Manevi kalp

Gûl-i Misbah

Aktif Üyemiz
Fahr- i Kâinat s.a.v. Efendimiz şöyle buyuruyorlar:

'' Mümin beş güçlükle karşılaşır.
karşısındaki mümin olur,fakat kendisine haset eder,
Münafık olur,buğz eder,husumet,kin güder,
kafir olur savaşır,
şeytan kendisini saptırmaya çalışır,
nefisde kendisiyle hiç durmadan harp eder durur''.


Bu beş güçlüğe karşı nasıl sağlam,doğru bir duruş göstereceğiz?

Bunun cevabı ,sağlıklı,selim bir manevi kalbe sahip olmaktır.
Başka hiç bir çözüm kalıcı olmaz,tehlikeleri bertaraf etmez.
Sağlıklı bir kalbe ulaşmanın yolu ise zikirdir.

Manevi kalp nedir ,hastalığı-sağlığı nedir,belirtileri nelerdir,bilmek gerekir.Çünkü insanın kalpten daha önemli bir uzvu yoktur.
O ne durumdaysa geri kalanıda öyledir.hayatımız bu çok önemli
temel üzerine şekillenir.

Bu nedenlede sağlıklı bir kalbe sahip olmaya çalışmak da insanın en temel işidir bedenin her bir uzvunun kandine mahsus görevi var bunların hastalığı ise ,her ne iş için yaratılmışsalar onu yapamayacak duruma düşmeleridir.göz görmüyorsa,kulak işitmiyorsa,el tutmuyorsa hastadır.bunun gibi eğer manevi kalp hasta ise,hangi iş için yaratılmışsa onu yapamıyor demektir.

insan vücudundaki kan pompalayan yüreğin içinde yer alan nurani cevherin işi ilim ,hikmet ,marifetulllah,muhabbetullah ve benzeridir.
Yani gerçeği görmek,anlamak ,sevmek ve insana yol göstermektir.
Bunu yapacak gücü ise zikir sayesinde elde eder.

Zikrullah kalbin gıdasıdır.

Gıdasız kalan kalbe ise nefs hücum eder ve onu tesiri altına alır.

Hastalıkları kuşatılıp gücünü yitirince artık doğru yolu gösteremez olur.

Hakkı bilmez,sevemez hale gelir.

Halbuki kalp ilahi sevgi ile yaratılmıştır.

Zikreden kalp,ilim ve hikmetle marifetullaha ve muhabbetullaha varır.

Allah'ın muhabbeti de Allah'ı zikretmeyi icap ettirir.

Kişi neyi çok severse onu zikreder.

Her uzvun bir faydası var.Lakin kalbin faydası ,hikmet ve marifet sayesinde insanları hayvanlardan ayırt etmektir.

İnsan,kendi yaratılışını,eşyanın yaratılışını,dünya ve mükevvenat içindeki yaratılmışların hakikatini bilmesi sayesinde hayvandan farklıdır.

İnsan herşeyi bilse de Allah'ı bilmese ,hiçbirşey bilmemiş olur.

Allah'ı bilmenin bir alamet vardır: O'nu sevmek...

Bilen sever,seven itaat eder.

Sevgini alameti sevdiği şayleri diğerlerine tercih etmektir.

Bunun delili Kur'an'da şöyle bildirilmektedir:

''De ki : eğer babalarınız,oğullarınız,kardeşleriniz,eşleriniz,hısım akrabınız,kazandığınız mallar,kesata uğramasından korktuğunuz ticaret,hoşlandığınız meskenler size Allah'tan ,Rasulün'den ve yolunda cihad etmekten daha sevgili ise,artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin.Allah fasıklar topluluğunu hidayete erdirmez.''

ayette sayılan hususlar bizeAllah 'tan sevgili ise kalp hastadır.

Bu hastalığın tedavisi lazım gelir.bu hastalığın tedavisi ,Allah Tealâ'nın emirlerine itaat ,günahlardan sakınmak,Allah Tealâ'yı zikretmek, fikretmek, nimetlerine şükretmektir.Böyle yapmıyorsa insan ya nefsin hevasına ya şeytanın iğvasına ya da dünyanın aldatmasına kapılmış olur.

Bilmek lazım gelir ki, ilim ve yakîn nuru, kalbin hastalıkları ve tedavi yollarını gösterir.Şayet insan ilim ve yakîn nuruna sahip değilse ona yakışan ,bir insan-ı kâmile uyup bir an önce tedavi olmaya çalışmaktır.

Allah Tealâ'yı bilip O'na hakkıyla kulluk etmek şarttır.
buda ancak kalbin sağlığına kavuşmasıyla mümkündür



Mehmet Ildırar / Semerkand dergisi
MARIFETNAME

 
Üst Alt