Hafız Halid'in Yazdığı Mektup

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
Müslümanlar da istifade etsinler. Ne kadar müşkilâtınız varsa halledilsin, bizim gibi âcizler de istifade etsin. Ey hocalar ve ehl-i kalb! Soracağınız suallerin cevaplarını Risale-i Nur’da bulabilirsiniz. ehl-i keşf ve kalbden birisi, benim gibi âciz bir insandan Mehdi’yi soruyor. “Ne vakit gelecek...” Daha Mehdi’yi anlayamamış. Dabbetü’l-arz* kimler olduğunu bilmiyor. Bunlara dair, risalelerde birer bahis vardır. Her müşkil sualin cevabını o risalelerden arayınız, bulursunuz.
Ey hocalar ve halifeler! Bizim ilmimiz bize yeter deyip, yıldız böceği gibi şavkınıza, ilminize aldanmayın. İnsanın kendi bildiği kendine kâfi gelmez. Her insan her meseleyi yalnız anlayamaz. Uyuyorsunuz! Uyuduğunuz miktar artık yeter! Uyanmalı...
Peder ve validem ve cümle arkadaşlarım ve biraderim Ali çok selâm edip, iki ellerinden öper ve dua etmektedirler...
Kuleönü’nden Sofuoğlu talebeniz
Mustafa Hulûsi (r.h.)
***

(Risale’i Nur’un tesvidinde çok hizmeti sebkat eden temiz kalbli, ihlâslı, güzel bir hafız, müdakkik bir hoca olan Hafız Halid’in fıkrasıdır.)
Risale-i Nur’un müellifi Bediüzzaman, nadire-i cihan, hâdim-i Kur’an Said Nursî (r.a.) hakkında hissiyatımdan binden birini beyan ediyorum:
Üstadım -kendisi- Nur ism-i celiline mazhardır. Bu ism-i şerif, kendileri hakkında bir ism-i âzamdır. Kendi karyesinin ismi Nurs, validesinin ismi Nuriye, Kadîri üstadının ismi Nureddin, Nakşî üstadının ismi Seyyid Nur Muhammed, Kur’an üstadlarından Hafız Nuri, hizmet-i Kur’aniyede hususi imamı Zinnureyn; fikrini, kalbini tenvir eden ayet-i Nur olması ve müşkil mesailini izaha vasıta olan nur temsilâtı gayet kıymettardır. resailinin mecmuuna Risale-i Nur tesmiyesi, Nur ismi onun hakkında ism-i âzam olduğunu teyid etmektedir.
Risale-i Nur adlı harika telifatının bir kısmı Arabî olmakla beraber, Risale-i Nur eczaları şimdiye kadar yüz on dokuza baliğ olmuştur. Her bir risale,
 

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
kendi mevzuunda harikadır. Gayet yüksek olmakla beraber, Onuncu Söz ismiyle iştihar eden haşre dair olan risalesi pek harikadır, câmidir. Ulemaca sırf naklî olan haşri ve neşri, gayet kuvvetli ve kat’î delâil-i akliye ile isbat etmiştir. Onunla çokların imanını kurtarmışlar. 1
barla_356_1.gif
ayetinin sırrıyla diyebilirim ki, Risale-i Nur bir kamer-i marifettir ki, şems-i hakikat olan Kur’an Mucizü’l-Beyanın nurunu istifaza eylemiş ki, 2
barla_356_2.gif
olan meşhur kaziye-i felekiyeye masadak olmuştur. Hem diyebilirim ki, Üstadım, Kur’an hakkında bir kamer hükmünde olup, sema-i risaletin şemsi olan Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmdan nurî istifade edip, Risale-i Nur şeklinde tezahür etmiş.
Üstadım, başkalarında nadiren bulunan mümtaz hasletlerinden, zâhiri tavrının pek fevkinde bir vaziyet gösteriyor. Zâhir hâle bakılsa, ilm-i hâli bilmiyor gibi görünüyor; birden, bakarsın bir derya kesiliyor. Mezun olduğu mikdarı ve Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmdan istifade derecesi nisbetinde söyler. Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmdan cihet-i istifadesi olmadığı vakitlerde, yeni ay gibi mahviyet gösterir. “Bende nur yok, kıymet yok” der. Bu hasleti de, tam tevazudur ve 3
barla_356_3.gif
hadisiyle tam âmil olmasıdır. İşte bu haslet icabatındandır ki, bizim gibi talebelerinden bazı mesail-i ilmiyede muhalefet bulunsa, onların sözlerini içinde arar, hak bulduğu vakit kemal-i tevazu ile ve lezzetle kabul ederek teslim eder. “Maşaallah” der, “Siz benden daha iyi bildiniz” der, “Allah razı olsun” der. Hak ve hakikatı, nefsin gurur ve enaniyetine daima tercih eder. Hattâ ben bazı meselelerde muhalefet ediyordum. Bana karşı gayet mültefit, memnunane bir tavır alır; eğer yanlış yapsam, güzelce, damarıma dokunmayarak beni ikaz eder. Eğer güzel bir şey söylemiş isem çok memnun olur.
Üstadım bilhassa hikmet-i hakikiye fenninde, yani hikmet-i şeriat ve İslâmiyet noktasında pek harikadır ve hikmet-i beşeriyede dahi çok ileridir. Hattâ o ilimde, Eflâtun* ve İbn-i Sina’yı geçmiş diyebilirim.


1- Güneşi bir ışık ve ayı bir nur yapan Odur. (Yunus Suresi: 5)
2- Ay ışığını güneşten alır.
3- Tevazu göstereni Allah yüceltir. (Hadis. İbn Mâce, Zühd:16)

 

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
Bundan on üç sene evvel, “Dârü’l-Hikmeti’l-İslâmiye” azasındayken, küçükten beri şimdiye kadar, manen izn-i ilâhî ile onun bir muini ve nâsırı ve muhafızı olan kutb-u rabbanî ve kandil-i nuranî Abdülkadir-i Geylânî (aleyhi nazaru’r-rahmanî) Hazretlerinin Fütuhu’l-Gayb risalesini tefe’ülen açtığı esnada, 1
barla_357_1.gif
ibaresi çıktı. O ibare onun hakkında pek manidar olarak, Eski Said’i Yeni Said’e çevirmesine sebebiyet vermiştir. Eski Said olduğu zamanlarda, İngilizlerin dinî suallerine gayet lâtif ve müskit bir cevap vermiştir. Ve ilm-i mantıkta, İbn-i Sina’nın telifatından geçecek Talikat namında harika bir risalesi var. İşkâl-i mantıkıyeyi kıyas-ı istikraî cihetiyle on bine kadar iblâğ edip, hiçbir âlimin yetişemediği bir derece-i ihata göstermiş... Sünuhat isminde bir risalesinde gördüm ki, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm, âlem-i manada, bir medresede ona ders verdiğini görmüş. O ders-i maneviyeye binaen İşaratü’l-İ’caz namındaki harika tefsiri yazmış. Bana bir gün dedi ki:
“Harb-i Umumî hadisat ve netaicleri mâni olmasa idi, İşaratü’l-İ’caz’ı Allah’ın tevfiki ve izni ile altmış cilt yazacaktım. İnşaallah Risale-i Nur, ahiren o mutasavver harika tefsirin yerini tutacak.”
Üstadımla yedi-sekiz sene musahabetim esnasında mühim meşhudatım çoktur. Fakat, 2
barla_357_2.gif
mucibince deryaya delâlet maksadı ile bu fıkra kâfi görüldü. Çünkü, Üstadımdan iftirak zamanı idi; acele yazdım. Üstadım, 3
barla_357_3.gif
ayetinin sırrıyla çok defa yanlarında beni musahib bulmak hakkını ve teveccüh duasıyla yerine getireceklerine eminim...
Hafız Halid (r.h.)
***



1- Sen Dârü’l-Hikmettesin, kalbini tedavi edecek bir doktor ara.
2- Bir damla su denize işaret eder.
3- Yanındaki arkadaşı (Nisa Suresi: 36)

 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt