Bağdat Kuşatması (1258)

BULUT

Aktif Üyemiz
Yönetici
BAĞDAT KUŞATMASI (1253)


Cami'üt-Tevarihde bulunan Bağdat kuşatmasını gösteren bir minyatür
Cami'üt-Tevarihde bulunan Bağdat kuşatmasını gösteren bir minyatür
Bağdat Kuşatması, Büyük Moğol Han'ı Mengü Han'ın emriyle Hülagû Han'ın komutası altında birleşen Moğol ordularının, Abbâsî Halifeliğinin başkenti Bağdat'ı almak için yaptıkları başarılı kuşatmadır. Bu kuşatma sonunda başkent Moğollar tarafında ele geçirilerek istila edilmiş, yağmalanmış ve tahrip edilmiştir.

Moğol askerleri 7 gün boyunca şehirde bulunanları öldürmüştür. 200 bin ila 1 milyon arasında Bağdatlı'nın öldürüldüğü tahmin edilmektedir. Abbâsî Halifeliği de bu saldırı sonrası yok edilmiştir.

Son Abbasi halifesi Müstasım, kanının dökülmesinin uğursuzluk getireceğine inanılarak oğullarıyla beraber bir halıya sarılmış ve ölene kadar atlar tarafından çiğnenmiştir. Şehrin yakılıp yıkılmasından ve halifenin öldürülmesinden dolayı Bağdat, İslam dünyasındaki kültür merkezi özelliğini kaybetmiştir.
İçindekiler

Arka plan​

1229 Mart'ında Büyük Han ilan edilen Ögeday, kurultayda Moğol işgal ve istilalarının devam edilmesine karar vermiştir. Bu sebeple Cormagon Noyan komutası altında 30.000 kişilik kuvveti İran ve Irak'ın işgal edlmesi için sevk etmiştir. 1231 yılında hilafet topraklarında tekrar görünen Moğol orduları, yağma ve çapul maksatlı saldırılarla Erbil ve çevresine hücum etmiştir. 1245 yılına kadar devam eden bu saldırılara karşı Abbâsî orduları başarı elde edememişlerdir.

Taraflar​

Abbasi HalifeliğiMoğol İmparatorluğu
- Eyyubiler- İlhanlılar Hanedanı
İttifak Yapanlar
- Altın Orda Devleti
- Gürcistan Krallığı
- Kilikya-Ermeni Krallığı
- Antakya Prensliği
- Musul Atabeyliği
1241 yılında Ögeday'ın ölümünün ardından 1246'da Büyük Han ilan edilen Güyük Han, Han olur olmaz batıdaki seferlere devam edilmesi kararını almış ve bu bölgeye Elçigidey Noyan'ı göndermek istemiştir. Fakat bu harekât Güyük'ün ani ölümü sebebiyle gerçekleştirilememiştir.


1251 yılına gelindiğinde Moğol İmparatorluğu tahtına 43 yaşındaki Mengü Han geçmiş ve devlet içi sorunları hallederek doğuda ve batıda sekteye uğrayan seferlere devam edilmesini sağlamıştır. Bu dönemden önce Irak bölgesindeki saldırı ve istilaların genel komutası Çormağan'ın vefatından dolayı Baycu Noyan'a geçmiştir. Baycu bölgeye geldikten sonra hilafet topraklarından çok Anadolu'ya sefer düzenleyerek istilaya devam etmiştir.

Hülagû'nün Seferi​

Planlama Ve İlerleyiş​

Mengü Han'ın Büyük Han seçildiği kurultayda, ondan önceki hanlarda olduğu gibi bütün prens ve devlet yöneticilerinin onayıyla Hülagû; İran, Anadolu, Ermenistan, Şam ve Mısır valisi seçilmiş, bu bölgelerin tamamen hakimiyet altına alınması kararlaştırılmıştır. Hülagû sefer öncesi hazırlıklara başlamış ve yine Mengü Han'ın emri üzerine her 10 Moğol erkeğinden 2'si orduya alınmıştır. Mengü Han bununla da yetinmeyerek vasal durumundaki Kirman, Fars, Musul Atabeylerine elçiler göndererek, sefer halindeki Moğol ordusuna asker,teçhizat ve erzak yardımında bulunmalarını emretmiştir. Ayrıca bölgede bulunan Baycu'ya da haber gönderilerek saldırılarını sıklaştırmasını ve Hülagû'ye destekte bulunmasını bildirmiştir.

Hülagû çıkacağı sefer için özel olarak kale kuşatmalarında ve zorlu yollarda geçiş kolaylığı sağlamak için 1.000 kişilik Hitaylı mühendisi de ordusuna dahil etmiştir. Ordunun gıda ve ihtiyaç stokları devletin bütün yörelerinde sağlanmıştır. Önden gönderilen mühendis alayı sayesinde ordunun izleyeceği güzergâh tespit edilmiştir. Bu hazırlıklar sırasında Ketboğa Noyan komutasında 10.000 kişilik öncü bir kol, 1252 Mayıs'ında Mazenderan ve Huzistan bölgesine gönderilerek, ana ordu gelene kadar bu bölgede bulunan Haşhaşiler'e saldırmasını emredilmiştir. Ocak 1254'te de büyük Moğol ordusu harekete geçmiştir. 1254 yılı sonlarına doğru Almalıg'a, 1255 Eylül'ünde ise Semerkant'a varan Hülagû ve ordusu burada İran'da bulunan sultanlara elçiler göndererek ilk olarak saldırıda bulunacağı Haşhaşiler'e karşı asker takviyesinde bulunmalarını istemiştir. Abbâsî Halifesi Mustasım Billah'a da elçi gönderen Hülagû, aynı talebi halifeden de istemiş ve Mengü Han'ın hükümdarlığını kabul etmesini istemiştir. Halifenin göndermiş olduğu mektupta istekleri reddedilen Hülagû, buna sinirlenerek halifeye hakaret dolu mektuplarla karşılık vermiş, yönetmiş olduğu devleti yıkmak ve kendisini öldürmekle tehdit etmiştir. Ocak 1256 yılında Amuderya'yı geçtikten sonra ilkbaharda vardığı Şuburkan otlağı mevkiinde ordusunu dinlendiren Hülagû, burada İran emiri Argun Ağa'nın getirmiş olduğu hediyeleri kabul etmiş, ona ikramda bulunmuş ve Mengü Han'ın yanına dönmesini emretmiştir. Bu bölgenin yönetimini ise geçici süreliğine oğlu Giray Melik, Ahmet Bitikçi ve Alâeddin Atâ Melik Cüveynîye bırakmıştır.

Haşhaşiler Üzerine Sefer​

Moğol orduları tarafından Alamut kalesinin kuşatılışını gösteren minyatür
Moğol orduları tarafından Alamut kalesinin kuşatılışını gösteren minyatür
1253'te Ketboğa'nın bölgeye gelmesiyle Haşhaşiler'e karşı başlatmış olduğu geniş kapsamlı operasyonda, büyük Moğol ordusu gelene kadarki süre zarfı içerisinde kayda değer başarılar elde edilmiştir. Mazenderan bölgesinde bulunan yaklaşık 100 Haşhaşi kalesinin büyük çoğunluğunu ele geçiren Ketboğa, Mansûrîyye ve Rudbar'daki köylere saldırarak büyük talanlarda bulunmuş fakat Alamut, Lembeser, Gerdekuh gibi kuvvetli kalelerin direnmesine karşı kuşatmasını uzatmak zorunda kalmıştır.

1256 ilkbaharında Tus şehrine varan Hülagû komutasındaki Moğol ordusu, alınamayan kalelere karşı mancınıklar ve kuşatma kuleleri kurarak saldırılarını yoğunlaştırmışlardır. Alınamamış olan kaleler de bir bir zaptedilip istila edilmiş, savunucuları son askerine kadar kılıçtan geçirilmiştir. 20 Kasım 1256 yılında son İsmailî İmamı Rükneddin Hür Şah'ın teslim olmasına karşın hala ele geçirilememiş olan Alamut Kalesi'ni yok etmek için Hülagû, emrindeki Hitaylı mühendis alayına kalenin bulunduğu dağ'ın altına tüneller açılmasını, tünellerin içini ise petrol ve barut doldurmasını emretmiştir. Bu sayede dağ patlatılmak suretiyle son Haşhaşi kalesi de imha edilerek ele geçirilmiştir.

Bağdat'ın Ele Geçirilişi​

Hülagû'nün Bağdat'a yürüyüşü​

Haşhaşiler sorunu ortadan kaldırıldıktan sonra Hülagû, Mengü Han'ın kendi sorumluluğu altına vermiş olduğu toprakları ele geçirmek için ordusuna yürüyüş emri vermiştir. Müslüman topraklarına karşı yapmış olduğu sefer için Hristiyan ittifakı oluşturmak adına bölgede bulunan vasal durumundaki Gürcüler'e ve Ermeniler'e elçiler göndererek ordusuna takviyede bulunmalarını emretmiştir. Antakya'daki Haçlılar'a da savaş çağrısında bulunulmuş, Hülagû ile VI. Boemondo arasında topraklarına dokunulmamak kaydıyla yardımda bulunulacağı yönünde anlaşmaya varılmıştır. Bu sayede Moğol ordusuna 12.000 Ermeni Şövalye, 60.000 Gürcü piyade, 1.000 kadar da Frank asker eklemeyi başarmıştır. Ayrıca yaklaşan Moğol tehlikesine, karşı koyamayacağını önceden anlayan Musul Atabey'i Bedreddin Lülü de, topraklarına dokunulmamak kaydıyla Baycu Noyan komutası altında 5.000 kişilik teçhizatlı Türk askeri takviyesinde bulunmuştur.

1257 yılında Hamedan'a ordugahını kuran Hülagû, Mustasım Billah'a bir kez daha elçi göndererek Büyük Han'ın tebaası olma teklifini tekrar etmiştir. Mustasım Billah, veziri İbnü'l Alkami'nin etkisinde kalarak bu teklifi tekrar reddetmiş ve Moğol istilası tekrar başlamadan önce Müslüman topraklarında bulunan Emir ve Sultanlara Cihat çağrısında bulunmuştur. Bu çağrıya cevap verebilecek nitelikte Şam'da Eyyûbîler, Mısır da ise Memlüklüler bulunmaktaydı. Ancak onlar da kendi aralarında savaş halinde oldukları için asker yardımında bulunmaları pek mümkün değildir. Yine de Eyyûbî Sultanı bu çağrıya sağduyulu yaklaşarak, el-Melik en-Nasır Davud komutasında nispeten küçük bir birliği Bağdat'a göndermeye karar vermiştir. Bu birlik, yola çıkmakta geç kaldığı için yardımda bulunamamış ve Bağdat'ın düştüğü haberi öğrenilince geriye dönmüştür.

Hülagû kararını açıklayarak ordusunu Bağdat üzerine harekete geçirmiştir. 27 Mart 1257'de Hamedan'dan yola çıkan ordu, Dinever'e vardıktan sonra kuzeye Tebriz'e doğru yönelmiştir. Burada yaklaşık 2 ay kadar kalan Moğol ordusu, yörede bulunan Türkmen ve Kürtlerin denetimi altındaki sarp kalelere hücum ederek, bunları ele geçirmiş ve gövde gösterisinde bulunmuştur.

Şehrin Kuşatılması​

Hülagû, yaklaşık 120.000 kişilik ordusunu Bağdat'a gelebilecek takviye birlikleri engelleyebilmek adına 3 kısım'a ayırmıştır. Sağ kanadın genel komutasını Baycu Noyan'a vererek, bu kuvvetlerin Erbil üzerinden Musul'a, oradan da Bağdat üzerine yürüyerek şehri batı yönünden kuşatmaya almasını emretmiştir. Baycu, Musul'a vardığında Bedreddin Lülü'nün göndermiş olduğu birlikler ve Deşt-i Kıpçaktan yardıma gelen Balagay, Tutar ve Kuli Noyan komutasındaki birlikler eklenmiştir. Bunlara ek olarak Buka Timur da Baycu Noyan'ın yanında yer almıştır. Sol kanat ise Ketboğa Noyan komutasına verilmiş, bu kuvvetlerin de Luristan üzerine yürüyerek Bağdat'ı güney yönünden kuşatması emredilmiştir. Ketboğa'nın yardımına ise Köke İlga verilmiştir. Ordunun merkezinde ise bizzat Hülagû bulunmaktadır ve yanında yardımcı olarak Gou Kaan ve kardeşi Sintay bulunmaktadır. Sağ ve sol kanatlar aynı zamanda yani Aralık 1257'de harekete geçerek eş güdümlü olarak şehrin kuşatılması hedeflenmiştir.

Baycu Noyan komutasındaki Moğol ordusunun batı yönünden yaklaştığını öğrenen Halife Mustasım Billah, bu orduyu durdurabilmek ve en azından bu yönden gelebilecek yardımcı birliklerin önünde engel olmaması adına, Moğollar üzerine Mücahidüddin Aybeg komutasında 20.000 kişilik bir ordu sevk edilmiştir. Yapılan Düceyil Muharebesi'nde Abbâsî orduları ağır bir yenilgi alarak hedeflemiş oldukları girişimden sonuç alamamışlardır.

Ketboğa komutasındaki ordu ise kendine emredilen bölge üzerine hareket ederek, fazla bir direnişle karşılaşmadan yoluna devam etmiş ve Bağdat'ın güney surlarına ulaşmıştır. Yaklaşık olarak Moğol ordusunun diğer 2 kolu da aynı sürede şehre varmış ve 22 Ocak 1258'de Bağdat muhasarası başlatılmıştır. Moğol ordusu içerisinde bulunan mühendisler kale kuşatmasında kullanılan mancınık, koç başları ve kuşatma kulelerini hazırlayarak surların tahribatına başlanmıştır. Yaklaşık 6 gün süren saldırının ardından surlarda açılan gediklerden şehre giren Moğol askerleri, şehirde bulunan sivil halkı katletmeye başlamıştır. Hülagû, şehirde yapılan katliamların son bulması için halifenin ve maiyetindekilerin teslim olmalarını istemiştir. 7 Şubat 1258 günü Mücahidüddin Aybeg ve Süleyman Şah teslim olmuş, kesilen başları teşhir edilmek üzere Musul Atabey'i Bedreddin Lülü'ye gönderilmiştir. Halife Mustasım Billah ise oğullarıyla beraber 10 Şubat 1258 günü Hülagû'ye teslim olmuştur. İdamı hakkında farklı rivayetler bulunmasına rağmen en yaygın olanı, Halifenin keçeye sarılarak Moğol atlarının ayakları altında ezilmek suretiyle can verişi yönündedir. Bağdat ise bu süre zarfında Moğollarca tahrip edilmiş, surları, binaları ve kütüphaneleri yıkılmış, halkın büyük bir kısmı kılıçtan geçirilmiştir.

Sonuçları​

İstilanın ardından Hülagû, Şam ve Mısır'ı istila etmek için ordusuyla yoluna devam etmiş ve şehrin yeniden inşa edilmesi için 3.000 Moğol'u geride bırakmıştır. Alâeddin Atâ Melik Cüveynî; Bağdat, Mezopotamya ve Huzistan valisi olarak atanmıştır. Karısı Dokuz Hatun ve maiyetindekilerin büyük çoğunluğunun Nesturi Hristiyan olması sebebiyle Hülagû, katliam sırasında şehirde bulunan Hristiyanların büyük çoğunluğu bağışlamıştır.

Başlangıçta Bağdat'ın düşmesi tüm İslam alemi için büyük bir şok yaratsa da, şehir İlhanlılar'ın başkenti olmuş, Abbâsî Halifeliği'nin yıkılmasına ve İlhanlılar Devleti'nin kurulmasına neden olmuştur.
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
Emeğine sağlık müdür, teşekkürler... Kuşatmaları okuyunca okul yıllarımı anımsattı😀👍
 
Üst Alt