Behlül Dana.......

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
Halifelik kaldırılana kadar cuma namazlarını yöneticiler kıldırırdı. Harun Reşid döneminde Behlül Dana’ nın, halife Harun reşid’in kıldırdıgı cuma namazlarına gelmediği farkedilir. Bu durum halifeye bildirilir.
Harun Reşid Behlül Dana’yı huzuruna çağırtır. Kendisine cuma namazlarına neden gelmediğini sorar. Behlül Dana “Önümüzdeki cuma namazına geleceğim” cevabını verir.
Vaaz, hutbe derken Harun Reşid’in kıldırdığı namaz başlayınca Behlül Dana da bir kıpırdanma başlar. Sonunda behlül Dana dayanamaz cemaat ikinci rekata başlarken camiyi terkeder.
Namazdan sonra durum halifeye bildirilir. Harun Reşid sinirlenir ve behlül Dana’yı tekrar huzuruna çağırtır. Namazı neden terkettiğini sorar. Behlül Dana ” Tekbir alırken bir ülke fethetmeyi düşündün, Fatiha okurken ordunu topladın, rüküda savaşı yaptın, o ülkeyi fethettin. Birinci secdede kıralı öldürdün kızı canını bağışlaman için yalvararak ayaklarına kapandı… Buraya kadar anlattıklarım doğru mu?” diye sorar. Harun Reşid: “Evet, tam olarak doğru” cevabını verir.
Behlül Dana ; “İkinci secdede kralın kızını nikahladın, sarayına getirdin. İkinci rekatta odanıza geçtiniz… Eh artık bana da karı kocayı yalnız bırakmak düşerdi!.. Namazı bu sebepten terkettim sultanım” cevabını verir…
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici

Halife Harun Reşid'in kardeşi Behlül Dane Hazretleri bir gün kardeşinin tahtına geçip oturmuştu. Birkaç dakika oturmadan hemen sarayın hizmetçileri gördüler. Behlül Dane Hazretlerini tahttan indirdikleri gibi bir de temiz dayak attılar... Behlül ağlamaya da başlamıştı. O anda saraya Harun Reşit gelerek Behlül'ün neden ağladığını sordu. Oradakiler Behlül'ün büyük ve affedilmez bir hata ettiğini, tahta çıkıp oturduğunu, kendilerinin de tahttan indirip dövdüklerini söylediler.

Ağabeyinin ağlamasına üzülen Harun Reşit:

Behlül böyle hatalardan dolayı dövülür mü,,, deyip, özür diledi.

Behlül Dane Hazretleri kardeşine:

Kardeşim ben, beni dövdüler diye ağlamıyorum. Ben birkaç dakika tahta çıkmakla bu kadar dayak yedim, yarın senin durumun ne olur, ne kadar dayak yiyeceksin diye düşünüyor ve onun için ağlıyorum, dedi.

Bu sözler Harun Reşid'in gözlerini yaşarttı...

O halde söyle nasıl hareket edersem kurtulurum, dedi. Behlül Dane Hazretleri de şu nasihatta bulundu:

Adaletle hükmet, kimseyi incitme, millet senden memnun olup sana dua etsinler. Ancak o zaman kurtulursun.

 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
Birgün adamın biri Behlül'e akıl danıştı:

Ey Behlül Dana, ben zengin olmak istiyorum, bana ne tavsiye edersin?

Behlül bir an düşünüp cevap verdi:

Demir al, demir sat.

Demir ticareti eski çağlardan beri kârlı bir iş olarak biliniyordu. Çünkü demir hiç fire vermeyen, daima üstüne koyan bir maddeydi. Adam Behlül'ün tavsiyesine uyup demir ticaretine başladı ve gerçekten kısa zamanda dilediği gibi zengin biri oldu. Zengin olduktan sonra Behlül için "Bu ne budala adam, verdiği akılla herkes köşeyi dönüyor,

kendisi fakirlikten kırılıyor" diye düşündü. Bir zaman sonra Behlül'ün karşısına çıktı, yeni bir akıl danıştı:

Ey Behlül Divâne (Dana yerine aptal yerine koyarak divane diyor) ben demir alıp satmaktan yeterince zengin oldum. Biraz da başka bir iş yapayım. Bu sefer ne tavsiye edersin?

Behlül adamın içini dışını bildiğinden onu kötü niyetine kurban edecek bir tavsiyede bulundu: - Soğan al, soğan sat.

Soğan ticaretinin de riskli işlerden biri olduğu bilinir. Soğan devamlı fire veren bir nesnedir. Adam soğan ticaretine başlayınca kısa zamanda iflas bayrağını çekti ve kötü kalbliliğinin cezasını pahalı bir biçimde ödedi.
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
Abbasi'lerin ünlü halifesi Harun Reşid zamanında yaşamış olan Behlül Dana (VIII. yüzyıl) dönemin evliyasındandı. Zaman zaman aklından zoru olan kimselere has tavırlar takınır, herkes de bundan dolayı kendisini deli sanırdı. Ama bunu maksatlı yapardı. Behlül Dana hazretleri daima Harun Rediş'in yakınında bulunur, çeşitli sebepler hasıl ederek onu uyarırdı. Bir gün Behlül Dana hazretleri, üstü başı toz toprak içinde uzun bir yolculukan gelmiş olmanın belirtileri ile Harun Reşid'in huzuruna çıktı. Harun Reşid sordu:

Be ne hal Behlül, nereden geliyorsun?

Cehennemden geliyorum ey hükümdar.
Ne işin vardı cehennemde?

Ateş lazım oldu da ateş almaya gittim.

Peki, getirdin mi bari?

Hayır efendim getiremedim. Cehennemin bekçileriyle görüştüm, onlar "Sanıldığı gibi burada ateş bulunmaz, ateşi herkes dünyadan kendisi getirir" dediler.
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
Halife Harun Reşit bir gün Behlül-i Dana ile sohbet ederken; "Ey Behlül ! Sana sarayımda bir oda ve hizmetçiler vereyim. Yeter ki bu eski elbiselerden kurtul. Yenilerini giy insanlar arasına karış" dedi. Bunun üzerine Hazreti Behlül: "Müsaade ederseniz bir danışayım." dedi. Halife ; "Kime danışacaksın kimsen yok ki? diye cevap verdi. Behlül de: Ben danışacağım yeri bilirim dedi ve oradan ayrıldı. Harun Reşit arkasından adamlar salıp danışacağı yeri öğrenmek istedi. Behlül gide gide şehir dışında mezbeleliğe, çöplüğe giderek, başını eğdi ve birşeyler dinlermiş gibi bir müddet orada durdu. Birşeyler söylendi daha sonra oradan ayrıldı ve saraya yöneldi. Sultanın adamları ondan önce saraya dönerek durumu Halife’ye bildirmişlerdi. Behlül huzura girince Halife Harun Reşit ona " Ey Behlül! Söyle bakalım kararın nedir. Danıştın mı?”

Behlül; Danıştım efendim, lakin insanlar arasına kararışmam mümkün değil dedi. Halife heybetle;
"Ey Behlül istişare edeyim danışayım dedin gittin çöplüğün başına, haberim oldu. Çöplere mi danıştın. Behlül;
Evet efendim onlara danıştım ve bana dediler ki :

"Ey Behlül ! bizde vaktiyle en güzel ve nefis yiyecekler idik sevgi ve itibarımız çoktu. Ne zaman ki insanlar arasına karıştık, işte bu hale geldik. Çöpe atıldık. Sakın ola ki insanlar arasına karışma dediler. Bunun için bu teklifinizi kabul edemiyorum. Beni mazur görün efendim.....


selam ve dua ile canlar.....
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
Bir gün Behlül’ü kabristanda gördüler. Ayaklarını kabir taşları arasına sokmuş toprakla oynuyordu.
Kendisine;
“Ey Behlül ne yapıyorsun?” diye sordular.
Onlara gâyet sâkin olarak;
“Bana eziyet etmeyen, gıybetimi yapmayan insanlarla oturup sohbet ediyorum. Bunlar sağ olanlardan daha emin.” diye cevap verdi.
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
Buğday tanesi bir dinar olsa
Bir zaman Bağdât’ta fiyatlar çok yükselmişti. Hayat pahalılığı çekilmez bir hâl aldı. Muhammed bin İsmâil bin Ebî Fudayl gelerek;
“Ey Behlül! Müslümanların ve bütün insanların hattâ hayvanların rahatlaması için Allahü teâlâya duâ etmez misin?” dedi.
O şöyle cevap verdi:
“Allahü teâlâya yemin ederim ki, ben bu işe karışmam. Eğer bir buğday tânesi bir dinar olsa, bize emrettiği gibi Allahü teâlâya ibâdet etsek, O bize vâdettiği gibi rızkımızı verir.” Sonra ellerini birbirine vurarak; “Ey dünyâyı ve süslerini toplayan, gözleri uykudan lezzet almayan kimse, nefsinle uğraşıp âhirete bir tedârik yapmadın, kıyâmet gününde Allahü teâlâya ne cevap vereceksin?” dedi.
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
Bir gün sarayın avlusunda rastladığı Behlül’e Harun Reşid sorar:
Nereden geliyorsun ey Behlül?” Beklemeden cevap verir:
“Cehennemden.”
“Ne işin vardı cehennemde?”
“Ateş almaya gitmiştim de.”
“Hani ateşin yok elinde.”
“Dediler ki, burada ateş olmaz. Herkes ateşini kendisi getirir dünyadan”

Evet, Behlül’ün tebessüm ve tefekkür ettiren menkıbeleri bitmez.... Sizleri daha fazla yormadan kısa arzederek bağlavalım.
Behtül tefekkürü çok sever.... Yalnızlık ister.... gönülde muhabbet ister,onu kimse anlamasada anlayanlar vardır elhamdulillah...
 
Üst Alt