Hayatta Kararlar Birer Kibritten ibarettir

ceylannur

Yeni Üyemiz
3945670539_cd03cecfcf.jpg



Adamın Biri

Bilge Bir Kral Olmakla Ün Salmış Olan

Kralın Yanına Gider.

Krala Şunu Sorar

‘Efendim Söyleyin Bana Hayatta Özgürlük Var mıdır? ‘

Kral ‘Elbette’ der,

‘Kaç Bacağın Var Senin? ‘

Adam Soruya Şaşırarak ‘İki efendim’ der.

Kral ‘Pekala, Tek Bacağının Üstünde Durabilir misin? ‘

‘Elbette’ Diye Cevap Verir Adam.

Kral ‘O Halde Hangi Bacağın Üstünde Duracağına Karar Ver’.

Adam Biraz Düşünür ve Sol Bacağı Üstünde Durmaya Karar Verir.

‘Tamam’ der Kral

‘Şimdi de Öteki Bacağını Kaldır.’

Adam Şaşırır ‘Bu imkansız kralım’ der.

‘Gördün mü? ‘ der kral ‘

Özgürlük budur.

Sadece ilk kararı almakta özgürsün.

Ondan sonrasında değil.’

Tiziano Terzani’nin “Atlı Karınca da Bir Tur Daha” adlı kitabında

Okuduğum bu küçük öykü yıllardır tartışılan özgürlük kavramı

üzerinde bir kez daha düşünmeme yol açtı.

Hayat gerçekten böyleydi.

İlk kararı alıyordun ve gerisi o ilk karara bağlı olarak

gerçekleşiyordu.

Hayat hata kabul etmiyordu.

İlk kararın doğruysa işler yolunda gidiyordu

ama eğer yanlış bir karar aldıysan,

herşey zincirleme yanlış gidiyordu.

Mesela mesleğini seçerken…

Hasbelkader, iyi düşünmeden, yeteneklerinin farkında olmaksızın

bir meslek seçtiğinde ömür boyu işini zorla yapmaya mahkum oluyordun.

İşinin başındayken başka bir iş yapmayı özlüyordun.

Ama biliyordun ki; özgürlüğünü kullanmış ilk kararı vermiştin ve

Yeniden başlama cesaretin yoktu.

Bazı insanlar vardı hayatta…

Onlar ise her şeyi ardlarında bırakıp yeniden başlayacak kadar

cesurlardı. Ama sen onlardan biri olamıyordun.

Bunca emek bunca çalışmayı sanki çöpmüş gibi bir çırpıda atıveremiyordun.

Oysa göz ardı ettiğin bir şey vardı. Hayat çok kısaydı

Ve mutsuz olduğun işlerle zaman öldürmek

aynı zamanda ruhunu öldürmekle eş anlamlıydı.

Evlilik konusunda da iyi karar vermek gerekiyordu.

Yanlış bir karar aynı evde yaşayan iki düşman yaratabilirdi.

Aşk zorunluluğa dönüşebilir ve hayatını cehenneme çevirebilirdi.

İlk kararı alıyordun, bu konuda özgürdün

ama devamında senin kararına bağlı olmayan

pek çok şey gerçekleşiyordu.

Hayat kararlardan ibaretti ve kararlar birer kibritti.

Doğru yerde ateşlediğinde seni ısıtacak ateş,

çorbanı kaynatacak ateş oluyordu,

yanlış yerde ateşlediğin vakit ise

içinde bulunduğun evle birlikte seni de yakıyordu.

Hayat öyle basite alınacak bir oyun değildi.

Oyunun kurallarını bilmen ve ona göre oynaman gerekiyordu.

Ama çoğu zaman oyunun kurallarını bilmek yetmiyordu.

Çok daha önemli olan başka bir şey vardı.

Kendini bilmek…

Ne istediğini, neyin seni mutlu edeceğini ve kim olduğunu,

Neler yapabileceğini bilmek zorundaydın.

Ancak o zaman doğru kararlar veriyor ve

mutlu bir hayata sahip oluyordun.

Ve kararlar birer kibritti…

Ya kendini yakıyordun ya da ısıtıyordun…

Alıntıdır..
 
Üst Alt