MUHTAZAF Hayata tutunuş!

Muhtazaf

Yardımcı Yönetici (Şair|Yazar)
Yönetici
Hayata tutunuş!
Zeynep hayatının en hassas en yalnız kaldığı anlarını yaşıyordu. Annesi ince hastalıktan vefat etmiş, babası çalışmaktan onunla ilgilenemiyordu. Gündüzleri babaannesinin yanında kalıyordu. Bir büyük kardeşi de yoktu onu koruyup kollayacak. Yaşlı babaannesinin hali malumdu. Uzun zamandır rahatsız olan babaannesinden başka kimsesi de yok sayılırdı. Ve uzun bir düşünceye daldı, aklından neler geçiyordu neler. O mutlu günleri artık geride kalmıştı. Bir kız çocuğu için tabii anne önemli idi ama babasına biraz daha fazla sevgi besliyordu. Lakin babası çalışmaktan kızına zaman bulamıyordu. Zeynep daha 5 yaşında idi ve şimdi bu küçük yaşında sol yanı acıyordu, acısını sol yanında hissediyordu.

Ve içinden şöyle geçirdi:

Ah annem seni öyle özledim ki beni özlemedin mi? ‘gel artık.

O küçük yeşil gözlerinden yaşlar boşalıyordu, o arada babaannesinin sesi kulaklarında çınladı:

Zeynep neredesin bana su getir, bilmiyor musun kalkamıyorum işte.

Zeynep çocukluğunu yaşayamadan hayatın bir yanından tutmuş yaşamak için uğraş verecekti. Zeynep acısını içinde saklayarak artık işin olduğu her yerde olacaktı olmak zorunda idi. Babasını tarlada çalışması ve onun evde babaannesine yardım etmesi gerekirdi.

Akşam olmuş babası eve gelmişti, koşarak babasını karşıladı, babası kızına:

Kızım çok yorgunum sonra’ demişti.

Zeynep’in iştahı kaçmış, yemek bile yememişti. Fakat Zeynep’in bu ruh halini gören bile olmadı, babasına gönül küslüğü kimsenin dikkatini bile çekmemişti. Yatağına yattığında uyur uyumaz rüyasında annesini gördü.

Annesi:

Çiçeğim yine kime kırgınsın sen bakayım.

Anne akşam sen yemekte niye yoktun.

Yavrum ben gelemem ama sen güçlü olman lâzım unutma demişti.

Sonra yanağına bir buse kondurmuştu. Zeynep uyandığında hâlâ annesinin sıcaklığını kendinde hissediyordu.

Bugün artık kendisinin güçlü olmasını ve annesinin sözünü tutması gerektiğine karar vermişti. Bir gün babası eve bir kadın getirdi, yanında kendinden küçük bir kız çocuğu vardı.

Babası Zeynebi yanına çağırdı:

Bak kızım artık bu senin annen onun sözünü tut’ demişti.

Zeynep’in artık ciciannesi vardı. Fakat kaderi değişmedi, ciciannesi bütün işleri Zeynep’e yaptırıyor, fakat kendi çocuğuna hiçbir şey demiyordu. Zeynep okul çağına gelince evde bir sürü kavgalar olmuştu okumasını istemiyordu ciciannesi. Zeynep artık hayatının en güzel kararını vermişti okuyacaktı. Başardı da Zeynep okul birincisi olarak okulu bitirdi.

Öğretmenleri babasını okula çağırdılar ve babasına:

Bu çocuk çok başarılı senin masraf etmene gerek yok. Devlet burs veriyor. Bu çocuk okuması gerek’ dediler.

Zeynep’in okuması için baba onay verdi. Çünkü evde devamlı senin çocuk benim çocuk kavgası oluyordu, böylelikle bu kavgalar biterdi. Üstelik iki çocuk daha katılmıştı aileye. Zeynep gidince bir dert eksiliyordu. Okursa belki kendileri de faydasını görecekti. Artık bütün işlemler tamamlanmış Zeynep’in evden ayrılma zamanı gelmişti. Köy dolmuşuna babası ile binen Zeynep Şehire babası ile gidecek oradan trene binerek İstanbul’a gidecekti. Ve öyle de oldu, babasından ayrılmak çok zor oldu. Kara trene binince gözlerinden yaşlar yanaklarına doğru süzülmüştü. Artık bu hayatı savaşarak kazanacaktı. Çok güçlü olması gerekliydi.

*

Zeynep İstanbul’a varınca okula ve yatılıya kayıt oldu. Yatılı da kendisi gibi ana dolunun çeşitli yöresinden gelen kızlar vardı. Artık yepyeni bir hayata adımını atacaktı. Hayat bu minval üzere giderken okuduğu üniversite bölümünü yine birincilikle bitirdi ama o büyük şehirde kendini kaybetmedi. Hayatın hep güzel tarafından gördü olayları. Daha sonra okuduğu bölüm onu tatmin etmeyince ilahiyat fakültesine girdi. Nice sıkıntı içinde o bölümü bitirince bir okulda din dersi öğretmeni olarak hayata devam etti. Daha sonra gitti babasına ve üvey annesine sahip çıkarak onların hayır dualarını aldı. Karşısına ahlakı islâm olan bir beyefendi çıkınca hiç tereddüt etmeden evlenme teklifini kabul etti. Şimdi 4 çocuk annesi olarak dini hizmetlerini devam ettiriyor. Mücadele azim ve kendine inanması ile hayatı başarıları ile süsledi. Yalnız olduğu halde Allah’a dayandı. Bu dünyadaki imtihanını ahiretle birleştirdi ve 4 güzel çocuk yetiştirdi. Gayret bizden tevfik Allah’tan. Selam ve dua ile. M.S. A.
 
Üst Alt