MUHTAZAF Fırtınalar bahçesi!

Muhtazaf

Yardımcı Yönetici (Şair|Yazar)
Yönetici
Fırtınalar bahçesi!

Ayet-i Kerime
Ayet-i Kerime
Fırtınalar bahçesinde hasat zamanı gelince seni yalnızlık bahçesinde bırakmaz hortum gelir, senden senelerini toplayarak hakkını alır ve gider. Giderken bütün biriktirdiğin servetini serpiştirir yollara, bağlara, dağlara vermediğin zekâtı dağıtır. İsyankâr bir hayat yaşamayı adet haline getirmiş bu insanların yaşamı gibi geriye bir şey bırakmaz. Ömür denen zaman dilimine gelince bir varmış bir yokmuş diye anlatırlar her ölüm şerbeti içen insanların arkasından. İnsanlar, bir ömür boyu emek, emek biriktirdiğim zannettiği mallarının nasıl heder olduğunu.

Bütün ihanetler en sevdikleri emek emek büyüttükleri imtihanlarından gelir. Bütün sırlarını verirsin, emek çekersin, belki de güvenirsin inadına, kendime güvenmem ona güvenirim dersin ama her şeyin boş bir kuruntuya kurban gider. Aşk ile seversin birini onsuz asla olmaz diye feryat edersin, bir zaman gelir o aşk dediğin seni preste sıkar suyunu çıkarır, artık çekilmez hayat dediğin. Yıkılan bir duvarın altında kalmış gibi ezilirsin vurgun yemiş gibi adeta inlersin. Seni ne duyan olur, ne gören, ne hisseden ne varlığından haberdar olan.

Gönlünde ne fırtınalar eser ne fırtınalar artık yıpranmış olarak hayata devam etmek istersin, önüne binlerce engel dikilir, hendek kazılır, geçmesin diye. Kimilerine göre yaşamak istersin, kimileri başına bir iş geldiği anda yok olurlar. Bindiğin Gemi batmak üzere iken, batan geminin içinde bırakılmışsın, bırakıp kaçmış güvendiklerin arkanı dayadığın duvar çoktan yıkılmış, kalakalmışsın yalnız ve içindeki boşlukla beraber bırakılmışsın. Bütün bu sonuçları öğrenmek için gücünü, kuvvetini, gençliğini, güvenini, kazandıklarını, sevgini, hayalini vermişsin, bir hiç uğruna.

İşte insan hep aynı yapılan hataların tekrarıdır.
Rabbimizin ayetinde buyurduğu gibi:
Rabbin Âdemoğullarından -onların sırtlarından- zürriyetlerini alıp bunları kendileri hakkındaki şu sözleşmeye şahit tutmuştu: Ben sizin rabbiniz değil miyim? "Elbette öyle! Tanıklık ederiz" dediler. Böyle yaptık ki kıyamet gününde, "Bizim bundan haberimiz yoktu" demeyesiniz;
Araf Suresi, 172. ayet

Yahut "Önce atalarımız Allah’a ortak koştu. Biz de nihayet onların ardından gelen bir nesiliz. Şimdi bâtıla saplanıp kalanların yaptıkları yüzünden bizi helâk mi edeceksin!" demeye kalkışmayasınız.
Araf Suresi, 173. Ayet

İşte böyle ayetleri açık açık bildiriyoruz. Umulur ki dönüş yaparlar.
Araf Suresi, 174. Ayet

Çünkü insanoğlu her zaman verdiği sözlerinden vazgeçerek dünyaya dalmıştır.
Yine Rabbimiz Ayetinde:

"İsteyerek veya istemeyerek (varlığa) gelin, dedi. 'İsteyerek geldik' dediler"
Fussilet Suresi 11. Ayet

Biz ne haldeyiz sözümüzde miyiz yoksa hala buralarda oyalanmaya devam edecek miyiz?

Selam ve dua ile
M.S. A.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Üst Alt