Amerika Birleşik Devletleri'nde Ermeni Faaliyetleri

MURATS44

Özel Üye
Amerika Birleşik Devletleri'nde Ermeni Faaliyetleri
*Yard.Doç.Dr.Haluk SELVİ
*Sakarya Üniversitesi Türk-Ermen İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürü

ABD'ye Ermeni Göçleri

Böyle bir konuda akla gelen ilk soru Ermenilerin ABD'ne ne zaman ve niçin göç ettikleri sorusudur. Bu sorunun cevabı aynı zamanda bize bu konunun temeline inme olanağı sağlayacaktır. Bugün Ermeni yazarlarının çoğu göç hadisesinin Osmanlı Devleti'nin kendilerine karşı uygulamış olduğu baskılardan kaynaklandığını iddia etmekte ve Türk düşmanlığını bu suretle ayakta tutabilmektedirler. Elimizdeki bilgiler ışığında göç olgusunun sebeplerini inceleyerek bugüne kadar Ermenilerin faaliyetlerini açıklamaya çalışacağız.

Osmanlı Devleti'nden ABD'ye Ermeni göçlerini ilk organize eden Protestan misyonerler oldu. 1800'lerin başında Amerika'daki Protestan kiliseleri, diğer din mensupları arasında çalışmaya karar verdiler. Kilise bu çalışmaları organize etmek için 1812'de yabancı misyonlar için Amerikan Masası'nı kurdu. Bu masa kendisine çalışma alanlarından biri olarak Osmanlı Devleti'nin Müslümanlarını seçti. Bu Amerika misyonerlerinden ilki 1820'de Anadolu'ya geldi. Osmanlı Devleti kanunlarına göre Müslümanların dinini değiştirmek için faaliyetler yasaklandığından misyonerler yerli Hristiyamarı seçtiler. Misyonerler öncelikle eski Apostolik Kilisesi'ni yanlarına çekmek için reform yapmayı, bu mümkün olmadığı takdirde bu yerli Hristiyanlar arasında bir Protestan toplumu oluşturmayı istediler. Rum Ortodoks toplumu Amerika Protestanlarma pek ilgi göstermediler, fakat Ermeniler bu konuda çok istekli idiler. Bu sebeple Protestan okulları, tıbbî klinikleri ve kiliseleri Ermenilerle dolmaya başladı. Ermeniler arasında talebin olması Amerikan Masası'nı genişletti ve programı dünyanın diğer bölgelerindekinden daha geniş oldu.

Anadolu'daki Amerikan misyonerler 1891'e kadar 9 kolej kurdular. Bunlar İstanbul'da Robert Koleji (1862), Beyrut'ta Beyrut Üniversitesi (1864), İstanbul'da Amerikan Kız Koleji (1873), Antep'te Merkezi Türkiye Koleji (1876), Harput'ta Fırat Koleji (1878), Maraş'ta Merkezi Türkiye Kız Koleji (1882), Merzifon'da Anadolu Koleji (1886), Tarsus'ta St. Paul Enstitüsü (1888) ve İzmir'de Uluslar Arası Kolej (1891).
Misyoner Okullarında eğitim gören genç öğrenciler, eğitimlerini tamamlamak için Amerika'ya gitmeyi düşünmeye başladılar. Bunlar arasından seçilen gençler misyonerler tarafından Amerika'ya gönderildi. Misyonerler bunların geri dönerek misyoner okullarında öğretmenlik, papazlık veya kliniklerde yardımcılık yapmalarını umuyorlardı. Fakat bu öğrencilerin çoğu geri dönmediler, Amerika'da kalanlar kendilerine yeni bir yol çizdiler.

Bu ilk giden öğrencilerden sonra tüccarlar Amerika'ya gitmeye başladı. Bu öğrenciler ve tüccarlar hızla Amerika'ya adapte oldular ve göçmenlerin liderliğini yaptılar. 1880'lerde bunlara yeni bir grup Ermeni daha katılmaya başladı. Bu yeni gelenler daha fakir olan Anadolu köylüsü idi. 1870'lerin sonundan itibaren gelen bu göçmenler özellikle Harput bölgesindendi. ABD'ye gelen Ermenilerin %40'ı Harput bölgesindendi ve % 90'ı bekârdı. 1885'te New York'da ilk okulları olan Ermeni-Amerikan Vadookian Okulunu kurdular. İlk gazeteleri "Aregak" (Güneş) 1888'de Jersey City'de yayınlanmaya başladı. Böylece Amerika'daki Ermeniler organize oluyorlardı. Amerika'ya ilk büyük Ermeni yerleşimi 1883'te California'nın Fresno şehrine oldu. Eğitim amaçlı göçenler daha çok New York'ta, ekonomik amaçlı göçenler Worcester şehrinde yerleşiyorlardı.

1880'lerin sonunda Amerika'ya siyasî göçmen Ermeniler de gelmeye başladı. Bunlar Osmanlı Devleti'nden kaçan ihtilalcilerdi. Bu ihtilalciler 1887-1890 arasında Amerika'da hücreler kurmaya başladılar. Bunlardan en önemlisi Ermeni Milliyetçisi Sympad Kaprielian idi. Kaprielian 1886'da Osmanlı Devleti tarafından yakalanarak sürgün edildi ve New York şehrine yerleşerek Amerika'daki ilk Ermeni İhtilâl Gazetesi Haik'i çıkarmaya başladı.

Washington Elçisi Mavroyani Bey 29 Mart 1892 tarihinde Hariciye Nezareti'ne gönderdiği yazısında Amerika'daki göçmenlerin durumunu ve sayılarını şu şekilde veriyordu:

"1890 senesi zarfında Amerika'ya hicret eden ahali 455.302 nüfus iken Haziran'da son bulan 1891 senesi zarfında 560.319 kişi hicret eylemiştir. 1890 senesinde Muhacirin-i Osmaniye 2.167 idi. Tebaamızdan Amerika'ya en fazla hicret edenler Suryanidir. Bunlar kendi işleriyle iştigal etmekte olup hiçbir siyasi maksatları yoktur. Bunlardan sonra Ermeniler gelir. Ermeniler hoşnutsuzluk izhar etmekte olup Osmanlı Devleti'ni aşağılamaya çalışmakta iseler de efkar-ı umumiyeye karşı çalışmaları neticesiz kalıyor... Amerika'da mukavelenameleri kararlaştıran Heyet-i Ayan (senato)dır. Velhasıl Ermeniler bunları kendi efkar ve maksatlarını kabul ile Hükûmet-i Senivvenin efkar ve tasavvuratı aleyhinde bulunmaya sevk ve imaleye çalışıyorlar. Heyet-i Ayan azası (senatörler) ise her ne kadar kendi memleketlerinin işlerine vakıf ve bilgileri var ise de içlerinden ekserisi Devlet-i Aliyenin ahval-i hakikiyesine vakıf olmadığı cihetle hem Devlet-i Aliyeyi hem de Kanun-ı Esasileri gereğince kendi rey ve kararlarıyla hareket ederek Amerika Hükümetini müşkül duruma düşürüyorlar". Ermeniler daha ilk göçlerden itibaren Amerika Senatosu üzerinde etkin olmak için çalışmaya başlamışlardı.

Amerikan kayıtlarına göre, 1854'te Amerika'da 20 Ermeni bulunuyordu, bu sayı 1870'e kadar 70 civarına ulaştı. Şüphesiz bu kayıtların dışında gelen Ermeni göçmenler de vardı. Bu gelenlerin tamamı Amerikan misyoner okullarında eğitilmiş gençler değildi, bazıları Yeni Dünya'ya büyük fedakârlıklarla talihlerini aramaya gelmişlerdi. Bunlar Massachusetts, New York, New Jersey ve Pennsylvania'nın fabrikalarında iş buldular. Göçmen Ermeniler aynı fabrikalarda çalışmaya, aynı yerde yaşamaya önem verdiler ve karşılıklı yardımı öne çıkardılar. Bu kapalı çevrede birkaç küçük Ermeni işyeri, kahvehaneler, manavlar, ayakkabı tamircileri ve sosyal hizmetleri görecek diğer küçük yerler açıldı. 1890'a kadar Amerika'da Ermenilerin sayısı 2000'e, 1900'de 15-20 bine ulaştı. 1904 yılından itibaren ekonomik ve siyasî sebeplerden dolayı Rusya'dan da ABD'ye göçler başladı. 1899-1924 yılları arasında Rusya'dan 3.500 Ermeni Amerika'ya göç etmişti. Aynı tarihler arasında Osmanlı Devleti'nden göçen Ermeni sayısı 51.950 idi. Bunların hemen hemen hepsi genç ve bekâr insanlardı ve aralarında Ermeni yetimleri de vardı. Çoğu ilk günlerde Amerika'da geçici süre kalacaklarına inanıyorlardı, amaçları ailelerine para göndermek ve dönüş için yeterli parayı biriktirmekti. Bugün Ermeni araştırmacılarının tamamı 1890-1923 yılları arasındaki göçleri Anadolu'da meydana gelen olaylara ve Türklerin bu Ermenilere kötü muamele ettiğine bağlamaktadırlar. Oysa özellikle 1890-1896 arası göçün temel sebebi tamamen maddî sebeplerden kaynaklanıyordu. Suriye'de hiçbir karışıklık olmamasına rağmen en çok göç buradan oluyordu.

Amerika'ya göçen Ermeniler manevî ihtiyaçlarını gidermek için de bir araya gelmişlerdi. Ermenistan dışındaki Ermeni toplumunda merkezî bir politik oluşumun eksikliği, kiliseyi toplanma merkezi ve toplum hayatının odak noktası yapmıştır. Göçmenler kiliseyi ruhsal yuvaları olarak görmüşlerdir.

ve onu koruyucu ve lider olarak seçmişlerdir. Bu Ermeniler için Ermeni Kilisesi milliyetçiliğin başlıca kalesidir. Göçmenler için kilise, milletin manevî, kültürel değer ve başarılarının esası, ideallerinin ve hedeflerinin bir göstergesi, millî hayatın etrafında dönmekte olduğu bir cazibe merkezidir.

1880'lerin sonunda yaklaşık 1000 Ermeninin yaşadığı Worcester şehri Ermenilerin Amerika'daki ilk kiliseyi kurdukları yerdi. 1888'de VVorcester'a gelen ve Osmanlı Devleti tarafından aranmakta olan Mıgırdıc Portakalyan Ermenileri bir kilise kurmaya sevk etti. Burada ilk olarak bir Ermeni kulübü kuruldu. Kulübe 250 kişi katıldı ve kiliseyi kuran da bu kulüp oldu. Muş'ta eğitim görmüş olan Joseph Sarajian da 1889'un ortalarında Amerika'ya gelmiş ve kilise kurma faaliyetlerine başlamıştı. 18 Ocak 1891'de binlerce Ermeninin katılımıyla Holly Saviour Kilisesi açıldı. Worcester'deki bu açılışı diğer bölgelerdeki kilise açılışları takip etti. Bu kiliseleri Ermeni Protestanlar kendi papazlarıyla şekillendirmeyi başardılar, İstanbul Ermeni Patrikliği Amerika için ilk papazları gönderdi. Bu papazların Amerika'ya gönderilmesinde eski Ermeni Patriği Mıgırdıç Kırımyan'ın önemli rolü oldu. Kırımyan, Osmanlı Devleri'nin Ermenilere yaptığı sözde zulmü dile getirmek için 1878 Berlin Kongresi'ne katılmış fakat bir şey elde edemeden geri dönmüştü. Dönüşünde Ermenilere hitaben verdiği vaazında, "Ermeni halkı, elbette kılıcın neler yapabilmiş olduğunu ve neler yapabileceğini çok iyi biliyorsunuz ve böylece baba toprağına, akraba ve dostlarınıza döndüğünüzde silâhlanın ve yine silâhlanın. Her şeyden önce özgürlük umutlarınızı kendinize bağlayın, kendi yumruğunuzu kullanın, insan kendi kurtuluşu için kendisi çalışmalıdır" diyordu. Kırımyan'ın bu tavsiyelerine şüphesiz ki ilk uyacak olanlar onun atadığı papazlar olacaktır. Nitekim Amerika'ya gönderilen papazların faaliyetleri de bunu göstereceklerdir. Amerika'daki Ermeni cemaati çalışmalarında kiliselerden sonra siyasî partiler de önemli bir rol oynadı. VVorcester Ermeni Kulübü 1890'ların başında Hınçakların yazdıkları ile tanışmaya başladı. Hınçaklar kısa sürede New York, Worcester, Boston ve Lawrence'e yayıldılar. Amerika'da Hınçakların ilk idarecisi, Cenova'da partinin kurucularından olan Nişan Garabedian'dı. Osmanlı Devleti tarafından sınır dışı edilmiş olan Protestan Karekin Chitician da Amerika'daki Hınçak liderlerindendi, fakat Ermeniler tarafından pek sevilmiyordu. Garabedian, Anadolu'yu dolaşmış, Patrik Kırımyan ile görüşmüştü, parti kurucusu Nazarbeg tarafından Amerika'ya gönderilmişti.

Hınçakların Amerika'da ilk çalışmaları halk toplantıları idi. VVorcester'da 600-700 göçmenin katıldığı millî şarkıların söylendiği toplantılar yapılırdı. Bu toplantılarda Garabedian ve yardımcısı Bedros Keljik Türkiye'deki zulümden bahsederek silâhsız bağımsızlık olamayacağını söylüyorlardı. Ayrıca ihtilal için savaşın çok masraflı olduğunu söyleyerek para topluyorlardı. 1894'e kadar Garabedian Amerika'da 10.000 dolar toplanmıştı.

Bu Ermenilerin hemen hemen tamamı İngilizce bilmedikleri için, gece kurslarında İngilizce öğrenmeye başladılar. Bazı Ermeni araştırmacılar böylece Ermenilerin asimile olmaya başladıklarını yazarlar. Onlara göre, Ermenice onları anavatana ve birbirlerine bağlayan tek bağdı, böylece Ermeniler ruhlarını kaybettiler.

1970'lere gelindiğinde ABD'ndeki Ermenilerin sayısı 350.00-400.000'e ulaşmıştı. Bugün ABD'nde 800.000 civarında Ermeni vardır ve sadece Boston'da 50.000 Ermeni yaşamaktadır.

ABD'ndeki Ermenilerin Propaganda Faaliyetleri

Propagandaya büyük önem veren Ermeni komiteleri, gazete, dergi, beyanname ve duvar afişleriyle Amerikalıların Türkler hakkındaki düşüncelerini kendi lehlerinde oluşturmaya gayret ediyorlardı. Bu yazılar Avrupa, Merzifon ve Sivas'ta basılıyor gönderildikleri yerlerde gerekirse teksir edilip dağıtılıyordu. Basın yoluyla dünya kamuoyunu etkilemeye çalışan komitelerin kurduğu sistem şöyle işliyordu: Evvela Anadolu'da zoraki bir olay çıkartılıyor, bunu yerel makamların Ermenileri tutuklaması takip ediyor, orada bulunan din görevlisi olayı patrikliğe, konsolos bağlı olduğu sefire ve bakanlığa, misyoner de bağlı bulunduğu teşkilâta arzu ettiği gazete ve sefaretlere, onlardan da dünya basınına intikal ediyordu. Ve haber döngü bir çığ gibi büyüyordu. Bu aslında Hınçak nizamnamesinin bir gereği idi".

Amerika'daki Ermeniler de ihtilâl fikirlerini Amerika halkına ve idarecilerine kabul ettirmek, Osmanlı Devleti'nin zalim bir devlet olduğunu ispatlamak için yoğun bir propaganda faaliyeti gösterdiler. Bunun için iki yol seçtiler; bunlardan birincisi, gazetelerde yazılar yayınlamak, ikincisi de sık sık mitingler tertiplemekti.

Ermenilerin Amerika'da çıkardıkları ilk gazete Kaprilian'ın Haik Gazetesi'dir. Bu gazete Ermenileri kurtarmak için silâh ve savaşın gerekli olduğunu yazarak Ermenileri tahrik ediyordu. Haik Gazetesi, Anadolu'nun bazı vilâyetlerinde devrimci ilânlar sergileyen afişler asıldığını Amerikalı Ermenilere duyurarak Anadolu'yu karışık bir hâlde gösteriyor, yabancı basın yoluyla da Ermeni davasına yardımcı olacak fikirleri dünya kamuoyuna aksettirmeye çalışıyordu. Ayrıca Osmanlı Devleti'nin dışta itibarını sarsmak için Ermenilere yapılan şiddet, işlenen suç ve kötülüklerin yayınlanmasını istiyordu.

New York şehrinde çıkan Haik Gazetesi 15 Ekim 1892 tarihli nüshasında, Ermenilerin bulunduğu her yerde komite kurulmasını ve bunların üstünde Avrupa'da bir merkezî komitenin bulunmasını istiyordu. Bu fikrini kuvvetlendirmek için de İngiliz Başbakanı Gladstone'un fikirlerini ve onun Ermenilerin bulundukları yerlerde komite kurmalarını ve bir araya gelmelerini tavsiye ettiğini yazıyordu. Ayrıca gazete bu birliğin Osmanlı Devleti'ne tazyik edebilmek için tek yol olduğunu vurguluyordu. Gazete 1 Ekim 1892 tarihli nüshasında, Anadolu'da Arapkir taraflarında meydana gelen olaylardan bahsederek Müslümanların Hristiyan Ermenilere zulmettiğinden bahsetmiş ve "Bütün bunlara rağmen Ermeniler mallarını dahi satıp silahlanmaktadırlar ve bu konuda büyük maharet göstermektedirler" diye yazıyı bitirmiştir.
Amerika'daki Ermeniler, Amerika gazetelerini de kendi lehlerinde yazılar yazmaları konusunda ikna etmek için ellerinden geleni yaptılar. New York Ermenilerinden bir kısmı New York'ta 10.000 Ermeninin oturduğunu, hangi gazetede davalarına yer verilirse ona abone olacaklarını basına bildirmişlerdi. Bu teşebbüslerin etkisi de oldu. 21 Mart 1894 tarihli Worcester Daily Spy Gazetesi "Acı Çeken Ermenistan" başlıklı yazısında Hınçak lideri Nisen Garabetyan ile bir röportajını yayınlıyor ve Ermenilerin eğitimli, ilerleme isteği olan, medeni insanlar olduğunu Türklerin şu anda Anadolu'da bu Ermenilere zulüm yaptığını yazıyordu.

1894 Ağustos'unda meydana gelen Sasun ayaklanması ve bunun sonunda meydana gelen olaylardan sonra Amerika'da Türkiye aleyhine büyük bir propaganda patlaması oldu. Ermenilerin ayaklanma çıkardıkları göz ardı edilerek sırf Hristiyan oldukları için kılıçtan geçirildikleri ileri sürüldü. Kiliselerde Türkleri lanetleme duaları, meydanlarda protesto mitingleri yapıldı. Gazetelerde ve dergilerde koyu düşmanlık yazıları yazıldı, bir çok kitap ve broşür yayınlandı.

Sasun olaylarında yaklaşık 900 Ermeninin ölmesini Hayk gazetesi "...10.000 Ermeni katledildi" diye yazmıştır. Ayrıca bütün Amerikalıları ve Avrupalıları bu olaya müdahale etmeye çağırdı.

Gazetelerden başka Ermenilerle ilgili kitaplar da propaganda vasıtası olarak kullanıldı. On yıldan beri Amerika'da bulunan teoloji ve tıp yapmış olan ve Amerika misyonerleri tarafından desteklenen ve himaye edilen Rahip Gabrielian tarafından 1893 yılında Philedelphia'da "Ermeniler ve Ararat Halkı" adında bir kitap yayınlandı. Kitapta Ermeni edebiyatı ve tarihi ile tamamen Osmanlı ve Müslümanlık aleyhinde bilgiler bulunmaktaydı. Osmanlı Devleti kitabın ülkeye sokulmaması için gerekli tedbirleri aldı.

1895 yılında diğer bir kitap Frederick Davis Grenee adlı Amerika Misyoneri tarafından yazıldı. Grenee dört yıl Anadolu'da görev yapmıştı ve kitabının adı "Osmanlı Devleti'nde Ermeni Buhranı ve 1894 Katliamı" adını taşımaktaydı. Bu kitapta da Anadolu'dan gelen imzasız mektuplar yayınlanarak Müslümanların Ermenileri katlettiğinden bahsediliyordu.

Amerika'da 1896 yılında üç kitap daha basıldı. Amerikalı misyonerlerin yayınladığı bu üç kitapta da Türk düşmanlığı vardı ve daha sonraki araştırıcılar tarafından kullanılacak temel eserlerden oldular. Bu üç çalışma şunlardı: Rahip Edwin M. Blisa, "The Armenian Attrocities", A.W. Williams, "Bleeding Armenia", Frederic Davis Greene, "Armenian Massacres ör The Sword of Muhammed".

Ermeniler bu kitaplar dışında, 1893 yılında, "Ermenilere Askerî Talim Dersleri" adlı bir kitap bastırarak dağıtımını yaptılar.Yine aynı yılın Kasım ayında Hınçak Partisi Worcester Şubesi'nin çıkardığı broşürde Ermenilerin Anadolu'da katliama maruz kaldıklarını ileri sürdüler.
Ermeniler için en önemli konu Osmanlı Devletinde yürütecekleri ihtilal hareketi için para ve silâh tedariki idi. Bağış Ermeni İhtilâl Komitelerinin başlıca finans kaynaklarından biri idi. Silâh tedariki, komitelerin sıcak savaşı için kesin bir ihtiyaçtı. Bir yandan nizamnameleri gereğince her Ermeninin kendi silâhını temin etmesi istenirken bir yandan da bu silâhların komiteye giriş ve aidat paralarıyla yabancı memleketlerden dolaylı bir şekilde satın alınıp Osmanlı ülkesine gizlice sokulmasına ve yurt içinde depolanmasına çalışılıyordu. Yardım ve bağışın merkezi, kiliseler ve halk toplantılarıydı. Ermeni papazları gönüllü olarak veya cebren komitenin emrine girmişler hatta liderlik etmişlerdir. Worcester'daki Rahip Saraciyan burada Pazar ayinlerinde konuşmalar yaparak komitelere yardım edilmesini istemiştir. Bu tür faaliyetlerden sonra 1894 Nisan ayına kadar Amerika'daki Ermeniler 50.000 martini, 75.000 tabanca, 2 milyon tüfek ve tabanca mermisi ve muhtelif miktarlarda dinamit satın almışlardır ve Anadolu'ya göndermişlerdir. Bu çalışmalarına Amerikalıları da katmak isteyen Ermeniler 1 Mayıs 1894'te "Ermeni Dostları Birliği Derneği"ni kurmuşlardır.

Amerika'daki Ermenilerin en önemli faaliyetlerinden biri de Osmanlı Devleti içerisinde meydana gelen olaylardan sonra ve bu olayların yıl dönümlerinde mitingler tertip etmeleridir. Amerika'daki mitingleri, sayıları yirmiyi bulan ihtilâl cemiyetlerinin Chicago, Philedelphia ve Boston başta olmak üzere çeşitli şehirlerindeki şubeleri düzenliyordu. Bu cemiyetlerin ortak amacı, bütün Ermenileri Osmanlı Devleti idaresinden kurtararak bağımsız Ermenistan'ı kurmaktı. Bu cemiyetler, 1893 Şubat ayında Kayseri ve Merzifon çevresinde meydana gelen olaylarda dolayı New York'ta 200 kadar Ermeni'yi toplayarak protesto etmişlerdi. Yine ihtilâl cemiyetlerinden birisi olan "Büyük Ermenistan Vatansever Cemiyeti" de 25 Temmuz 1894'te 200 kişi ile New York sokaklarında dolaşarak "Türkiye Batsın, Yaşasın Ermeni İhtilâli" diye bağırmışlardı.


 
Son düzenleme:

MURATS44

Özel Üye
Amerika Ermenileri bu çalışmaları ile Avrupa Ermenilerini fersah fersah geride bırakmışlardı. Bunun en önemli delili New York Ermenilerinin Kumkapı Hadisesi'nin (15 Temmuz 1890) dördüncü yıldönümünde Nişan Karabetyan tarafından Boston Şehri'nde düzenlenen bir mitingde yapılan konuşmadır. Karabetyan bu konuşmasında, Osmanlı Devleti'nin insanlık için bir ağırlık olduğundan ve ortadan kaldırılması gerektiğinden bahsetmişti. Bu konuşmanın metni Londra'da neşrolunan "Armenia" Gazetesi'nde de yayınlanmıştı.
Osmanlı Devleti içerisinde meydana gelen olayları fırsat bilen Hınçaklar kiliselerinde papazları kullanarak epey para topladılar. New York'ta tayin olunan beş kişi bir hafta zarfında sekiz yüz dolar topladılar. Paraların çoğu bunların cebinde kalıyordu. Hınçakların Amerika'da şehir şehir dolaşan adamları vardı.

Ermenilerin bu yalan propagandalarına inanan Amerikalılar da Osmanlı Devleti aleyhine mitingler düzenlediler. Amerikalılar tarafından Boston'da, 15 Kasım 1894'te, Boston Valisi'nin de katıldığı bir miting tertip edilerek Osmanlı Devleti aleyhine kararlar alınmış ve bu kararlar diğer hükümetlere de tebliğ edilmiştir.

Amerika'daki ihtilâl cemiyetlerinin bütün amaçları Hınçak Cemiyet Merkezi'nin çizdiği doğrultuda idi. Ermenilerin bütün gayretleri Anadolu'da karışıklık çıkarmak, bunun için maddî desteği sağlamak ve Amerikalıların ve Amerika Senatosu'nun bu konuda alacağı kararda etkili olmaktı. Çizilen bu hedefin ilk aşaması, 1892-1895 yılları arasında Anadolu'da çıkarılan karışıklıklarla sağlanmıştı. Hareketin ikinci aşaması, bu konunun Amerika kamuoyunda işlenerek senatonun dikkatinin çekilmesi idi ki Ermeniler bu konuda daha önceden çalışmaya başlamışlardı. 20 Aralık 1893'te Amerika Başkanı Clevland'a gönderilen Ermeni Artin imzalı yazıda çok önemli noktalara dikkat çekilmeye çalışılıyordu. Amerika'daki Ermeni propagandasının mahiyetini gösteren bu yazıyı burada aynen vermeyi uygun buluyoruz:

"Kongredeki nutk-ı ahirinizde Ermeni Meselesi'nden dahi bahsettiğinizden dolayı beyan-ı teşekkür ederiz. Bu mesele hâkim tarikiyle halledilemez. Ermenilerin en büyük talihsizlikleri şudur ki ne halde bulundukları alem-i medeniyetçe meçhuldür. Ermeniler bir hükûmet-i İslâmiyenin idaresi altında yaşayan bir Hristiyan kavmidir. İslamların ne kadar mutaassıp oldukları malumdur. Dört yüz milyon nüfusu aşan ve gayet büyük bir kuvvete malik olan Hristiyanların din-i isevinin en büyük düşmanı olan bir millet tarafından düçar-ı mezalim olmalarına gözlerini kapamaları gerçekten gariptir. Ermeniler zeki, ilim sahibi, sanatkâr, asayişi seven ve kanaatkar insanlardır. Bunca mezalime rağmen dinlerini koruyan Ermenilere Amerikalılar kayıtsız kalamazlar.... Amerikalıların Ermenilerin bulunduğu Osmanlı topraklarında hususî menfaatleri vardır. Zira oradaki mektep, kilise ve hastaneler için yıllık iki yüz elli bin dolar sarf etmektedir. Osmanlı Devleti'ndeki Ermenilerin şikayetlerinin nazar-ı itibara alınması için Padişah nezdinde tavassut ermenizi insaniyet namına rica eyleriz."
îlk defa, 3 Aralık 1894'te Louisiana Senatörü Newton Bîanchard Ermeni Meselesini Amerikan Senatosu'na getirdi. Bîanchard, Senato'ya sunduğu karar tasarısında, Türkiye'de kadın, erkek, çocuk demeden yapılan katliamların insanlık için bir yüz karası olduğunu ve tüm insanlıkça en sert biçimde kınanması gerektiğini belirtiyordu. Aynı Senato Başkan Clevland'dan bilgi istiyordu. Clevland için her şeyden önce Türkiye'deki Amerikalıların hayatını korumak önemliydi ve bu olaylarda Amerikalılara hiçbir şey olmamıştı. İstanbul'daki Amerika Elçisi Terrel de Türkiye'deki Amerikalıların rahat içerisinde olduklarından bahsediyordu. Ayrıca Clevland, Amerika'da propaganda yapan Ermenilere fazla güvenilmemesi gerektiğini açıklamış, onun bu açıklaması Ermenileri çok kızdırmıştı.

Ermenilerin senatörler üzerindeki çalışmaları 1896 yılı boyunca da devam etti. Bu propagandalar sonucu Amerika'daki Ermeniler Osmanlı Devleti'ne karşı o kadar kinle dolmuşlardı ki burada yaşayan Müslümanlara saldırmaya başlamışlardı. Özellikle VVorcester'da yaşayan Müslümanlar sık sık Ermeniler tarafından tehdit ediliyordu.

Türkiye'deki farklı din ve mezheplere mensup kimselere yapılan muamele ile Amerika'daki emsallerini karşılaştıran bir Amerikalının "Tarafsız" imzasıyla Chicago Herald Gazetesi'nin 16 Haziran 1894'te çıkan mektubun özeti şöyledir:

"Amerika'da bir avuç Ermeni vardır. Bunlar bizim kanunlarımızın himayesi altındadırlar. Ama bunlar kendilerini üstün ırktan sanırlar ve ihtilâlci Hınçak Partisinin, Türk Hükümeti ve memurlarından gördükleri tazyike karşı Türkiye'de isyan çıkaracaklarını yazarlar. Buna zeki ve gerçekten dost Amerikalılar derhal inanırlar. Eğer bu kişiler kâfi süre Türkiye'de yaşasalar, Ermeni anarşistlerinin gerçek gayretlerini göreceklerdir. Bunlar üstün ırktır. Türkler değildir. Önemli olan Amerikalıların inandırılması ve Ermenilerin cesaretlendirilmeleridir. Ermeni konusuyla ilgilenen kişiler şu iki noktayı unutmamalıdırlar:

1. Türkiye'de suç işleyenler, Amerika'dakinden daha azdır.

2. Türk hükümeti suçluyu daima cezalandırır. Geçek şudur ki Türkiye'de suç işleyenler herhangi bir medeni memleketinkinden daha azdır.
Türkiye'de Ermeniler çok yüksek mevkidedirler. Mahkemelerde başkanlık mevkiinde olan çok Ermeni olduğu gibi devletin bütün dairelerinde görev yapanlar vardır.Bu Türkiye'deki adaleti ve toleransı gösterir. Ermeniler tarafından bunun aksinin iddiası iftiradır. Bu sebeple ABD'ne politik çağrıda bulunmaya hakları yoktur. ABD herhangi bir sebeple Türkiye'nin iç işlerine müdahale edemez.

Bunlara karşı Osmanlı Devleti de şüphesiz ki çeşitli tedbirler aldı. Özellikle Washington Sefiri Mavroyani Bey bu konuda çok yoğun bir şekilde çalıştı. Fakat Avrupalı Devletlerde olduğu gibi Amerika'da da siyaset ve iç politikalar Ermeniler lehine çalıştı. Onlar bu meseleyi Osmanlı Devleti'ne karşı bir baskı aracı olarak kullanmak niyetinde idiler.

Birinci Dünya Savaşı'nın başlaması ve Osmanlı Devleti'nin savaşa Almanya safında girmesi Ermenilere kendi gelecekleri konusunda yeni umutlar vermişti. Ermeniler Rusya ve İngiltere yanında yer alarak savaş sonunda bağımsız devletlerini kurabileceklerini umdular. Bu düşüncelerle Osmanlı Devletine karşı harekete geçtiler. Osmanlı Devleti kendi güvenliği için bu çeteleri sürgün edince ingiltere ve Fransa kendi kamu oylarım etkilemek için bunu savaş propagandası olarak kullanmaya başladı. Bu propagandaya ABD'nin İstanbul elçisi Henry Morgenthau da katıldı. Amerikalılara göre Ermenilerin tehcir edilmesi 1880 tarihinden beri yürütülen faaliyetlerin boşa çıkması ve yapılan milyonlarca dolarlık masrafın heba olması demekti. American Committee For Armenian and Syrian Relief isimli yardım teşkilâtı çalışanlarından gelen kişisel telgrafları

1918 yılında New York'ta "Ambassador Morgenthau's Story" ismiyle yayınlayarak Amerika ve Avrupa kamuoyunu etkilemeyi düşündü. Bu kitap bugün de Ermeni ve Avrupalı yazarların önemli başvuru eseridir. Bu tür telgraflar savaş süresince Amerikan gazetelerinde yayınlandı. Savaş boyunca Amerika'daki Ermeniler, bu yazıların etkisiyle, Doğu Anadolu ve Güney Anadolu'daki Ermenileri para ve silâh yönünden desteklediler.

ABD, Almanya'ya karşı 2 Nisan 1917'de harbe girince Osmanlı Devleti de bu devletle münasebetlerini kesti. Buna rağmen Amerika Osmanlı Devleti'ne karşı harp ilân etmedi. Çünkü Osmanlı Devleti sınırları içerisinde pek çok Amerikan misyoner okul ve hayır müessesesi vardı. 1919 yılında Amerika'da "American Committee tor Independence of Armenia" isimli bir teşkilât kuruldu. Bu teşkilât Türkler aleyhine ülke çapında faaliyet gösterdi. Amerika Başkanı VVilson'a göre savaş sonunda Doğu Anadolu'da Büyük Ermenistan Devleti kurulmalı idi. VVilson bu görüşe, Amerika'daki Ermeniler ve onlara destek olan misyonerlerin sürdürdükleri propagandalar sonucu sahip olmuştu. Mondros Mütarekesi'nden sonra İstanbul'a Yüksek Komiser olarak atanan Amiral Bristol ise başkandan farklı düşünüyor, Türkiye'nin bir bütün hâlinde kalmasının gerekli olduğunu savunuyordu. Birinci Dünya Savaşı sonunda yeni sınırların belirleneceği Paris Barış Konferansında, İngilizlerin isteği doğrultusunda, Amerika Kongresi'nin tasvibi şartıyla, Ermenistan'da Amerika Mandası kabul edilmişti. Başkan Wilson Anadolu'daki durumu incelemek üzere 1919 Haziranı'nda Anadolu'ya King-Crane Heyetini göndermiş, Ağustosta da Ermenistan Mandası'nın Amerikan hazinesine getireceği mali külfeti tespit için Harbord Heyetini Doğu Anadolu'ya göndermişti. Harbord Heyeti yaptığı inceleme sonunda Anadolu'nun hiçbir yerinde Ermenilerin çoğunlukta bulunmadığını görmüş ve Doğu Anadolu'da kurulacak olan bir Ermenistan için Amerika mandasının kabulünü ABD'ne ilk beş yılda 750 milyon dolara mal olacağını hesaplamışta. Bu rapor üzerine Amerika Senatosu 1 Haziran 1920'de Ermenistan Mandasını reddetmişti. Wilson'dan sonra Başkan olan Harding Ermenistan konusunu bir tarafa bırakarak Bristol'ün tezini kabul etti. Böylece Ermenilerin savaş sonrası hayalleri Amerika açısından yıkılmış oldu.
Amiral Bristol 23 Aralık 1920'de harp günlüğüne şunları yazacakta:

"... Çok yazıktır ki, Birleşik devletlerde halkımızın Ermeni halkının karakteri ve Ermeni memleketi diye bir şeyin bulunmadığına dair gerçek ve doğru bir fikri yoktur".

1923 yılında Lozan Antlaşması imzalanınca, ABD'ndeki Ermeniler de diğer ülkelerdeki Ermeniler gibi bu antlaşmayı tanımadılar ve ABD'ni Ermenileri yüzüstü bırakmakla suçladılar. 1919 yılında, kurulduğundan bahsettiğimiz "American Committee for Independence of Armenia" isimli teşkilât adını "American Committee Opposed to the Lausanne Treaty" (Lozan Antlaşmasına Muhalif Amerikan Komitesi) olarak değiştirdi ve bu yönde faaliyette bulundu. Yayın faaliyetleri artırıldı, tanınmış siyaset ve din adamlarının barış aleyhine görüşlerinin yer aldığı broşürler dağıtıldı, senatoya protesto telgrafları gönderildi. Fakat bu faaliyetler Türkiye Cumhuriyeti ile ABD arasında normal ilişkilerin kurulmasını engelleyemedi.

ABD Ermenileri 1960 Kıbrıs Buhranı'na kadar uluslar arası alanda sessiz kaldılar. Fakat bu dönemde Türk Düşmanlığını Amerikan halkına telkin etmeye devam ettiler. 1984 yılına kadar uluslar arası alanda Türk diplomatlarına karşı çeşitli suikastlar düzenleyerek dünya kamuoyunun dikkatlerini Ermeni Sorunu üzerine çekmeye çalıştılar. Türk vatandaşlarına yönelik Ermeni saldırıları, 1973 yılında başladı. Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosu Mehmet BAYDAR ve Konsolos Bahadır DEMİR, 27 Ocak 1973'te yaşlı bir Amerikan uyruklu Ermeni Gürgen (Karakin) Yanikiyan tarafından şehit edildi. 28 Ocak 1982'de Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosu Kemal ARIKAN öldürüldü. Arıkan'ın katili Taşnak militanı Hampig Sasunyan, müebbet hapis cezasına çarptırıldı. 5 Mayıs 1982'de Türkiye'nin Boston Fahri Başkonsolosu Orhan GÜNDÜZ, uğradığı silâhlı saldırıda öldü. Suikastçıların çoğu Amerika'da bulunan okul görünümlü kamplarda yetiştirilmişti.

Doksan yıla yakındır Amerika'da "soy kırıma" uğradık diye propaganda yapan Ermeniler, halkın şuuruna büyük bir nakış işlemiştir. 1984 yılından Amerika'daki bütün Ermeni örgütleri "Amerika Ermeni Asamblesi" adı altında birleşerek bu propagandaya devam kararı vermişlerdir. Yaklaşık 1228 Ermeni lobi kuruluşu bugün ABD'nde faaliyet göstermektedir.
 
Üst Alt