Ayrılık Gecesi

TaHKaR

Aktif Üyemiz
Duygu ve düşüncelerin tenimi sardığı,
Beni alıp, kaf dağlarının arkasına attığı
Ve durmadan hıçkırıklarla ağlattığı,
Ayrılık gecesi, ruhumun son hecesi…

Ağacın dalındaki yaprağının esintisi,
Ömrümün ayrılmaz bir sayfasıdır
Ve o sayfada, son bir durak vardır,
Ayrılık gecesi, ruhumun son hecesi…

Her mutluluk, bir acıyla biter,
Ayrılık zincirlerinden bir halka kopar,
Toprağın altındaki madenler hep haykırır,
Ayrılık gecesi, ruhumun son hecesi…

Ben burada varım, yok oldum şimdi işte,
Sizde aynı ruh ve ceset bulundukça,
Hep bu sözleri haykıracaksınız,
Ayrılık gecesi, ruhumun son hecesi…

Ağlamasaydım, gülemeyecektim cesedimle,
Ben ağlıyorum, ruhum gülüyor inceden inceden,
Ruhum ağlıyor, ben gülüyorum, şu sözlerle;
Ayrılık gecesi, ruhumun son hecesi…

Ayrılık olmasaydı, bilinir miydi beraberliğin kıymeti?
Her ayrılık, yeni bir mutluluk ve gözyaşının habercisi,
Kalemden akan mürekkep bile söylüyor bunu,
Ayrılık gecesi, ruhumun son hecesi…

Ferhat, Şirin; Leyla, Mecnun; Kerem, Aslı…
Asıl kalmalarının sebebi, ayrılık mı birleşme mi?
Onlar da, bu sözleri dağlara, taşlara haykırmışlardı;
Ayrılık gecesi, ruhumun son hecesi…

Ben yazarken bile zaman hızla kaçıyor benden,
Bense geriye doğru kaçan, gerilerin gerisine
Ve orada mezar taşlarını buluyorum umutsuzca,
Ayrılık gecesi, ruhumun son hecesi…

Her ayrılık bir var oluştur, ayrılık gecesinde,
Seven sevgililer ise, buluşur o gece.
Toprak sıkar insanı, sıkar da çıkarır ortaya,
Ayağa kalkan insan bir tabela görür,
Ayrılık gecesi, ruhumun son hecesi…

Temmuz 1998
İstanbul
İdris Çetin
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
Teşekkürler emeğine sağlık,,,daha akıcı güzel olabilirdi sözler,,,yinede yazan kardeşimize başarılar dilerim....inşallah daha güzel olacak...:)
 
Üst Alt