Ebu'I-Kâsim Künyesini Yasaklaması:

ceylannur

Yeni Üyemiz
Ebu'I-Kâsim Künyesini Yasaklaması:



Çocuğu olana da, olmayana da künye takmak Hz. Peygamber'in (s.a.) sünneti idi. Ebu'l-Kâsım künyesi dışında herhangi bir künyeyi yasakladığı sabit değildir. Sahih bir rivayete göre Hz. Peygamber (s.a.): "İsmimi alın, künyemi almayın" buyurmuştur[770] Âlimler ihtilâf edip konuda dört gö­rüş ileri sürmüşlerdir:

Birinci görüş: İster isminden ayrı olarak, ister ismiyle birlikte olsun ve ister sağlığında, ister vefatından sonra olsun herhalükârda Hz. Peygam-ber'in (s.a.) künyesini almak caiz değildir. Bunların dayanağı bu sahih ha­disin umumi ve mutlak ifadesidir. Bu görüşü Beyhakî, Şafiî'den aktarmış­tır. Diyorlar ki: Çünkü yasaklamanın sebebi, bu künye ve ismin ifade ettiği anlamın Hz. Peygamber'e (s.a.) has bir özellik olmasıdır. Hz. Peygamber (s.a.) şu hadisinde buna işaret etmiştir: "Vallahi, ben hiç kimseye veremem ve hiçkimseyi menedemem. Yalnızca ben kâsım'ım ( = paylaştırıcıyım). Em-rolunduğum yere koyarım. "[771] Malumdur ki, bu sıfat O'ndan başkasında kemâl derecesinde bulunmaz.

Bu görüşün sahipleri yeni doğan çocuğa Kasım ismini koymanın caiz olup olmadığında ihtilâf etmiş; bir grup caiz sayarken, ötekiler yasak say­mışlardır. Caiz görenlere nazaran yasağın illeti, sırf kendisine mahsus olan bir künyede Hz. Peygamber'e (s.a.) ortaklık etmemektir ki bu da isimde mevcut değildir. Yasak sayanlara nazaran ise künyenin yasaklanışına sebep olan mânanın misli, burada isimde eşit bir şekilde yahut yasaklanmaya daha elverişli bir biçimde mevcuttur. Bunlar diyorlar ki: Hz. Peygamber'in (s.a.): "Yalnızca ben kasımım" sözünde, bu ayrıcalığa (özelliğin yalnız O'na mahsus olmasına) bir dikkat çekme sözkonusudur.

İkinci görüş: Yasaklama, yalnızca isim ve künyesini birlikte alma için sözkonusudur. Birini, diğerinden ayrı olarak almada bir sakınca yoktur. Ebu Davud, Sünen'inâe "Bu İkisi Birlikte Alınamaz Görüşünde Olanlar Babı" diye bir bölüm açıp Ebu'z-Zübeyr'in Câbir'den rivayet ettiği şu ha­disi kaydeder: Hz. Peygamber (s.a.) buyurmuştur ki: "İsmimi alan, kün­yemi almasın. Künyemi alan da ismimi almasın."[772] Bu hadisi Tirmizî de rivayet etmiş ve: "Bu hadis hasen-garîbtir" demiştir. Yine Tirmizî hadisi Muhammed b. Acîân -babası Aclân- Ebu Hureyre senediyle de rivayet et­miş ve: "Bu hadis hasen-sahihtir" demiştir. Bu hadisin metni şöyledir: "ALLAH Rasûlü (s.a.), kendisinin ismi ve künyesini herhangi bir kimsenin birlikte almasını, Muhammed Ebu'l-Kâsım ismim koymasını yasakladı."[773] Bu görüşün sahipleri diyorlar ki: Bu hadis, Sahihayn'daki Hz. Peygamberin (s.a.) künyesini almayı yasaklayan hadisi takyîd ve tefsir etmektedir. Zira isim ve künyesi birlikte alındığı vakit isim ve künyedeki ayrıcalıkta Hz. Peygamber'e (s.a.) ortak olunmaktadır. Biri diğerinden ayrı olarak alındığında bu ayrıcalık ortadan kalkmaktadır.

Üçüncü görüş: İsim ve künyesini birlikte almak caizdir. Bu görüş Mâ-lik'den rivayet edilmiştir. Bu görüşün sahipleri, Ebu Davud ve Tirmizî'nin Muhammed b. Hanefiyye aracılığıyla Hz. Ali'den (r.a.) rivayet ettikleri şu hadistir: Hz. Ali diyor ki: Hz. Peygamber'e (s.a.): "Ey ALLAH'ın Rasû­lü! Senden sonra benim bir çocuğum olursa ona senin ismini koyup, kün­yeni vereyim mi?" diye sordum. "Evet" cevabını verdi. Tirmizî: "Bu ha­dis hasen-sahihtir" diyor.[774]

Sünen-i Ebu Davud'âaki bir rivayete göre Hz. Âişe anlatıyor: Bir ka­dın, Hz. Peygamber'e (s.a.) geldi ve: "Ey ALLAH'ın Rasûlü! Ben bir erkek çocuk dünyaya getirdim. Ona Muhammed ismini koydum ve Ebu'l-Kâsım künyesini verdim. Bana, senin, bunu hoşgörmediğini söylediler." dedi. Bu­nun üzerine Hz. Peygamber (s.a.): "Benim ismimi helâl, künyemi haram kılan nedir?" yahut "Benim künyemi haram, ismimi helâi kılan nedir?" buyurdu. [775]

Bunlar diyorlar ki: Yasaklayıcı hadisler bir iki hadisle neshedilmişlerdir.

Dördüncü görüş: Ebu'l-Kâsım künyesini almak Hz. Peygamber'in (s.a.) sağlığında yasak idi. O'nun vefatından sonra caizdir. Bu görüşün sahipleri diyorlar ki: Yasaklama sebebi ancak Hz. Peygamber'in (s.a.) sağlığına öz­gü bir şeydir. Zira Sahih'de Enes'ten gelen bir rivayette deniyor ki; Bir adam Bakî mezarlığında, "Ey Ebu'l-KâsımJ" diye seslendi. ALLAH Rasûlü (s.a.), ona baktı. Adam: "Ey ALLAH'ın Rasûlü! Ben seni kasdetmedim. Fi­lânı çağırdım." dedi. Bunun üzerine ALLAH Rasûlü (s.a.): "İsmimi alın, künyemi almayın." buyurdu[776]' Hz. Ali hadisinde de buna işaret vardır. Hz. Ali: "Senden sonra benim bir çocuğum olursa..." diye sormuş; Hz. Peygamber (s.a.) hayatta iken dünyaya gelecek çocuğuna verip veremeye­ceğini sormamıştır. Ancak bu hadiste Hz. Ali (r.a.): "Bu benim için bir ruhsattı." demiştir. Sözüne değer verilmez biri ayrıbaş çekip Hz. Peygamber'in (s.a.) künyesini almanın yasaklığına kıyas ederek O'nun ismini koy­manın da yasak olduğunu söylemiştir. Doğrusu Hz. Peygamberdin (s.a.) ismini almak caiz, künyesini almak ise yasaktır. Sağlığında yasak daha şiddetli idi. İsim ve künyesini birlikte almak yasaktır. Hz. Âişe hadisi ga-rîbtir; böyle bir hadisle sahih hadise karşı konulmaz. Hz. Ali (r.a.) hadisi­nin sahihliği söz götütür. Tirmizî'de, hadisi sahih sayma konusunda biraz gevşeklik ( = tesâhül) vardır. Oysa Hz. Ali "Bu benim için bir ruhsattı" demiştir. Bu söz de ondan başkaları için yasağın devam ettiğini gösterir. En iyi bilen ALLAH'tır. [777]

[770] Buharı, 61/20, 78/106; Müslim, 2134; Ebu Davud, 4965; Ahmed, 3/248, 260, 270, 277, 312, 392, 395, 455, 457, 470, 478, 491, 499, 519.

[771] Buharî 57/7; Müslim, 2133; Ebu Davud, 2949; Ahmed, 2/314.

[772] Ebu Davud, 4966; Tirmizî, 4845. Senedde Ebu'z-Zübeyr el-Mekkî'nin tedlîsi vardır. Ancak Tirmizî'nîn rivayet eniği sonraki Ebu Hureyre hadisi buna şahidiik eder ve bu şahit hadisle kuvvet bulmuş olur. Bundan dolayı Tirmizî: "Bu hadis hasen-sahihtir" demiştir.

[773] Tirmizî, 2843.

[774] Ebu Davud, 4967; Tirmizî, 2846, Senedi sahihtir.

[775] Ebu Davud, 4968. Senedi zayıftır.

[776] Buharî, 61/20; Müslim, 2131; Ahmed, 3/114, 121, 189; Tirmizî, 2844.

[777] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 2/351-354.
 
Üst Alt