Adayı da kazananı da belli bir seçim geliyor...

NuSReT

Aktif Üyemiz
Adayı da kazananı da belli bir seçim geliyor...
İktidar cephesi son derece kendinden emin ve sakin... İki ay kaldı ama heyecan yalnızca muhalif basında. Onlar da kaçınılmaz sonucu görüyorlar da, "müşteri kaçmasın" diye emekliler nezdinde iyi kötü bir dalga yaratmaya çalışıyorlar işte...
Recep Tayyip Erdoğan yeni cumhurbaşkanımız.
Göstermelik değil, memleketi idare eden bir başkan olacak.
Çıldırıyorlar ama yapabilecekleri hiçbir şey yok. Erdoğan anayasanın dışına çıkacak değil, yasal haklarını kullanacak. Yani günün birinde onu "tağyir, tebdil ve ilgadan" yargılama hevesiyle yanıp tutuşanlara ekmek yok.
Küçük burjuva çocuklarının yeni bir ayaklanması bile onları kurtaramaz.
Bunun için, ağırlığı "muhalefet adayı spekülasyonuna" verdiler, laf kıtlığında asma buduyorlar.
Muhalefetin ortak bir adayı olmayacak.
Bu ortaya çıktı. Bu da, Erdoğan'ın ikinci tura kalmadan, daha ilk turda işi bitirmesi demek. (Gazeteci milletinin gözü aydın, onlar da eylül ayına kalmadan 11 Ağustos'ta tatile kaçabilirler.)
Devlet Bahçeli'nin çok istediği şekilde ortak bir "çatı aday" bulunabilseydi gene kazanamazdı ama hiç olmazsa yüzde 50'ye yaklaşabilirdi....
Böyle bir adam yok.
Bu arada CHP'nin bir "muhafazakar aday" araması da yeterince utanç vericidir ve bu partiyi solcu sanmakta direnen ahmaklara son bir uyarıdır.
Hani vallahi Demirel 90 yaşında olmasaydı, CHP onu aday gösterip yeni bir skandala da imza atabilirdi! Kalıyor, "kimi gösterip de harcayalım" sorusu...
En iyi çözüm gene de Deniz Baykal.
Sarıgül fiyaskosundan sonra sesi ufak ufak yeniden duyulmaya başlayan Baykal'ın, cumhurbaşkanlığını kaybedince parti içinde eli zayıflar ve kolay kolay yeniden partiyi ele geçirmeye kalkışamaz.
Yok, başka adam yok işte. Yok.
Eskişehir dışında kimsenin tanımadığı Yılmaz Büyükerşen'i göstersen, görevden ayrılmak zorunda kalacağı için kaybedince bu ilin belediyesi de elden gidecek! Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgur da bitecek.
"Aday göstermiyoruz, aziz Türk milletini bu konuda serbest bırakıyoruz" şeklinde stratejik bir numara çekseler büsbütün gülünç olacaklar, acizlikleri tescil edilecek.
Belki son çare, Fethullah Gülen Hocaefendi Hazretleri'ne birkaç gün içinde hızlandırılmış eğitimle lise ve üniversite diploması aldırıp onu göstermektir! Bir "paralel rektör" bulursun, verir diplomayı, olur biter.
Ne güzel olurdu, "şeriatçı CHP" şeklinde utanç tarihine geçerlerdi...
Siz bu acıklı güldürüyü iki ay daha keyifle izleyiniz.
Ben sıkıldım, sonbahar gibi yeni bir kurultay bekliyorum eğlenmek için.
Bakalım İstanbul sermayesi bu sefer de Kılıçdaroğlu'nu devirebilecek mi?
İskemlenin üstüne çıkıp göbek atan basın soytarıları bu sefer ne yapacaklar?
Belki de soyunurlar, ne bileyim... Ne güzel magazin malzemesi olur...
Israrlara dayanamayan güzel muhalif kurultayda donunu çıkardı... Muhalifin kadın olmaması esefle karşılandı...

Engin ARDIÇ
 
Üst Alt