir şekilde, her yerin ufkunu temsil edecek biçimde ufuk dairesi hareketli yapılmış, menazırı usul ile ayın tutuluş durumu resimlenmiş, dairevi ve safihadan ibarettir.

 Zerkali Toledo gözlemevini kurmuş, burada 400’den fazla gözlem yapmıştır. İlk kez yıldızlara göre Güneş’in en yüksek noktasının yer değiştirdiğini tespit etmiştir. <br />
<br />
Gezegen hareketlerini gösteren Toledo Çizelgesi’ni hazırlamıştır.
Zerkali Toledo gözlemevini kurmuş, burada 400’den fazla gözlem yapmıştır. İlk kez yıldızlara göre Güneş’in en yüksek noktasının yer değiştirdiğini tespit etmiştir.

Gezegen hareketlerini gösteren Toledo Çizelgesi’ni hazırlamıştır.
Bu aletin özelliklerinden bahseden Zerkali’nin risalesi, Kitab-ül Amel Bis-safiha ez-Ziciya, Latince, İbranice ve diğer dillere tercüme edilmiştir.

Bir örneği Paris Kütüphanesinde mevcut olan alet hakkında Mirim Çelebi, Sultan İkinci Bayezid Hanın emriyle Farsça mükemmel bir eser yazmıştır.

ESERLERİ

Tuleytula Zîci: Zerkali’nin yapmış olduğu usturlab ve astronomi tabloları ile hatasız zaman metodlarını ve coğrafi konumlarını belirlediği kitabıdır.
El-Kanûn:
Suma referente al movimiento del sol: Kitabın konusu güneş apojesinin hareketi üzerinedir. İbnü'z-Zerkâle bu eserinde, yıldızlara nisbetle Güneş apojesinin hareketini Güneş’in tâdil merkezinin yüzyıllık bir değişimi olarak açıklar ki bu keşif onun astronomi ilmine yaptığı en önemli katkıdır.
Tratado relativo al movimiento de las estrellas fijas: Eser sabit yıldızlar feleğine ait hareketin, arzın merkezini bir daire veya epiksel üzerindeki hareketli bir noktayla birleştiren doğru çizginin hareketiyle belirlendiği tezini matematik yoluyla ispata çalışmaktadır.
Kitâbü'l-'Amel bi's-safîhati'z-Zerkâliyye el-mü'adde li-âmili'l-âfâk
Kitâbü't-Tedbîr: Astroloji üzerinedir.
Kitâbü'l-Medhal ilâ 'ilmi'n-nücûm.





tb
Usturlab'ın özelliklerinden bahseden Zerkali’nin risalesi, Kitab-ül Amel Bis-safiha ez-Ziciya, Latince, İbranice ve diğer dillere tercüme edilmiştir.

 

BULUT

Aktif Üyemiz
Yönetici
Gıyaseddin Cemşid, Gıyaseddin Cemşid hayatı , Gıyaseddin Cemşid kimdir? ( 1380-1437)

İsmi: Cemşid bin Mes’ud bin Mahmud et-Tabib el Kaşi
Lâkabı: Gıyaseddin
Doğum: 1380, Kaşan/İran
Vefatı: 22Haziran 1437,Semerkand

Gıyaseddin Cemşid ( 1380-1437)
Gıyaseddin Cemşid ( 1380-1437)
Avrupalı ilim tarihçileri, yıldızların ve gezegenlerin yörüngelerinin daire şeklinde olmayıp, Elips şeklinde olduğunun keşfini Kepler’in başarılarından sayarlar. Halbuki, ondan yüz sene önce Gıyaseddin Cemşid, bu ilmi Hakikatı Nüzhet-ül Hedaik adlı eserinde izah etmiş ve ortaya koymuştur.

14. ve 15. yüzyılın son yarısında, Kaşan’ da doğmuş Matematikçi ve Gökbilim adamıdır. Babası, zamanın önde gelen din ve fen alimlerindendi. Önce sarf, nahiv ve fıkıh ilmini öğrendi. Fıkıh ilminde söz sahibi oldu. Mantık, matematik ve astronomi ilimlerini tam manasıyla tahsil etti. 1416 senesinde Karakoyunlu Sultanı İskender’in hizmetinde bulundu. Uluğ Bey tarafından Semerkand’a davet edildi. Gıyaseddin Cemşid, önce Nasirüddin Tusi’nin eserlerini inceledi. Kutbüddin Şirazi’nin eserlerini tetkik ederek. Meragâ da yapılan rasathanede çalışarak, astronomi cetvellerini (zicleri) yeniden düzenleyip ortaya koydu. Böylece astronomide yeni ufukların açılmasını sağladı.

Avrupalı ilim tarihçileri, yıldızların ve gezegenlerin yörüngelerinin daire şeklinde olmayıp, Elips şeklinde olduğunun keşfini Kepler’in başarılarından sayarlar. Halbuki, ondan yüz sene önce Gıyaseddin Cemşid, bu ilmi Hakikatı Nüzhet-ül Hedaik adlı eserinde izah etmiş ve ortaya koymuştur.

1406, 1407 ve 1408 seneleri için ay tutulmasının hesaplamalarını yaptı. Ayın ve Utarid’in yörüngelerinin eliptik düzlemde olduğunu açıkça ispat etti. Böylece, Keplerin bunu kendine mal etme iddiası geçersiz ve asılsız kaldı.

GİYASEDDİN CEMŞİD VE MATEMATİK

Dilimizde “değersizliğin ifadesi” olan “solda sıfır deyimi”, ondalık kesirlerde virgülün solunda kalan sıfır için kullanılır. Gıyaseddin Cemşid, astronominin yanında, ilmi çalışmalarını daha çok matematik alanında yoğunlaştırdı. İlim tarihinde, aritmetikte ondalık kesir sisteminde virgülü ilk defa kullanma şerefi, Gıyaseddin Cemşid’e aittir. Ondalık kesir kuralını ilk defa o kullanmış, bunlar üzerinde toplama, çıkarma, çarpma ve bölmeler yapmıştır.

Halbuki, ondalık kesirlerin keşfi, Simon Stefan’a atfediliyordu. 1948 senesinde Alman bilim tarihçisi Pouluckey, yaptığı araştırmalar sonucu, ondalık kesirlerin asıl Cemşid’in bulduğunu ispatladı ve ilim alemine kabul ettirdi. Cemşid, Simon Stefan’dan yüz altmış sene önce yaşamıştır. O, ondalık sayılar üzerinde dört işlemi uyguladı. Avrupâ da ise, bu sistem ancak 16. asırdan sonra kullanılabildi.

ESERLERİ

1-Risalet-ül Muhitiyye: Ondalık sayılarla ilgili kurallara ve Pi sayısının değerine bu eserde yer verdi. Arapça yazılan eser, İstanbul ve dünyanın birçok kütüphanesinde mevcuttur. Çeşitli yabancı dillere tercüme edilmiştir.

2-Kitabu Miftah-il-Hisab (Hesap Anahtarı): Bir mukaddime ile beş bölümden meydana gelen eserin, birinci bölümünde tam sayılarla hesaplama, ikinci bölümünde kesirli sayılarla hesaplar, üçüncü bölümünde astronomide kullanılan hesaplar, dördüncü bölümünde topografik alan hesapları, beşinci bölümünde ise bilinmeyenli hesaplar anlatılmaktadır.

3-Risalet-ül-Kemaliye veya Süllen-üs-Sem’a (göğün dereceleri): Gök cisimlerinin dünyadan uzaklığı, büyüklükleri ve boyutlarından bahseden bu eser, Mustafa Zeki tarafından Türkçe’ye tercüme edilmiştir. Yazma nüshaları İstanbul ve Avrupa kütüphanelerinde bulunmaktadır.

4-Kitabu-Ziye-il-Hakani fi Tekmili ziye-il-İlhani: Nasirüddin Tusi’nin yazdığı Ziyei’l-İlhani adlı eserde incelenen yıldızların koordinatlarını kendi rasatlarına göre düzenlemiş ve tamamlamıştır.

5-Nüzhet-ül-Hadaik: Kendi bulduğu Takabül-Menatık adlı bir rasat aletinden bahseder.
 

BULUT

Aktif Üyemiz
Yönetici
İbn Nefis, İbn Nefis hayatı, İbn Nefis kimdir? ( 1210 - 1288 )

Asıl Adı:İbn-i el Nefis
Doğumu:1210
Vefatı: 1288

İbn Nefis ( 1210 - 1288 )
İbn Nefis ( 1210 - 1288 )
İbn Nefis hekim, anatomi uzmanı, fizyolog, cerrah, oftalmolog (göz hekimi), psikolog, astronom, kozmolog ve jeolog idi. Bunların yanı sıra sosyal ve beşeri bilimlerde de birçok çalışmaları olan İbn Nefis, hafız, muhaddis, Şafii (mezhebi) hukukçusu, Sünni teolog, İslam filozofu, mantıkçı, sosyolog, romancı, bilim kurgu yazarı, gramerci, dilbilimci ve tarihçidir...

Arap İslam bilgini, bilim adamı olan İbn Nefis Şam'da doğmuştur. Şam'da Nureddin Zengî Hastanesi'nde ve daha sonra Kahire'de Kalavun Hastanesi'nde doktor olarak çalışmıştır. 18 Aralık 1288 tarihinde Kahire 'de vefat etmiştir.

İbn Nefis pulmoner dolaşım ile birlikte kılcal damar ve koroner dolaşımları da ilk keşfeden kişi olmasıyla tanınmıştır. Zira bunlar dolaşım sisteminin temelini oluşturmaktadır; nitekim kendisi bu keşifleri sebebiyle dolaşımsal fizyolojinin babasıve "Orta Çağın en büyük fizyoloğu" olarak görülmüştür.

Pulmoner dolaşım, oksijen yoksunu kanı kalpten akciğerlere taşıyan ve buradan da oksijenlenmiş kanı geri kalbe taşıyan dolaşım sistemi bölümüdür.
Koroner dolaşım, kalbi besleyen damarlarda kanın dolaşımıdır.

İbn Nefis ayrıca deneysel tıbbın, postmortem otopsinin ve insan diseksiyonunun önemli savunucularındandır. Metabolizma kavramını ilk tanımlayan kişi olan İbn Nefis, ek olarak İbn-i Sina ve Galenos‘un anatomik ve tıbbî sistemlerinden ayrılan yeni fizyoloji, anatomi, psikoloji ve nabız sistemleri geliştirmiş.

Galenos'un kan dolaşımına ilişkin görüşlerine itiraz etmiştir. Galenos, kalbin sağ ve sol karıncığı arasındaki duvarda deliklerin bulunduğunu ve kanın bu deliklerden kalbin sağ tarafından sol tarafına geçtiğini düşünüyordu.

İbn Nefis el yazması
İbn Nefis el yazması
İbn Nefis yapmış olduğu incelemeler sonucunda, kalbin sağ ve sol karıncığı arasındaki duvarda her hangi bir deliğin bulunmadığını belirlemiştir; öyleyse kalbin sağ tarafına gelen kanın akciğerlere gidip temizlendikten sonra, kalbin sol karıncığına geldiğini keşfetmiştir ki bugün buna küçük kan dolaşımı adını veriyoruz.

İbn-i Nefis, hayatının büyük bir kısmını tıbbî araştırmalarla geçirdi. Teorik ve pratik olarak bu ilmi ilerletmeye çalıştı.

Özellikle o dönemde tıp sahasında bir benzeri yoktu. İlâçlar huşusunda İbn-i Sînâ’yı çok geride bıraktı. Göz hastalıklarını da inceleyen İbn-i Nefis, iltihaplanmaların tedavi usullerini ve ilâçlarını bildirmiştir. İlâç olarak kimyevî maddeler yerine daha çok taze ve faydalı gıdaları kullanıyordu.

Tıp bilimine yaptığı katkıların yanı sıra İslam dini ilimlerini konu alan eserler de kaleme almıştır; özellikle hadis ilmine dair kaleme aldığı Muhtasar fî İlm-ı Usûl el-Hadîs ("Hadis Usûlünün Kısa Bir Açıklaması") eseri önem arz eder ki bu eserinde hadis ilimi için daha akılcı ve mantıksal bir sınıflandırma ortaya atmıştır.

Ayrıca Arapça edebî eserler de vermiş, kurgusal edebiyata katkıda bulunmuştur. Bunlardan en kayda değeri er-Risaletü'l-Kâmiliyye fi's-sîreti'n-nebeviyye isimli eserdir. Hikâyede ıssız bir adada kalan bir çocuğun ergenliğe giriş süreci ele alınır; İbn Nefis bu hikâye temelini kullanarak çeşitli dinî, felsefî ve bilimsel temaları ve görüşlerini ortaya koymuştur.

İbn-i Nefis’ in en önemli eseri El-Mûciz’dir. Dört ana bölümden meydana gelen eser, İbn-i Sina'nın Kanun'unun bir çeşit özetidir:

Birinci bölüm; tıp ilminin, ilmî ve amelî, yâni teorik-pratik esasları hakkındadır.
İkinci bölüm, ilâçlar ile gıda maddelerinin tarif ve tıbbi tasnifiyle ilgilidir.
Üçüncü bölüm, insan bedeninde görülebilen hastalıkların teşhis ve tedavileri;
Dördüncü bölüm ise belli uzuvlara mahsus olmayan hastalıklar ile bunların teşhis ve tedavileri hakkındadır
Eser ilk defa 1828 senesinde Kalküta’da basılmıştır. Yazma nüshaları, dünyanın hemen her büyük kütüphanesinde mevcuttur.
(Kalküta Hindistan'ın Batı Bengal Eyaleti'nin başkentidir.)

Galenos, kalbin sağ ve sol karıncığı arasındaki duvarda deliklerin bulunduğunu ve kanın bu deliklerden kalbin sağ tarafından sol tarafına geçtiğini düşünüyordu.  İbn Nefis yapmış olduğu incelemeler sonucunda, kalbin sağ ve sol karıncığı arasındaki duvarda her hangi bir deliğin bulunmadığını belirlemiştir; öyleyse kalbin sağ tarafına gelen kanın akciğerlere gidip temizlendikten sonra, kalbin sol karıncığına geldiğini keşfetmiştir ki bugün buna küçük kan dolaşımı adını veriyoruz.
Galenos, kalbin sağ ve sol karıncığı arasındaki duvarda deliklerin bulunduğunu ve kanın bu deliklerden kalbin sağ tarafından sol tarafına geçtiğini düşünüyordu. İbn Nefis yapmış olduğu incelemeler sonucunda, kalbin sağ ve sol karıncığı arasındaki duvarda her hangi bir deliğin bulunmadığını belirlemiştir; öyleyse kalbin sağ tarafına gelen kanın akciğerlere gidip temizlendikten sonra, kalbin sol karıncığına geldiğini keşfetmiştir ki bugün buna küçük kan dolaşımı adını veriyoruz.
ESERLERİ

- Eş-Şâmil fit-Tıb: İbn-ün-Nefis’ in yazdığı en büyük tıp kitabıdır. Üç yüz cilt hâlinde yazmayı plânladığı bu eserin ancak seksen cildini tamamlayabilmiştir. Bu eser günümüze kadar ulaşmamıştır.
- Kitâb-ül-Mühezzeb fil-Kuhl: Göz hastalıklarıyla ilgilidir.
- Şerh-ut-Tenbîh liş-Şîrâzî fi fürû-il-Fıkh-ış-Şâfiî: Şîrâzî’nin yazdığı Tenbih adlı eserin açıklamasıdır.
- El-Muhtâr fil-Egdiye.
- Şerhu Fusûli Hippokrat: Hippokrates’in Fusûl’üne yazdığı şerhtir.
- Şerh-ut-Takaddüm li Mâ’rifeti Hippokrat: Hippokrates’in bulaşıcı hastalıklarla ilgili eserinin açıklamasıdır.
- Şerh-ul-Hidâye fit-Tıb li-İbn-i Sînâ.
- Şerhu Tasrîh-ul-Kânûn (Anatomi).
- Şerhu Kânûnî İbn-i Sina.
- Tefsîr-ul-İlel ve Esbâb-ul-Emrâz: Hastalıkların teşhisi ve metotları hakkındadır.
- El-Verakât fil-Mantık.
- El-Muhtas fî İlm-il-Usûl-il-Hadîs: Hadis ilminin prensiplerini anlatan bir eserdir.
- Kitâbun fir-Remed: Göz hastalıklarıyla ilgilidir.
- Kitâbun fit-Ta’lîk alâ Kitâb-il-Evbieti li Hippokrat.
- Tarîk-ul-Fesâhati,
- Buğyet-üt-Tâlibîn vel-Huccet-ül-Müteabbibîn,
- Şerh-ul-Külliyât.
- Er-Risâlet-ül-Kâmiliyye fis-Sîretin Nebeviyye: Peygamber efendimizin hayâtını anlatan bir eserdir. Bir nüshası Kahire Kütüphanesi'nde mevcuttur.
- Kitâbun fit-Tevhîd: Akâit ve kelâm ilmiyle ilgilidir.
 

BULUT

Aktif Üyemiz
Yönetici
ibn-i Firnas, ibn-i Firnas hayatı, ibn-i Firnas kimdir? ( ? - 887 )

Asıl Adı: Abban bin Firnas Ebü'l-Abbas
Doğumu: ?
Vefatı: 887

İbn-i Firnas ( ? - 887 )
İbn-i Firnas ( ? - 887 )
Dokuzuncu yüzyılda yetişen ve ilk uçağı yapıp uçmayı başaran Müslüman astronomi alimidir. Tarihî kaynaklar İslâm bilgini Endülüslü İbn-i Firnas'ın uzun çalışmalar sonunda bir keşifte bulunup cihaz yaptığını, üzerine kumaş geçirip kanat yerine büyük kuş kanatları taktığını ve bu âleti çalıştırarak havalanıp uçtuğunu kaydeder...

Üstelik havada uzun süre kuşlar gibi süzüldüğünü, daha sonra da yavaşça yere indiğini naklederler.

875'te ibn Firnas bir planör inşa etti ve kendini kuleden roket gibi fırlattı. Uçuş büyük oranda başarılı idi ve kalabalık bir insan grubu tarafından izlendi. Ancak, inişi biraz sert oldu, sırtını incitti. Planörün kuyruk kısmında yeterli önlem almadığı söylendi, manevra için kuyruğu yeterli tasarlamamıştı.
İbn-i Firnas'ın bu başarısı Batı'da uçak yapıp uçmayı başaran Wright Kardeşler'den 1023 yıl öncesine rastlamaktadır.

İbn Firnas, birçok alanda çalıştı, kimya, fizik, astronomi okudu.

Sülfirik nitrik, nitro hidrolorik asitleri keşfetmiş, ayrıca birçok kimyevi maddeyi de ortaya çıkarmıştır.

Astronomi tabloları hazırladı, şiir yazdı, el-Makata adlı saati tasarladı.

Kumdan cam imalatını icat etti ve ayrıca kaya kristallerini kesme yöntemini geliştirdi. O zamana kadar sadece Mısırlılar kristal kesmeyi biliyordu. Bundan sonra, İspanya Mısır'dan kuartz ihracını bıraktı.

Ünlü bilgin ayrıca kendisine has metodlarla bir kısım taşlardan mükemmel cam imal etme usûlünü keşfetmiş, cam sanayiinin de öncüsü olmuştu.

Ayrıca düzeltme kabiliyeti olan camı keşfederek gözlüğün mucidi olduğu kabul edilir.Bilgin İbn-i Firnas'ın aynı zamanda İslâm musıkîsinin İspanya'da topluma mal edilmesini sağlamıştır.

Güneş ve gezegenleri hareket halinde gösteren bir Plenatarium da yapmıştı. Bilgin bu cihazla yıldızlarla birlikte bulutu ve şimşekleri de inceliyordu.

ibn-i Firnas çizimi
ibn-i Firnas çizimi
GÖRÜŞLER

- Prof. Dr. Philip Hitti 'Arap Tarihi' adlı eserinde şöyle der: İbn Firnas insanlık tarihinde ilk defa bilimsel uçma girişiminde bulunan kişidir.

-Prof. Dr. P. K. Hitti, bu konuya yer verdiği "Siyasî ve Kültürel İslâm Tarihi" adlı eserinin 3. cildinin 951. sahifesinde şu itirafta bulunur: "İbn-i Firnas, insanın uçması konusunda ilk ilmî ve pratik teşebbüsü yapan kimse olarak bilinmektedir."

- Prof. Dr. Osman Turan da İbn-i Firnas'ın İslâm medeniyetinde modern havacılığın öncüsü olduğunu dile getirdikten sonra şöyle bir tesbiti de ilâve etmektedir: Daha doğrusu şu dünya tarihinde ilk defa uçmayı gerçekleştiren, uçak yapan bir Müslümandır.

- Alman bilim tarihi araştırıcısı Sigrid Hunke, İbn- i Firnas'ın yaptığı bu uçakla İkaros'un rüyasını gerçekleştirdiğini dile getirmektedir.

Libya'da onun onuruna posta pulu basıldı.Irak'ta Bağdat Uluslararası Havaalanı'nda onun anısına bir heykel dikildi.Bağdat'ın kuzeyinde İbn Firnas Havaalanı'na onun adı verildi.Ay üzerinde güneybatıda King ve Ostwald Kraterlerine yakın bir yerde 89 km çapındaki bir kraterin adı Abbas Ibn Firnas Krateri diye isimlendirildi.
 

BULUT

Aktif Üyemiz
Yönetici
Cabir Bin Hayyan, Cabir Bin Hayyan hayatı, Cabir Bin Hayyan kimdir?(721,722 - 808,815

Cabir Bin Hayyan (721,722 - 808,815)
Cabir Bin Hayyan (721,722 - 808,815)
Asıl Adı: Ebu Musa Câbir bin Hayyân
Avrupa’da: Geber ya da Geberus
İslam’da: Sufi
Künyesi: Ebu Abdullah
Doğum: 721 ya da 722-Horasan(Erzurum)
Ölüm: 808 ya da 815-Kufe(Irak)

Cabir Bin Hayyan... Tarihin Gördüğü Gelmiş Geçmiş En Büyük Bilim Adamı..

Başta Kimya olmak üzere;Tıp, Eczacılık, Metalurji, Astronomi, Felsefe, Mantık, Fizik, Mekanik Üzerine Çok büyük buluşlar Yapmıştır. Genetik fikrini ve Atomun parçalanabileceğini ilk öne süren bilim adamı, İlk laboratuarın kurucusu, Optik kanunlarının kaşifi ve merceği icat eden üstat, ve daha bilime olan katkısı saymakla bitmez, gelin bu inanılmaz bilim adamını beraber tanıyalım...

Eğitimi

Kufe'de eczacı bir babanın çocuğu olarak doğmuştur. Abbâsi Halifesi Harun Reşid ' in sarayında yaşamış ve Vezir Yahya bin Halid el-Bermeki 'den himaye görmüştür. Emevi Veliahtı Halit Bin Yezid ve Cafer–i Sadık’tan dersler almış ve bütün müspet ilimleri öğrenmiştir.

Başarısı

Kısa zamanda büyük başarılar gösterince Abbasi Halifesi Harun Reşid onu Harran Üniversitesinin Fizik–Kimya profesörlüğüne atamıştır. Çok kısa bir süre sonunda da üniversitenin rektörlüğüne getirilmiştir.

Maddelerin altına dönüştürülmesi (transmutasyon) için metotlar geliştirmeyi hedefleyen simya ilminin babası olarak bilinen Câbir bin Hayyân, geliştirdiği element anlayışı, denge teorisi yaklaşımı, tatbikatları, icat ettiği alet ve düzeneklerlekimyanın babası kabul edilmektedir.

İslam aleminde;

Ebu Bekir Razi, İbn-i Sina, Mesleme el-Macriti, Farabi ve daha birçok bilgin onun eserlerinin gölgesinde yetişmiştir.

Hizmet alanları;

Başta Kimya olmak üzere; Tıp, Eczacılık, Metalurji, Astronomi, Felsefe, Mantık, Fizik, Mekanik

Genetik ilmindeki fikri

"Allah bize fiziki kanunlar vermiştir. Bunlarla bitki, hayvan hatta insanın benzerini yapabiliriz. Allah beşere öyle kabiliyetler bahşetmiştir ki; beşer, kâinattaki bütün sır perdelerini bununla çözmeye muktedirdir."

İlk laboratuar;

En önemli vasfı deneycilik olan Câbir bin Hayyân , kimya ilminin hem teorik hem de tatbiki alanda gelişmesine yardımcı olmuştur. Dünyada ilk kimya laboratuarını kuran âlim olarak tarihe geçmiştir. Kendi kurduğu laboratuarda ilk sunî hücreyi yapmıştır.

Teknikler; Oksidasyon, Redüksiyon, Buharlaştırma, Süblimleştirme, Eritme, Süzme, Damıtma, Kristalleştirme gibi kimyevi teknikleri kimya ilmine kazandırmıştır. Günümüzde damıtma labarotuarlarında hala kullanılan Damıtıcı İmbiğini 8.yüzyılda ilk kez keşfeden Câbir bin Hayyân ‘dır.

Çalışmaları;

Tabiattaki maddelerin saf olmadığını belirtmiş ve bunları saflaştırarak saf elementler elde etmeye çalışmıştır;

Zehir ve zehirli maddelerin yapılarını incelemiştir.Bu konuda Kitâb-üs-Sümum adlı eseri yazmıştır.
Bitkilerden elde edilen boya ile derilerin nasıl boyanacağını ortaya koymuştur.
Ateşte yanmayan kağıt imalatını gerçekleştirmiştir.
Madenlerin o zamana kadar bilinen basit eritilme metotları yerine, bizzat ürettiği nitrik asit, sülfürik asit ve altın
eritme suyunun yardımıyla eritme metotlarını geliştirmiştir.
Suyu tekrar tekrar damıtarak saflaştırmıştır. Kükürt ile cıvanın karıştırılması sonucu zencefrenin (kırmızı taş)
meydana geldiğini açıklamıştır.

İlk defa elde ettiği kimyevî bileşik ve maddeler;

Saf kükürt tuzları, Amonyak, Gümüş nitrat, Sodyum karbonat, Potasyum, Cıva oksit (Sülügen), Arsenik,
Şap, Hidroklorik asit, Nişadır tuzu, Nitrik asit (Kezzap), Sülfürik asit (Zaç yağı ), Sirke asidi.

Optik kanunların keşfi ve mercekler teorisi;

İçbükey aynalar vasıtasıyla güneş ışınlarını bir yere toplayıp uzak mesafelerden ağaçları tutuşturmuş ve bir kaptaki suyu kaynatmayı başarmıştır. Bununla birlikte Güneş enerjisinden istifade etme yöntemini dünya medeniyetine kazandırmıştır.
tb

Atomun bölünebilirliği konusundaki fikri;


Atom alanında ilk çalışmaları John Dalton‘un yaptığı, uranyumun çekirdeğinin parçalanabileceği fikrini de ilk olarak Otto Hahn’ın ortaya attığı söylense de, kimya alanında ilk laboratuar kurup çalışmalar yapan bu Türk insanı şu sözleri bin yıl önce belirtmiştir:

“Maddenin en küçük parçası olan cüz-ü la yetecezza (atom)da yoğun bir enerji vardır. Yunan bilginlerinin iddia ettiği gibi, bunun parçalanamayacağı söylenemez. O da parçalanabilir. Parçalanınca da öyle bir güç meydana gelir ki Bağdat’ın altını üstüne getirebilir. Bu Allah-u Teala’nın kudretinin bir nişanıdır.”

Razi ve İbn-i Sina gibi büyük bilginler onun için “Üstadlar üstadı” diye söz etmişlerdir. Galileo, Francis Bacon , Newton ve başka birçok bilgin onun eserlerinden faydalanmışlardır.

ESERLERİ

Câbir bin Hayyân ' ın eserlerinin sayısını kaynaklar 500-1000 arasında kaydetmektedir.Bu eserlerin;

- 112'si uygulamalı fizik ve kimya,
- 70'i teorik kimya,
- 144'ü fizik ve kimya ile izah edilemeyen güçlere aittir.

Kimya ile ilgili eserleri;


- Kitab-ül es-Seb'ûn
- Kitab-ül Ahcar
- Kitab-ı Müktesap fi Sinaat-iz Zehep
- Kitab-ül-Kiman-il-Meadin Kitab-ül-Kamer
- Kitab-ül-Hikmet
- Kitab-ül-Usûl
- Kitab-üs-Sümum
 

Adilbey

Aktif Üyemiz
ibn-bacce

ibn-bacce
ibn-bacce
İbn Bacce Kimdir?

İbn Bacce (ابن باجة) tam adı Ebû Bekr Muhammed bin Yahya bin es-Saig (أبو بكر محمد بن يحيى بن الصايغ) olan Endülüs'lü, Arap filozof ve bilim adamı. Batıda Avempace olarak da anılır.

Doğum tarihi tam olarak bilinmeyen İbn Bacce'nin Endülüs'teki Zaragoza (Saragosta) kentinde doğduğu bilinmektedir. Asıl adı Ebû Bekr Muhammed b. es-Saig`dir. 1138 yılında Fas'ta vefat etmiştir. Hayatının ilk dönemlerine dair pek bir bilgi yoktur fakat sonraki dönemlerde yazdığı eserler sayesinde düşüncesi ve bilimsel araştırmaları bilinmektedir.

Akılcı (rasyonalist) bir filozof olan İbn Bacce, Meşşailik takımının önemli ismi Farâbî'den fazlasıyla etkilenmiştir. Felsefe dışında astronomi, matematik ve musikî ile ilgilenmiştir. Bunların dışında tıpta döneminin uzmanlarından olmuştur. Metafizik ve felsefedeki çeşitli düşünceleri nedeniyle gelenekçi dini otoriteler tarafından dinsizlikle suçlanmıştır.

Gazzali ve Eş'ariliğin düşüncelerini benimsememeyişinden Batı'ya göç eden İslam felsefesi Meşaiyye Endülüs Arapları arasında özellikle İbni Bacce taraflarından sürdürülmüştür.Diğer filozoflarla karşılaştırıldığında kendi düşüncesini anlatan pek az eser kaleme almıştır. Kaleme aldığı eserlerin çoğunluğu kendinden önceki Batılı ve Doğulu filozofların sistemlerine şerhdir. Özellikle Aristo'nun felsefi sistemine dair şerh niteliğinde birçok eseri vardır.

İbn Bacce düşüncesinde varlıkları sayılar olarak nitelemiştir. Sayılar da ikiye ayrılır: buut (boyut) sahibi olanlar ve buut sahibi olmayanlar. İbn Bacce düşüncesinde hareketler de ikiye ayrılır: canlıların belirli olaylarla alakalı belirli hareketleri (insanın yürümesi gibi) ve mutlak hareketler (yıldızların dönüşü gibi). İbn Bacce'ye göre mutlak hareketler ezelidir ve ikiye ayrılırlar; dairevi olanlar ve düz olanlar.

İbn Bacce'nin Tanrı düşüncesi tasavvufi bir görüştür. Ayrıca ilahi bilgiye akıl ile ulaşabileceğini savunarak Gazzali düşüncesine karşı çıkmıştır. İbn Bacce'ye göre ilim elde etmenin tek aracı akıldır. Deney ile elde edilen bilginin, ilmin bir değeri yoktur. Bunlardan da anlaşılabileceği gibi filozof akla büyük önem verir ve felsefesi fazlasıyla akılcı bir karaktere sahiptir.

İbn Bacce'nin akılcı düşüncesi kendisinden sonra gelen iki büyük Endülüs'lü filozofu, İbn Tufeyl ve İbn Rüşd'ü, büyük oranda etkilemiştir.

İbn Bacce siyasi felsefe ile de ilgilenmiş, siyasi felsefeye sisteminde yer vermiştir. Siyasi düşüncesindeki ütopya bir seçkinler topluluğudur. Ütopik toplumunda her fert sağlıklı bir yaşam sürmekte etrafındakilere güçlü sevgi bağlarıyla bağlanmıştır. Bu noktadan yola çıkarak İbn Bacce düşündüğü bu toplumda hekimlere ve hakimlere ihtiyaç olmayacağını belirtmiştir.
 

Adilbey

Aktif Üyemiz
Ali Kuşçu Kimdir?

Ali Kuşçu
Ali Kuşçu
Ali Kuşçu Kimdir?

İslam dünyasına yön veren kişilerin tanıtımında bu seferki konuğumuz Ali Kuşçu. Bir astronom, matematikçi ve dil bilimci. Matematik ve astronomi bakımından Osmanlı Türklerinin oldukça parlak çağını yaşatan isim.

Astronom, matematikçi ve kelâm âlimi olan Ali Kuşçu, 1403'te Semerkant'ta doğdu. Babası Muhammed, Timur İmparatorluğu Sultanı ve astronomu Uluğ Bey'in kuşçusu olduğu için ailesi "Kuşçu" lakabıyla meşhur olmuştur.

Ali Kuşçu, Kadızâde- i Rûmî ve Uluğ Bey gibi dönemin meşhur bilginlerinden matematik ve astronomi tahsil etmiş ve aklî ilimlerin yanında naklî ilimleri de öğrenmiştir.

Öğrenmeye karşı olan azmini bir türlü tatmin edemeyen Ali Kuşçu, gerek Uluğ Bey'den ve gerek Kadızâde-i Rûmî'den izin alamayacağım korkusu ile veya bizim sana öğrettiklerimiz yetmedi mi hissini uyandırmamak azmiyle habersizce Kirman'a gitmiştir.

Prof. Dr. Ahmet Kankal bu gidişin naklî ilimlerdeki bilgisini genişletmek için olabileceğini yazar. Çünkü o devirde Kirman'da ne rasathane ne de astronomi ilmi üzerine çalışan ünlü bir âlim vardır.

Ali Kuşçu Kirman'da iken bir müddet kendisinden haber alınmaz ve bu kayboluşu biraz endişe uyandırır.

Nihayet kaldığı müddeti yeterli görerek tekrar Semerkant'a döner. Doğruca hocası Uluğ Bey'in huzuruna çıkar ve bunca zaman kendisinden uzak kaldığından ötürü özür diler.

  • Uluğ Bey özrünü kabul eder. Lâkin:
  • -Bana Kirman'dan ne hediye getirdin diye sorar.
  • Ali Kuşçu:
  • -Bir risale getirdim ve onda kamerin şekillerini hallettim dediğinde
  • Uluğ Bey:
  • -Getir göreyim, hangi noktaları hallettiğini söyleyeyim emrini verir, bunun üzerine Ali Kuşçu ayağa kalkarak eserini baştan sona kadar okur
  • Okuduğunu dikkatle takip eden Uluğ Bey, Ali Kuşçu'ya karşı duyduğu takdir hissini söylemekten çekinmemiştir.

Uluğ Bey Ali Kuşçu'yu rasadhâne müdürliğüne getirir.

Doğuda büyük bir devlet kuran Uzun Hasan memleketinde ilim ve fennin yayılmasına çok önem verdiği için her tarafa medrese ve imarethane yaptırmıştır. Tebriz ve diğer şehirleri ihya etmekte Irak, İran, Mâverâünnehr ve Türkistan'ın âlim, şair ve ediplerini davet ile etrafında toplamaktaydı. Bu sırada 1449'da Uluğ Bey ,oğlu tarafından öldürülünce Ali Kuşçu Semerkant'tan ayrılmış Tebriz'e yerleşmiştir. Uzun Hasan Ali Kuşçu'ya elçilik teklif eder. Bunu kabul eden Ali Kuşçu İstanbul'a hareket eder.

Fâtih Sultan Mehmed, Ali Kuşçu'nun bilgisine hayran olur. Ona çok ikramda bulunarak İstanbul'da kalmasını rica eder. Ali Kuşçu, doğu ve batının ünlü âlim ve sanatkârlarını yanında toplamayı arzu eden Fatih'in bu ricasını kabul eder. Ancak Fatih'in bu ricasını elçilik vazifesini tamamladıktan sonra yerine getirilebileceğini ifade eder. Ali Kuşçu elçilik vazifesini yerine getirdikten sonra her yerde hürmetle karşılanarak Tebriz'e döner. Uzun Hasan'dan izin isteyerek İstanbul'a döneceğini söyler. Kabulü üzerine de İstanbul'a hareket eder.

Ali Kuşçu ikinci ve son defa İstanbul'a gelişinde Fatih'e hediye olarak, daha önceden Farsça kaleme almış olduğu eseri daha da genişletip bazı notlar ilâve ederek Arapça 'ya çevirmiş ve Muhammediye adıyla sunmuştur. Bu eser Ayasofya Kütüphanesi'nde 3733 numarada kayıtlıdır.

Ali Kuşçu, Fatih'in 878 (1473)'de Uzun Hasan üzerine açtığı meşhur ve zaferle sona eren sefere bazı âlimlerle beraber davet edilmiştir. Yolda ve boş kaldığı zamanlarda ilmî sohbetlerde Fatih'in yanında bulunmuştur. Bu seferde Fatih'e ithaf olunmak üzere Arapça bir eser kaleme almış, bitimi tam Uzun Hasan'a zaferin kazanıldığı güne rastladığından Fethiye adını vermiştir. Ali Kuşçu'nun kendi el yazısı ile olan bu eseri Fâtih, Muhammediye adlı eserle birlikte ciltlenip kendi kütüphanesine koymuştur.

Fâtih, Uzun Hasan seferinden dönüşte Ali Kuşçu'yu gündeliği iki yüz akça ile Ayasofya Medresesi'ne müderris tayin etmiş ve Irak-ı Acem'den yanında getirdiği yakınlarının her birine de memuriyetler vermiştir. Ali Kuşçu'nun Ayasofya Medresesi'nde astronomi ve matematiğe ait dersleri İstanbul uleması arasında oldukça rağbet bulur.

A.A. Adıvar eserinde "Matematik ve astronomi bakımından Osmanlı Türklerinin oldukça parlak çağı, Fâtih zamanında Türkistan'dan İstanbul'a gelen Alaeddin Ali bin Muhammed Kuşçu (Ali Kuşçu) ile başlar" demektedir.

Ali Kuşçu'nun astronomi ve matematik üzerine yazmış olduğu eserleri medreselerde ders kitabı olarak da okutulmuştur. Yalnız astronomi ve matematik üzerine eser yazmakla kalmayan Ali Kuşçu, kelâm ve felsefe alanında da eserler vermiştir.

Ali Kuşçu bütün bu çalışmaları yanında şiirle de uğraşmıştır. Kendisinin Farsça yazdığı bir beyitti elimize geçmiştir. Bu beyitte zamanının şairleri gibi kendi sahasında bir incelik göstererek bir teşbih yapmıştır.
  • erazi elinde olan bakkalın suretine hayran oldum
  • Ey müşteri beri gel de Kameri mizan burcunda gör
Ali Kuşçu 7 Şaban 879 (16 Aralık 1474) Cumartesi günü vefat etmiştir. Ayvansaraylı Hüseyin Efendi eserinde : "Eyüp Sultan Türbesi hareminde gömülüdür. 1230-1235 senelerine gelinceye dek bâkî idi, sonra kayboldu" dediğine göre 1815-1819 senelerine gelinceye kadar kabri muhafaza olunmuş fakat daha sonra yerine bir başkası defnolmuştur. Buna göre kabri 173-177 senedir kayıp bulunmaktadır.

Ali Kuşçu Eserleri

• Risale-i fi’l Hey’e (astronomi)
• Şerh-i Tici Uluğ Bey (astronomi)
• Risale-i fi’l Fethiye (astronomi, Risale-i fi’l Hey’e adlı eserinin Arapçasıdır)
• Risale fi’l Muhammediye (matematik, cebir ve hesap)
 
Üst Alt