Arapçayı Bilmeyenlere İslam'ı Tebliğ Metodu:

faruk islam

Özel Üye
Arapçayı Bilmeyenlere İslam'ı Tebliğ Metodu:
Şeytanlar, yahudi ve hristiyanları kandırarak onlara; "
animislam3en4nu1.gif
'ın ve rasulünüzün sizlerden söylemenizi istediği La ilahe illallah sözünün manası şudur" diyerek bu kelimenin manasını
animislam3en4nu1.gif
'ın razı olmadığı fakat kendilerine zarar vermeyecek şekilde değiştirmişlerdir. Onlar da bu kelimeyi şeytan ve yandaşlarının öğrettiği mana ile kabul etmiş ve yaşamışlardı. Rasulullah (s.a.s) zamanındaki ehli kitabın durumu işte buydu. Tıpkı zamanımızda da tağutları yüceltmek için yaltaklanan bel'amların, sahte alimlerin ve
animislam3en4nu1.gif
yolundan alıkoyan tağutların insanları kandırmak için İslami kelime ve kavramlar üzerinde oynadıkları gibi. Onlar insanları kandırarak
animislam3en4nu1.gif
'ın yolundan uzaklaştırmak için: "Bakın! Rasulullah (s.a.s); "Kim La ilahe illallah derse...", "Kim La ilahe illallah'ı söylerse... müslüman olur, cennete girer" buyuruyor diyerek bu hadislerdeki hükmü, La ilahe illallah'ın manasını, bilen bilmeyen herkes için genelleştirdiler ve kim La ilahe illallah derse, ne yaparsa yapsın, hakimiyeti yaratılmışlara verse de,
animislam3en4nu1.gif
'ın indirdiğiyle hükmetmeyen tağutlara itaat etse ve boyun eğse de, mahkemesini yetkili kılıp verdiği hükmü kabul etse de, mezarlara ve ölülere tapsa da, gaybı bildiklerini iddia eden kişileri tasdik etse de müslümandır ve cennete girecektir" derler. Üstelik insanları daha da saptırmak için "İşte bunlar bizim sözlerimiz değil, bizzat Rasulullah'ın sözleridir" derler. İşte bunlar tıpkı birbirlerine ibadet eden ve birbirlerini rab edinen cahil halka; "La ilahe illallah sözünü söylediğiniz müddetçe muvahhidsiniz" diyen yahudi ve hristiyan alimleri gibidirler.
Anlayış ve muhakeme yeteneğinden çok az nasibleri olan bu kimseler, hadislerdeki böyle hükümlerin herkesi değil sadece, söylendiğinde bu kelimenin manasını ve şartlarını anlayan arabları kapsadığını göremediler.
Rasulullah (s.a.s) bu ayeti kerimeyi genellikle arapçayı bilmeyen kimseleri İslam'a davet etmek için gönderdiği mektuplarda yazardı... Çünkü araplar "La ilahe illallah" ın ne manaya geldiğini çok iyi biliyorlardı. Rasulullah (s.a.s) onlara "La ilahe illallah" dediği zaman bu kelimenin neleri gerektirdiğini, bu kelimeyi söylediklerinde neleri reddedip neleri kabul etmeleri gerektiğini çok iyi anlıyorlardı.
animislam3en4nu1.gif
(c.c) şöyle buyuruyor:
"Onlara "La ilahe illallah dendiği zaman büyüklenirler ve: "Deli bir şair için ilahlarımızı mı terk edeceğiz" derlerdi." (Saffat: 35-36)
"İlahları bir tek ilah mı yapıyor? Doğrusu bu şaşılacak bir şeydir." (Sa'd: 5)
Müseyyeb b. Hazn (r.a)'den şöyle rivayet edilmiştir:
"Ebu Talib'de ölüm alametleri belirdiği sırada Rasulullah (s.a.s) geldi. Amcasının yanında Ebu Cehil İbni Hişam ile Abdullah b. Ebi Umeyye'yi buldu. Rasulullah (s.a.s) Ebu Talib'e:
"Ey amcam! La ilahe illallah de, kıyamet gününde kendisiyle sana şehadet ve şefaat edebileceğim bu kelimeyi söyle" buyurdu. Ebu Cehil ve Abdullah b. Umeyye:
"Ey Eba Talib! Abdulmuttalib'in milletinden yüz mü çevireceksin?" diye bundan menettiler. Rasulullah (s.a.s) amcasına Kelimei Tevhidi arza devam ediyordu. Diğer ikisi de mütemadiyen o sözlerine tekrar ediyorlardı. Nihayet Ebu Talib bunlara söylediği son söz olarak:
"O (yani ben) Abdulmuttalib'in milleti üzeredir" dedi ve La ilahe illallah demekten çekindi.
Rasulullah (s.a.s):
"İyi bil amcacığım! Yemin ederim ki ben hakkında mağfiret dilemekten nehyolunmadıkça her halde
animislam3en4nu1.gif
(c.c)'dan senin için af ve mağfiret dilerim" dedi.
Bunun üzerine
animislam3en4nu1.gif
(c.c):
"Ne nebinin ne de mü'minlerin, cehennemlik oldukları belli olduktan sonra yakın akrabaları da olsa şirk koşanlar için mağfiret dilemeleri asla doğru olmaz." (Tevbe: 113) ayetini indirdi. (Buhari Müslim)
Rasulullah (s.a.s)'in Ebu Talib'e müslüman olması için sadece "La ilahe illallah'ı söyle" demesinin sebebi, Ebu Talib'in "La ilahe illallah"ın manasını gayet iyi biliyor olmasıdır. Eğer Ebu Talib bunu söyleseydi, manasını kabul ederek söyleyecekti. Zaten orada hazır bulunan Abdullah b. Ebi Umeyye ve Ebu Cehil'in ona şiddetle karşı çıkmaları ve: "Abdulmuttalib'in milletinden yüz mü çevireceksin?" demelerinin sebebi de budur. Çünkü müşrikler de "La ilahe illallah"ın manasını gayet iyi anlıyorlar ve Ebu Talib'in bunu söylemesi halinde Abdulmuttalib'in milletinden (dininden); yani onun yolundan yüz çevirip
animislam3en4nu1.gif
'ın yolundan başka bir yol tanımayacağını biliyorlardı.
Evet, Rasulullah (s.a.s) arap olan kavmini sadece La ilahe illallah demeye davet ediyordu. Çünkü manasını bilen ve anlayan bir kimsenin La ilahe illallah'ı dil ile ikrar etmesi onun müslüman olması için yeterlidir. Fakat Rasulullah (s.a.s)'in La ilahe illallah'ı anlayamayan, arapçayı bilmeyenlere veya arap olmayanlara daveti şüphesiz böyle değildi. Onun arab olmayan halkların krallarına gönderdiği davet mektubları bu gerçeği teyid etmektedir. Rasulullah (s.a.s) Rum, Farisi ve Habeş kralları gibi arapçayı veya La ilahe illallah'ın gerçek manasını bilmeyen kimseleri İslam'a davet için gönderdiği mektuplarda tevhidi, anlayabilecekleri en açık ve net ifadelerle ve konu ile ilgili ayetlerle anlatmıştır.
Rasulullah (s.a.s) ve müslümanlar, La ilahe illallah'ı veya manasını bilmeyen veya bu kelimeye hevalarına göre mana veren ve hayatlarını ona göre düzenlemeyenlere tebliğde bulundukları zaman onlara önce bu kelimenin gerçek manasını açıklıyor ve onları sadece dille söylemeye değil, bildirilen mana ile kabul etmeye ve onu yaşamaya çağırıyorlardı. Bu gösteriyor ki La ilahe illallah' ın gerçek manasını bilmeyenlere İslam tebliğ edilirken onlara önce La ilahe illallah'ın gerçek manası açıklanır ve bu manaya uygun yaşadıkları müddetçe müslüman kalabilecekleri bildirilir.
Abdullah b. Abbas (r.a)'dan rivayet edildiğine göre Ebu Süfyan şöyle demiştir:
"Rasulullah (s.a.s) ile aramda kararlaştırılan müddet içersinde (Hudeybiye anlaşması zamanında) Şam'da bulunduğum sırada Herakl'e Rasulullah'tan bir mektup getirildi.
(Mektup şöyledir):
"Rahman ve Rahim olan
animislam3en4nu1.gif
'ın adıyla.
animislam3en4nu1.gif
'ın Rasulü Muhammed'den, Rum'un büyüğü Herakl'e.
Hidayete tabi olanlara selam olsun!
Ben, seni İslam'a davet ediyorum. Müslüman ol ki kurtuluşa eresin. Müslüman ol ki
animislam3en4nu1.gif
senin ecrini iki kat versin. Eğer bu davetimi kabul etmezsen, hristiyan çiftçilerin işleyecekleri günahlar senin boynunadır.
"Ey kitap ehli! yalnız
animislam3en4nu1.gif
'a ibadet etmemiz, O'na hiçbirşeyi eş koşmamamız,
animislam3en4nu1.gif
'ı bırakıp birbirimizi rabler edinmememiz üzere bizimle sizin aranızda müşterek bir söze gelin. Eğer yüz çevirirlerse: "Bizim müslüman olduğumuza şahid olun" deyin." (Al-i İmran: 64)
Ebu Süfyan devamla şöyle dedi: "Herakl, Rasulullah'ın mektubunu okuyup bitirince yanında sesler yükseldi ve gürültü çoğaldı. Bizim çıkarılmamızı emretti. Biz de çıkarıldık." (Buhari, Müslim)
Rasulullah'ın La ilahe illallah'a davet metodunun özü işte bu idi. La ilahe illallah'ı insanlara apaçık şekilde, apaçık ifadelerle anlatmak ve manasının anlaşılmasını sağlamak. Günümüzde de bu davayı yüklenen mü'minlerin, insanları daveti böyle olmak zorundadır. Hem çağımız öyle korkunç ve karanlık bir dönem ki, La ilahe ilallah'ın anlaşılması sadece arab olmayanların sorunu olmaktan çıkmış, dillerinin yozlaştırılmasıyla araplar dahi bu ilahi gerçeği anlamaz, hissetmez hale gelmişlerdir.
Bu nedenle davetçilerin her ne sebeple olursa olsun La ilahe illallah'ı bilmeyenlere, bu kelimeyi
animislam3en4nu1.gif
'ın emrettiği şekilde açıklamaları, insanların bilerek iman ya da reddetmeleri ve davet görevinin hakkıyla yerine getirilmesi açısından izlenmesi gereken yegane yoldur.
Kitap ehli, La ilahe illallah'ı dilleriyle kabul etmiş fakat buna rağmen bu kelimenin manasını bozarak tahrif etmiş ve onun gerektirdiği şeylerden habersiz kalmış kimselerdir. Böyle olduğu halde kendilerinin muvahhid olduklarını iddia etmektedirler.
animislam3en4nu1.gif
(c.c) işte bu ayette kimlerin gerçek muvahhid olduğunu açık bir şekilde bildirmektedir.
Zamanımızda yahudi ve hristiyanların durumunda olan pek çok insan vardır. Öyle ki bu kimseler
animislam3en4nu1.gif
'ın hakkı olan kanun koyma yetkisini kullara vererek insanları rab edindikleri ve hayatları şirk pisliği ile dolu olduğu halde sadece La ilahe illallah demekle müslüman olduklarını zannetmektedirler. Bu gün böyle kimselere de 14 asır önce Rasulullah (s.a.s)'in kitap ehline tebliğ ettiği gibi tebliğ yapılması gerekir.
Şu çok iyi bilinmelidir ki; hüküm verme yetkisini sadece
animislam3en4nu1.gif
'a vermedikçe,
animislam3en4nu1.gif
'ın helalini helal, haramını haram kabul etmedikçe,
animislam3en4nu1.gif
'ın helaline haram, haramına helal diyenleri tekfir etmedikçe, onları etkisiz hale getirmek için çalışmadıkça, bütün ibadetleri yalnız
animislam3en4nu1.gif
'a has kılmadıkça ve İslam'ı dünyanın her yerinde hakim kılmak için var güçle çalışmadıkça
animislam3en4nu1.gif
'ın kendilerinden razı olduğu müslümanlardan olunamaz. Ey bütün bu küfür amelleri işleyen kafirler! Böyle olduğu halde nasıl oluyor da sadece La ilahe illallah demekle müslüman olduğunuzu söyleyebiliyorsunuz?! Bilin ki, bu şekilde hareket etmekle şeytanın rızasını kazanmakta ve
animislam3en4nu1.gif
'ın da lanetini hak etmektesiniz.
Bu ayet ve Rasulullah (s.a.s)'in bu ayetle ilgili bütün sözleri gösteriyor ki, La ilahe illallah sözünün söyleyene fayda vermesi, kişinin bu sözü
animislam3en4nu1.gif
'ın bildirdiği mana ile bilip hayatına aktarmasına, bütün şirklerden uzak durmasına ve rububiyyetin en önemli özelliği olan hüküm verme yetkisini yalnız
animislam3en4nu1.gif
'a has kılmasına bağlıdır. Bunlar gerçekleşmedikçe bu söz, sahibine hiçbir fayda sağlamaz.
Yahudi ve hristiyanların müşrik olmalarının sebebi; ayette bildirildiği gibi, La ilahe illallah'ı
animislam3en4nu1.gif
'ın istediği mana ile söylememeleri ve hayatlarına tatbik etmemeleridir. Eğer onlar bu kelimeyi gerçek manasıyla bilip hayatlarına tatbik etseydiler, Muhammed (s.a.s)'in
animislam3en4nu1.gif
tarafından gönderilmiş bir rasul olduğunu da kabul ederlerdi. İşte bu sebeple Rasulullah (s.a.s) onları öncelikle, dille söyledikleri bu sözü
animislam3en4nu1.gif
'ın istediği ve razı olduğu şekilde yaşamaya çağırmıştır.
Ehli Kitabın Müslüman Olmamalarının Sebebi:
Zamanımızdaki insanlar, yahudi ve hristiyanların sadece Muhammed (s.a.s)'i rasul olarak kabul etmedikleri için müslüman olmadıklarını zannetmektedirler. Fakat bu doğru değildir. Bir rasulün risaletini kabul etmek sadece sözle olacak bir şey değildir. Bunun da bir takım şartları vardır.
animislam3en4nu1.gif
'tan gelen bir rasule imanın
animislam3en4nu1.gif
katında geçerli olabilmesi için; bütün şirklerden temizlenmek ve onun getirdiği şeylerin tamamına uymak gerekmektedir.
Muhammed (s.a.s)'in risaletine imanın
animislam3en4nu1.gif
katında geçerli olabilmesi için sadece onun rasullüğüne iman etmek yetmez. Bu imanın geçerli olabilmesi için onun tüm insanlara gönderilmiş bir rasul olduğunu kabul etmek ve
animislam3en4nu1.gif
' tan getirdiği şeylere hiç eksiksiz uymak gerekir.
Zaten onlardan bazıları Muhammed (s.a.s)'in bir rasul olduğunu kabul etmekte, fakat onun sadece araplara gönderilmiş bir rasul olduğunu iddia etmektedirler. İşte bu inanç üzere oldukları yani; onu
animislam3en4nu1.gif
tarafından tüm insanlara gönderilmiş bir rasul olarak kabul etmedikleri, getirdiği şeylere tabi olmadıkları ve
animislam3en4nu1.gif
'a da şirk koşmaya devam ettikleri müddetçe bu imanları asla geçerli değildir. Müslüman olabilmeleri için işte bu üç şartı hiç eksiksiz yerine getirmelidirler.
Zamanımızda da öyle insanlar vardır ki onlar Muhammed (s.a.s)'in tüm insanlara gönderilmiş bir rasul olduğunu kabul etmekte ve kendilerinin de onun ümmeti olduklarını iddia etmekte, fakat bununla beraber onun getirdiği şeylere uymamakta ve
animislam3en4nu1.gif
'a da türlü türlü şirkler koşmaktadırlar. İşte bu kimselerin hali; bütün şirk türlerini terketmedikleri ve Rasulullah (s.a.s)'in getirdiği şeylerin tamamına uymadıkları müddetçe, şirk koştukları halde kendilerini müslüman zanneden yahudi ve hristiyanların hali gibidir.
Yahudi ve hristiyanların, Rasulullah (s.as) zamanındaki müşrik araplarla aralarındaki fark; arap müşriklerinin tevhidi dil ile dahi söylemeyi kabul etmemiş olmalarıdır. Yahudi ve hristiyanlar ise dille tevhidi kabul etmelerine rağmen onu yaşamamışlardır. Tıpkı zamanımızda La ilahe illallah dedikleri halde hayatlarını ona göre düzenlemeyen, hüküm verme yetkisini kullara vererek onları rableştiren ve buna rağmen müslüman olduğunu zanneden müşrikler gibi.
 

faruk islam

Özel Üye
Peygamber sav efendimizin islamı tebliğ medodu bütün müslümanlara örnek bir metod olmalıdır.Çünkü her mü'min bir islam tebliğcisidir.
 
Üst Alt