BOP ve Eş Başkanı Recep Tayyip Erdoğan - 3

MURATS44

Özel Üye
14-
Bu aptal ülkeyi kurmamızın amacını unutuyorsun. Yerini unutuyorsun. Bu ülke bir kamuflajdan ibaret. 1532′den 1911′e dek bu lanet topraklardan kızılderilileri yok etmiş olmamızın tek nedeni var. Bu nedenin altında da tek mesaj var. Sen Obama, bizim için bu kızılderililerden farksızsın. Eğer farklı olduğunu düşünüyorsan sana hak verebileceğim tek nokta ; O sefil ruhunun can verdiği aciz, çaresiz ve sadece beyazların hükmedebileceği kara tenin.
tb

Blair bu sözleri söylerken Obama‘nın suratına köpeğe bakıyormuşçasına bakıyordu. Haklıydı. Üstadları Hugues de Payen‘in Kudüs’te ne bulduğunu anlatmıştı Obama’ya. Bu kutsal amaç için tam 1000 yıldır mücadele verdiklerini ve Obama’nın sadece bu amaca hizmet için o koltuğu işgal edebileceğini söylemişti. Blairin kendi koltuğunu Gordon Brown‘a devretmesinin üzerinden tam 3 sene geçmişti. Hatta nerdeyse Gordon Brown’da koltuğu Muhafazakarlara kaptırmak üzereyken, konseyde İngiltere’yi hala o temsil ediyor ve başkanlık döneminin ilk yılını geçiren Obama’yı inanılmaz bir biçimde aşağılıyordu. Obama’yı aşağılayan aslında Blair değil Kraliçeydi. Kraliçenin izni dışında Blair’in bu konuşmaya ekstra bir virgül bile ekleme insiyatifi yoktu. Obama koltuğa neoconların desteği ile gelmişti. Masonlar ve sermaye baronları siyah bir insan teninin altında gizleyebilecekleri onlarca savaş, onlarca insanlık suçu olduğunu düşünmüşler ve Amerika’nın başına zenci bir lider getirmeyi uygun görmüşlerdi. Haklılardı. Obama kutsal amaçlarına hizmet eden siyah bir lekeden ibaretti onlar için. Bunu yavaş yavaş anlıyordu. Harwardda okuduğu yıllarda Yale’deki “Skull and Bones” kulübüne katılması için onu ikna etmeye gelen ekip geldi aklına. 1990 yıllarıydı. Harward’a geleli 2 sene olmuştu. Obama’nın şimdiki ekonomi danışmanlarından Austan Goolsbee kendisini kulübe davet etmek için gelmişti. A.B.D gibi İngiltere gibi ülkelerin planları Türkiye’deki gibi siyasi parti ideolojilerine göre değişken değil, aksine Krallığın yüzlerce yıllık amaçları çerçevesinde kalıcıydı. Bu bağlamda Obama’nın daha öğrenciyken seçilmiş olması kesinlikle tesadüf değildi. Obama olan biteni anlamaya çalışırken, içindeki hristiyan ölüyordu. Barack Obama’nın aklına 1950′li yıllarda Burma’da İngiliz ordusunda görev yaptıktan sonra ülkesine dönen ve İngiliz sömürge yönetiminden daha fazla özgürlük tanımalarını uman ancak beklediklerini bulamayınca, daha sonra Mau Mau ayaklanması olarak bilinen isyanı başlatacak olan Kikuyu Merkez Topluluğu‘nun liderlerinden dedesi Hüseyin Onyango Obama geliyordu. Ve o söz : “Biz onların gözünde kara bir köpekten ibaretiz. Müslüman ya da Hristiyan fark etmez, Allah’a inancımız onları yeterince çıldırtıyor.

Hiç bir şey söylemedi Obama. Buckingham Sarayı‘nda “The White Drawing Room” olarak bilinen meşhur salondan sessizce dışarı çıktı. Kapıda Central Intelligence Machinery‘nin 3 ajanı kendisine eşlik edecekti. Central Intelligence Machinery İngiltere’de iç istihbarattan sorumlu MI5 ile dış istihbarattan sorumlu MI6‘nın dışında kurulan direk kraliçeye bağlı çok fazla bilinmeyen özel bir birimdi. Özel jet uçağına kadar eşlik ettiler Obama’ya. O uçuş Obama’nın en uzun uçuşu olacaktı. Aklından neler geçmiyordu ki ; Zenci, siyah, kara, pislik ve nefretten mübari anahtar kelimeler silsilesi… Bir de uzun adam geldi aklına. Nedensiz. Putin’i düşündü. Artık zamanı gelmişti… Kararını verdi… Savaştaki tarafını çoktan seçmişti… Ve dedesinin onu İslam’a davet ettiği zaman sarfettiği sözler şimşek gibi çaktı aklında “Allah, bu dini facirlerin eliyle de güçlendirir.”

15-
Evet efendim dedi Dvorkovich. Obama’nın özel jet uçağı Faroe Adaları uçuş bölgesinden Norweç’in kuzeyine geçecek, oradan da Finlandiya üzerinden Rusya’ya giriş yapacaktı. Dvorkovich Putin’in mücadele arkadaşı Medvedev’in danışmanlarındandı. Putin’e ve Medvedev’e Sovyet Rusyası hayranlıklarından ötürü saygı duyar, hatta bu hayranlık bazen yerini aşırı partizanlığa bırakırdı. Dvorkovich Rusya’nın genç kare asıydı. BBC’de, CNN’de, DER SPIEGEL’de kimseye pabuç bırakmıyor, herkesin ağzına lafı tıkıyordu. Rusya’ya yapılan hiç bir eleştiriye tahammülü yoktu. Hatta Medvedev’i düşündüğü için Putin’e sinirlenen Alexei Leonidovich Kudrin gibi Rusya ekonomosini 1990′dan sonra canlandıran ve Rusya’yı dünyanın önde gelen ekonomilerinden yapan bir dahiye bile çıkışma cesaretini bir tek o sergilemişti. Şimdi Putin ve Medvedev’in en güvenilir adamlarından bir tanesi olmuştu. Bir bürokrattan çok genç bir vatanseverdi.
Obama İngiltere’den çıktıktan hemen sonra rotayı Rusya’ya çevirmişti. Kuzey’den ülkeye Obama girerken ülkenin güneyinde de hareketlilik vardı.

16-
IHH kriz masasının etrafında 12 kişi, silah seslerinden sonra bağlantı kesiliyor. Ne gemideki kameralardan ne de telefonlardan sinyal alınamıyor. Levent’deki İsrail Konsolosluğu’ndan bir telefon geliyor. Abi ne oldu, haber alamıyorsanız saldıralım diyor karşıdaki. Timetürk Genel Yayın Yönetmeni Turan Kışlakçı da kriz masasında, telefonda karşısındakine bağırıyor, Kesinlikle saldırmayacaksınız, at kişneyerek tımar edilmez. Biraz sonra binlerce insan toplanacak orada. Sizin göreviniz kalabalığın taşkınlık yapmasını engellemek, taşkınlık yapmak değil. Gerçekten de öyle oluyor, binlerce insan İsrail Konsolsoluğu önünde toplanıyor. İçeri girmek istiyorlar. Polis bırakmıyor. Takdiri ilahi, İsrail Konsolosluğunu yine İHH görevlileri koruyor.

Ümmetin algısı değişiyor. Gemi’de Mısırlılar var, İngilizler var, Almanlar var, Amerikalılar bile var. Ama sadece 9 Türk şehit oluyor ve 1 Türk ağır yaralanıyor. Burada verilmek istenen mesaj ne Filistin’e sokulacak olan erzak yardımı ne de İsrail’in kendince koyduğu ambargo. Başbakan Erdoğan’ın BOP Eşbaşkanı olma düşüncesi ile Ümmet’e işte sizin Başbakanınız. Biz sizin vatandaşlarınızı göz göre göre öldürdük, o ise hala BOP Eşbaşkanı olacağım diyor mesajı vermek. Başbakan’a içerden halk zemininde bir tepki oluşturmak.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın lordlar kamarasında kendini dünyanın sahibi olarak gören İngiltere temsilcisi Blair’e attığı bakışın cevabı gecikmemişti. Bu cevapla Başbakan’a asla ortadoğuda “Emir” olamayacağı mesajı verilmek isteniyor, Türkler aşırı biçimde aşağılanmak isteniyordu.

Bu plan da tutmayacaktı. Türkleri aşağılamak, Erdoğan’ın orta doğudaki koltuğunu sarsmak isteyen İsrail farkında olmadan Türkler’i ümmetin küflenmiş bilincinde tekrar Evlâd-ı Osmaniye olarak canlandıracak ve Recep Tayyip Erdoğan’ı da BOP eş başkanı yerine Ümmet’in liderlik koltuğuna oturtacaktı.

Son şehitte yere düştü. Bir ses duyuldu güverteden, kısılarak son sözlerini sarfediyordu Şehit Furkan ; Ve mekeru ve mekerallah, vallahu hayrul makirin. İşte o plan işleyecekti. Fasıkların planı ters tepecek. Allah nurunu tamamlayacaktı.
Ortadoğu’da değişim daha yeni başlıyordu. Ne martavaldan çıkaracakları arap baharı rüzgarları, ne de sünni-şii kavgası üzerinden yürütülen terörist islamcılar yaftaları. Hiç birisi bu gemiyi durduramayacaktı.

Recep Tayyip Erdoğan küresel operasyon emrini verdi. Operasyon kod adı RABİA, haydi Mavi Marmara yelkenler fora !

17-
Petersburg’da hareketli saatler. Türkiye’de başkent her ne kadar Ankara gözükse de milletin kalbi nasıl İstanbul için atıyorsa, Rusyada da Moskova değil, Petersburg aynı şekilde ön plana çıkıyor. Burada The General Staff and Ministries Building binasında yerin 6 kat dibinde 32,500 metre karelik alanda tam 60 özel oda inşa edilmiş. Normalde ilk restorasyonun 2010 yılında yapıldığı söylense de 2000 yılında göreve gelen Putin’in yaptığı ilk işlerden biri tele-kulak skandallarını önleme amaçlı bu yapının altına güvenli odalar inşa etmek olmuş.

Petersburg’daki The General Staff and Ministries Building binasının bu akşam çok özel konukları olacak. Obama çoktan Finlandiye üzerinden Rusya’ya giriş yaptı. Moskova’dan da özel helikopterle Petersburg’a vardı. Putin misafiri Obama’yı karşılarken Recep Tayyip Erdoğan’ın gelmesini bekliyordu.

Kararını vermiş gibisin dedi Putin. Soğuk gözlerle Obama’nın soluk yüzüne bakıp. Obama cevap vermedi. Hala Blair’in kendisine yönelttiği hakaretleri düşünüyordu. Putin cevap vermesini beklemiyordu zaten. Bu yaşadıklarını uzun zamandır ona anlatmaya çalışıyordu. Ama Obama’nın buna bizzat şahitlik etmesi çok yerinde olmuştu. Yoksa inanmayacaktı. Kendisini hala A.B.D’yi yönetiyor sanacaktı.

Ülkemizde de son yıllarda özellikle kullanılmaya başlayan BARON kelimesi bu bağlamda çok anlamlıydı. Eski fransızcada onurlu insan anlamında sıklıkla kullanılan bu kelime gerçek anlamını İngiliz Kraliyet Ailesi soy ağacında bulmuştu. Şövalye’nin bir üst makamı olan Baron ünvanını da ilk kullanan İngiltere Başbakanı Lord Robert Walpole olmuştu. Robert Walpole’un bir başka hüneri de kadim İngiltere’nin krallıkları altında toprak yöneten, direk Kraliçeye bağlı Earl ünvanına sahip olmasıydı. Bu onu 18. yüzyılın tek adamı, lordlar kamarasının lideri yapıyordu. Allah Âdem’e secde etmeyen Şeytan’ı ebedi cehennem azabı ile cezalandırırken, Şeytan kraliyet ailesi üzerinden âdemin torunlarına eziyet ederek hıncını almaya çalışıyordu. Bu fotoğrafta ezilen insan âdemi, yöneten krallıklar ise şeytanı temsil ediyordu.

Büyük fotoğraftaki savaş aslında Ademle Şeytanın kavgasının devamının tezahürüydü. İngiliz Kraliyet Ailesi bunu çok iyi biliyordu. Bu yüzden Allahın sürekli lanetlediği kavme sahip çıkıyor, yeri geldiğinde o kavmi taparcasına destekliyordu. Dünyayı teslim ettikleri Vanguard gibi, Monsanto gibi şirketlerin pay sahipleri hep bu kavimdendi.

STATE STREET CORPORATION,
Jennison Associates ,
PRIMECAP Management Company,
WINSLOW CAPITAL MANAGEMENT INC ,
DAVIS SELECTED ADVISERS ,
American Century Companies,
Waddell & Reed Financial,
Lone Pine Capital,
TIAA-CREF Investment Management,
T. Rowe Price Associates,
Wells Fargo & Company,
Manning & Napier Advisors,
ALLIANCEBERNSTEIN ,
Marsico Capital Management,
Institutional Capital,
Wellington Management Company,
VAN ECK ASSOCIATES,
Neuberger Berman ,
Montag & Caldwell,
Bill gates,
Mitsubishi Ailesi,
Ford Ailesi

gibi saymakla bitmeyen firmalar silsilesinin arkasında tam 5000 yeminli aile, ve bunların başını çeken Rockerfeller, Rotschieldlar vardı.

İşte Obama’nın ben yönetiyorum diye düşündüğü A.B.D yi ve hatta dünyayı yöneten aileler bunlardı. Hepsi Kraliçeye Bağlılık Yemini etmişlerdi. Afrika’nın en ücra köşesindeki insan nufusundan tutun, Kanada ve Gronland’in en kuzey noktasındaki buzullarda yaşayan hayvanlara dek bütün her şeyi kontrol altında tutuyorlardı. Hastalıklar üretiyorlar. Yarım yamalak iyileştirecek ilaçları piyasaya sunuyorlar. İnsanın yediğinden, dışkısına kadar her şeyi en ince ayrıntısına kadar kendi düzenleri çerçevesinde planlıyorlardı. Hiç kimse, hiç bir şeye müdahele edemiyordu. Çünkü PATENT diye uydurdukları kılıf ile Ağrı dağında yetişen bir bitkinin bile bütün haklarını satın alıyorlar, köylüye kendi tohumlarını ürettirmiyorlar, doğal tavuk ırklarını yok edip yeni ırkları piyasaya sürerek daha ucuza göz boyuyorlar, doğal olan ne varsa her şeyi kimyasal süzgeçten geçirip insanların boğazından geçebilecek en küçük lokmayı bile mındar ediyorlardı. Allahsızlığın diz boyu olduğu bu dünyaya 1600′lü yıllardan 1900′lü yıllara kadar Afrika’dan Amerika’ya gemilerin depolarında taşıtılan mazlumların çiçeği burnunda Başbakanı Obama, eski sovyetlerin soğuk yüzü Putin ve dünyaya adaletle hükmetmiş tek devlet olan Osmanlı Payitahtının veliahtı Recep Tayyip Erdoğan meydan okuyacaklardı. Savaş gelenekçiler ve yenilikçiler arasında olacaktı. Savaş neokonlar ve muhafazakarlar arasında olacaktı. Savaş Adem ve Şeytan’ın ikinci savaşıydı. Yani Hz. İsa ve Mehdi’nin yapacağı son raunddan önceki raunddu bu. İnsanlara son bir şans veriliyordu. İnsanlar son bir kez sınanıyordu. Peki millet kimin yanında olacaktı? Adem’in hata edip yediği Elma’nın yerini Ananas mı almıştı ?

Yoksa bu sefer ikaz edilmiş ümmet liderini mi takip edecekti?

Kaynak: yalanyazantarihutansin.org - Bi Simit

 
Son düzenleme:

MURATS44

Özel Üye


 
Üst Alt