Hollandalı fizikçi kaderi kanıtladı

harekat

Özel Üye
Atom parçacığının yönünü ve hızını 43 saniye önceden gören bir model geliştiren Hollandalı fizikçi, kaderin varlığını bilimsel olarak ispatladığını savunarak bilim dünyasını sarstı.
Restoranda yemeğinizi bitirdikten sonra genelde bir garson yanınıza gelir ve “Tatlı veya çay alır mısınız?” diye sorar. Bir süre düşündükten sonra kararınızı verirsiniz. Diyelim ki böyle bir durumda çay içmeyi seçtiniz. Bunu özgür iradenizle mi yaptınız ya da zaten kaderinizde o çayı içeceğiniz yazıyor muydu?
İşte bu ve benzeri sorular, modern insanın varoluşundan bu yana gündeme geliyor. Din adamları, siyaset bilimciler ve davranış uzmanları; yüzyıllardır “insanın davranışlarını kader mi yoksa, özgür iradenin mi belirlediğini” tartışıyor. Semavi dinler elbette kader kavramının varlığına işaret edip evrendeki tüm varlıkların kontrolünün Tanrı’ya ait olduğunu vurguluyor. Bilim dünyası ise somut olarak ispatlanamadığı için kadere şüpheyle yaklaşıyor.
Karşıtlarının teorisini çürüttü
Örneğin 1926′da kuantum fizikçisi Werner Heisenberg belirsizlik ilkesini ortaya atarak, “Evrendeki bir atomun yerini ve hareketliliğini aynı anda bilmek imkansızdır” dedi. Bu özetle şu anlama geliyordu; “Eğer aynı anda bir atomun konumu ve hareketleri ölçülemiyorsa, bu atomun gelecekte nerede olacağı ve nasıl hareket edeceği bilinemez.” Yani Heisenberg’e göre atomlardan oluşan kainattaki nesnelerin hareketleri önceden belli değilse, o zaman kader kavramı da bilimsel verilerle açıklanamaz. Ancak Nobel ödüllü Ge-rard Hooft’un geçtiğimiz günlerde sonuçlandırdığı 10 yıllık araştırma, kader kavramına karşı çıkan bilim adamlarının dayanak gösterdiği teoriyi çürüttü.
Bilim dünyası yankılandı
New Scientist dergisine kapak olan araştırma kapsamında Professor Gerard t Hooft, “Bir parçacığın nerede ve ne hızla hareket ettiğini” aynı anda tespit etme olanağı sağlayan bir model geliştirdi. Hooft, bir atomun 43 saniye sonra nasıl hareket edeceğini önceden bilme kapasitesine ulaştı.
Çikolatayı yüyeceğiniz önceden belli
Araştırma bilim dünyasında büyük yankı uyandırdı. New Scientist tarafından dünyanın en iyi matematikçileri arasında gösterilen John Conway ile Simon Koc-hen, araştırmayı “özgür irade” kavramının ölümü olarak yorumladı. Princeton Üniversite-si’nde görev yapan Conway şöyle konuştu: “Eğer Hooft gibi bir insan atomun konumu ve hareketini aynı anda tespit edebiliyorsa, üstün bir zekaya sahip olan bir varlık evrendeki tüm parçacıkların etkileşimini takip edebilir. Bir başka deyişle özgür irademizle yaptığımız seçimlerin belirsizliğinin ardında belirleyici bir düzen vardır.”
Kochen konuyu daha basit terimlerle anlatarak, “Önünüze bir dilim çikolatalı, bir dilim çilekli kek getirildiğini düşünün. Çikolatalı keki yemeye başladığınızda, bunun kendi seçiminiz olduğunu düşünüyorsunuz. Oysa ki çikolatalıyı yiyeceğiniz zaten belliydi. Biz özgür olduğumuz düşünüyoruz. Eğer Hooft’un modeli hatalı değilse özgürlüğümüz sınırlı bir ilüzyondan ibaret olabilir” dedi.
Princeton Üniversitesi’nin felsefe uzmanı Hans Halvorson ise “Ne olursa olsun, kader ve özgür iradeyi sadece fizikle açıklamaya kalkmak doğru olmayabilir. Özgür irade konusunda fiziğin de cevap veremeyeceği sorular var” diyerek konunun zamana bırakılması gerektiğine işaret etti.
(Vatan)
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Adilbey

Aktif Üyemiz
Bazı kavramlar ne fizikle ne de başka birşeyle açıklanabilir. Bu fizikçi her ne kadar buldum desede kader , bütün mahiyetleriyle Allah cc katında saklıdır. Özgür irede diye birşey yokmuş.Daha bu cümle ile iddia ettikleri ters düşüyor.Özgür irade olmasaydı , herşey daha önceden yazılmış olup insanlar robot gibi yazılanı uyguluyor olsalardı cennet -cehennem ve hesap günü olmazdı. Hesap gününde " zaten yazılmıştı.Biz yazılanı yaptık" deyip kurtulurduk heralde. Ki; hesap gününe gerek kalır mıydı,cennete cehenneme gerek kalır mıydı? Bunlar boş zamanlarını geçiren ,bulduklarıyla da sevinen cahillerdir. Bunu anlayabilmesi için önce kaderin anlamına tam olarak vakıf olmaları gerekir, ki........ o da zor.
 
Üst Alt