A.B > İsLami Fıkıh AnsikLopedisi (Alfabetik)

ceylannur

Yeni Üyemiz
BOŞANMA İLGİLİ BAZI ÖNEMLİ MESELELER Koca, başka bir beldede adresli olan karısına gönderdiği mektup vs ile de kadını boşayabilir
Saralı koca, sarası esnasında hanımına "Boş ol" dese kadın boş olmaz
Dayak veya şiddetli hastalıktan dolayı aklı zail olan kocanınboşaması geçerli değildir
Koca bir kere "Şart olsun" deyip üç boşama kasdetse bir boşama meydana gelir
Koca "Boş ol" dedikten sonra sesli ve ilave ederek "Inşaallah" dese boşanma olmaz
Koca karısına, "Beş talak (boşama ile boş ol) dese kadın üç talakla boş olur
Koca karısına "Anasını filân ettiğim" dese boş olmaz
Koca, karısının kız kardeşi ile cinsel ilişkide bulunsa karısı boş olmaz
Koca karısına "Bre kahpe" dese boş olmaz
Koca kızdığı anda, karısını boşadığını bilip kaç aded boşadığını bilmese bir boşama meydana gelmiş olur
"Başına gün doğsun" demek, "Karım boş olsun" manasında örf bulunan yerdeki koca, karısına "Başına gün doğsun" dese karısı boş olur
Koca, karısına "Birden üçe kadar boş ol" dese iki boşama gerçekleşmiş olur
Delinin boşaması geçerli olmaz
Koca karısına "Eğer istersen benden üç boşama ile boş ol" deyip kadın susup ağlayacak olsa, boş olmaz

Diliyle söylemediği müddetçe, işaretle boşama ve boşama adedi gerçekleşmiş olmaz

Uyuyanın uykuda ki boşaması geçersizdir
Koca karısına "Sen bana yaramaszin" dese kadın boş olmaz
Koca "Falan işi işlemessem, şart olsun" der, fakat zam'an tayin etmezse hayatının son anına kadar boşama gerçekleşemez
Koca izin vermeden bir diğer şahsın, kocanın karısını boşaması geçersizdir
Karı kocasına "Ben seni istemiyorum, beni boşa" der, koca da "Var benden falan ol" deyip boşamaya niyet ederse karısı boş olur
Koca "Evime girmeni yasaklamasam" diye şart etse, birinci defa yasaklayıp daha sonra yasaklamasa kadın boş olmaz
Koca karısına "Istediğin yere gidersen, benim karım değilsin" deyip, kadın da istediği yere gitse boş olmaz
Koca karısına "Ben seni bugün babamın evine götürmeye şartliyim, gel gidelim" der fakat kadın gitmeyip o gün götürmek mümkün olmasa, koca bu sözüyle boşama şartını kasdetmiş ise karısı boş olur
Başkasından nesebi belli olan karısı için "Kızımdır" dese boşanma meydana gelmez
Koca karısına "Seninle kırk güne kadar geçinelim kırk günden sonra ayrılalım sonra da kız kardeşim ol" demekle "kız kardeş gibi haram ol" manasını kasdederse karısı boş olur
Karısına "Bugün seni üç boşama ile boşamassam üç boşama (talak) ile boş ol" deyip o gün "Bana şu kadar para vermek üzere seni üç boşama ile boşadım" dese fakat kadın kabul etmese,boş olmaz
Koca karısına "Şimdiden sonra anam ol" deyip haram olmak anlamını kasdederse kadın bain boşama ile boş olur
Bazan kendine gelen deli aklı başında iken hanımını boşasa kadın boş olur
Koca "Odadan dışarı çıkarsan, şart olsun dese, emir olmaksızın başka birisini arkasına alırdısan çıkarırsa boşama gerçekleşmiş olmaz
Koca karısına "Kız kardeşiin ol" deyip boşamayı kasdetmese kadın boş olmaz
Boşama konuşulurken, kızarak kayınpederine "Kızını istemem, kime isterse gitsin" dese, boşamaya niyet etmediği müddetçe kadın bain boşama ile boş olmaz
Koca karısına "Var, yikil git" deyip, boşamaya niyet etmese boş olmaz
Karısına "seni iple bağlamadım, boşsun" der, fakat maksadı boşama olmazsa sözüyle tasdik olunur
Kadın kocasına "riikah ve nafakamdan vaz geçtim, beni boşa" der koca da "çünkü sen beni istemezsin ben de senden vaz geçtim" dese kadın bain boşama ile boş olur
Koca karısını nafakasız bırakıp başka bir beldeye gitmek istediği zaman, kadın nafakası için kocasından kefil isteyebilir
Koca karısıyla beraber yemek yememeğe şart edip bir sofrada ayrı bir sahandan yemek yese boşama gerçekleşmiş olmaz
Koca arkadaşına hitaben "Eğer falan işi işlersem her ne dersen öyle olsun" der ve o işi isleyip boşamayla alâkalı söz söylemeseler boşama olmaz
Koca karısını haksız yere dövmeyeceğine şart edip kadın kocasına "Haram yiyici" ve benzeri bir söz sarfeder, kocası da onu döverse boşanma meydana gelmez
Karısına "Seni istemem" dese -boşamaya niyet etmemişse- kadın boş olmaz
Koca "Iznim olmadan oturduğumuz evden disan çıkarsan" diye karısına şart kosup, kadın da bir defa izniyle birisine gidip daha sonraları izinsiz olarak gittiği kişiye gidecek olsa boşanma meydana gelir
Peşin mehri ödenmiş kadını koca evine getirse fakat kadın cinsel ilişkiyi kocaya yasaklasa kadın nasize olmaz
"Bana kadın lâzim değil" demekle boşama olmaz
"Filân yerde olduğum müddetçe, filanca ile sohbet edersem, şart olsun" deyip, o kişiyle başka bir yerde sohbet edecek olursa boşanma olmaz
Kayınpederine "Sen ve kızınla bir alâkam yoktur" deyip boşamaya niyet etmemişse boşanma meydana gelmez
Fakir olan karı ve kocanınnafakaları zengin ogulları üzerinedir
Koca karısına "Aramızda nikâh yoktur" der, boşamaya da niyet ederse kadın boş olur
Koca karısına "Bana namahrem oldun ve bana haramsın" dese hanımı bain olarak boş olmaz
Kocaya "karın var mi?" denilip "yoktur" dese boşanma meydana gelmez
Kadın kocasına "ben sana karı olmam" der koca da "öyle ise karım yoktur" dese boşanma olmaz
Koca, "Şart" lafi "Boşama" anlamında örf olan yerde, şarta bağladığı boşama gerçekleşecek olsa ricî boşama gerçekleşir
Boşanma konuşulurken koca "karımdan vazgeçtiin" dese kadın bain olarak boş olur Boşanmaya niyet olunmamissa boşama gerçekleşmez
Boşanma iki şarta bağımlı kilinip, biri meydana gelir, diğeri gelmezse boşanma meydana gelmez
Koca karısına "Sana bu ayda falan şeyi hibe etmezsem" diye şart edip o ayda vadettiği şeyi hibe eder fakat karısı kabul etmese boşanma gerçekleşmez
Koca karısına "Sen bana haramsın" deyip boşamayı kasdetmese boşanma meydana gelir
Koca, alacaklıya borcunu vermemeye şart edip, başkasına emretmekle borcunu verecek olsa boşanma meydana gelir
Cinsel ilişkide bulunulan kadın bain boşama iddet süresi tamamlanamadan önce birisiyle evlenecek olsa nikâh akdi sahih olmaz
Koca "Her kim filân işi işlerse karısı boş olsun" deyip kendisi o işi islese boşanma gerçekleşir
Karısına "Iznim olmadan filân işi işlersen şart olsun" der, kadın da izinsiz o işi işlerse boş olur
Kocanıntenasül uzvu kısa olup, kadının tenasül uzvunun içine girdiremediğinden dolayı kadın kocasından ayrılmak için girişimde bulunamaz
Kocaya "karıni boşadın mi?" denildiğinde" "boşadım" diye haber verse kadın boş olur
Boşama konuşulurken karısına "Iraden elinde olsun" der, kadın da orada kendini boşarsa bain olarak boş olur
Koca kadını nikâhlarken boşama yetkisi kadının elinde olmak üzere nikahlayacak olursa kadın kendisini boşayabilir
Koca "karımı yakın zamanda boşamassam" diye şart etse, bir sene geçip boşamayacak olursa boşanma gerçekleşir
Kadın "Her ne zaman istersem boşanma yetkisi benim elimde olacak" şartıyla evlenecek olursa boşanma konusundaki ilk teklif (veya yetki) kadının hakkı olup diledigi anda kocasından boşanabilir
Koca "Evime girersem karım boş olsun" dedikten sonra birkaç kişi bunu tutup zorla evine çekerek içeri sokacak olsalar, karısı boş olmaz Bu durumda koca evinden çıkıp bilâhare kendi isteğiyle eve girse yaptığı şarta binaen karısı boş olur
Koca "Bugünden sonra şu evde oturursam şart olsun" deyip kendisi çıksa fakat çoluk-çocuğunu ve eşyalarını o evde bıraksa boşanma meydana gelir Onları da çıkarır başka evde sakin olursa hanımı boş olmaz
Kocaya "Filan işi işlersen, karın boş olsun mu?" denildiğinde, susup o işi islese karısı boş olmaz
Koca "Karımı bir defa boşa" diye vekil tayin ettiği kimse üç defa boşasa -Imam-ı Azam'la (ra) göre- boşama olmaz
Koca "Filân işi işlersem şart olsun" dedikten sonra o işi işlerse maksadı da boşama ise, boşanma meydana gelir
"Falan işi işlersem helâlim haram olsun" diyen koca, o işi isleyecek olursa kadın bain olarak boş olur
Erkek yabancı bir kadına "Eğer seninle evlenirsem boş ol" dese, evlendiği zaman boş olur
Bekâr erkek "Eğer filan işi işlersem her helâl bana haram olsun" der ve evlendikten sonra o işi isleyecek olsa karısı boş olmaz
Erkek, "Şu kadını nikâhla" diyene cevab olarak "nikahlamam, ne zaman nikâhlarsam benden üç boşama ile boş olsun" der ve bilâhere nikahlayacak olursa üç boşama gerçekleşir
Içkiden sarhoş olmuş kişinin karısını boşaması ve boşama adedi geçerlidir (Ancak içki kendisine zorla içirilip hanımını boşamışsa bu boşama geçersizdir Esrar vs ile sarhoş olanlar için de hüküm aynıdır)
Içkiden sarhoş olan koca cinsel ilişki lâfziyle hanımına sövecek olsa boşanma olmaz
Koca karısına "Eğer filân kişinin evine varırsam, helâlim haram olsun" deyip, varacak olursa hanımı bain boşanma ile boş olur
Koca karısı için "Izinsiz filancanın evine varırsa boş olsun" deyip sonra arkadan izin haber gönderir, haber ulaştığı zaman kadın eve varmışsa boş olmaz
"Boş ol" lafziyle ric'î boşanma meydana gelir
Koca boşamayı bir işi işlemeye bağladıktan sonra herhangi bir sebebden dolayı nikâhı yok olup, bilâhere başka bir kadını nikâhlayıp o işi isleyecek olursa boşanma meydana gelmez
Koca karısına "sen benim üzerime annem ve kız kardeşim gibi haramsın" der ve boşanmaya niyet ederse bain boşama meydana gelir
Koca bir başka adama "Seni evime korsam" diye şart edip Kocanın izni yok iken adam eve girecek olsa boşanma meydana gelmez
Koca bir işi yaptığı halde "Eğer o işi isledimse" diye şart etse boşanma meydana gelir
Koca karısını dövüp, sorulduğunda "Eşyamı kaybetti onun için dövdüm Eğer onun için değilse şart olsun" der, kadın da kaybetmediğine dair yemin ederse, boşanma meydana gelmez
Hayız gören hamile olmayan, boşanmış kadın üç hayız görmeden başkasıyla evlenemez
Bekâr erkek bir işi işlememeye -bekârken- şart edip evlenince o işi isleyecek olsa boşanma meydana gelmez
Mektup göndermekle cinsel ilişkide bulunmuş olduğu hanımını boşayacak olsa ric'î boşanma meydana gelir
Koca karısını nikâhladıktan sonra "Eğer onu nikâhladımsa onu boşamak üzerime olsun" dese, kadın boş olur
Ric'î boşama ile kocasından boşanmış olan kadın, boşayan kocasına şehvetle dokunur veya onu öpecek olursa kocasına dönmüş olur
Kocanın boşamayı bağlı kıldığı şart gerçekleşince, boşanma meydana gelir
Kocası ölmüş hamile kadının iddeti doğumla nihayete erer (Iddet: Bir kadının, kocasının ayrılması veya ölmesinden sonra belli bir müddet başkası ile evlenemeyip bekledigi süredir)
Koca "Falan eşyayı satmaz isem" diye şart edip, sattıktan sonra yine satın alacak olursa boşanma meydana gelmez
Müslüman olan kimseden (dinden çıkmayı gerektiren) küfür kelimesi sadır olmakla hanımı -mahkemeleşmeksizin- bain olarak boşanır(Fetevây-i Netice)
Koca "Bu köyde oturursam, şart olsun dese çoluk çocuğu çıkıp bir diğer köye yerleşdikten sonra bazı işleri için daha önceki köye gelse, hanımı boş olmaz
Koca karısının memesini, annesinin memesine benzetse keffâret-i zihar lâzım gelmez (Başını da benzetse durum aynıdır, gerekmez) (Keffaret-i Zihar: Karısının tamamını veya onun yarısı gibi yaygın bir uzvunu kendisine ebediyen nikâhı haram olan bir kadının tamamına veya bakması haram olan bir uzvuna benzeten kimseye gerekli olan keffaret demektir)
Koca karısına "Üzerine evlenirsem alacağım boş olsun" demiş olsa aldığı hanım boş olur
Bir kaç -dinden çıkmayı gerektirecek- küfür kelimesinin meydana gelmesiyle nikâh yenilenecek olsa nikâh adedi tamamlanmış olmaz
Erkeğin tenasül uzvunun ve husye(haya)'lerinin kesik olduğunu bilmeden evlenen kadın bilâhere duruma vakıf olsa nikâhı feshettirebilir
Koca karısına "Sen öldükten sonra eğer evlenirsem anam avradım olsun" der, kadın ölür, kocada evlenecek olursa boşanma meydana gelmez
Koca bir diğer adama "Evime girersen şart olsun" der, evi başkasına sattıktan sonra adam o eve girecek olursa boşanma meydana gelmez
Koca karısına "Zaman tayin etmeksizin seni boşamaz isem şart olsun" derse boşanmadan ümit kesildiği an boşanma meydana gelir
Başkasının karısını nikâhlamak veya onunla evlenmek caiz değildir
Cinsel ilişkiden ve halvetten önce boşanan kadının iddet beklemesi gerekmez
Ric'î boşamada iddet bitiminden sonra nikâh olunmadan izdivaç muamelesi olmaz
Kocasından (dinden çıkaran) küfür kelimesi sadır olmakla bain olarak boşanan kadına, imanı tazelemesinden sonra yeniden nikâh için baskı yapılamaz
Kendinden küfür kelimesinin sadır olmasıyla bain olarak boşanan kadına iman tazelemesinden sonra yeniden nikâh için baskı yapılır
Kocaya "Filan işi işlersen hanımın üç boşama ile boş olsun mu?" dediklerinde "Boş olsun" deyip, o işi islese hanımı üç boşama ile boş olur
Kadın zengin kocası varken oğlundan nafaka talebinde bulunamaz
Fakir kadının nafakası beraberce kızının zengin oğlu ile kızının zengin kızları üzerinedir
Vefat eden kocanın karısı kocasının terekesinden nafaka alamaz
Karısını ve küçük çocuklarını nafakasız bırakıp kaybolan kocanınBabası, oğluna müracaat etmek üzere bu kadına ve çocuklara nafaka vermeye zorlanır
Kocası olmayan fakir kadının nafakası zengin baba ile zengin oğul ve kızları üzerine gerekli olur
Kocanın boşamış olduğu kadından olan kızı on yaşına girince kadın kocasına "A1 sen terbiye et" diyebilir
Baskı ile olan boşama geçerlidir
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
BİR KAÇ SENE EVVEL BİR KADINLA EVLENDİM ONDAN MEMNUNUM ANCAK ANNEM VE BABAM ONDAN MEMNUN DEĞİLLER VE ONU BOŞAMAMI İSTİYORLAR DEDİKLERİNİ YERİNE GETİRMEDİĞİM TAKDİRDE ALLAH İNDİNDE MES'UL MUYUM? Boşama kapısı ihtiyaca binaen açılmıştır Gerek olmadan boşamaya başvurmak mekruhtur Peygamber (sav): "Allah indinde helal olan şeylerin en sevimsizi boşamadır", başka bir hadiste: "Gerek olmadan kocasından boşanma talebinde bulunan kadına cennet kokusu haramdır" buyurmuşlardır (Buhari-Müslim)
Alimlerin kaydettiğine göre boşanmayı gerektiren hallerden biri de Anneye Babaya itaat etmektir İbn Ömer (ra) şöyle diyor:''Sevdiğim bir eşim vardı ,yalnız babam ondan hoşlanmazdı Ve onu boşamamı istediOnun istediğini yerine getirmediğim için Peygamber (SAV) ‚e durumu anlattı,bunun üzerine Peygamber (SAV):Ey Abdullah karını boşa'' dedi
Yalnız anne ve babanın boşama talepleri bir sebebe dayalı olmalıdırHatta hanbeli Mezhebinin görüşüne göre,adil de olsa kadını boşamak hususunda anne ve babaya itaat etmek gerekmez(el Fıkhül islami c7s358)
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
BOŞANMANIN ÜÇ TALAKLA OLMASI

Boşama için üç talak şart mıdır? Bir erkek kagıda, "üçten dokuza kadar benden boşsun" yazdığında karısını boşamış olur mu? Bu hüküm Islam'a göre boşanmayı bilmeyen erkekler için geçerli midir? Yani kendisi yazdığının ne manaya geldiğini bilmiyorsa ve birileri böy1e yazmasını söylediği için yazmışsa yine karısını boşamış olur mu?
Boşama için üç talak şart değildir Nikâhlı olan karı-koca birbirlerine üç itibârî bağla bağlıdırlar Sünnet olan boşama, erkeğin bu bağları belli şartlarla ve tek tek koparmasıdır Tâ ki, düşünmeye ve başka ihtimallere fırsat bırakılmış olsun Ancak erkek bu üç bağı birden koparırsa, çirkin bir bid'at olmakla beraber bu da gerçekleşir
Yazı ile boşanmaya gelince bu; ya tam bir vesîka gibi başlıklı, imzalı olur, ya da alelâde bir yere yazılmakla olur Bu alelâde yazılan, eğer havaya, suya ve benzeri şeylere yazılır ve yazıldığı yerde okunmaz durumda olursa; boşamak niyeti olsa da olmasa da karısını boşamış olmazYine alelâde olmak üzere, rastgele bir duvara, bir kitabın ya da defterin kenarına, sıradan bir kâgıda okunacak şekilde boşadığını yazarsa, boşama niyeti olması halinde karısı boş olur, boşama niyeti olmaması halinde ise boş olmaz Ama başta söylediğimiz gibi, bir evrak niteliğinde isimli, imzalı, mühürlü vs bir kâğıda karısını boşadıgını yazarsa, niyeti olsun olmasın, karısını boşamış olur (bk Fetâvâ-yi Hindiye I/378-79) Buralardan da anlaşılıyor ki, erkeğe, kendisinin ne olduğunu bilmediği bazı cümleler yazdırılsa, bunlar da boşamayı ifade eden cümle olsa karısı boş olmaz; çünkü yazdığı kağıt bir tutanak değildir ve böyle bir niyeti yoktur Ancak bu, "diyâneten", yani Allah indinde böyledir Ama faraza, bir Islâm mahkemesi olsa ve bunu mahkemeye ispat etseler, mahkeme niyeti bilemeyeceğinden boşanmalarına karar verir
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
BÜLBÜL VE KANARYA GİBİ KUŞLARA KARŞI HEVESİM VARDIR ONLAR İÇİN KAFES ALIP BESLİYORUM BU HUSUSTA DİNİ BİR SAKINCA VAR MIDIR? Bülbül ve kanarya gibi kuşlarla oynayıp onlarla vakit geçirmek doğru değildir İnsan Allah'ın halifesi olduğundan kendisine düşen büyük vazifeler vardır Lüzumsuz şeylerle uğraşmamak lazımdır Bununla beraber böyle kuşları evde bulundurup kafeste hapsetmek haram değildir Haram olduğuna dair hiç bir şey varid olmamıştır
Onları kafeste tutmak haramdır, denilmez Çünkü hayvan için ahır ne ise kuş için kafes öyledir Yani hayvanları ahırda hapsetmek caiz olduğu gibi kuşları da kafeste hapsetmek caizdir Peygamber (sav)'imiz hizmetinde bulunan Enes bin Malık'in annesinin evine arasıra giderdi Küçük çoğunun bir kuşu vardı Peygamber (sav) kuşu ne yaptı diye latife edip çocuğa soradı Şayet kuşu hapsetmek caiz olmasaydı, Peygamber (sav) mutlaka onu yasakalayacaktı (el-Fetava al-Kübra)
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
BÜLÛĞ, BÜLÛĞA ERME

Yetişmek, ulaşmak, ulaştırmak, kararlaştırılan bir iş, yer ve zamanın nihayetine ermek İnsan hayatının devrelerinden olan çocukluk çağının sona erip, olgunluk (erginlik) çağının başladığı nokta Yaş ile ilgili olarak bülûğ çağına erme ifadesi Kur'an'da bir çok yerde geçmektedir

İnsanın dünya hayatı merhalelerinden bahseden bir ayette Allah Teâlâ şöyle buyurur "Dilediğimizi belirtilmiş bir süreye kadar rahimlerde tutuyoruz, sonra sizi bir bebek olarak çıkarıyoruz Sonra gücünüze ermeniz için (sizi büyütüyoruz) içinizden kimi (çocukken) öldürülüyor, kimi de ömrün en kötü çağına (ihtiyarlığa) itiliyor ki bilirken birşey bilmez hale gelsin " (el-Hâc, 22/5)
Ayette bildirildiği gibi, insan tabii ecelin daha evvel gelmemesi halinde çocukluk, olgunluk ve ihtiyarlık çağlarını geçirir Yine Kur'an, henüz ergenlik çağına gelmemiş çocukların soyunma ve yatma vakti olan üç vakitte yatak odalarına izinsiz girmemelerini (en-Nûr, 24/58), bildirerek çocukluk çağından bahseder (Bülûğ çağı için bk Kur'an, 6/152,12/22,18/82, 28/14, 37/102, 40/67, 46/15)
İnsanın bir emir veya yasakla sorumlu tutulabilmesi için, öncelikle akıllı ve çocukluk devresinden kurtulup bâliğ olması şarttır İslâm'da "ef'âl-i mükellefîn*, sorumluluk durumunda olan kimselerin yapmaları veya yapmamaları gereken bir takım emir ve yasaklar vardır Bunlar; farz, vacip, sünnet, müstehab helâl, mübah, mekruh, haramdır Müslümanlar da bunlardan bir kısmını yapmakla,bir kısmını da yapmamakla yükümlüdürler Bu yükümlülükler, büluğ çağı dediğimiz yaşa gelince başlar Bu nedenle İslâm'ın bülûğ çağı ile çok yakından ilgisi vardır Bülûğ çağının başlangıcı, kızlarda dokuz: erkek çocuklarda oniki yaşın bitimidir Son sınırı ise soğuk iklimlerde veya anormal hallerde erkeklerde onsekiz; kızlarda da onyedi yaştır Artık erkek onsekiz, kız da onyedi yaşına gelince bülûğa ermiş sayılırlar Ancak kız veya erkek, bülûğa erme sınırının son yaşlarına gelmeden, uykuda veya uyanıkken ihtilam olurlar, menileri gelir veya kadın ve erkek evlenmeleri halinde biri hamile kalmaya, diğeri de hamile bırakmaya müsait duruma gelirlerse, artık bülûğa ermiş sayılırlar (Mecelle, mad 985) Yukarıda saydığımız bülûğa erme sıfatları genellikle kızlarda dokuz, erkeklerde oniki yaşlarında meydana gelir İklimin sıcak olduğu bölgelerde yetişme daha erken olacağından, bu özellikler daha erken yaşlarda da görülebilir Bu özelliklerin görüldüğü andan itibaren de İslâmî sorumluluklar başlar Bu yaşa gelmeyenlere İslâmî sorumluluk yüklenmemiştir (Tecrid-i Sarîh, I, 80) İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed'e göre, gerek erkek, ve gerek kızlar için bülûğ yaşının son sınırı onbeş yaştır (Mecelle, mad 987) Hanefî mezhebinde fetva da buna göre verilmiştir Şâfiî ve Hanbelî mezhebinde bülûğ yaşının son sınırı onbeş, Mâlikî mezhebinde onsekiz yaş olarak belirlenmiştir
Bazı insanlarda erkek ve kadın tenasül uzuvları aynı nisbette vardır Bunlara "hünsa-i müşkil" denir Bunlarda bülûğ yaşının son sınırı onbeş yaştır Bülûğ yaşının son sınırına gelmeden evvel kız ve erkekte meydana gelen ihtilam olma, meni gelme ve hayız olma halleri, bülûğa ermenin alâmetleridir Bülûğ çağına eren kız ve erkek gusül, abdest, namaz, oruç, malî imkânlar müsait ise hac* ve zekât*, erkekler için cuma* ve bayram namazları* gibi vecibeleri, kendi malında tasarruf hakkı ve diğer dinî sorumlulukları yerine getirmek zorundadırlar Bu yaşa gelen çocuklar, ebeveynlerinin ve büyük kardeşlerinin soyunma odalarına giremezler, ayn cinsten kardeşler bir yatakta yatamazlar, ayrı cinsten nikâhlanmaları yasak olmayan kimselerle yalnız başlarına kalamazlar Hz Peygamber (sas):
"Çocuklarınız yedi yaşına gelince onlara namazı emrediniz; on yaşına geldikleri halde kılmazlarsa -incitmeyecek şekilde- dövünüz" (Ebû Davûd, Salât; 26) buyurmuştur Bülûğ yaşının başlangıcına geldiği halde henüz bâliğ olmayan şahsa hakikaten veya hükmen bâliğ oluncaya kadar erkek ise "mürahik* ", kız ise "mürahika" denir (Mecelle, mad 986)
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
BURÇ VE FAL Burç, gökyüzündeki özel yıldız kümelerinin herbirine verilen addır ve bilinen oniki burç vardır Bunların, astronomik konumları itibariyle, meselâ Güneş gibi Dünya ile çeşitli etkileşimleri olabilir Ancak gelecekle ve gaypla ilgili bilgilerin onlardan alınması mümkün değildir Çünkü "gaybı sadece Allah (cc) bilir" (157 En'âm (5) 59) Fal ise, Kur'ân-ı Kerim'in ifadesiyle "şeytanın işlerinden bir pisliktir" (158 Mâide (5) 90) Bu yolla da gaybî bilgiler elde edilemez Dikkat edilirse "Burç" ve "Yıldız Falı" gibi şeytanlıklarla insanları meşgul eden gazete ve dergiler, aslında "gayb"a hiç inanmayan insanların elindedir Öyleyse inananlar, onların bu hurâfelere niçin bu kadar önem verdikleri konusunu iyi düşünmelidirler Görülecektir ki, bu şeytanlıkların iki önemli hedefi vardır: Umudundan başka birşeyi olmayan fukaranın o umudunu bile sömürüp kasalarını şişirmek, inanmayı asılsıza çıkararak inançları sarsmak
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
BÜYÜ, BÜYÜCÜLÜK

Buna Arapça'da "sihir" adı da verilir Bir insanı istenilen şeyi yapmağa sevk eden gizli kuvvet, tabiata aykırı haller vücuda getiren etkiler Bunları yapanlara "büyücü" denilir Büyüyü şöyle tarif etmek mümkündür Herhangi bir çıkar uğruna başkasına zarar vermeye yönelik meşru olmayan yollarla bir takım gizli kuvvetleri yönlendirerek yapılan ve gerçeğe uymayan gözbağcılık, düzenbazlık, oyunculuk şeklindeki işler Gözbağcılık, düzenbazlık gibi oyunlarla insanları aldatan kişiye büyücü, bu kişilerin yaptığı işe büyü, bu işin meslek haline getirilmesine de büyücülük denir Büyücülük, İslâm'dan önce Araplar'da, Rumlar'da, Hintliler'de, Mısırlılar'da yaygın idi Özellikle Hz Musa zamanında büyücülük itibarlı bir meslek idi Hz Süleyman zamanında da yaygındı Büyünün kendine göre özellikleri ve çeşitleri vardır

Kara büyü: Asıl sihir bu olup bazı kimseler, perilerin ve özellikle şeytanların müdahalesiyle, tabiatüstü bir takım fiiller yapabilecekleri iddiasındadırlar
Mecaz yoluyla büyü: Anlaşılamaz, akıldan hariç şey demektir
Beyaz yahut (tabii) büyü: Zahiren acaip, fakat aslında tabii sebeplerle meydana gelmiş bir takım fiiller yapmak sanatıdır Hokkabaz kuleleri gibi
İslâm toplumlarında sihir: Müslümanlardan bazıları büyüde Yahudilerden, Suriyeliler'den, İranlılar'dan, Keldânîler'den ve Yunanlılar'dan ders almışlardır Tütsü, tılsım, muska, cadılık, fala bakmak vs hep oralardan gelmiştir Müslümanlar cinlere inandıkları için bu inanç sihre inanmaya da yolaçabiliyordu Rasûlullah (sas) "isabet-i ayn"a, yılan sokması ve genellikle hastalıklara karşı rukyayı yani duayı caiz görmüştür Fakat büyü ile Hz Peygamber'in (sas) duası arasında hiçbir ilişki yoktur Bir takım fal kitapları vardır ki kelime ve harflerin suretiyle geleceği bilmeye çalışırlar
Büyü ve büyücülük İslâm'da yasaklanmıştır Kur'an-ı Kerîm'de büyücülerin iflah olmayacağı (Tâhâ, 20/69) belirtilmiştir Kâfirler, kendilerini haklı çıkarabilmek, Allah'ın elçilerini yalanlamak için onları büyücülükle, büyü yapmakla suçlamışlardır Büyücülükle suçlananlar arasında Hz İsa (es-Sâf, 61/6); Hz Musa (ez-Zuhruf, 43/49); (ez-Zâriyat, 51/39), Hz Süleyman (el-Bakara, 2/102), Hz Muhammed (el-Hicr, 15/6) zikredilmektedir Başka bir ayette, inanmayan kişilerin bütün peygamberleri büyücülükle suçladıkları görülmektedir (ez-Zâriyat, 51/52) Hz Peygamber (sas) bir hadisinde yedi şeyden sakınınız" buyururken ikinci sırada "sihir yapmayı" zikretmiştir (Buhârî, Iiasâya 23; Müslim, İman,144) Başka bir hadiste büyü yapan kişinin küfre girdiğini belirtmiştir Muhabbet için efsun yapmanın, ipliğe okumanın, büyü yapmanın şirk olduğunu da belirtmiştir (Nesâî, Tahrim 19) Büyüye inanan kişinin Cennet'e giremeyeceği de (Ahmed İbn Hanbel, II, 83; IV, 399) belirtilmiştir
Başka bir hadiste de büyücüye, müneccime, gaibden haber veren kimseye inanan kişinin Kur'an'ı inkâr etmiş olduğu belirtilmektedir (Ebû Davûd, Tıp, 21)
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
BÜYÜK GÜNÂHLAR (KEBÂİR)

Allah'ın emirlerine aykırı davranış, kötü amel, isyan, karşı gelme, suç, kabahatlerin büyükleri İslâm literatüründe bu tür fiillerin bir kısmı büyük günah, bir kısmı da küçük günah olarak adlandırılır Bu tabirin geçtiği ayetlerde şöyle denilmektedir: "Eğer size yasaklanan büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi ağırlanacağınız bir yere sokarız " (en-Nisâ, 4/31)
"Büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınırlar, kızdıkları zaman onlar, affederler" (eş-Şurâ, 42/37)
"O (muhsin ola)nlar ki günahın büyüklerinden ve çirkin işlerden kaçınırlar, yalnız bazı küçük kusurlar işleyebilirler " (en-Necm, 53/32)
Aynı ifadenin geçtiği Hadislerden bir kısmında ise Hz Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur:
Abdullah b Mes'ud anlatıyor: Rasûlullah'a "Allah indinde en büyük günah nedir?" dedim "Seni yaratan Allah'a Şirk koşmandır" buyurdu
"Bu gerçekten pek büyük, bundan sonra nedir?" dedim "Seninle beraber yemek yemesinden, tüketici olmasından korkarak evlâdını öldürmendir " dedi "Ondan sonra nedir?" dedim "Ondan sonra komşunun hanımı ile zina etmendir" buyurdu
Yine Abdullah b Mesud'dan değişik bir senetle aynı hadis rivayet edildikten sonra şu ayetin nazil olduğu ilâve edilmiştir
"Allah'ın (halis) kulları o kimselerdir ki, Allah'tan başka ilâha dua etmezler; Allah'ın haram kıldığı nefsi öldürmezler; meğer ki hakla ola Zina da etmezler Her kim de bunları yaparsa ağır cezaya çarptırılır " (el-Furkan, 25/68)
Abdurrahman b Ebû Bekr, babasından, şöyle dediğini rivayet ediyor:Rasûlullah (sas)'ın yanında idik Üç defa şöyle buyurdu: "Size büyük günahların en büyüğünü haber vereyim mi? Allah'a Şirk koşmak, anaya babaya itaatsizlik etmek ve yalancı Şahitliği yapmak " (Buharî, Edeb 6; İman, 16)
Başka bir hadiste, büyük günahlar, "el-Mubîkât: helâk edici" kelimesiyle ifadelendirilerek şöyle buyurulmuştur: "Yedi helâk edici Şeyden kaçının" Bunlar nedir yâ Rasûlallah diye sorulunca: "Allah'a şirk koşmak; sihir yapmak; Allah'ın haram kıldığı halde bir kimseyi haksız yere öldürmek; yetim malı yemek; faiz yemek; düşmana hücum anında harpten kaçmak: namuslu, kendi halinde mümin kadınlara zina iftirası atmaktır" buyurdular Diğer bir hadiste ise: "Büyük günahlar dokuzdur: Allah'a şirk koşmak; haksız yere adam öldürmek; temiz bir kadına kötülük isnat etmek; zina yapmak; düşmana hücum esnasında firar etmek; sihirbazlık; yetim malı yemek; müslüman ana babaya asî olmak; emredilenleri yapmamak ve yasakları yapmak sûretiyle aileye karşı doğruluğu terketmektir " Diğer Hadislerde yukardaki maddelere faiz yemek, hırsızlık ve şarap içmek de ilâve edilmiştir (Buhârî, Vasâya 23; Müslim, İman 141-146; Ebû Davûd, Vasâya 10)
Kebâir kelimesiyle ifade edilmediği halde, yukardaki Hadislerde bildirilen fiillerin dışında bir çok suçlar daha vardır ki, onlar İslâm âlimlerince, ayet ve hadisler doğrultusunda, büyük günah kabul edilmiştir: Bilerek ve kasten İslâm'ın şartlarını terketmek; içki içmek; kumar oynamak; hırsızlık yapmak; adaletten ayrılmak gibi İslâm âlimlerinden bir kısmı genel hatlarıyla "büyük günah"ları şöyle tarif etmişlerdir:
İbn Abbâs'a göre: "Allah'ın yasak ettiği her şey büyük günahtır Ayrıca büyük ve küçük günah arasındaki fark şudur: Allah'ın Cehennem, gazap, lânet, veya azap gibi ifadelerle sona erdirdiği her günah büyüktür Diğerleri küçüktür" Hasan Basrî de buna yakın bir ifade kullanmıştır
Ebû Amr İbn Salâh'a göre: "Büyük ismi verilecek şekilde büyük olan ve mutlak surette büyüklükle vasıflanan her günah büyüktür" Buna göre büyük günahların bazı alâmetleri vardır
"Şer'i cezayı icab ettirmek; Cehennem azabıyla tehdit olunmak; yapana fasık denilmek; lâ'net olunmak"
Cumhûr-ı ulemaya göre; günahlar büyük ve küçük olmak üzere ikiye ayrılır Beş vakit namaz, Ramazan orucu, hac, umre, abdest gibi hayırlı amellerin kendilerine keffaret olabileceği günahlar "küçük günah"; bu tür ibadetlerin keffâret olamadığı günahlar ise "büyük günah"lardır Mesela: "İki umre, aralarında yapılan günahlara keffarettir (Ahmed İbn Hanbel, II, 461) "Kabul edilmiş bir hac, o yıl ki hatalara keffarettir " (Ahmed İbn Hanbel, II, 348), "Şehidden akan ilk damla kan, onun bütün günahları için keffarettir" (Ahmed İbn Hanbel, IV, 300), "Allah, cuma'yı kılanın iki cuma arasındaki günahlarını örter" (Ahmed İbn Hanbel, V, 181) Hadislerde, başka ibadetlerin kendilerine keffaret olduğu bildirilen cinsten günahlar küçük günahtır Ancak herhangi bir ibadetin, kendisi hakkında keffaret kabul edilmediği günahlar ise büyük günahlardır Meselâ: hiç bir ibadet adam öldürmeye, zina yapmaya, içki içmeye ve benzeri günahlara keffaret olarak kabul edilmez; bunlara ancak Şerîat'ın, haklarında takdir ettiği cezalar tatbik edilir
Hz Ömer'le İbn Abbas (ra) "İstiğfarla büyük günah, ısrarla da küçük günah kalmaz" demişlerdir Yani (Şerîat'in verdiği cezalar tatbik edildikten sonra) istiğfarla büyük günahlar affedilir Fakat küçük günahlar ısrarla işlenmeye devam edilirse, onlar da büyük günah olur Bu ifadelere göre büyük günahlara sayısal açıdan sınır koymak mümkün olmaz
Büyük günahların başında gelen ve en büyük günah olarak kabul edilen "şirk"in küfür olduğu muhakkaktır Diğer günahların, onu işleyen mümin bir kulu imandan çıkarıp çıkarmayacağı hususunda İslâm Kelâm âlimleri ihtilaf etmişlerdir
Özetle, Şerîat'ın hakkında tehdit edici bir nass (korkutucu bir delil) tahsis ettiği veya büyük günah olarak bildirdiği bir günahı işleyen hakkında Ehl-i Sünnet mezhebinin görüşü şudur: Büyük günah mümini imandan çıkarmaz ve onu küfre sokmaz Ancak böyle bir mümin asi sayılır Ameller imandan bir cüz (parça) değildir Ancak işlenen günahı helâl saymak, onu hafife ve alaya almak, kesinlikle küfürdür
Mu'tezile mezhebinin görüşü: Büyük günah işleyen ne mümin, ne de kâfirdir O fasıktır ve iki menzil arasındaki bir menzildedir Bu mezhep, imanı kalbin tasdiki, dilin ikrarı ve amellerin yapılması şeklinde tarif ettikleri için; büyük günah işleyenleri mümin kabûl etmemişlerdir Ancak kâfir de kabul etmemişlerdir Çünkü, Peygamber (sas) asrında ve takip eden dönemlerin hiçbirinde büyük günah işleyenlere, dinden çıkanlara verilen ölüm cezası verilmemiştir Eğer kâfir olsalardı, imandan sonra küfre gitmenin cezası olarak öldürülmeleri gerekirdi Bu yapılmamıştır, onun için bunlar iman ile küfür arasındadırlar Bunlara "fâsık" denir
Haricîlere göre; büyük ve küçük günah işleyen kimse kâfir olur İslâm'ın, yapılmasını emrettiği ameller imanın bir parçasıdır Yani amel imandan bir cüz'dür
Hasan el-Basrî'ye göre; büyük günah işleyen kimse "münafık"tır Kalben inanmadığı halde dıştan inanmış gibi görünenlere münafık denildiği halde Hasan Basri nifâkı; imanı gizleyip büyük günahı işlemek suretiyle küfrü açığa çıkarmak, şeklinde kabul etmiştir
Haricîlerden bir fırka olan el-Ezârika'nın görüşü: Büyük günah işleyen kimse "müşrik"tir Çünkü böyle kimse hem Allah için, hem de Allah'tan başkası için amel etmektedir Yaptığı büyük günah ile Allah'tan başkasını (nefsini veyahut şeytanı) ona ortak koşmuştur
Yukarda belirlenen bütün görüşler, sahiplerince bir takım delillere dayandırılmıştır Biz bunlardan sadece Ehl-i Sünnet'in deliline bakacağız Diğerleri için akaid kitaplarında geniş malûmat verilmiştir; oraya bakılabilir
1 Delil: İman, kalp ile tasdiktir Mümin'in imandan çıkması için kalbindeki tasdikin değişmesi gerekir Hangi beşerî zaaflardan kaynaklanırsa kaynaklansın, işlenen büyük günahlar, tasdiki değiştirecek mahiyette olmadığı sürece işleyenini imandan çıkarmaz Kalpteki tasdiki değiştirme ise ancak yapılan günahı helâl sayarak veya o hükmü alaya alarak meydana gelir Şer'i hükümlerle alay etmedikçe, hafife almadıkça ve helâlleri haram, haramları da helâl kabul etmedikçe; kalpteki tasdik değişmemiş olur O değişmedikçe de kâfir olunmaz
"Allah, kendisine şirk koşulmasını affetmez Bunun dışındaki (günahları) dilediğine affeder " (en-Nisa, 4/116) ayeti, ancak şirkin affedilmeyeceğini, diğer günahların ise -eğer Allah dilerse- affedebileceğini ifade etmektedir Eğer büyük günahlar da küfür kabul edilseydi, ayetin ikinci bölümünde "ma dûne zâlik = bunun dışındakiler" ifadesinin kullanılmasına gerek kalmazdı
2 Delil: "Asi" denilen büyük günah sahiplerinin gerçekte mümin olduklarını belirten bir çok ayet vardır:
"Ey iman edenler, şarap, kumar, dikili taşlar, şans okları, şeytan işi pisliklerdir " (el-Mâide, 5/90)
"Eğer müminlerden iki zümre birbirleriyle savaşırlarsa " (el-Hucurât, 49/9)
"Ey iman edenler, yürekten, hâlis (samimi) bir tevbe ile tövbe ederek Allah'a dönün " (et-Tahrim, 66/8)
"Ey iman edenler, öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı " (el-Bakara, 2/178) Ayetlerde görüldüğü gibi büyük günah işleyenlere "Ey inananlar" diye hitap edilmiştir
3 Delil: Mümin bir kimse öldüğü zaman cenaze namazı kılınır ve müslüman kabristanına defnedilir Asr-ı saadetten bugüne kadar büyük günah işlemiş ve tövbe etmemiş olsa bile (gizli halleri Allah'a ait olmak üzere), ölen her müslüman için, günahkâr veya günahsız ayrımı yapılmaksızın cenaze namazı kılınmış ve müslüman kabristanına defnedilmiştir Peygamber'in tatbikatı böyle olmuştur ve İslâm âlimleri bu konuda icmâ* etmişlerdir
"Kendisine emanet edilemeyen kimsenin imanı yoktur "Zina eden kimse, mümin iken zina etmez, mümin iken hırsızlık yapmaz, mümin iken içki içmez " (Buhârî, Mezalim 30; Müslim, İman 100,104; Ebû Davûd, Sünnet, 15; Tirmizî İman, 11) Şeklinde varid olan hadisler, büyük günah işleyenlerin kâfir olduklarına delil değil; ancak imanlarının kâmil olmadığına delildir Kâmil bir iman, büyük günahların işlenmesine engeldir
Hepsi bu kadar olmamakla birlikte aşağıda sıralayacağımız suçlar, İslâm'da büyük günahlar olarak kabul edilmiş ve bunlardan bir kısmına İslâm hukukuna göre bazı cezalar takdir edilmiştir:
" Allah'a şirk koşmak, içki içmek, kumar oynamak " (el-Bakara, 2/219); haram aylarda harbetmek (el-Bakara, 2/217); bakmakla yükümlü olduğu yetimin malını kendi malına katarak O'nun rızası olmaksızın yemek (en-Nisa, 4/2; İsra, 17/34); fakirlik korkusuyla kendi çocuğunu öldürmek (İsra, 17/31); insanlar arasında fitne çıkarmak (el Bakara 2/217); faiz yemek (el-Bakara, 2/275); Allah'tan başkasına ibadet etmek (İsra,17/23); ana-babaya isyan etmek (İsra,17/23), akrabaya miras hakkını vermemek (en-Nisa, 4/7, 13; İsra, 17/26); malı gereksiz yere israf etmek (İsra, 17/27); zina yapmak (İsra 17/32; en-Nisa, 4/15-16); haksız yere adam öldürmek (İsra, 17/33); ölçü ve tartıyı tam yapmamak (İsra, 17/35); kibirlenmek (İsra, 17/37); iffetli kadına zina isnat etmek (en-Nisa, 4/23); tesettüre riayet etmemek (en-Nur, 24/31 ); yalan yere yemin; Peygamber'e (sas) yalan hadis uydurmak (Peygamber'e yalan yere hadis uydurmak, büyük günah olmanın ötesinde, küfür sayılabilir Çünkü şerîat'ın temel kaynaklarından ikincisi "sünnettir" Sünnete yalan isnat etmek; bazı konularda İslâm'ı temelinden yıkabılir); insanları diliyle çekiştirmek; kaş göz hareketleriyle alay etmek (Hümeze, 104/1 )
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
BÜYÜK GÜNAHLARDAN BAZILARI
" Allah'a şirk koşmak, içki içmek, kumar oynamak " (el-Bakara, 2/219); haram aylarda harbetmek (el-Bakara, 2/217); bakmakla yükümlü olduğu yetimin malınıkendi malına katarak O'nun rızası olmaksızın yemek (en-Nisa, 4/2; Isra, 17/34); fakirlik korkusuyla kendi çocuğunu öldürmek (Isra, 17/31); insanlar arasında fitne çıkarmak (el Bakara 2/217); faiz yemek (el-Bakara, 2/275); Allah'tan başkasına ibadet etmek (Isra,17/23); ana-babaya isyan etmek (Isra,17/23), akrabaya miras hakkını vermemek (en-Nisa, 4/7, 13; Isra, 17/26); malı gereksiz yere israf etmek (Isra, 17/27); zina yapmak (Isra 17/32; en-Nisa, 4/15-16); haksız yere adam öldürmek (Isra, 17/33); ölçü ve tartıyı tam yapmamak (Isra, 17/35); kibirlenmek (Isra, 17/37); iffetli kadına zina isnat etmek (en-Nisa, 4/23); tesettüre riayet etmemek (en-Nur, 24/31 ); yalan yere yemin; Peygamber'e (sas) yalan hadis uydurmak (Peygamber'e yalan yere hadis uydurmak, büyük günah olmanın ötesinde, küfür sayılabilir Çünkü şerîat'ın temel kaynaklarından ikincisi "sünnettir" Sünnete yalan isnat etmek; bazı konularda Islâm'ı temelinden yıkabılir); insanları diliyle çekiştirmek; kaş göz hareketleriyle alay etmek (Hümeze, 104/1 )
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
CAMİDE KONUŞUP SOHBET ETMEK CAİZ MİDİR? Camide yapılan konuşma din ile ilgili ise ibadet olduğundan makbuldür Fakat dünyevi olup da bir kimsenin gıybet ve dedikodusu yapılmıyorsa mübahtır Gıybet ise haramdır: Hülasa camide yapılan konuşmnın helali helal, haramı haramdır
 
Üst Alt