Sevket OKYAY Fahrettin Tırınk Hocam

Okyay

ÖZEL ÜYE
vnllbzbkr6j.gif

ruusurivi.jpg

Fahrettin Hocam

Dostlar teşrifinde, her defâsında,
Sohbet hânemizin başköşesinde,
Sitenin İmamı mertebesinde,
Şavkarsın diyorum, Fahrettin Hocam.!
ruusurivi.jpg

Mübârek üç aylar, kapı açmışken,
Feyizli günleri idrak etmişken,
Dini müşküllerde bilgiler saçan,
Fetvalar bahşetsin, Fahrettin Hocam.!
ruusurivi.jpg

RasûleHasret’in ismi gibisin,
Özlenen bir dostun resmi gibisin,
Şifâlı su dolu testi gibisin,
İkram et içelim, Fahrettin Hocam!
ruusurivi.jpg

İzin ver Sitede adın görülsün,
Gönül dostlarınca farka varılsın,
Sohbet mekânına sevgi örülsün,
İster teşrifatçı siz olun Hocam!
ruusurivi.jpg

Değer verdiğimiz nice yâren var,
Hayli zamandır görünmüyorlar,
Ne denli özledik belki anlarlar,
Hasreti sen gider, Fahrettin Hocam!
ruusurivi.jpg

Eski yorumları görüyorum da,
Tap-taze duruyor, öyle forumda,
Tatlı sözlerine ‘ah’ diyorum da,
Yâdımda niyâzım Fahrettin Hocam!
ruusurivi.jpg

Âdil Bey dostumuz, Mahsungarip’ler,
Daha niceleri, hepsi kâlpteler.
Ceylannur bıraktı binlerce eser,
Saygıyla anıyoz, Fahrettin Hocam!
ruusurivi.jpg

Saygı ve edeb’in söz pazarında,
Bir iz bırakmak, hâtıralarda,
Anılarda kalır, her hâlûkarda,
Siz de öylesiniz Fahrettin Hocam!
ruusurivi.jpg

Aranan- sorulan insan olmalı,
İsmini duyanlar, hoşnud kalmalı,
Derin bir nefesle seni anmalı,
Hevesimiz bundan Fahrettin Hocam!

ruusurivi.jpg

Kökünde hak yolu, Allah sevgisi,
Varsa bir sohbetin, boştur gerisi,
Mü’min sağdıç’lara olsun darısı,
Rabbe emânetsin Fahrettin Hocam!
ruusurivi.jpg

Şevket Okyay
vnllbzbkr6j.gif

 
Moderatör tarafında düzenlendi:

MURATS44

Özel Üye
Cevap: Fahrettin Tırınk Hocam (Şevket Okyay)

Aranan- sorulan insan olmalı,
İsmini duyanlar, hoşnud kalmalı,
Derin bir nefesle seni anmalı,
Hevesimiz bundan Fahrettin Hocam!

Kökünde hak yolu, Allah sevgisi,
Varsa bir sohbetin, boştur gerisi,
Mü’min sağdıç’lara olsun darısı,
Rabbe emânetsin Fahrettin Hocam!

Fahrettin Hocamızı anlatmak için yeter mi ? elbette yetmez. Ama bir nebze olsun Değerli Hocamızı ifade ediyor. Çok net ifadelerle belirtmişsiniz . Allah ac sizden de değerli hocamızdan da razı olsun inşaallah.

Bazı insanlar vardır. Adı geçince ya yüzlerde bir tebessüm olur , kalpten geçen hislerde güzel şeyler düşündürür , Bazılarıda var ki , adı geçince hiçbirşey olmaz. sadece isim olarak anılıp orda kalır. Fahrettin hocam da bizler için 1.gruba dahil. Her zaman da öyleydi.

Kendisiyle bir kaç defa telefonla muhabbet etme imkanımız oldu. Ses tonu, kullandığı cümleler ve samimiyeti telefonun ucunda bile olsa o sıcaklığı hissettiriyor. Rabbim kendisinden razı olsun inşaallah. Amin...

Sitemiz ilk açıldığı günlerde aramıza katılıp sorularımıza cevap vermek için uzun uzun uğraştığını da biliyorum. Sadece bizler için değil, kim sorarsa sorsun en doğru bilgiyi vermek için çabaladığını da biliyorum. Bizler kendisinden razıyız. Uzaklarda öyle bir dost var ki... Bulunduğum yerdeki büyük sorunu bile her defasında sormayı unutmayan candan, yürekten bir dost.

Kısaca ifade etmemiz gerekirse, söylediklerimde bir tek fazla kelime olmadan , Fahrettin hocamı çok yakın görüyorum. Bu yakınlığın , bu sıcaklığın kaynağıda tamamen kendisidir. :)

Her iki cihanda da Rabbim kendisinden razı olsun inşaallah. Amin...

Rabbim sizden de razı olsun inşaallah. Fahrettin hocamızı unutmasakta yadetmemize vesile olduğunuz için. Ellerinize yüreğinize sağlık üstad.
 

Okyay

ÖZEL ÜYE
Cevap: Fahrettin Tırınk Hocam (Şevket Okyay)

Kısaca ifade etmemiz gerekirse, söylediklerimde bir tek fazla kelime olmadan , Fahrettin hocamı çok yakın görüyorum. Bu yakınlığın , bu sıcaklığın kaynağıda tamamen kendisidir. :)

Her iki cihanda da Rabbim kendisinden razı olsun inşaallah. Amin...

Rabbim sizden de razı olsun inşaallah. Fahrettin hocamızı unutmasakta yadetmemize vesile olduğunuz için. Ellerinize yüreğinize sağlık üE​

Evet Saygı değer Murat'ım sizinle ayni duyguları paylaşıyorum. Sağ olun ben de saygı duyuyor vce seviyorum.
Hatırnaz ve saygın bir kardeşimiz.
Beğendiğinize sevindim. Allah c.c. razı olsun.

 
Son düzenleme:

MURATS44

Özel Üye
Cevap: Fahrettin Tırınk Hocam (Şevket Okyay)

Aynen üstad. Eyvallah.
Değerli hocamızı şahsen tanıyor olmanında mutluluğunu yaşıyorum. selametle olsun inşaallah.
 

fahrettin tırınk

Site İmamı
Cevap: Fahrettin Tırınk Hocam (Şevket Okyay)

Naçızane olarak,kendi adıma sözün bittiği yerdeyim.
Ben acızım,ben nacızım,ben hakirim,ben Fakirim,ben zelilimn, ben en geride kalan kulunum YA RAAB.
Kıymetli Dua ehli Büyüğümüz Şevket Abime ne kadar hüsnü zan etsem azdır.
ALLAH cc sizi iki cihanda aziz eyleye,
RABBIM sizi başımızdan eksik etmesin inşaallah.
Hakkımda hüsnü zan ederek yazdığınız tüm veciz kelamı edibiniz,sizin bu güzelliğin gerçek sahbi olduğunuzun en büyük delilidir.
Kıymetli Şevket abim,ALLAH cc bu sözlerinizi inşaallah dua olarak kabul eder.
En kalbi saygılaraımla....
 

fahrettin tırınk

Site İmamı
Cevap: Fahrettin Tırınk Hocam (Şevket Okyay)

Kıymetli kardeşim Murat,siz benim için bir gönül dostusunuz,
siz mekteb medrese görmüş bir değersiniz,
siz müsbet ilmi islam ile yoğurmuş gönül erisiniz.
siz rasulehasretin mihenk taşlarındansınız.
ALLAH cc sizden de bu Değerli sitenin banisi Vuslat kardeşimden de
ebeden razı olsun inşaallah.
Murat kardeşime, En kalbi muhabbetlerimle...
 

MURATS44

Özel Üye
Cevap: Fahrettin Tırınk Hocam (Şevket Okyay)

Sizden bunları duymak :) Eyvallah Fahrettin Hocam. Bilmukabele siz de aynı değerde bir gönül dostusunuz. Rabbim her iki cihanda da sizden razı olsun inşaallah. Allah ac razı olsun. eyvallah.. eyvallah.....
 

Okyay

ÖZEL ÜYE
Cevap: Fahrettin Tırınk Hocam (Şevket Okyay)

Naçızane olarak,kendi adıma sözün bittiği yerdeyim.
Ben acızım,ben nacızım,ben hakirim,ben Fakirim,ben zelilimn, ben en geride kalan kulunum YA RAAB.
Kıymetli Dua ehli Büyüğümüz Şevket Abime ne kadar hüsnü zan etsem azdır.
ALLAH cc sizi iki cihanda aziz eyleye,
RABBIM sizi başımızdan eksik etmesin inşaallah.
Hakkımda hüsnü zan ederek yazdığınız tüm veciz kelamı edibiniz,sizin bu güzelliğin gerçek sahbi olduğunuzun en büyük delilidir.
Kıymetli Şevket abim,ALLAH cc bu sözlerinizi inşaallah dua olarak kabul eder.
En kalbi saygılaraımla....


Muhterem hocam söylediklerimiz doğruyu yansıtmaktadır.
Hatta yetersiz bulduğum bir ifadedir. Rabbim riyadan
korusun. Olmayan bi şeyi söylemekten mahfuz kılsın.
Gönlümüzde hissettiklerimizi yansıtmaya çalıştım.
Allah yolunda bir mü'min kardeşimiz olmanız yeterli
bir sebeptir zaten. Her ahvalde Allah c.c. yu hoşnud
edecek konuların takipçisi olduğunuzu biliyor ve görüyoruz
Rabbim selametler bahşetsin. O'nun yolunda hizmetkar
olmayı bizlere de nasip etsin.
Sağ olun Mevlam razı olsun İnşaAllah.
 

HASAN CAN

Administrator
Yönetici
Cevap: Fahrettin Tırınk Hocam (Şevket Okyay)

cakan-m.jpg




Muaz İbni Cebel (ra)'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (sav), Muaz'ın elini tutmuş ve şöyle buyurmuştur:
"Ey Muaz, Allah'a yemin ederim ki ben seni gerçekten seviyorum. Sonra da ey Muaz sana her namazın sonunda:

‘Allah'ım! Seni anmak, Sana şükretmek ve Sana güzelce kulluk etmekte bana yardım et!'


duasını hiç bırakmamanı tavsiye ediyorum."


(Ebû Davud, Vitr 26; Nesaî, Sehv 60)


Dostlarımıza duyduğumuz sevgi, doğruyu yanlıştan, güzeli çirkinden, iyiyi kötüden ayırt etmemize yardımcı olmak yerine gözümüzü âdeta körleştiren, kazandığımız kalpleri kaybetme güvensizliği içinde bizi adaletten, yanlışın düzelticisi, eksiğin tamamlayıcısı hayırlı dostlar olmaktan uzaklaştırıp duyarlılığımızı dumura uğratan hastalıklı bir sevgi olmamalı.
İnsan, ilişkileriyle var olan ve hayatını bu ilişkiler çerçevesinde anlamlandıran bir varlık. İnsanın sosyal çevresiyle bağının niteliği ve kalitesi, İslam'ın bireysel planda nihaî hedefi olan dünya ve ahiret saadetinin anahtarı konumundadır. Bu anlamda bir Müslümandan beklenen, hayatın içinde, insanların arasında ve sorumluluklarının bilincinde olarak hayatını sürdürebilmektir.
Tek başına iyi olmak, tek başına abid, alim, arif... olmak övünülecek özellikler arasında yer almaz. Buna karşılık, hayata anlam katarak yalnızlığın insanı içine gömdüğü dipsiz kuyulardan çıkaran birliktelikler teşvik edilir. "Allah için" sevebilmenin kazandırdığı güçle tekamül ufkuna birlikte kanat açabileceği dostları / yakınlarını - en azından sadece insan oldukları için - sevmenin, sıradan alışkanlıklar başta olmak üzere davranışların tümüne rengini vermesi beklenir.
Dostlarımıza duyduğumuz sevgi, doğruyu yanlıştan, güzeli çirkinden, iyiyi kötüden ayırt etmemize yardımcı olmak yerine gözümüzü âdeta körleştiren, kazandığımız kalpleri kaybetme güvensizliği içinde bizi adaletten, yanlışın düzelticisi, eksiğin tamamlayıcısı hayırlı dostlar olmaktan uzaklaştırıp duyarlılığımızı dumura uğratan hastalıklı bir sevgi olmamalı. İkili ilişkilere, riyakarlık, güvensizlik ve cesaretsizliğin damgasını vurduğu günümüzde çok da anlaşılabilir gelmese de bu sevgi, karşılık beklemeksizin sadece sevilenin daha mahir, daha erdemli, daha iyilerden olabilmesi için yüreği titretmeli. İnsanı, sadece seviyor olmaktan kaynaklanan sorumluluk duygusuyla besleyip kuşatmalı, affı ve merhameti yol azığı kılarak umuda taşımalı.
Sözü özü bir olan Rasûlullah'ın Yemen'e idareci olarak gönderdiği genç Muaz'la yaşadığı bu hikayeden sevdiklerimize karşı sorumluluklarımızın nereden başladığını öğrenebiliriz. "Bir kimse din kardeşini sevdiği zaman kendisini sevdiğini ona bildirsin." (Ebû Davud, Edeb 112-113) tavsiyesinin ilk uygulayıcısı olan Hz. Peygamber'in bu sünneti unutalıdan beri aile yaşantımızdan tutun, iş hayatımızda istihdam ettiğimiz insanlara varıncaya kadar yakın çevremizdekilere "şımarıp gevşemeye başlarlar"evhamıyla davranır olduk. Gevşemeyi önlemek isterken, korkunun olduğu yerde sevgi fidanının büyüyemeyeceğini acı da olsa öğrendik. Bu defa da bir başka yanlışın kucağına sığmaya çalıştık: sadece kelimelerde yaşayan, insanı "oldurmayan" duygu (!)ların deniz köpüğü kıvamına tutunma yanlışının...
Sevdiklerimize karşı sorumluluğumuz, duygularımızın ifade edilmesinden başlar demiştik. Sevginin ifadesinde tılsımlı bir yön vardır; içten söylenmiş bir sözcük, görünenin arkasında saklı duranı anlama gücünü ve savunmacı olmayan, tarafsız bir yaklaşımla kendini sağlıklı değerlendirebilme becerisini ortaya çıkarır. Yapıcı her eleştiriyi kişiselleştirme yanlışına düşmekten bizi korur.
Bu hadis-i şerifle, iki kişi arasındaki sevgi ve muhabbeti, dostluk bağını güçlendirecek somut reçeteler sunan Hz. Peygamber, sevginin ifadesi, isimle hitap, sıcak ve samimi dostluk ortamlarında elinden tutma... örneklemelerini göstermekle kalmıyor bütün bunların samimi niyetlerle yapılmasının insanın zihin ve gönül dünyasında hangi hassas noktayı uyarabileceğini düşünmemize de kapı aralıyor. Başkasına yapacağımız ya da bize yapılan tavsiye ve yönlendirmelere nasıl bir yöntemle yaklaşacağımız konusunda ufkumuzu aydınlatıyor.

Seven, sevdiğinin hayrını istemeli. Birbirleriyle bildiklerini paylaşmak, karşısındakine her durumda işe yarayacak tavsiyelerde bulunmak, kulluk çizgisinde yapılan işi - amel - destekleyici manevi açılımlara vesile olabilmek de Allah için birbirini seven kişilerin atlamamaları gereken bir sorumluluktur. Her anımızda ve her işimizde Allah'ın yardımına ihtiyacımız olduğunu, bunun "kul" oluşumuzdan kaynaklandığını hatırlamak ve hatırlatmak da bu sorumluluğun bir parçası olmalı.
Hayırlı amelin, az da olsa sürekli olarak yapılan olduğunun bilinciyle düşündüğümüzde hadisimizde geçen duaya ve böyle duaları bize hatırlatan dostlara / dostluklara ne kadar ihtiyacımız olduğunu bu kez daha derinden anlıyoruz.
Muhabbetiniz daim olsun inşaallah. Dostluğun zirvesi böyle olur işte. Rabbim cümlenizden razı olsun inşaallah.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

HASAN CAN

Administrator
Yönetici
Cevap: Fahrettin Tırınk Hocam (Şevket Okyay)

cakan-m.jpg


Muaz İbni Cebel (ra)'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (sav), Muaz'ın elini tutmuş ve şöyle buyurmuştur:

"Ey Muaz, Allah'a yemin ederim ki ben seni gerçekten seviyorum. Sonra da ey Muaz sana her namazın sonunda:

‘Allah'ım! Seni anmak, Sana şükretmek ve Sana güzelce kulluk etmekte bana yardım et!'


duasını hiç bırakmamanı tavsiye ediyorum."


(Ebû Davud, Vitr 26; Nesaî, Sehv 60)

Dostlarımıza duyduğumuz sevgi, doğruyu yanlıştan, güzeli çirkinden, iyiyi kötüden ayırt etmemize yardımcı olmak yerine gözümüzü âdeta körleştiren, kazandığımız kalpleri kaybetme güvensizliği içinde bizi adaletten, yanlışın düzelticisi, eksiğin tamamlayıcısı hayırlı dostlar olmaktan uzaklaştırıp duyarlılığımızı dumura uğratan hastalıklı bir sevgi olmamalı.
İnsan, ilişkileriyle var olan ve hayatını bu ilişkiler çer
çevesinde anlamlandıran bir varlık. İnsanın sosyal çevresiyle bağının niteliği ve kalitesi, İslam'ın bireysel planda nihaî hedefi olan dünya ve ahiret saadetinin anahtarı konumundadır. Bu anlamda bir Müslümandan beklenen, hayatın içinde, insanların arasında ve sorumluluklarının bilincinde olarak hayatını sürdürebilmektir.

Tek başına iyi olmak, tek başına abid, alim, arif... olmak övünülecek özellikler arasında yer almaz. Buna karşılık, hayata anlam katarak yalnızlığın insanı içine gömdüğü dipsiz kuyulardan çıkaran birliktelikler teşvik edilir. "Allah için" sevebilmenin kazandırdığı güçle tekamül ufkuna birlikte kanat açabileceği dostları / yakınlarını - en azından sadece insan oldukları için - sevmenin, sıradan alışkanlıklar başta olmak üzere davranışların tümüne rengini vermesi beklenir.

Dostlarımıza duyduğumuz sevgi, doğruyu yanlıştan, güzeli çirkinden, iyiyi kötüden ayırt etmemize yardımcı olmak yerine gözümüzü âdeta körleştiren, kazandığımız kalpleri kaybetme güvensizliği içinde bizi adaletten, yanlışın düzelticisi, eksiğin tamamlayıcısı hayırlı dostlar olmaktan uzaklaştırıp duyarlılığımızı dumura uğratan hastalıklı bir sevgi olmamalı. İkili ilişkilere, riyakarlık, güvensizlik ve cesaretsizliğin damgasını vurduğu günümüzde çok da anlaşılabilir gelmese de bu sevgi, karşılık beklemeksizin sadece sevilenin daha mahir, daha erdemli, daha iyilerden olabilmesi için yüreği titretmeli. İnsanı, sadece seviyor olmaktan kaynaklanan sorumluluk duygusuyla besleyip kuşatmalı, affı ve merhameti yol azığı kılarak umuda taşımalı.

Sözü özü bir olan Rasûlullah'ın Yemen'e idareci olarak gönderdiği genç Muaz'la yaşadığı bu hikayeden sevdiklerimize karşı sorumluluklarımızın nereden başladığını öğrenebiliriz. "Bir kimse din kardeşini sevdiği zaman kendisini sevdiğini ona bildirsin." (Ebû Davud, Edeb 112-113) tavsiyesinin ilk uygulayıcısı olan Hz. Peygamber'in bu sünneti unutalıdan beri aile yaşantımızdan tutun, iş hayatımızda istihdam ettiğimiz insanlara varıncaya kadar yakın çevremizdekilere "şımarıp gevşemeye başlarlar"evhamıyla davranır olduk. Gevşemeyi önlemek isterken, korkunun olduğu yerde sevgi fidanının büyüyemeyeceğini acı da olsa öğrendik. Bu defa da bir başka yanlışın kucağına sığmaya çalıştık: sadece kelimelerde yaşayan, insanı "oldurmayan" duygu (!)ların deniz köpüğü kıvamına tutunma yanlışının...
Sevdiklerimize karşı sorumluluğumuz, duygularımızın ifade edilmesinden başlar demiştik. Sevginin ifadesinde tılsımlı bir yön vardır; içten söylenmiş bir sözcük, görünenin arkasında saklı duranı anlama gücünü ve savunmacı olmayan, tarafsız bir yaklaşımla kendini sağlıklı değerlendirebilme becerisini ortaya çıkarır. Yapıcı her eleştiriyi kişiselleştirme yanlışına düşmekten bizi korur.
Bu hadis-i şerifle, iki kişi arasındaki sevgi ve muhabbeti, dostluk bağını güçlendirecek somut reçeteler sunan Hz. Peygamber, sevginin ifadesi, isimle hitap, sıcak ve samimi dostluk ortamlarında elinden tutma... örneklemelerini göstermekle kalmıyor bütün bunların samimi niyetlerle yapılmasının insanın zihin ve gönül dünyasında hangi hassas noktayı uyarabileceğini düşünmemize de kapı aralıyor. Başkasına yapacağımız ya da bize yapılan tavsiye ve yönlendirmelere nasıl bir yöntemle yaklaşacağımız konusunda ufkumuzu aydınlatıyor.

Seven, sevdiğinin hayrını istemeli. Birbirleriyle bildiklerini paylaşmak, karşısındakine her durumda işe yarayacak tavsiyelerde bulunmak, kulluk çizgisinde yapılan işi - amel - destekleyici manevi açılımlara vesile olabilmek de Allah için birbirini seven kişilerin atlamamaları gereken bir sorumluluktur. Her anımızda ve her işimizde Allah'ın yardımına ihtiyacımız olduğunu, bunun "kul" oluşumuzdan kaynaklandığını hatırlamak ve hatırlatmak da bu sorumluluğun bir parçası olmalı.
Hayırlı amelin, az da olsa sürekli olarak yapılan olduğunun bilinciyle düşündüğümüzde hadisimizde geçen duaya ve böyle duaları bize hatırlatan dostlara / dostluklara ne kadar ihtiyacımız olduğunu bu kez daha derinden anlıyoruz.
Muhabbetiniz daim olsun inşaallah. Dostluğun zirvesi böyle olur işte. Rabbim cümlenizden razı olsun inşaallah.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Üst Alt