Adak meryemlere

Muhtazaf

Yardımcı Yönetici (Şair|Yazar)
Yönetici
Adak Meryemlere..

Okunması Gereken Bir Yazıdır..Sizlerden Ricam(Özellikle Bayanlar) Okuyalım Ve Okutalım İnşALLAH...

Gittikçe bozulan zamanın karanlık çağları arasında, gözlerimiz hasret kalmıştı nice zamandır, Meryemlerin adanmışlığına… Bu hasretliğin bedelidir, ümmet bazında çektiğimiz yıllar boyunca… Sırf bu adanmışlıktan yoksun kaldığımız içindir ki zulüm ve fesad, vahşet ve dehşet, başıbozukluk ve kaos, şehvet ve nefisperestlik ürünleri devşiriliyor ne yazık ki, çok uzun yıllardır ifsad tohumlarının saçıldığı İslam coğrafyasında… İslam Ümmeti; işgal edilen coğrafyası, namahrem ellerin dokunduğu mabedleri, yozlaşan kültürü, iğfal edilen düşünce yapısı, köle ruhlu uşak yöneticileri, cehalet içinde çırpınan müntesipleri, içine serpiştirilen tefrika tohumlarıyla sekerat halini yaşamakta ve eski günlerin özlemi içinde, ümitvar gözlerle etrafına bakmaktadır tekrar ayağa kalkmak için… Manevi bir haykırış ve ta ciğerlerimizden gelen, hançeremizi yırtan bir nidayla sesleniyoruz, kadın–erkek, genç–yaşlı ümmetin her bir ferdine… Yaralarımızı saracak müşfik ellere, ruhlara hitap edecek sözü olanlara, yol gösterecek kılavuzlara, peşinden sürükleyecek rehberlere, düşmana korku salan mücahidlere, serdengeçti şehadet sevdalılarına, dünyaya tenezzül etmeyen cennet taliplilerine muhtacız yeniden… Bu ölüm toprağını üstümüzden atacak, yakamızdan tutup silkeleyecek, kalplerimize ilahi bir nur üfleyecek, bize yeni Bedirler yaşatıp saadet asrının cennet kokularını üstümüze serpecek birilerine muhtacız yeniden… Yani tertemiz ve iffet kaynağı kucaklarında İsaları, İsmailleri, Muhammedleri, Hamzaları, Alileri, Hüseyinleri büyütecek olan Meryem adanmışlığına, Hatice şefkatine, Hacer fedakârlığına, Fatıma zühdüne, Asiye sadakatine muhtacız yeniden…

Doymak bilmez arzu ve isteklerle, gemlenemeyen ve uslanmayan nefsi yönelişlerle, tatmin olmayan şehevi dürtülerle, bedenleri esir alan ihtiraslarla sadece görünüş itibariyle insan kalmış yaratıkların, cehennemden çıkarılmış bir alev topu gibi toplumun maneviyatını yakıp küle çevirmesine çok fazla zaman kalmadı ne yazık ki… Zaman, Mesih’in intizarında ve Mesih, Meryemlerin adanmışlığını beklemektedir bütün Müslüman anne ve babalardan, tıpkı İmran Ailesi’nin yaptığı gibi…

Nice zamandır Zekeriya yalnızlığını yaşamaktayız inanmış muvahhidler olarak… Bu yalnızlıktan kurtaracak musaddık bir İsa yetmiyor artık, İsalar lazım bize; İsalara annelik yapacak iffet sahibi bir Meryem yetmiyor çağımıza, Meryemler gerek bize… Bu çağ, bu zaman, bu devir Mesih’in yaşadığı dönemden çok daha muhtaçtır adanmış bir Meryem’e… Firavun’un sarayını içten çökerten Asiyelere, Mesihlere analık yapacak iffetli Meryemlere, Resulullah’ın şefkatli destekçisi ve sığınağı Haticelere, zühd ve takvanın zirvesi Fatımalara, tevekkül, teslimiyet ve annelik şefkatiyle koşuşturan ve bu koşuşturması, Hac menasiklerini oluşturacak kadar kutsal olan Hacerlere her zamankinden çok daha muhtacız bütün bir ümmet olarak kurtuluşa giden yolda… Kurtuluş; iffetli, takvalı, Kur’an ile soluklanan, ilimle süslenen Meryemlerimizin, Haticelerimizin, Zeyneplerimizin, Hacerlerimizin, Asiye ve Fatımalarımızın kuracakları İslami ailelerin çoğalmasıyla gelecektir toprağımıza…

Her yönüyle İslam’ı yaşayan, küçücük evlerinde İslam toplumunun çekirdeğini barındıran İslamî ailelerin çoğalması, imani yönden sağlam kızlarımızın çoğalmasıyla sağlanabilir ancak… Her anne–baba İslam ümmetinin geleceğini düşünerek Meryemlerini iffet ve takvada abide kılmak, Kur’an’la soluklandırmak, İslamî edeb, ahlak ve kişilik sahibi kılmak için bir çaba ve arayış içinde olmalıdırlar her zaman… Bu arayışın bir sonucu olarak Kur’an hafızlığı ve ilim için küçücük yaşlarında annelerinden, sevdiklerinden, yuvalarından ayrılıp gurbete çıkan, minicik yürekleri ayrılık hüznüyle kavrulan, gözlerinde tüten özlemlerine kuytularda gözyaşlarını ilaç yapan kızlarımızın mübarek yolculuğu ne kadar da benzemektedir Meryem’in adanmışlığına… İsimleri Meryem, Hacer, Zeynep, Aslı, Fatıma, Hatice, Kübra, Büşra vs. de olsa, onların her biri birer Meryem’dirler aslında… Zamanın inkârcılarına, kucaklarında Mesih’i temsilen ilimle dönecek olan birer Meryem’dirler onlar… Onlar birer Meryem’dirler, zamanımızın kirlenmişliğini iffet paklığıyla yıkayıp Kur’an nurunu, kararmış yüreklere bir kandil gibi tutacak olan… Onlar Meryem’dirler, kuracakları ailelerle toplumu yeniden ihya edip hidayet yoluna yöneltecek Mesihleri yetiştirecek olan…

Zekeriya hassasiyetli öğretmenlerin elinde, ALLAH’ın rahmet dairesi içinde güzel bir bitki gibi yetişecek olan Meryemlerimiz, bir ümit ışığı yakmaktadırlar geleceğimize… İlim yolunda ailesinden kopan her bir Meryem’imiz, geçmişin ihtişamlı medeniyetinden, ALLAH’ın nurunun tamamlanacağını ümit ettiğimiz geleceğin inşasına, maneviyat harcını taşımaktadırlar var güçleriyle… Kapısında hizmet edilecek mabedler yoksa da bugün, hizmet İslam’ın kendisinedir aslında ve Meryemlerimiz İslam’a adanmışlardır bir bakıma…

Ulvi bir gaye için yurdundan, yuvasından, en sevdiklerinden kopup ALLAH rızası için zorluklara katlanan her Meryem, Kâinatın Sahibi olan Rabbimizin kendisi için hazırladığı ödül ve mükâfatlara daha bu dünyada iken sahip olacaktır belki de… Çünkü onlar, daha çocukluklarını yaşamadan kendilerini ALLAH’a adayan, ilmin izzetini minik kalplerine azık yapan, temiz ruhlarını Kur’an’la arındıran, iffeti başlarına taç, hayâyı yüzlerine hicap örtüsü yapan ve başkaca bir sermayeye ihtiyaç duymayanlardır ahiret yolculuğunda… Zamanın çirkefliklerine ilaç, gelecek nesillerin kurtuluşuna vesile olmak, topluma iffet ve hayâ atmosferi üflemek, bozulmuş toplumsal hayatı bir Meryem dokunuşuyla ahirete müteveccih kılmak, minik Meryemlerimizin daha bu dünyada iken görecekleri en büyük ödül olacaktır elbette…

Minicik omuzlarına, dayanılmaz acı, sıkıntı, hasret ve özlemler yükleyerek sırf ALLAH rızası için ilim yolculuğuna çıkan, Rahman’ın kelamını soluklamak için diyarlar aşan Meryemler, dünya gurbetini yaşasalar da, aslında temiz ruhlarıyla seyre dalmaktadırlar cennet reyhanlarını… Cennet, onların yüreklerinde yeşermektedir çünkü ve yürekleri Kur’an’ı solukladıkça her türlü kir ve pastan temizlenecek, ALLAH’ın dışındaki bütün meşguliyetlerden kurtulacak, tüm sevgilerden azade olacak ve şeytana karşı manevi bir zırha bürünecektir her geçen gün biraz daha… Meryemlerimizin kalpleri ve vicdanları iman nuru ile coştukça, onlar İmran’ın kızı Meryem’in teslimiyetini yeniden yaşayacak ve Rablerinin hesapsız rızıklarını, O’nun sonsuz kerem ve yardımlarını hep hissedeceklerdir yanı başlarında…

Kızlarına Meryem’ce bir yol çizen ebeveynler de, İmran Ailesinin günümüzdeki temsilcileri olma şerefini hak etmektedirler elbette… Sabrettikleri, yavrularının ahiret yolculuğunda güzel azık edinmeleri için çaba sarf ettikleri ve bu çabalarını sonuna kadar sürdürdükleri müddetçe, inşaALLAH yüreklerindeki sıkıntı alınacak, ayrılık onlara kolaylaştırılacak ve kalpleri itminana erecektir ALLAH tarafından... Yavrularına sundukları İlahi yol sebebiyle, gönülleri ve yürekleri iman nuru ile aydınlanacaktır, ALLAH’tan bir lütuf olarak... Yüreklere iman nuru aktıkça da, dünya yeniden anlamını bulacak gözlerinde ve ruhlarındaki ulvi duygular coşup onları meftun kılacaktır bitişi olmayan bir hayata…

Kur’an-ı Kerim’de sözü edilen İmran Ailesinin günümüz temsilcilerinin ve buna bağlı olarak adanmış Meryemlerin çoğalmaları dua, dilek ve temennisiyle…


Naşit Tutar (inzar Dergisi 64. Sayı)


 
Üst Alt