Hey gidi Terslikler..

Gûl-i Misbah

Aktif Üyemiz
Hey gidi Terslikler..

Eskiden evler bahçe içindeydi. Değil içini görmek, penceresi dahi görülmezdi. Kadınlar iyice örtünmüştü.
Pek lokanta bulunmazdı. Olanların da vitrini yoktu. Ev bark sahipleri, evlerinde yemek yerlerdi, fakirler de aşhanelerde...

Merhamet ve şefkat, cemiyetin iki büyük kan damarıydı. Zengin fakiri gözetirdi. Fakir ümitsiz ve bedbin değildi.

Yolcuya ikram edilir, yolda kalmışın elinden tutulurdu. "Misafiri sevmeyende hayır yoktur" cümlesi, sanki her evin kapısında yazılıydı. Yetim hakkı ocaklar söndürür diye yetimin bacası daima tüterdi. Eski'den kastımız ne dün, ne de evvelki gündür. Beşeriyet böyle günler gördü demek istiyoruz.

Şimdiyse,

Evler yolların üstüne yapılıyor.

Fakirin aylığı pencereye "perde" diye çekiliyor. Bir de perdesiz pencereler var ki, sokaktan geçenlere, "patlayın!" der gibi bir hal içindeler...

Artık lokanta vitrinleriyle kadın arasında bir fark kalmadı. İkisi de reklam ediliyor.

At, merkep, deve gibi bineklerin yerini demir otomobiller aldı. Ünsiyet etsin diye mi nedir, şimdi de kalpler demirleşti.

Merhametin yerine menfaat geçti.

Şefkat kelimesi dört mevsimin de "turfanda"sı oldu.

Fakir misafirlere okul kitaplarında rastlanırken, zengin misafirler evleri doldurmaya başladı. Bir gösteriş yarışına girişildi. O ne ikram ettiyse, beriki bir fazlasını ortaya getirme gayretinde...

Hak, kuvvetlinin eline geçtiğinden, yetimin, kimsesizin hakkı yok kabul edildi. Yevmiyeli şahitler çıktı. Elli lira verdiğin, elli yalan söylüyor.

Bir yanda dünyayı yiyenler, bir yanda dünyayı yiyenleri yemeye hazırlananlar...

Yine de geçmişteki ümitsizliğim bugün yok... Bu dünya sahipsiz olmadığı gibi, bu memleket de sahipsiz değildir. Neden ümitsiz olalım? "Bu hayat yaşanır mı!" dediğim günler oldu. Bugün hem geleceğimden ümitliyim hem de cennetten ümitliyim. "Allah'tan ümidini kesenler, kafirlerin ta kendileridir" buyurmuş Rabbimiz (cc).

Göz yumma güneşten

Ne kadar nuru kararsa, sönmez ebedî!

Her gecenin bir gündüzü vardır...


Hekimoğlu İsmail...
 
Üst Alt