ARTIK kâinat garip değil.

Ayyüzlüm

Yeni Üyemiz
ARTIK kâinat garip değil.


ARTIK kâinat garip değil. Dünyada yetim ağlayışları, mazlum hıçkırışları işitilmiyor. Çünkü tenlere can, canlara canan geldi. Hepsi sahibini buldu, hepsi ruhunu buldu, hepsi de “Muhammedim” diye kucağına atılacak bir sevgili buldu.

Bu güneş O'nun doğuşunu gördü. Bu yıldızlar O'nun başı üzerinde dolaştı. Bu dünya O'na beşiklik etti.

Ama o güneşin ve o yıldızların altında, o mavi dünyanın üzerinde, hepsinden daha talihli biri var.

O benim.

Çünkü ben O'nun ümmetiyim.

Sıkıntıya düştüğümde, bilirim ki O'na pek ağır gelir. Hastalandığımda O yanı başımda, derdimde O benimledir. O benimle üzülür, benimle sevinir. Selâm gönderdiğimde selâmımı alır. Duasına âmin dediğimde O beni bilir.

Çünkü ben O'nun ümmetiyim.

Her peygamberin bir duası vardı; O duasını benim için sakladı. Eğer mahşerde bütün ümmeti kurtulup da tek ben sıkıntıda kalacak olsam, bilirim ki O beni elimden tutup kurtarmadıkça Cennete adım atmaz, Havuzdan bir yudum içmez.

Çünkü boğazından geçmez.

Çünkü ben O'nun ümmetiyim.

O'NUN ÜMMETİ olana herşey dost olur. Çünkü herşey O'nun dostu ve müştakıdır. O'nun dostlarıyla dolu bir dünya, O'nun ümmetine bir cennet olur.


İşte güvercinler, işte örümcekler: Hani dedeleri Hirâ Mağarasında O'nu beklemişlerdi. Ne zaman bir güvercine yem versem, bir Peygamber dostuna ikramda bulunmanın hazzını yaşarım. Ne zaman bir örümcek bulsam evimde, bir Peygamber yadigârını bana misafir gönderene hamd ederim. “Böyle dostluğun firakı yok, hep visaldir.” Nerede olsam, O'ndan ne hâtıra bulsam, bilirim ki O benimledir.

O'nu gören güneşe ve yüzündeki tebessümüne merhaba! O'nun Parmak İzi'ni taşıyan Ay'a ve Nur'una merhaba! Sabaha ve ışığına, geceye ve âyetlerine merhaba! Gökkubbeye ve ışıl ışıl kandillerine merhaba! O'nu bağrında büyüten dünyaya ve içindekilere merhaba! Meleklere merhaba, cinlere merhaba! O'nun ümmetinden bir vücudun parçası olabilmek için ellerini uzatıp bana meyvelerini sunan ağaçlara merhaba! Benim için süslenen çiçeklere merhaba! Dalgalarıyla ona selâm gönderdiğim denizlere merhaba! Cıvıldaşan kuşlara ve gürleyen göklere merhaba! O'nu bekleyen güvercine, örümceğe ve torunlarına merhaba! Ayağı altında konuşan dağlara ve avucunun içinde tesbih eden taşlara merhaba! Milyonlar dillerle bana Rabbim'i tanıtan bütün varlıklara tek tek ve hep beraber merhaba! Hayata merhaba, ölüme merhaba, Haşre merhaba! Âyetü’l Kübrâ’ya ve seyyahına merhaba!

Biz dostuz ve kardeşiz. Münkirlerin dünyasındaki yabancılıklar ve düşmanlıklar yok bizim dünyamızda. Çünkü O geldi ve bizi Allah’ın kulluğunda birleştirdi.

O'nunla mesut olan asra merhaba! O asır semâsında doğan yıldızlara merhaba! O yıldızlarla yolunu bulanlara merhaba!



Yirminci yüzyılın fetret geceleri artık bizi ürkütmüyor.

Ol taze güneş ülkeye serptikçe ışıklar,

Hep şâd olacak, şevk bulacak kalbi kırıklar.
 
Üst Alt