Keriman Halis’In Şaibeli Kraliçeliği

BULUT

Aktif Üyemiz
Yönetici
Son yıllarda pek çok tekrarlanan “güzellik kraliçesi” seçiminin ilki ülkemizde 1932 yılında Cumhuriyet Gazetesi tarafından tertip edilmiş ve Keriman Halis birinci seçilmiştir.

Son yıllarda pek çok tekrarlanan “güzellik kraliçesi” seçiminin ilki ülkemizde 1932 yılında Cumhuriyet Gazetesi tarafından tertip edilmiş ve Keriman Halis birinci seçilmiştir. Daha sonra “dünya güzeli” seçimi için Belçika’nın Spa şehrinde 28 dünya güzelinin katıldığı müsabakaya gidip “dünya güzeli” de seçilen Keriman Halis için jüri başkanı şu pek manidar, pek ibretâmiz konuşmayı yapmıştır:

Keriman Halis Ece (16 Şubat 1913; İstanbul - 28 Ocak 2012; İstanbul), Türk piyanist, model ve Türkiye'nin ilk dünya güzeli.

Cumhuriyet gazetesinin düzenlediği Türkiye Güzellik Kraliçesi Yarışması olan ve Miss Turkey olarak bilinen organizasyonun 1932 yılındaki birincisi seçilmiştir. Ubıhlardandı.

31 Temmuz 1932'de Belçika'nın Spa kentinde yapılan ve yirmi sekiz ülkenin delegelerinin katıldığı, dönemin en prestijli yarışması, Dünya Güzellik Yarışmasında birinci olarak "Dünya Güzellik Kraliçesi" seçilmiştir.

Resmî olarak Kâinat Güzeli ve Zarafet Güzeli unvanları ile de adlandırılabilir. İstanbul'da 28 Ocak 2012 98 yaşında hayatını kaybetti. Feriköy Mezarlığı'nda toprağa verildi.

Hayatı ve ailesi​

Keriman Halis
Keriman Halis
Keriman Halis Ece, zamanın meşhur tüccarlarından olan ve Hızır adı verilen yangın söndürme aletlerinin mümessili Tevfik Halis Bey ve Ferhunde Hanım'ın altı çocuğundan biridir. Yarışmalara da babası tarafından kaydettirilmiştir. Tahsilini Feyziati (sonraki adıyla Boğaziçi) Lisesi'nde yapmıştır. Keriman Halis'in amcası, ünlü operet bestecilerinden Muhlis Sabahaddin Ezgi'dir.

Halası ise ünlü kadın bestekârımız Neveser Kökdeş'tir. Galatasaray Spor Kulübü'nün idarecilerinden Turgan Ece ise kardeşidir. Yeğenleri arasında Melek Kobra (Ayşe Opereti), Mete Uğur ve Asım Ekren gibi ünlü isimler bulunmaktadır. İlk evliliğini Dr. Orhan Sanus ile yapan Keriman Hanım'ın ilk oğlu Sezai Biltin Sanus, daha sonra da kızı Ece Sanus dünyaya geldi. İkinci evliğini ise ünlü tüccarlardan Hasip Tamer Bey'le yaptı ve bir erkek evladı oldu; Cenk Tamer (ekonomist).

En büyük torunu eşinin adını taşımaktadır. Orhan Sanus (Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı Genel Müdürü), kızı Ece; Orhan Torfilli Bey'le evlendi. Mehmet, Ayşe, Ahmet ve Emin adlı dört çocuğu oldu. Bir de Kut Sarpyener Bey'den olan bir oğlu var; Emir. Keriman Halis çok iyi piyano çalabilmekteydi, yanı sıra oldukça iyi yemek yapan ve dikiş diken Ece, Fransızcayı anadili gibi bilmekteydi.

Hem Çerkez Adige hem de Çerkez Ubıh kanı taşıyan Kafkas kökenli Ece, baba tarafından Ace, anne tarafından Bijnoupha (Bıjnou olarak da bilinen) sülalesine mensuptur.

Meşhur Ece Ajandası da, adını Keriman Halis'in soyadından alır.

Şirketin merhum sahibi Murtaza Sadık Kağıtçı, bu soyadın anlamlı bir şekilde veriliş hadisesinden çok etkilenerek bir ajanda çıkararak bu ismi kullanmayı tercih etmiştir.

Güzellik yarışması kariyeri​

Keriman Halis'in Belçika'da kazandığı yarışmanın orijinal adı International Pageant of Pulchritude idi. Türkçe olarak Uluslararası Güzellik ve Zarafet Yarışması, o dönemin en prestijli güzellik yarışması organizasyonuydu. En eski organizasyonlardan olan yarışma bütün ülkelerce saygı görüyordu. Yarışma Kâinat Güzellik Yarışması ve Dünya Güzellik Yarışması olarak da biliniyordu, yarışmanın birincileri hem Zarafet Güzeli hem Dünya Güzeli hem de Kâinat Güzeli unvanlarıyla anılıyorlardı. Ancak yarışma el değiştirip adı Kâinat Güzellik Yarışması olarak düzenlenmeye başlanınca, günümüz adıyla Miss Universe, yeni bir yarışma olarak dünyaya sunuldu ve Miss Universe güzelleri ayrı başlık altında toplandı.


Dünya Güzeli unvanı da günümüzde Miss World ve Miss Earth yarışmaları ile karışmaması nedeniyle yaygın olarak kullanılmamaktadır. Bu dalda Türkiye'nin bir tek birincisi olan Keriman Halis'tir. Bu olay genç cumhuriyet için de oldukça anlamlıydı. Keriman Halis, 1932'de Türkiye'de dördüncüsü düzenlenen güzellik yarışmasını kazanarak Belçika'ya gittiğinde o güne kadar hiçbir Türkiye güzeli derece alamamıştı. Halkın umutlarını boşa çıkarmayan Keriman Halis, vatana döndüğünde Sirkeci Garı'nda kraliçeler gibi karşılandığını şöyle anlatıyor:


"En sonunda ben ve Almanya güzeli kaldık. Kırmızı bir tuvalet giymiş, yakasına da beyaz kurdele takmıştım. Jüri başkanı elindeki zarfı açtı. Heyecandan bayılabilirdim. Ve bütün tiyatro salonu, 'Yaşasın Miss Turkey!' sesleriyle inledi."

Keriman Halis, yarışma sonrasında bir Türk Bayrağı'nın bulunmaması nedeniyle halkın tezahüratına cevap vermemiş ve bunun üzerine metrelerce atlas bulunarak bayrak orada yapılmış ve balkondan dalgalandırılarak izleyicilere gösterildikten sonra, kendisini görmeye gelen halkı selamlamıştır. Ayrıca Keriman Halis, o yıllarda, koyu kahverengi göz rengine, parlak uzun siyah saçlara, bembeyaz bir tene ve 1.65'in üstünde bir boya sahipti. Doğum yılı (1913) kesin olarak bilinmektedir. Ancak günü ve ayı, insanların nüfus belgeleri 20. yüzyılın başlarında hicri ve rumi takvimlere göre tespit edilmekteydi. Bunun miladi takvime göre karşılığı 16 Şubat günüydü.

Atatürk, bu yarışma sonrasında yaptığı açıklamada, tam olarak:

"Türk ırkının necip (soylu) güzelliğinin daima mahfuz olduğunu (korunduğunu) gösteren dünya hakemlerinin bu Türk çocuğu üzerindeki hükümlerinden memnunuz. Fakat Keriman Ece, hepimiz işittiğimiz gibi söylemiştir ki, o, bütün Türk kızlarının en güzeli olduğu iddiasında değildir. Bu güzel Türk kızımız, ırkının kendi mevcudiyetinde tabii olarak tecelli ettirdiği güzelliğini dünyaya, dünya hakemlerinin tasdikiyle tanıttırmış olmakla elbette kendini memnun ve bahtiyar addetmekte haklıdır. Türk milleti, bu güzel çocuğunu şüphesiz samimiyetle tebrik eder. Cumhuriyet gazetesi bu meselede Türk ırkının diğer dünya milletleri içinde mümtaz (seçkin) olan asil güzelliğini göstermek teşebbüsünü takip etmiş ve bunu dünya nazarında muvaffakiyetle (başarıyla) intaç eylemiştir (sonuçlandırmıştır). Ondan dolayı bittabi bu vesile ile de takdir ve tebriklerimize hak kazanmıştır. Arzusunu da ilave edeyim ki, Türk ırkının dünyanın en güzel ırkı olduğunu tarihi olarak bildiğim için, Türk kızlarından birinin Dünya Güzeli intihap edilmiş (seçilmiş) olmasını çok tabii buldum. Fakat Türk gençlerine bu münasebetle şunu da tahattür ettirmeyi (hatırlatmayı) lüzumlu görürüm: Münferit olduğumuz (iftihar ettiğimiz) tabii güzelliğinizi fenni tarzda muhafaza etmesini biliniz ve bu yolda uyanık bir tekamülün (olgunlaşmanın) mütemadi tahakkukunu (gerçekleşmesini / yerine gelmesini) ihmal etmeyiniz. Bununla beraber asıl uğraşmaya mecbur olduğunuz şey analarınızın ve atalarınızın oldukları gibi yüksek kültürde, yüksek fazilette birinciliği tutmaktır." demiştir.

Keriman Halis'e, 1934'te çıkan Soyadı Kanunu ve yarışmadaki başarısından sonra bizzat Atatürk tarafından kraliçe anlamına gelen "Ece" soyadı resmî olarak verilmiştir.

Yalova'da bulunan Atatürk'e Paris'te bulunan Dünya Güzeli Keriman Halis Hanım da, şu telgrafı çekmiştir:

"On beş günden beri memleketimden hiçbir haber alamamıştım. Bugün Paris sefaretimizde (büyükelçiliğinde) layık olmadığım kıymettar iltifatınızı gazetelerde gördüm. Meserretimden ağladım. Bu muvaffakıyyetim sizin memleket kadınlığına telkin ettiğiniz fikirlerin eseridir. Tanrının sizi üzerimizden eksik etmemesi temenniyetini yad etmekteyim. İhtiramatımın kabulünü rica ederim efendim. Keriman Halis."

Ayrıca Keriman Halis Ece hakkında, güzellik yarışmasını Belçika'da bizzat gören ünlü şahsiyet Halit Turhan Bey tarafından kendisinin yayımladığı hatıralarda yer alan bazı ifadelerde o dönem genç Cumhuriyet yönetimi ile yeni yeni saygınlığı artan Müslüman Türk kadınına, yarışmanın tamamı Hristiyan juri üyeleri tarafından büyük bir hayret duygusu olduğu dile getirilmiştir ve tüm dünyada yankı uyandıran ilk Dünya Güzeli Keriman Halis'in resimlerinin yerli ve yabancı gazetelerde basılmasına hatta kartpostal yapılarak satılıp elden ele dolaşmasına vurgu yapılmıştır, İslamiyet temalı ve Osmanlı İmparatorluğu'nun geleneksel bir bağnazlık içerisinde olduğu yönünde olan önyargıların asılsız ve yanlış olduğundan bahsedilmiştir. Türkiye’nin katıldığı bu güzellik yarışmasının maksatlı sonucu yurt içinde de kısa zamanda etkisini göstererek Kiraz Güzeli, Karpuz Güzeli, Festival Güzeli gibi yarışmaların yayılmasına sebep oldu.

Keriman Halis Ece'nin yıllar boyunca konuşulmakta olan ünü ve hikâyesi Japonya'yı da etkilemiştir. Japonya'da okullarda hem temel eğitim hem de lisans eğitimi ders kitaplarında Keriman Halis Olayı diye okutulan bir konu vardır. Konu, genç cumhuriyet yıllarını yaşayan Türkiye Cumhuriyeti'de 1927 yılında ilk kez halk tarafından manevi anlamda sayılan Türk kadınının uzun bir süreç içinde erkek egemenliği ve baskısından kurtulmasıdır.

“Sayın jüri üyeleri! Bugün Avrupa’nın, Hristiyanlığın zaferini kutluyoruz. 1400 senedir dünya üzerinde hakimiyetini sürdüren İslâmiyet artık bitmiştir.

Onu Avrupa Hristiyanları bitirmiştir. Elbette Amerika’nın ve Rusya’nın hakkını inkâr edemeyiz. Neticede bu, Hristiyanlığın zaferidir. Müslüman kadınların temsilcisi Türk güzeli Keriman, mayo ile aramızdadır.”

Bu kızı zaferimizin tacı kabul edeceğiz, onu kraliçe seçeceğiz. Ondan daha güzeli varmış, yokmuş, bu önemli değil. Bu sene güzellik kraliçesi seçmiyoruz. Bu sene Hristiyanlığın zaferini kutluyoruz. Avrupa’nın zaferini kutluyoruz.

Bir zamanlar Fransa’da oynanan dansa müdahale eden Kanunî Sultan Süleyman’ın torunu işte mayo ve sutyen ile önümüzdedir. Kendisini bizlere beğendirmek istemektedir.

Biz de bize uyan bu kızı beğendik. Müslümanların geleceği(nin) böyle olması temennisiyle Türk güzelini dünya güzeli olarak seçiyoruz; fakat kadehlerimizi Avrupa’nın zaferi için kaldıracağız.
 
Üst Alt