Hz. Ebubekir'in vefatı (23. Ağustos 634)

Nur Hanım

Aktif Üyemiz
Hz. Ebubekir'in  vefatı
Hz. Ebubekir'in vefatı
HZ. EBÛ BEKİR’İN (R.A.) VEFATI (23. Ağustos 634)

İbn-i Ömer Hazretleri’nin rivâyetine göre Hazret-i Ebû Bekir -radıyallâhu anh-’ın vefâtına sebep olan şey, onun Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in vefâtından duyduğu derin üzüntüdür. Hakîkaten o, Fahr-i Kâinât Efendimiz’in vefâtına o kadar üzülmüştü ki, mübârek vücudu eriye eriye iyice zayıfladı ve nihâyet vefât etti.[1]

Hazret-i Âişe -radıyallâhu anhâ- şöyle anlatır:

“Vefât ettiği hastalığı esnâsında babam Ebû Bekir’in yanına girdim. Bana:

Peygamber Efendimiz’i kaç parça bez ile kefenlediniz?» diye sordu.

Gömlek ile başlık olmaksızın, üç parça beyaz pamuk bez ile kefenledik.» dedim.

Nebî -sallâllâhu aleyhi ve sellem- hangi gün vefât etmişti?»

Pazartesi

Bugün günlerden ne?»

Pazartesi.»

Benim vefâtımın da şu an ile gece arasında olmasını ümid ediyorum!» dedi. (Akabinde)

EĞER BU GECE ÖLÜRSEM BENİ YARINA BEKLETMEYİN!

–Eğer bu gece ölürsem beni yarına bekletmeyiniz! Zira benim için gün ve gecelerin en sevimlisi, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e en yakın olanıdır!» dedi. (Ahmed, I, 8)]

Sonra Hazret-i Ebû Bekir -radıyallâhu anh-, hastayken giymiş olduğu üzerindeki elbiseye baktı, elbisede biraz zâferân lekesi vardı:

Bu elbisemi yıkayın, iki elbise daha ilâve edin ve beni bunlarla kefenleyin!» dedi. Ben:

Babacığım, bu elbise eski!» dedim. Ebû Bekir -radıyallâhu anh-:

Diri, yeni elbise giymeye ölüden daha lâyıktır. Ölünün giydiği kefen ise kan ve irinle kirlenecektir.» dedi.

Hazret-i Ebû Bekir -radıyallâhu anh-, salı akşamı (pazartesiyi salıya bağlayan akşam) vefât etti ve sabah olmadan defnedildi.” (Buhârî, Cenâiz, 94)

2 sene 3 ay 10 günden beri hasretini çektiği Fahr-i Kâinât Efendimiz’in vuslatına nâil oldu. Allah ondan râzı olsun.

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz gibi 63 yaşında vefât etmişti. O gün tarih 22 Cemâziyelâhir 13 (23 Ağustos 634) idi. Son sözleri şu âyet-i kerîmedeki niyâz olmuştu:

AYET-İ KERiME
“…(ALLAH’ım!) Canımı müslüman olarak al ve beni sâlihler zümresine ilhâk eyle!” (Yûsuf, 101)[2]
KAYNAK
[1] Hâkim, III, 66/4410; Süyûtî, Târîhu’l-Hulefâ,s. 81.
[2] Kevserî, İrğâmu’l-Merîd, s. 23.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş,
Altın Silsile, Erkam Yayınları

 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Üst Alt