Hissiyatımı buğulayan hasretin edeb-işavkıyla!

MustafaCİLASUN

Özel Üye










Artık
gönül sayfam
[SIZE=+0]karanlık içinde meraktı
Kalbimin dinmeyen hüznü,

[SIZE=+0]bahtım için ne muazzam sancıydı
Şevkim niye uzaklaştı,

[SIZE=+0]kar yüreğimin
[SIZE=+0]derinliğinde bekleyen bir kaftandı
Ölüm aklım için kardı,

[SIZE=+0]ruhum hakikatin serencamında
[SIZE=+0]aklanan sevdaydı, edep vardı


Sustum,
nihayetimin ayan olacak hüznüyle
Yutkundum durdum,

hissiyatımı buğulayan hasretin şavkıyla
Gözlerim bıraktı,

gam sinemi dağladı,
hicran her daim kapımda sabırdı
Ne gecem ve dahi gün içinde neşem vardı,

sürur sinem için pek çok uzaklarda kaldı

Ne vakit

vuslatı ansam,
titreyerek ağlasam
Kalbimin inşiraha hasretini

nasıl anlatsam ve iflahı koklasam
Ağlasam,

durmadan hakkın zikrine kanarak
yalvarsam, hiç usanmasam
Sermayem için kollarımı açarak,

kalbi lekelerimden aklanmayı,
ah affıyla başarsam

Vakıf olamadığım

lisanın kadriyle solusam
Dile delen ayetlerin

sağanağında kaybolarak
aşkına uzansam
Hiç değilse

gülün naifliğinde gönlümü buğulasam,
hasretimi bir anlatsam
Yazsam,

sinemin yangınlığında
aziz gönüllerin himmetiyle
niyazlaşsam ve ağlasam

Niye bencileyim,

varlığın nöbetçisi miyim
Hali sefilliğim için

sanki bir dilenciyim,
hangi yolda kalıcıyım
Veren belli,

sahibim kimdi,
kudretin azameti ah
nasıl görülmezden gelindi
Ömür tükendi,

hesap yakinleşti,
kefen biçildi,
ölüm ise dirilmek için, ihlâsla nasipti

Kimler geldi,

kimler derdi gam ile göçtü
Dareyn saadetinin

vaat edildiği belliydi,
lakin kim edeple meyletti
Düşündükçe içim tir tir titreyerek

nefesimi kesti,
umutlarım efkârla belendi
Kalbi fakirliğimle,

takatten arî dizlerimle,
fersizleşen gözlerimle
ellerimi açtım sessizce sahibime

Ne hevesim kaldı

ve ne de uhdem ardı
Yüreğimi dağlayan hançerin
yarası,
sinemin fakirliğinde ibreti nazardı
Gönlüm,

hicranın sükûnetiyle,
elemin hüznüyle
kemalleşen bir sevdayı karardı
Hayat,

idrakim için en anlamlı bir kitaptı,
kitabeler mazime açılan en kutsi nazardı



Mustafa CİLASUN

 
Üst Alt