İkonoklazm

BULUT

Aktif Üyemiz
Yönetici
16'ncı yüzyıldan Protestan Reform ikonoklazmı. Nijmegen'de bulunan St. Stevenskerk'teki rölyef heykellere, Beeldenstorm'taki saldırısı
16'ncı yüzyıldan Protestan Reform ikonoklazmı. Nijmegen'de bulunan St. Stevenskerk'teki rölyef heykellere, Beeldenstorm'taki saldırısı
İkonoklazm, bir kültürün kendi dini ikona ve diğer sembollerine ya da anıtlarına dini ya da politik güdülerle planlı saldırısıdır. Sıklıkla iç politik ya da dini değişimlerin ana parçasıdır. Genellikle, İspanyolların Amerika'nın fethinde yaptıkları gibi, bir kültürün diğer bir kültürün resimlerini yok etmesinden ayrılır. Bu terim, bir hükümdarın ölmesi ya da iktidardan düşmesinden sonra, özellikle onun resimlerinin yok edilmesini kapsamaz. (Damnatio Memoriae), örneğin Antik Mısır'da Akhenaten.

İkonoklazma dahil olan ya da destekleyen kişilere "ikonoklast" (putkırıcı) denir. Tersine, resimlere saygı duyan kişilere ise "ikonolater" denir, Bizans kaynaklarında bu tür kişiler, "ikonodül" ya da "ikonofil" olarak adlandırılmışlardır.

İkonoklazm, farklı dinlere mensup insanlar tarafından gerçekleştirilmiştir, fakat genellikle aynı dinin hizipleri arasında mezhepsel çekişmelerin sonucu olarak ortaya çıkmıştır. 8. ve 9. yüzyıllar boyunca yaşanan iki Bizans ikonoklazma hareketi, resim kullanılmasının ana başlık olduğu bir tartışma ile istisna gösterir.

Hristiyanlıkta, ikonoklazmın en büyük sebebi "10 emir"in yorumundan çıkan "kazınmış resimlere" tapılmasının yasaklanmasıdır.
İçindekiler


Ana Olaylar​

- Yahudilik'te Kral Hezekiya, Kudüs'te Süleyman Tapınağı'nı ve içindeki Nehuştan (bakır yılan) dahil olmak üzere tüm figürleri imha etmiş. Onun bu hareketi, oğlu Manasseh döneminde geri alınmıştır.
- Genesis Rabba'da geçen bir Midraş ikonoklazmı peygamber İbrahim'e dayandırmaktadır. Bu her zaman ikonoklazmı tasdik edilmesi anlamına gelmese de Yahudi geleneğinde önemli etkisi olmuştur.
- Roma İmparatorluğu'nda devlet dininin figürleri, Hristiyanlığa geçişle yok edilmiştir.
- Ortodoks Kilisesi'nin Bizans İmparatorluğu döneminde kendi dinsel resimlerine ve İsa motiflerin,üstelik iki döneme şahitlik etmiştir.
- Avrupa'da Protestan Reform ve din savaşları döneminde Protestanlar Katolik Kilisesinin resimlerini tahrip etmiştir, bazen de Protestan resimler yok edilmiştir.
- Paskalya Adası'nda bulunan birçok heykel iç savaş sırasında tahrip edilmiştir.
- Fransız Devrimi sırasında dini ve sivil resimlere karşı çok geniş bir yıkım yaşanmıştır.
- Ekim Devrimi sırasında ve sonrasında, dini ve sivil resimlere karşı çok geniş bir yıkım yaşanmıştır.
- Çin'de komünist rejimin iktidara gelmesiyle, özellikle Kültür Devrimi'nde dini ve sivil resimlere karşı Çin ve Tibet'te çok geniş bir yıkım yaşanmıştır.

Bizans İkonoklazmı​

Bizans İkonoklazmı, Chludov Psalter, 9. yüzyıl
Bizans İkonoklazmı, Chludov Psalter, 9. yüzyıl
Bizans dönemindeki diğer doktrinsel konularda olduğu gibi, ikonoklazm üzerindeki ihtilaf hiçbir suretle din adamları ya da dinî bilimlerden gelen argümanlarla sınırlandırılmamıştır. İslam ile devam eden kültürel ihtilaf, İslam'dan gelen askerî tehdit, ikonoklazm üzerindeki ihtilafın taraflarının davranışlarına muhtemelen tahammüle neden olmuştur. İkonoklazm, imparatorluğun doğusunda özellikle Müslümanlar tarafından ele geçirilen vilayetlerden gelen muhacirler başta olmak üzere çok destek bulmuştur.

Dönemin başlangıcındaki ikonoklastların ordudaki güçleri, dönem sonunda ordudaki güçlü ikonoklast duygulardan yoksun Balkan güçlerinin büyüyen etkisi, başlangıç ve bitişte ikonoklazm için emperyal desteği etkileyen önemli faktörler olduğu genel kabul görür. İkonaklast harekete giden yıllarda, resimlerin kullanılması muhtemelen artmıştır. Bir önemli değişiklik 695 yılında geldi, II. Justinianos, altın paralara İsa'nın tüm yüzünü gösteren bir resmini koydu. Bunun ikonoklast fikirlere etkisi bilinmemektedir, ancak bu değişim Halife Abdülmelik'in Bizans paralarını benimseyen politikaları kalıcı olarak terk ederek yalnızca İslâmî paraları kullanmasına neden olmuştur.

726 yılından önce, Patrik Germanus, iki ikonoklast kardinale yazdığı mektupta şöyle der: "şimdi, bütün kasabalar ve halk yığınları, bu konu üzerinde büyük bir ajitasyon içindeler." Fakat tartışmanın gelişimi hakkında çok az delil günümüzde mevcuttur.

İlk ikonoklazm dönemi: 730-787​

726-730 yılları arasında bir zaman, Bizans İmparatoru III. Leon ikonoklazm hareketi başlattı. Bu konuda en belirgin eylem, Ayasofya tarafından imparatorluk sarayının girişi olan Halki Kapısı'nın üstünde duran Hristos Halkitis (Yunanca: Χριστός Χαλκίτης) ismiyle anılan İsa peygamber ikonasının kaldırılması ve yerine bir haç konulması emridir. Bu emri yerine getirenlerin bir kısmı, Dinsel ikonaların yüceltilmesini destekleyen ikonodülistlerce öldürülmüşlerdir. Papa Aziz III. Gregory, 730 yılında sinod meclisini toplamış, resmi olarak ikonoklazmı din dışı olarak mahkûm etmiş ve takipçilerini aforoz etmiştir. Papalık mektubu İstanbul'a, ulakların Bizans'a bağlı Sicilya'da engellenip, tutuklanması nedeniyle hiçbir zaman ulaşamadı.

İkinci İznik Konsili 787​

780 yılında, VI. Konstantinos İstanbul'da taç giydi, fakat annesi taht naibi imparatoriçe İrini tarafından yönetildiği için etkisizdi. İkonoklazm ile ilgili konuların tüm adreslerce ve tek seferde kabul göreceği bir Ekümenik konsil'e ihtiyaç duyulduğuna karar verdi ve bu isteğini Roma'da bulunan Papa I. Hadrian'a (772-795) iletti. Papa aynı fikirde olduğunu ilan etti ve 1 Ağustos 786 tarihinde imparator ve imparatoriçenin katılımı ile bir toplantı çağrısı yaptı. Başlangıçta toplantı, V. Konstantinos anısına saygı duyan ikonoklast askerlerin şiddeti nedeniyle kesintiye uğradı. Bu olay, konsilin güvenilir bir ordunun herhangi bir kesintiye karşı güvenliği sağlamasına kadar ertelenmesine neden oldu. Konsil, İznik'te 24 Eylül 787 tarihinde yeniden toplandı. Bu konsil tarihe İkinci İznik Konsili olarak geçmiştir. Toplantılarda aşağıdaki karar alınmıştır:


"... biz açıklarız ki, bize emanet edilmiş olan yazılı ya da yazılı olmayan tüm kilise geleneklerini yeniliklerden ayrı olarak savunuruz. Bunlardan biri de temsili sanatların üretimidir, bu konu gayet aşikardır ki Hristiyanlığın esaslarının yayılmasının tarihi ile uyumludur, bu bize Tanrının Dünyasında insan olmanın sadece hayal değil fakat gerçek olduğunun onayını sağlar. Birini resmeden eşyalar, aynı zamanda bir diğerinin şüphesiz mesajına sahiptir. ... biz tam bir hassasiyetle karar verdik ve itina gösterdik ki onurlu ve hayat veren haç figürü gibi, boyanmış olsun, mozaikten yapılmış olsun ya da diğer uygun malzemelerden yapılmış olsun kutsal resimlere de saygı duyulmalı ve Tanrı'nın kutsal kiliselerinin mübarek araçlarında, elbiselerinde, duvarlarının üzerilerinde ve panellerinde, evlerde, kamuya açık yollarda gösterilmelidirler, bunlar Tanrımız, kurtarıcımız İsa Mesih, Lekesiz anamız, kutsal tanrı taşıyıcıları, saygı duyulan melekler ve aziz insanların resimleridir. Çok sıklıkla onlar temsili sanatlarda görülürler; bir çoğumuza, bunlar hatırlamayı ve model olarak hizmet etmeyi sağlasınlar diye çizilmişlerdir, onlara gerekli selamı ve saygıyı göstermeliyiz. Kesinlikle, bu kutsal tabiatımıza inanan imanımıza göre bir tapınma değil, yalnızca onurlu ve hayat veren haç ve kutsal kitaplar ve diğer mübarek nesneleri gösteren figürleridirler."

Bizans ikonoklazmının sonuçları​

İkonoklazm hakkında en geniş bilgiler ikonalara saygı gösteren yazılarda kalmıştır. İkonoklazm tartışmalarını anlamak isteyen bir kişi bazı temel noktaları bilmelidir:
  1. İkonoklazm, resim ya da heykel gibi İsa ya da azizlerden birini temsil eden uzun ömürlü görüntülerin lanetlenmesidir. 754 yılında İkonoklastik içerikli Hieria Konsili açıklaması:

    "Kutsal yazmalar ve Baba'nın desteği ile, biz açıklarız ki, kutsal üçlemenin adıyla, Hristiyan kiliselerde bulunan ve ressamların şeytani sanatı ile yapılmış hangi malzemeden ve hangi renkten yapılmış olurlarsa olsunlar bütün nesneleri reddediyor, kaldırıyor ve lanetliyoruz.... Kim, kutsal Tanrı'nın İsa'da vücut bulmuş Dünya'sının imajını (χαρακτήρ, charaktēr) renkli malzemelerle temsil etmeye teşebbüs ederse, onu aforoz edeceğiz! .... Kim, kendisinde olan erdemlerini temsil etmek yerine, Azizleri değersiz renkli malzemelerle yapılmış uzun ömürlü formlarla temsil etmeye çabalarsa, bilsin ki çabası beyhude ve şeytanidir, onu aforoz edeceğiz!"
  2. İkonaklast için, gerçek dini imaj sadece -kendilerince imkânsız kabul edilen- prototipin tıpkısı olmalıdır, tahta ve boyada hayatın ve ruhun boşluğunu görürler. Böylece İkonaklast için sadece gerçek (ve izin verilen) ikona, İsa'nın gerçek kan ve bedeni olduğuna inanılan Efkaristiya gizeminde O'nun resmedilmesidir.
  3. İsa'nın herhangi bir gerçek imajı hem kutsal tabiatını (ki bu görülemeyeceği için imkânsızdır) hem de insan tabiatını temsil edebilmelidir. Fakat İsa'nın ikonasını yaparak birisi yalnızca insan çizebileceği için onun kutsal ve insan tabiatlarını ayırmaktadır, ya da kutsal ve insan tabiatlarını karıştırmakta onları tek düşünmektedir (kutsal ve insan tabiatlarının birleştirilmesi Monofizit düşünce kabul edilir).
  4. Dini sebeplerle ikona kullanılması, kilisede yenilik olarak görülür, Hristiyanları pagan eylemlerine döndüren şeytani şaşırtmacalardır.

    "Şeytan, insanı kandırırarak, Yaratıcı yerine yaratılana tapmasına neden olur. Musa'nın kanunları ve peygamberler beraberce bu yıkıntıyı kaldıracaktır...Fakat önceden söylendiği gibi şeytanın bizi yok edecek oyunudur...sonuçta Hristiyanlık görünümü altında putperestliğin geri getirilmesidir."

    Ayrıca yazılı dini imajlara muhalefet eden kayıtları olan eski kilise geleneğinden ayrılmak olarak görülmektedir.
İkonoklazmın en önemli dini muhalifleri Müslüman egemenliğinde yaşayan ve Şam'da bulunan halifeye danışmanlık yapan, böylece Bizans İmparatorunun intikamından kurtulabilen keşiş Mansur (Şamlı John) ve İstanbul'da bulunan Stoudios Manastırı baş rahibi Theodore'dur.

John, bu soruna, sorunun yaratıcısından dolayı saygı duymadığını açıklamıştır. Fakat, ayrıca "Kutsal enerji ve Allah'ın inayetinin dolmuş olmamdaki kurtuluşun bana gelmesinden dolayı soruna saygı duyuyorum" demiştir. Ayrıca İncil'de kullanılan mürekkebinde resimler, Haç'ın tahtası ve İsa'nın et ve kanını gibi sonraki kategoriye dahil olduğunu eklemiştir.

İkonoklazma, iconodule cevap:
  1. İncil'de Tanrı'nın imajının yasaklandığı iddiası, Teslis'in ikinci kişisi İsa'nın Tanrı'nın görülür şekilde cisme bürünmesi ile yürürlükten kalkmıştır. Böylece, onlar görünmeyen Tanrı'yı değil, ete bürünmüş halini betimlemektedirler. Onların iyi niyetindeki cisimleşme meselesi, ikonoklastlar tarafından onlara karşı cisimleşme meselesine dönüştürülmektedir.
  2. Ayrıca, onların görüşüne göre, putlar, özleri olmayan insanları ya da gerçek insanları betimlediklerinde gerçeği betimlemektedirler. Esasen, tartışma, "İnancımıza ait olmayan tüm dini imajlar puttur, inancımıza ait olan tüm dini imajlar saygı duyulan ikonalardır." Eski Ahit'te diğer tanrılara değil ama Tanrı'ya yanık kurman teklif etme pratiği ile de karşılaştırılabilir.
  3. Tanrı, Musa'ya Exodus, 25:18'te Ahit Sandığı'nın kapağındaki altından güzel yüzlü kanatlı çocuk melekleri yapmasını öğretmektedir. Mısır'dan Çıkış, 26:31'e göre, Tanrı, Musa'ya Tapınak'taki kutsalların kutsalını ayıran perdeye güzel yüzlü kanatlı çocuk melekleri nakşetmeyi öğretmiştir.
  4. İmajların yapılması ya da onlara saygı duyulmasına muhalefet eden yazılı geleneklere göre, ikonaların yazılı olmayan sözlü (parádosis) geleneğin parçası olduğu iddia edilmektedir.
  5. Gösterilen kanıtlar, Acheiropoieta ismi verilen insan tarafından yapılmamış mucizelerden gelmektedir. Aziz Luka'nin, Bakire Meryem'i onun izni ile resmetmesi ve ikonalar konusunda oluşan diğer mucizevi olaylar, iconodule uygulamaların kutsal onayıdır.
  6. İconoduller ayrıca, ikonalara saygı duyulması meselesinin İmparator tarafından kiliseye zorlanarak değil kilise tarafından toplanacak konsillerde tartışılmasını istemekteydiler. Böylece Kilise ile devlet arasındaki uygun ilişki meseleye dahil olmuştur. Buna bağlı olarak, insan imparatora özgürce Tanrı'ya verilen mertebe verilmiştir.

İslam'da ikonoklazm​

İslam tarihi'nde, Kâbe'deki putların kırılması, inananlar açısından sembolik ve tarihi bir öneme sahiptir.

Müslümanlar tarafından işlenen ilk ikonoklazm 630 yılında Mekke'de bulunan Kabe'de yerleşik Arap mitolojisine ait putların yok edilmesidir. Bu hareket, Müslüman bakışı ile, Cahiliye Dönemine son verilmesini temsil eder. Genellikle, Müslüman toplumlar yaşayan canlıları (hayvanlar ve insanlar) ev,cami ya da medrese gibi alanlarda betimlemekten sakınırlar. Resimsel temsiliyete bu muhalefet Kur'an tabanlı değildir, daha ziyade hadislerin taşıdığı çeşitli uyarı ve emirlerden kaynaklanır. Kuran içerdiği birçok emir ve yasakta peygambere uyulmasını işaret eder.Araf 158,Nisa 59,Nisa 80

Aşağıda verilecek olayların, İkonoklazm tanımında bir kültürün diğer bir kültürün resimlerini yok etmesinin dahil edilmemesi nedeniyle, ikonaklastik olup olmadıkları tartışmalıdır.
  1. Mekke'de bulunan putların kırılması, halifelerle beraber büyüyen İslam egemenliği altında yaşayan diğer dinlere inanan cemaatlere gösterilen uygulamayı tanımlamaz. Müslüman yönetimi altında yaşayan Birçok Hristiyan örneğin istedikleri şekilde ikonalar üretmeyi onlarla kiliseleri süslemeye devam etmişlerdir. Erken İslam tarihinde bu genel gözleme uymayan önemli bir istisna 722-723 yılında Emeviler halifesi II. Yezid tarafından yayınlanan "Yezid fermanı" olarak bilinen uygulamadır. Bu ferman ile Halifelik topraklarında tüm haç ve Hristiyan imajlarının yok edilmesi emredilmiştir. Bu hareketin bir dereceye kadar uyulduğu görülmektedir, özellikle günümüz Ürdün'ünde, arkeolojik kanıtlar günümüzde hala ayakta kalmış kiliselerin hepsinde olmasa da bazılarının yer mozaiklerindeki imajların kaldırıldığını göstermektedir. Fakat, Yezid'in ikonoklast politikaları onu takip edenler tarafından devam ettirilmemiştir. Hristiyan cemaatler, 6. yüzyıldan 9. yüzyıla kadar önemli bir engel olmadan ikona üretmeye devam etmişlerdir.
  2. Resimsel temsiliyetin yasaklanması her zaman seküler dünyaya taşınmamıştır, Resimsel temsiliyetin güçlü geleneği İslam sanatı içinde kalmıştır. Buna karşılık, batılı yazarlar İslam dünyasında "şiddet dolu ikonoklastik hareketlerin uzun, kültürel olarak tanımlanmış ve değişmez bir gelenek olduğuna inanma eğilimi göstermişlerdir.
  3. Örneğin Afganistan'ın Bamyan vilayetinde bulunan Buda heykellerine 2001 yılında Taliban tarafından zarar verilmesi Batı medyasında, resimsel temsiliyete karşı Müslüman yasaklamasının bir sonucu olarak algılanmıştır. Böyle bir yaklaşım, bu olaydan önce Budistlerle Müslümanların 1.000 yıldan fazladır beraberce yaşamalarını küçümsemektir. Buda heykelleri geçmişte Nadir Şah ve I. Alemgir Şah tarafından iki kere daha az etkili topçularının saldırısına uğramıştır. Taliban'ın kendi açıklamaları analiz edildiğinde, bu heykellere zarar verilmesine nedeni dini endişelerden daha çok politiktir.
  4. Gize'de bulunan Sfenks'in burnu Sufi Müslüman fanatikler tarafından kırılmıştır.

Reform ikonoklazmı​

Bazı protestan reformcular, özellikle Andreas Karlstadt, Huldrych Zwingli ve John Calvin, 10 Emir'in putları ve Tanrı'nın yontulmuş imajının üretimini yasaklanmasından etkilenerek dini resimlerin kaldırılmasını teşvik etmişlerdir. Sonuçta heykellere ve imajlara onaylanmamış ikonoklast şiddet eylemleri kadar kendinden gelişen bireysel ataklar ile zarar verilmiştir. Fakat, birçok durumda, Avrupa'da çok yeni reform edilmiş şehirlerinin sivil yetkililerinin emirleri ile imajlar kaldırılmıştır.

Önemli ikonoklast şiddet eylemleri 1523 yılında Zürih'te, 1530 yılında Kopenhag'da, 1534 yılında Münster'de, 1535 yılında Cenevre'de, 1537 yılında Augsburg'da, 1559 yılında İskoçya'da ve 1562 yılında Saintes ve La Rochelle'ta yaşanmıştır. 1566 yılının yaz aylarında günümüz Belçika, Hollanda ve kuzey Fransa'sını kapsayan bölgelerini, büyük bir protestan ikonoklast dalga vurmuştur. Bu olaya, "Beeldenstorm" denilmektedir.
 
Üst Alt