Göz görür, kulak işitir, akıl neyi beklemektedir!

MustafaCİLASUN

Özel Üye
Bizar kalıyor nefesler, o zaman kimsesizler, bir gariplik içindedirler
Kime inanıp teslimiyeti ve sadakati sual edecekler, tahkik etmeden itaat mi gösterecekler
Her vakit bir azınlık acısı var sinemde, depreşen feryadım figan etse de, elhak bilmeyecekler
Teşebbüs hürriyeti deniyor, o takati an be an kesiliyor, müreffeh bir ömür için gülmeyecekler


Hangi emekli bir nefesi fark etsem hüzünlenirim aniden ve derinden
Ahı gitmiş vahı kalmış sahiden, sessizce nazar ediyor vecdinden, umut arıyor Rabbinden
Yanına yaklaşıyorum, nezaketle selam veriyorum, öyle bakıyor ki derinden, bizar kalbinden
Merhaba diyorum, hal hatır soruyorum, zavallı sanki bir başka diyarın yalnız sakinlerinden


Tebessüm ediyorum, ruhi efkârını fark ediyorum, içleniyorum sairinden
Samimi buluyor, yavaş yavaş konuştukça açılıyor, bazen kuşkuyla bakıyor zannı gaibinden
Bazen siyasi parti liderlerinden, bazen dünya siyasetinden dem vuruyor, ukdeleşen o dertten
Tanzimat’tan bahsediyor, Gülhane parkı hümayunundan, devrin ekâbir kanadından, aniden


Devleti heba ettiler, düşmana muhtaç eylediler, soyup göç ettiler diyor
Canımız bildiğimiz asker çaresizdi, paşaların emrin delerdi, darbelerle milleti ezdiler, ekliyor
Allah millete ve devlete zeval vermesin derken, hak ve adaletten vazgeçmemeyi ihya ediyor
Gel gör ki kim dinledi, aziz milleti inim inim inledi, yüz paralık devletler alay etti, içleniyor


Artık kuru kuruya teslim olmak yok, hak ve hukuk kimindir, bir bak diye ikaz ediyor
Onca zamandır seçilmişler ne yaptılar, millet meclisinde kavgaya tutuştular, arlanmıyorlar
Göz göre göre takiye yapıyor ve yanlış davranıyorlar, sanki milleti avutacaklarını sanıyorlar
Şimdi millet hangi partiyi seçeceğini iyi biliyor, devletin itibarı yükseldi fark ediliyor, ekliyor


Sonra bizar sustu, sanki boğazı kurumuştu, umutla etrafına bakındı, merakla çeşme arıyor
Caminin şadırvanına nazar etti ve müsaade isteyerek su içeceğini ifade edip, öylece kalkıyor
Arkasından hüzün duyarak bakıyorum, onca yılların izlerini yüzünün hatlarında okunuyor
Fark ettiğim bir coşku vardı derinliğinde, her ne kadar fer gözlerinden çekilse de, o yarışıyor


Mazisini bilen, atisi için hesabı terennüm eden, hakikat için gönlünü hasreden, neyi arıyor
Mefkûresi olmayan bir nefes, aidiyetine yabancı kalmış her ses, çarşı pazar öylece dolaşıyor
Aşk, gül-i nihaldir, sevdasında nar esrardır, ar kalbin en mukayyet olduğu nazardır, arıyor
Sahibinden habersiz, dirliğinde kefilsiz, hesabında dertsiz ahu figanında gayesiz niye ağlıyor


Mustafa CİLASUN
 
Üst Alt