Hey gidi günler hey!

Ayyüzlüm

Yeni Üyemiz
HEY GİDİ GÜNLER HEY!


show_image.php

Hiç özlenmez mi O GÜNLER?

Faziletliydik...
Kimsenin malına, mülküne göz dikmezdik. Kimsenin namusuna yan bakmazdık. Hırsızlık nedir bilmez, dilenciliği meslek edinmez, kimseyi de küçümsemezdik.

Dürüsttük...
Bir zamanlar Londra Ticaret Odası’nın en görünür yerinde şu mealde bir tavsiye levhası asılıydı: “Türklerle alışveriş et, yanılmazsın!”

İtibarlıydık...
Bir zamanlar Hollanda Ticaret Odası’nın toplantılarında oylar eşit çıkınca Osmanlılarla alışverişi olan tüccarın oyu iki sayılır, onun dediği olurdu.

Temizdik...
Yere bile tükürmezdik. Hatta Osmanlı askeri teşkilatını Avrupa’ya tanıtmasıyla meşhur Comte de Marsigil, yere tükürmedikleri için atalarımızı şöyle eleştiriyor:
“Türkler hiçbir zaman yere tükürmezler. Daima yutkunurlar. Bunun için de saçlarında sakallarında bir hararet olur ve zamanla saçları, kaşları, sakalları dökülür.”

Çevreciydik...
Kurak günlerde ücretle adamlar tutup sokaktaki ulu ağaçları sulatır, göçmen kuşların yorgunluk atması için saçak altlarına kuş sarayları yapardık.

Bunlara öyle çok örnek var ki, saymakla bitmez.

Harama el sürmezdik...
Fransız müellif Motray, 1700′lerdeki halimizi şöyle anlatıyor:
“Türk dükkânlarında hiçbir zaman tek meteliğim kaybolmamıştır. Ne zaman bir şey unutsam, hiç tanımadığım dükkâncılar arkamdan adam koşturmuşlar, hatta birkaç kere Beyoğlu’ndaki ikametgâhıma kadar gelmişlerdir.”

Medeni idik...
İngiliz sefiri Sör James Porter ise, 1740′ların Türkiye’si için şunları söylüyor:
“Gerek İstanbul’da, gerekse imparatorluğun diğer şehirlerinde hüküm süren emniyet ve asayiş, hiçbir tereddüde imkân bırakmayacak şekilde isbat etmektedir ki, Türkler çok medeni insanlardır.”

Dosdoğruyduk...
Fransız generallerden Comte de Bonneval ise, şu hükmü veriyor:
“Haksızlık, murabahacılık, inhisarcılık ve hırsızlık gibi suçlar, Türkler arasında meçhuldür… Öyle bir dürüstlük gösterirler ki, insan çok defa Türklerin doğruluklarına hayran kalır.”

Hırsızlık nedir bilmezdik...
Fransız müellif Dr. Brayer, 1830′ların İstanbul’unu getiriyor önümüze:
“Evlerin kapısının şöyle böyle kapatıldığı ve dükkânların çoğunlukla umumi ahlaka itimaden açık bırakıldığı İstanbul’da her sene azami beş-altı hırsızlık vakası ancak görülür.”
Ubicini Dr. Brayer’i şöyle doğruluyor:

“Bu muazzam payitahtta dükkâncılar, namaz saatlerinde dükkânlarını açık bırakıp camie gittikleri ve geceleri evlerin kapısı basit bir mandalla kapatıldığı halde, senede dört hırsızlık vakası bile olmaz. Ahalisi sırf Hıristiyan olan Galata ile Beyoğlu’nda ise hırsızlık ve cinayet vakaları olmadan gün geçmez.”


Naziktik...
Edmondo de Amicis isimli İtalyan gezgini, yine 1880′lerin “biz”ini anlatıyor bize:
“İstanbul Türk halkı Avrupa’nın en nazik ve en kibar insanlarıdır. Sokakta kavga enderdir. Kahkaha sesi nadirattan işitilir. O kadar müsamahakârdırlar ki; ibadet saatlerinde bile camilerini gezebilir, bizim kiliselerde gördüğünüz kolaylığın çok fazlasını görürsünüz.”


Cihana örnektik...
Türkiye Seyahatnamesi’yle meşhur Du Loir’un 1650′lerdeki hükmü şöyle:
“Hiç şüphesiz ki, ahlak bakımından Türk siyasetiyle medeni hayatı bütün cihana örnek olabilecek vaziyettedir.”
Şefkatimiz yalnızca insana yönelik değildi, hayvanları, hatta bitkileri bile kapsıyordu.


Hayata karşı saygılıydık...
Bu konuda dilerseniz Elisee Recus’u dinleyelim, bize 1880′lerdeki halimizi anlatsın:
“Türklerdeki iyilik duygusu hayvanları dahi kucaklamıştır. Birçok köyde eşekler haftada iki gün izinli sayılır…


Hayırseverdik...
Comte de Marsigli’yi tekrar dinleyelim:
“Yazın İstanbul’dan Sofya’ya giderken dağlardan anayol üzerine inmiş köylülerin yolculara bedava ayran dağıttıklarına şahit oldum.”

Aynı müellif, ceddimizin hayırseverlikte fazla ileri gittikleri kanaatindedir. Şöyle diyor:
“Fakat şunu da itiraf etmeliyim ki, bu dindarane hareketlerinde biraz fazla ileri gitmektedirler. İyiliklerini yalnız insan cinsine hasretmekle kalmayıp, hayvanlara ve hatta bitkilere bile teşmil ederler.”

Bu tespiti, İslam ve Türk düşmanı avukat Guer misallendiriyor:

“Türk şefkati hayvanlara bile şamildir” dedikten sonra şu örneği zikrediyor:

“Hayvanları beslemek için vakıflar ve ücretli adamları vardır. Bu adamlar sokak başlarında sahipsiz köpeklere ve kedilere et dağıtırlar… Sokaktaki ağaçların kuraklıktan kurumasını önlemek için bir fakire para verip sulatacak kadar kaçık Müslümanlara bile rastlamak mümkündür…”

“Kaçık”lığın kaynağını da veriyor adam:
“Birçokları da sırf azad etmek için kuşbazlardan kuş satın alırlar. Bunu yapan bir Türk’e bir gün yaptığı işin neye yaradığını sordum. Küçümseyerek baktı ve şu cevabı verdi: Allah’ın rızasını tahsile yarar.”

Galiba geçmişimizden uzaklaşmak bize çok pahalıya patladı.

Yahya Kemal Beyatlı’nın bir tespitiyle yazımızı noktalayalım:

“Eski Türklerin bir dini hayatları vardı, dini hayatları olduğu için de çok şeyleri vardı; yeni Türklerin de dini hayatları olduğunda çok şeyleri olacak.”
Yavuz Bahadıroğlu-Biz Osmanlıyız
 

MURATS44

Özel Üye
Ayyüzlüm adlı üyeden alıntı :

Faziletliydik...

Dürüsttük...

İtibarlıydık...

Temizdik...

Çevreciydik...

Harama el sürmezdik...

Medeni idik...

Dosdoğruyduk...

Hırsızlık nedir bilmezdik...

Naziktik...

Cihana örnektik...

Hayata karşı saygılıydık...

Hayırseverdik...

“Eski Türklerin bir dini hayatları vardı, dini hayatları olduğu için de çok şeyleri vardı; yeni Türklerin de dini hayatları olduğunda çok şeyleri olacak.”

KISACASI:
BİZ , OSMANLIYDIK...

Kısacası , biz...OSMANLIYDIK....Damarlarımızda hala osmanlı kanı var. Bizler gene öyleyiz.Bir kaç istisna bu kanı bozamaz , Osmanlılık ruhunu lekeleyemez.Bu bizim elimizde.Tarih boyunca Osmanlı Ruhuyla yaşadık , bundan sonra da öyle olacaz inşALLAH...
gdff
Emeğine sağlık.
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
ALLAH c.c razı olsun çok güzel,,,,Elhamdulillah yinede böyleyiz....yanlış insanlar ne kadar varsa
ondan daha çok düzgün insanllar var elhamdulillah,,, eğer böyle olmasaydı bu dünyanın çilesi çekilirmiydi
yaşanılırmıydı yindede kendi özümüzden çıkmayalım,müslüman her haliyle örnek olmalı,davranışlarına ve hareketlerine her zaman dikkat etmeli bizim dinimiz bunu emrediyor TEMİZLİK İMANDAN DIR....ELEHAMDULİLLAH.....
 
Üst Alt