Anlamlı Nükteler!

Muhtazaf

Yardımcı Yönetici (Şair|Yazar)
Yönetici
Atlıya Cevap
Efendimiz (s.a.v.) sahabelerine bir ikram sırasında hizmette bulunurken, uzaklardan gelen bir atlı yanlarına yaklaşarak,
– Bu kavmin efendisi kim? diye sordu O’nu arıyorum.
Efendimiz (s.a.v.) bu soruya, gurur olur endişesiyle “benim” diye cevap vermedi. Ve o anda sahabelerine hizmet etmekte olduğundan, asırlar boyunca yankılanan ve aynı zamanda atlı adama cevap niteliği taşıyan şu sözlerle mukabele etti:
– Bir kavmin efendisi, ona hizmet edendir.

* * * Vesvese Kimde Olur
Peygamber (s.a.v.) Efendimize:
– Yâ Resûlallah, şeytan kimlere vesvese verir? diye sorulduğunda, Peygamberimiz (s.a.v.):
– Hırsız, içinde birşey olmayan eve girmez, cevabını vermiş ve onun imanlı kişilere musallat olacağını bildirmiştir.
* * * Herkes Yanındakini Verir
Kendisine hakaret edilen Hz. İsa’ya (a.s.):
– “Niçin karşılık vermediniz?” diye sorduklarında:
– Herkes yanındakini verir, demiş. Onda olan, benim yanımda yoktu!
* * * Nasıl Dua Ederim?
Bilindiği gibi Hz. Eyyub (a.s.) sabır ve metaneti ile dillere destan olmuştu. Bir rivayete göre o meşhur hastalığını on sekiz sene çekmişti. Hiçbir zaman isyan etmeyen Hz. Eyyub (a.s.)’e hanımı bir gün şöyle sordu:
Bu hastalığın bitmesi, çektiğin dertlerin gitmesi için Cenab-ı Hakk’a duâ etsen olmaz mı?
Hz. Eyyub (a.s.), hanımına şu cevabı verirler:
Benim bolluk ve refah içinde yaşadığım müddet 80 yıldır. Çekmiş olduğum darlık ve sıkıntılı zaman ise daha bu süreye ulaşmamıştır. Bu durumda ben Allah’tan utanırım. O’na (c.c.) bu halin üzerimden gitmesi için nasıl duâ ederim ki…
* * * Hurma Yiyorsun
Süheyb (r.a.) açlık canına tak etmişti. Bir yandan da tek gözü ağrımaya başlamıştı. Süheyb (r.a.) Medine’ye gelince önüne konan hurmaları hemen yemeye başlamıştı. Bunun üzerine Peygamberimiz (a.s.m.) şöyle sordular:
– Bir gözün ağrıyor, hem de yaş hurma yiyorsun Süheyb?
Efendimiz (a.s.m.)’i tebessüm ettiren şu karşılığı verdi Süheyb (r.a.);
– Ya Resûlullah, ben yaş hurmayı ağrımayan gözümün tadına yiyorum.
* * * Daha Zorunu Yapıyor!
Hz. Ali’ye:
– Allah, bu kadar insanı nasıl hesaba çeker? diye sorulduğunda, şöyle cevap vermiştir:
– Nasıl rızıklandırıyorsa öyle.
* * * Kabristan
Hz. Ali, mezarlığa neden sık gittiğini soranlara şu cevabı vermiş:
– İki sebebi var. Anlattıklarıma itiraz etmiyorlar ve arkamdan gıybetimi yapmıyorlar.
* * * Riyakara Cevap
Adamın biri, Hz. Ali’yi gıyabında yani ardından kötülediği halde yüzüne karşı övmeye başlayınca, ondan şu karşılığı almıştır:
– Söylediklerinden daha aşağı, fakat içinden geçirdiklerinden daha üstünüm.
* * * Takva Ne Demek?
Ebu Hureyre “takva”nın ne olduğunu soranlara:
– “Siz hiç dikenli yoldan geçtiniz mi?” dedi. Onlar da “Evet geçtik” dediler.
Bunun üzerine: “O halde oradan geçerken ne yaptınız?” diye sordu. Onlar:
– Dikenlerden sakındık, dediler.
– İşte takva da, günah ve hatalardan sakınmaktır, cevabını verdi.
* * * Gönderenden Haberci
Dahi kumandan Halid Bin Velid Hazretlerinden, Efendimizi (s.a.v.) anlatmasını istemişler.
– Bu hususta son derece acizim demiş.
Israr etmişler.
– Gönderilen, gönderenin şanına lâyık olur, buyurmuş. Onu gönderen Allah (c.c.) olduğuna göre, gerisini anlayın artık.
* * * Herşeye İyi Yönüyle Bak
Hz. Lokman’a:
– “Edebi kimden öğrendin?” diye sormuşlar. Şu cevabı vermiş:
– Edepsizlerden.
* * * Eşsiz Cömertlik
Hz. Ebû Bekir’in cömertlikte de bir eşi yoktu. Bir defasında cihad için yardım istendi… Bütün sahabiler koşuştular. Kimi malının yarısını, kimi dörtte birini getirmişti. Hz. Ebu Bekir’in getirdiği ise, malının tamamıydı.
Resulûllah (a.s.v.) kendisine sordu:
– Ailene ne bıraktın?
Hz. Ebubekir, cevap verdi.
– Allah ve Resûlü’nün muhabbetini!..
* * * Güzel İnsanlar
Sahabelerden biri, Hz. Ebûbekir’in yanına gelerek:
– Çok günahkarım, der. Benim için dua eder misiniz?
Hz. Ebûbekir:
– Yâ Rabbi, der. Bir günahkar, bir diğerinden dua istiyor. İkisini de affeyle.
* * * Nasıl Bilirsiniz?
Adamın biri, Hz. Âişe annemize:
– Ey mü’minlerin annesi! Kişi, kendisinin iyilerden olduğunu nasıl bilir? diye sormuş.
Hz. Âişe annemiz demiş ki:
– Kendisinin kötülerden olduğunu bildiği zaman…
– Peki, kişi kendisinin kötülerden olduğunu nasıl bilir?
Âişe annemiz, cevaben buyurmuş:
– Kendisini iyilerden gördüğü zaman…
* * * Bahtiyarlık
Hazreti Ali, yaşlı bir katır üzerinde giderken, devrin dalkavuklarından birisi önüne çıkar:
– Sen ki Allah’ın Arslanısın… Böyle bir katıra binmek sana yakışır mı?
Hz. Ali şu cevabı verir:
– Hücüm edenden kaçmayacak kadar cesur, kaçana hücum etmeyecek kadar âlicenâb, bana sahib olmadığım meziyetlerle hitap edecek kadar dalkavuk ruhlu olmadıktan sonra, insana böyle bir katır yeter.
* * *
Noktası Kainata Bedel
Bir kabilenin ileri gelenleri, Hz. Ömer’e başvurarak:
– İslâm’ı bir şartla kabul ederiz, demişler. Kur’an’ın şu âyetindeki filân harfin üstünde bulunan nokta, alta gelirse. Yâni “nun”, “be” olursa.
Ömer-ül Faruk cevap vermiş:
– O noktaya bir çengel assanız da çengelin bir ucuna kâinatın bütün ağırlıklarını bağlasanız, yine o noktayı aşağıya indiremezsiniz…
* * * Ruhlar Nereye Gider?
İbn-i Abbas hazretlerine “Ruhlar cesetlerinden ayrılınca nereye giderler?” diye sorduklarında, o yüce insandan şu cevabı almışlar:
– Yağı biten kandillerin ışığı nereye gidiyorsa, oraya…

* * * Hangisi Daha Zor
İnsanlardan uzak yaşayan Ebu Zer’e “yalnızlık zor değil mi?” diye sorduklarında, şu cevabı vermiş:
– Elbette zor. Ama insanlarla yaşamak kadar zor değil.
* * * Diken ve Gül
Ebüdderda Hazretleri, bir sohbette insanların ahlâkının git gide bozulduğunu söyleyen bir zatâ şöyle dedi:
– Haklısınız!.. İnsanlar, eskiden dikeni bulunmayan güle benzerlerdi. Şimdi ise, gülü olmayan dikenleri andırıyorlar!..
 
Üst Alt