ASIL Dostluk…Gizli OLANDIR

nefsimutmainne

Aktif Üyemiz
***ASIL Dostluk…Gizli OLANDIR ! ***

Çok samimi iki dost ve arkadaşlardı. Fakat bir tanesi çok kurnaz , atılgan ve hareketli, diğeri ise çok saf , dürüst ve sessizdi.

Bir gün kurnaz olan arkadaş , diğer arkadaşın yanına giderek işlerinin bozulduğunu söyler ve kendisinden para ister. Samimi dostu onu hiç kırmaz ve elindeki bütün parayı arkadaşına verir.

Arkadaşı bu parayla işlerini düzeltir.

Bir süre sonra kurnaz olan yine arkadaşının yanına gider ve arkadaşının evlenmek üzere olduğu nişanlısını çok beğendiğini ve kendisine vermesini ister.

Arkadaşı çok şaşırır, ne diyeceğini bilemez.

Fakat aralarında o kadar kuvvetli bir sevgi vardır ki arkadaşına hayır diyemez, nişanlısını arkadaşına verir.

Zaman içinde Saf olanın işleri bozulur

ve birden arkadaşı aklına gelir...

(ben ona sıkıştığında iyilik yapmıştım diyerek) arkadaşının iş yerine gider ve kendisine çalışması için iş vermesini ister.

Arkadaşı ona iş vermez. Bizimki pişmanlık ve üzüntü içinde geri döner ama yine de arkadaşına kızamaz.

Bir gün sokakta dolaşırken yanına hasta ve yaşlı bir adam yaklaşır fakir olduğu için ilaç alamadağını söyler.

Bizimki yaşlı adamcağıza acır, istediği ilaçları alır ve adamcağıza verir.

Kısa bir süre sonra yaşlı adamın öldüğünü duyar.

Yaşlı adam çok zengindir ve bütün mirasını kendisine bırakmıştır.

Saf adam artık zengindir.

Biraz da sevdiği dostuna olan kırgınlığıyla dostunun iş yerinin karşısında bir ev alır ve oraya yerleşir.

Bir gün evinin kapısını dilenci bir kadın çalar. Yaşlı kadın çok aç olduğunu, kendisine yemek vermesini ister.

Bizim saf hiç düşünmeden kadını içeri alır karnını doyurur,

Kimsesi olmadığını öğrendiği kadına ; kendisinin de yalnız olduğunu söyler ve bu evde birlikte yaşıyalım sen evin işlerini ve yemekleri yaparsın der, yaşlı kadın hiç düşünmeden kabul eder.

Bir süre sonra yaşlı kadın bizimkine, kendine uygun bir kız bulup evlenmesini söyler,

Bizimki böyle bir kıza nasıl ulaşacağını, kendisinin tanıdığı olmadığını söyler.

Yaşlı kadın ona uygun bir kız tanıdığını ve kendisiyle görüştürebileceğini söyler.

Görüşmeler sonucunda evlenmeye karar verilir ve düğün davetiyeleri basılır.

Bizimkisi kırgın olduğu halde çok samimi dostunu yine de unutamamıştır ... Biraz da geldiği konumu görmesi açısından samimi arkadaşına da davetiye gönderir.

Düğün günü gelir çatar . Saf adam düğün salonunda bir şeyler söylemek isteğiyle mikrofonu alır ve başlar yaşadıklarını anlatmaya ;

Eskiden çok sevdiğim bir dostum vardı . Bir gün işleri bozulunca benden borç para istedi elimdeki bütün parayı verdim. Evlenmek üzere olduğum nişanlımı çok beğendiğini söyleyerek benden istedi.Çok üzülerek onu da kendisine verdim . Çünkü biz gerçek dosttuk onun üzülmesini istemedim.İşlerim bozulduğunda onun fabrikasına gittim ve çalışmak için kendisinden iş istedim. Bana iş vermedi.Çok üzüldüm, ama yine de arkadaşıma kızmadım çünkü biz gerçek dosttuk.

Bu konuşma üzerine kurnaz olan arkadaşı daha fazla dayanamaz mikrofonu eline alır ve başlar konuşmaya;

Benim de bir zamanlar çok sevdiğim bir dostum vardı. İşlerim bozulduğunda kendisinden para istedim, bütün parasını bana verdi. Sonra ondan nişanlısını istedim, üzülerek nişanlısını da verdi .

Nişanlısını istememin nedeni o kadının arkadaşıma layık olmamasıydı .

(Hayat kadınıydı ) Kendisi çok saf olduğu için arkadaşımı o kadından bu şekilde kurtardım.

İşleri bozulduğunda gelip benden iş istedi,

Arkadaşımı kendi emrimde çalıştıramazdım,

o yüzden iş vermedim

Günün birinde karşılaştığı yaşlı adam benim babamdı.

Babam ölmek üzereydi, onu arkadaşımın yanına ben gönderdim ve mirasını ona ben bıraktırdım.

Evine gelen dilenci kadın benim annemdi

Ona bakıp iyi yaşamasını sağlamak için gönderdim.

Şu anda evlenmekte olduğu kişi de benim kız kardeşim.

Onu arkadaşımla evlenmesine ben ikna ettim

Herşey senin içindi...
******************
 

nefsimutmainne

Aktif Üyemiz
• Ey çalgıcı, aşka dair nağmelere yeniden başla, sazını da bir iki tel daha pesten al, sesini de birazcık yavaşlat!
• Felek sana şarap sununca, yüksel, yücelere çık ve gök kubbesinin damında ev kur!
• Mestlik mülkünü elde edersen, kendinde olmamak şerefine nail olursun da, Büyük Selçuklu hükümdarı Sencer'in mülkü gözünden düşer.
• Mest ol, dostlarını da mest et! Kırmızı şarabın atına bin, ötelere doğru yol al!
• Mestlik dimağın damının yolundan çıkageldi. Ey akıl, ey düşünce! Sen de defol git, sen de artık kapının yolunu tut!
• Yeryüzünde, şu kara toprakta çok yol vardır. Kendine bir gemi yap da aşk denizine açıl!
• Manevî kanatlarım çıktı da uçtum. Sen de benim gibi aşk yemeği ye de kanatlan!
• Şu kara toprakta hiç üzüm yetişmese de iyi bil ki, aşk mestleri, yine bu aşk yolunda yürür giderler.
• Şişeci artık hiç kadeh yapmasa da, aşk şarabının görünmez kadehi yine bizim elimize geçer.
• Bir ruh zerresine şekil, nakış verirsen, onu beden elbisesi ile süslersen, o da sana; "Beni süslenmiş, şekil verilmiş bir dilber say!" der.
• Tövbe ettim, artık söylemeyeceğim, ama sen yine de mest olmuş aşığın tövbesini yalancı tövbe say!
• Bir insan hem aşık olsun, hem mest olsun, sonra da kalksın tövbe etsin; sen buna inanma!
 
Üst Alt