Evlatlarını koruyamayanlar, topraklarını da koruyamazlar.

Ayyüzlüm

Yeni Üyemiz
Evlatlarını koruyamayanlar, topraklarını da koruyamazlar.

Mesaj:
Okulların açılmasıyla eğitimin gündemimizigiriyor olması, eğitim olgusuna bakış açımızda ki yanlışımızın en büyükdelillerinden birisidir. Eğitim okula gitmek, çocuklarımızı eğitmek,onları okula göndermek midir? Öyle olmadığı halde, yıllardır “Ben okuyamadım, sizleri okutmak için elimden geleni yapıyorum” düşüncesiyle aileler çocuklarının eğitimi için ellerinden gelen her şeyi yaptıklarına inanmaktadır.​

“Ülkemizin ve insanlığın geleceği olan çocukların / gençlerin eğitimi konusunda kimin ihmali var?” sorusunu cevaplandırırken, sadece eğitim sistemi merkezli bir eleştiri yapmak, doğru bir yaklaşım değildir.
Sistemden kaynaklanan açıkları, eksikleri bilmek önemli olmaklaberaber, bu açığa rağmen, çocuklara / gençlere sahip çıkmak zorundaolduğumuzu unutmamalıyız.
Yirmi yıl sonra, bu ülkenin her yerinde etkili olacak olan gençleriihmal etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Evlatlarımızı korumak,topraklarımızı korumak kadar önemlidir.
Üç ana başlıkta eğitim olgusuna bakış açımızı değerlendirmek istiyorum.
Eğitim nedir?
Aile de Eğitim.
Okul da Eğitim.
Eğitim okula gitmek değildir.
“Eğitim” denilince hepimizin aklına okula gitmek, sınavlara girmek,iyi bir lise veya üniversite kazanıp okumak geliyor. Başka birifadeyle, “diploma alma” çabasını eğitim olarak algılıyoruz. Lise veya üniversite diplomasını aldıktan sonra eğitim bitmiş oluyor bu bakış açısıyla.
Maalesef ülkemizde yıllardır bu yaklaşım tarzı hakim. Ailelerde de,eğitim kurumlarında da, öğrencilerde de hakim olan bakış açısı “diploma” merkezlidir. “Beşikten mezara kadar ilim tahsil edin!” diyen bir peygamberin ümmeti olmamıza rağmen, eğitimi diploma ile sınırlandırmış olmamızı sorgulamak zorundayız.
Öyleyse eğitimi nedir?
Sözlük anlamı perspektifinde yorum yapacak olursak, eğitim, olumlu yönde davranış değişikliği kazanma / kazandırma çabasıdır. Ben burada eğitimin sözlük anlamı merkezli bir izahat yapma niyetinde değilim.
Hz. Peygamberin, “…mezara kadar” diye gösterdiği yol üzerinde düşünmeye davet ediyorum herkesi.
Önce kendimize sonra çocuklarımıza, ömrünün sonuna kadar kendiniyetiştirme alışkanlığı kazandırmak zorundayız. Kitap okuma alışkanlığıkazanmak, üniversiteyi kazanmaktan çok daha önemlidir.
Temel evde atılır…
İnsan görerek öğrenmeye başlar. Dünyaya geldiğiandan itibaren, insanın ilk gördüğü ailesidir. Oturmayı, kalkmayı,konuşmayı ve tüm davranışların temeli evde atılır. Bir binayı ayaktatutan nasıl ki binanın temeli ise, insanı ayakta tutan da, evde ilk altı yıliçerisinde atılan temeldir. Temeli sağlam atılmamış bir binanın üstkatlarında yapılan çalışmalar çok daha yorucu ve tehlikelidir.

Doğurmak annelik, doyurmak babalık değildir.
Çocuğu dünyaya getirmek “anne” olmak için yeterli midir?
Çocuklar için çalışmak, para kazanmak “baba” olmak için yeterli midir?
Dünya da var olan tüm canlılar, evlatlarını aylarca karnındataşıyıp, zor şartlar altında onları dünyaya getirmektedir. Çocuklarbelli bir yaşa gelip kendi ayakları üzerinde duruncaya kadar onlarınmaddi ihtiyaçlarını da karşılıyor tüm canlılar.
Kediler, köpekler gibi dünyada ki tüm canlılar evlatları için bufedakarlığı yaparlar. İnsanı diğer canlılardan ayıran özellik nedir ozaman? Doğurmak ve doyurmak dışında insanı insan yapan en temelyaklaşım, evladını eğitmektir. Yan,, olumlu davranış kazandırmaktır.
Test başarısı, hayat başarısı anlamına gelmez…
Eğitim sistemi, maalesef, gençleri test çözme makinesihaline getirdi. En iyi test çözen, en iyi öğrenci olarak kabulediliyor. Testler de başarılı olan öğrenci, iyi bir Anadolu lisesiniveya iyi bir Üniversiteyi kazanıyor. Ya sonrası…
Okumuş, diplomalı insan, ülkesine ve milletine faydalı olma bilincine sahip değilse geldiği yüksek makamlar neye yarıyor?
Bankaları hortumlayanlar ilkokul mezunları değildi ki?
Eğitim sisteminin sıkıntılarını konuşurken sürekli, “maddi imkansızlıklar” merkezli sıkıntıları konuşuyoruz.
Okul binalarını gümüşten, Okul sıralarını altından, tebeşirlerielmastan yapmış olsak bile, ahlak ve maneviyat merkezli bir eğitimsistemine sahip olmadığımız sürece, problemlerimiz azalmayacak.
Yaşadığımız yüzyılda bunun en büyük kanıtı, Avrupa ve Amerika’daverilen eğitimdir. Her türlü maddi imkanları olmasına rağmen, okullardaşiddetin azalmasını sağlayamıyorlar.

Sonuç
Bir milletin en büyük hazinesi, o milletin geleceği olan çocukları /gençleridir. Bugünün çocukları, yarının gençleridir… Bugünün gençleriyarının büyükleri olacak. Bir çocuğun elinden tutmak, bir gence sahipçıkmak bu ülkenin geleceğine sahip çıkmaktır.
Eğitim sistemindeki sıkıntılara rağmen, her anne baba evladına sahip çıkmak zorundadır.
Ailelerin bilinçsiz olmasına rağmen, her öğretmen öğrencilerine sahip çıkmaya mecburdur.
Evlatlarını koruyamayanlar, topraklarını da koruyamazlar.

Sait ÇAMLICA

 
Üst Alt