TEFSİR KADR (KADİR) Suresi Türkçe Okunuşu ve Tefsiri

NuSReT

Aktif Üyemiz
KADR (KADİR) SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞU VE TEFSİRİ

KADR (KADİR) Suresi 3. Ayet
KADR (KADİR) Suresi 3. Ayet
Kadir Sûresi Nuzül

Mushaftaki sıralamada doksan yedinci, iniş sırasına göre yirmi beşinci sûredir. Abese sûresinden sonra, Şems sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Bir rivayete göre müfessirlerin çoğu Medine’de indiğini söylemişlerdir (bk. Şevkânî, V, 554).

İniş Sebebi

Rivayete göre Resûl-i Ekrem (s.a.s.)’e ümmetinin ömrü gösterilmişti. Efendimiz, bunu önceki insanların ömrüne nispetle çok kısa buldu. Ümmetinin, onlar kadar sâlih amel işlemekten mahrum kalacağını düşündü. Bunun üzerine Cenab-ı Hak, ona ve ümmetine, bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesini lûtfetti. (Muvatta’, İ‘tikâf 15)

Diğer bir rivayet de şöyledir: Bir gün Allah Resûlü (s.a.s.) ashâbına, İsrâiloğulları’ndan bir kişiyi anlatmıştı. Şem’ûn-i Gâzî isimli bu zât, bin ay Allah yolunda silah kuşanarak cihâd etmiş, gecelerini de ibâdetle geçirmişti. müslümanlar hayretler içinde kalarak ona gıpta ettiler. Bunun üzerine Allah Tealâ, ümmet-i Muhammed’e olan lutuf ve merhametini beyân etmek üzere Kadir sûresini indirdi. (Vâhidî, Esbâbu’n-nüzûl, s. 486)

Kadir Sûresi Hakkında

Kadir sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 5 âyettir. Kadir gecesinden bahsettiği için bu ismi almıştır. Mushaf tertîbine göre 97, iniş sırasına göre ise 25. sûredir.
Kur'an-ı Kerim'in doksan yedinci sûresi. Beş âyet; otuz kelime ve yüzyirmi harften oluşur. Fasılası "râ" harfidir. İsmini ilk âyetinde geçen "kadr" kelimesinden alan bu sûrenin Mekke'de mi, yoksa Medine'de mi indiği konusunda ihtilaf vardır.

Sûre, insanlara Kur'an'ın değeri ve önemi hakkında bilgi vermektedir. Allahü Teâlâ, el-Hicr Sûresinde "Bunu biz indirdik" buyurur. Yani Hz. Peygamber (s.a.s)'in arzusu ile değil bizim dilememiz sonucu indirilen apaçık bir kitaptır.

Kadr sözcüğü burada şu iki anlamda kullanılmış olabilir: Bunlardan biri, takdir anlamıdır. Allah bu gece takdirleri yani kaderleri uygulamak üzere meleklere emir verir. Bunu, Duhân Sûresindeki şu âyet destekliyor: "O gece katımızdan her hikmetli emir sadır olur. " Diğer anlamı ise, azamet ve şereftir. Bu husus, sûrenin "Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır" âyetinde ifade edilmektedir. Nasıl daha hayırlı olmasın ki, Allah'ın insanlığa son mesajı bu gecede indirilmeğe başlanmıştır. Gece, değerini bu olaydan almaktadır. Ve bu geceyi anmak, insanlığa rahmet olarak Kur'an'ın inmeğe başladığı bu geceyi ihya etmek müslümanlara tavsiye edilmiştir.

Kadir gecesinin hangi gün olduğu konusunda birçok görüş ileri sürülmüştür. Ancak ümmetin büyük âlimlerinin çoğunluğunun görüşü, Ramazan ayının yirmiyedinci gecesi olduğu şeklindedir.

O gece öyle bir gecedir ki Kur'an âyetleri Hz. Muhammed (s.a.s) in kalbine inmeye başladığı gecedir.

Kadir Sûresi Konusu

Kadir gecesinin faziletinden, Kur’ân-ı Kerîm’in o gecede inzâle başlanmasından ve o gece tüm kâinatı saran selâmet ve esenlikten bahseder. İslâm, hiç bir zaman dış görünüşü benimseyen, şekle önem veren şekilci bir din değildir. Bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesini bugünkü anlaşıldığı şekilde "Bir gecelik ibadetle bütün günahlardan arınılacak" görüşü ancak muttakiler, inanmış samimi müslümanlar için geçerlidir. Ancak böyle insanların o gecedeki ibadetleri makbul olur, ve Kur'an'ın nâzil olduğu o ilk manaya erişilebilir. Kadir gecesini hatırlayıp o geceyi imanla ve sevabını umarak geçirmek İslâm'ın sağlam ve bir bütün olan terbiye metodunun bir yanını oluşturmaktadır.

Sûrenin anlamı şöyledir: "Biz o (Kur'an)'ı Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen nereden bileceksin? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Melekler ve Ruh, o gece Rablerinin izniyle (o yıl takdir edilmis olan) her iş için iner de iner. Esenliktir o, tâ tan yeri ağarıncaya kadar. "
 

NuSReT

Aktif Üyemiz
KADR (KADİR) SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞU VE TEFSİRİ

1. Biz Kur’an’ı Kadir gecesinde indirdik.

2. Sen Kadir gecesinin ne olduğunu bilir misin?

3. Kadir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır.


“Kadir gecesi”, Kur’ân-ı Kerîm’in indirildiği gecedir. Kur’an, ya toplu olarak Cenâb-ı Hakk’ın katından vahiy meleklerine inzal buyrulmuştur. Ya da Alak sûresinin ilk beş âyetiyle o gece Kur’ân-ı Kerîm Peygamberimiz (s.a.s.)’e indirilmeye başlamıştır. Her iki ihtimâle göre de, bu gecenin Kur’an’ın inzâline sahne olduğu ve şerefini ondan aldığı anlaşılır. Bakara sûresi 185. âyette de Kur’an’ın Ramazan ayında indiği beyân buyrulur.

Lügat olarak “kadr”, “kudret, takdir, hüküm, şeref ve kıymet” gibi mânalara gelir.

Kadir gecesinin bir ismi, “mübârek gece”dir. Bu, onun hayrı bol, çok bereketli ve şerefli bir gece olduğunu bildirir. Nitekim Duhan sûresinin ilk âyetlerinde şöyle buyrulur:

“Hâ. Mîm. Gerçekleri açıklayan bu apaçık kitaba yemin olsun! Biz onu kutlu, şerefli ve bereket yüklü bir gecede indirdik.” (Duhân 44/1-3)

Bu gece aynı zamanda takdir ve hüküm gecesidir. O gecede nice hikmetli mühim işler karara bağlanır. Âyet-i kerîmede: “O gecede, belli hikmetlere binâen Allah tarafından olmasına karar verilmiş her bir iş belirlenir. Tarafımızdan buyrulacak bir emir olarak” (Duhân 44/4-5) buyrularak buna işaret edilir. Nitekim Kur’an’ın nüzûlünün başlamasıyla, o gecede bütün dünyanın kaderini değiştirecek mühim bir işe karar verilmiştir. Kur’an’ın inişiyle, dünyanın o güne kadar ki makus talihi tersine çevrilmiş, her şey yepyeni bir tanzimle tanzime başlanmıştır. Zira indirilen bu Kur’an ile her türlü hikmetli iş açıklığa kavuşturularak, Allah Resûlü (s.a.s.) tarafından insanlığa ulaştırılmıştır.

Bu gece çok şerefli bir gecedir. Bin aydan daha hayırlı olduğu Cenâb-ı Hak tarafından haber verilmiştir. O gecede yapılan ibâdet ve hayırlar, içinde kadir gecesi bulunmayan tam bin ayda yapılanlardan daha çok sevaplıdır. Allah Teâlâ, mü’minlere böyle büyük bir lutuf ve ihsanda bulunmuştur. Buradaki “bin ay” ifadesinin kesretten kinâye olması da mümkündür. O gecenin gerçekten çok faziletli, eşi benzeri olmayan mukaddes ve mübârek bir zaman dilimi olduğunu gösterir.

Öyle bir gece ki:

4. O gecede melekler ve Ruh, Rablerinin izniyle her türlü iş için yeryüzüne iner de iner.

5. Bütünüyle esenliktir o gece, tâ şafak atıncaya kadar.


O gece melekler ve Ruh, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner dururlar. Cenâb-ı Hakk’ın verdiği vazifeleri yerine getirirler. Ruh’tan maksat Cebrâil (a.s.)’dır. Fazilet ve şerefi sebebiyle, diğer meleklerden ayrı olarak zikredilmiştir. O gece akşamdan fecre, tan yeri ağarıp sabah oluncaya kadar bütünüyle selâmettir. Çünkü melekler gecenin başından sabaha kadar gruplar halinde inerek mü’minlere selam verirler. Onlar için dua ve istiğfar ederler. O gece hep hayırlı şeylerle dolu olup, bütün şerlerden korunmuştur.
Kadir gecesinin Ramazan ayında olduğu kesindir. Fakat Ramazan ayı içinde hangi gecede olduğu hususunda farklı bilgiler bulunmaktadır. Bununla alakalı rivayetler şöyledir:

Hz. Âişe (r.a.) der ki:

Resûlullah (s.a.s.), Ramazan’ın son on gününde mescide çekilerek kendini ibâdete verir ve şöyle buyururdu:

“Kadir gecesini Ramazan’ın son on günü içinde arayın!” (Buhârî, Leyletü’l-Kadr 3; Müslim, Sıyâm 219; Tirmizî, Savm 72/792)

Kadir gecesinin Ramazan’ın son on günü içinde aranması tavsiye olunur. Bazı rivayetlerde, son on günündeki tek gecelerde, yirmi dördüncü gecesinde, yirmi yedinci gecesinde aranması da tavsiye edilir. Bir kısım sahâbîler, rüyâlarında Kadir gecesinin Ramazan’ın son yedi gecesinde olduğunu görmüşler ve bunu Allah Resûlü’ne bildirmişlerdi. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.s.):

“Kadir gecesiyle ilgili rüyâlarınızın, Ramazan’ın son yedi gecesi üzerinde toplandığını görüyorum. O hâlde Kadir gecesini arayan onu Ramazan’ın son yedi gecesinde arasın!” buyurdu. (Buhârî, Leyletü’l-Kadr 2, 3; Ta‘bîr 8; Müslim, Sıyâm 205-206; Tirmizî, Savm 72)

Kadir gecesinin ihyasıyla ilgili Allah Resûlü (s.a.s.)’in çok önemli uygulama ve tavsiyeleri vardır. Nebî (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Kadir gecesini, fazilet ve kudsiyetine inanarak ve sevabını yalnız Allah’tan bekleyerek ibâdet ve tâatle geçiren kimsenin geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Savm 6; Müslim, Müsâfirîn 173-176)

Hz. Âişe (r.a.), Peygamberimiz (s.a.s.)’e:

“–Ey Allah’ın Rasûlü! Kadir gecesinin ne zaman olduğunu bilecek olursam, o gece nasıl dua edeyim?” diye sorunca, Resûlullah (s.a.s.) şöyle cevap vermiştir:

اَللّٰهُمَّ اِنَّكَ عَفُوٌّ تُحِبَّ الْعَفْوَ فَاعْفُ عَنّ۪ي

“«Allahım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin; beni affeyle!» diye dua et!” (Tirmizî, Deavât 84/3513; İbn Mâce, Dua 5)

Nitekim Resûlullah (s.a.s.), Ramazan ayı boyunca, diğer aylara nispetle daha çok ibâdet eder, Kadir gecesini ihyâ edebilmek için bilhassa son on gün, kendisini daha fazla ibâdete verirdi. Bu günlerde geceyi ihyâ eder, âilesini uyandırırdı. (Buhârî, Leyletü’l-Kadr 5)

Kadr sûresini, orada bahsedilen Kur’ân’ın indirilmesindeki hikmeti beyân etmek üzere Beyyine sûresi tâkip edecektir:
 
Üst Alt