KeŞke hep Çocuk kalsaydik ta, kalplerİmİz yerİne dİzlerİmİz kanasaydi...

ceylannur

Yeni Üyemiz



keşke Hep Çocuk Kalsaydık!...
Ne kadar mahsumuz şimdi?
Hala bir çocuk varmı içimizde?
Öldürdükmü O'nu?

bu resim
İçinde Hala çocuk ruhunu
taşıyanlara...
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
Sen Herşeyimsin:
Küçüktük düşerdik dizlerimiz kanardı..gözyaşımızla kabuk bağlardı her seferinde..ve hepimizin başında o ses aynı cümle "büyüyünce unutursun ağlama..."
Büyümeden unuttuk acılarını öyle unuttuk ki yeni yaralarımız oldu dizimizde..
şair der ki;
"Benim kanayan dizlerim yoktu hayatta bir tek Benim de kanattıklarım vardı elbet.."
Evet büyüdük acısı bir yana düştüklerimizi bile unuttuk öyle unuttuk ki kendimizden geçip başkalarının kalbinde yaralar açtık.. Kendi canımız yanarken başkalarınında canını yaktık..kapanmayacak ve büyüyünce acısı unutulmayacak yaralar..
Koştuk hep birilerine biyerlere koştuk koşarken hep ezip geçtik sevdiklerimizi..
Hayat bir lunaparkta ki dönmedolap gibi..bazen yükseliyoruz bazen alçalıyoruz.. başımız dönüyor görmüyoruz olup biteni, bizimle düşüp bizimle gözyüzüne yaklaşanı..insan hep imkansızı istiyor yetinemiyoruz elimizdekilerle ve unutuyoruz ömür dediğimiz zamanın bu hayatla sınırlı olmadığını.ödeyeceğimiz bedelleri her kırdığımız kalbinz her açtığımız yaranın hesabını..pişman oluyoruz yaşadıklarımızdan keşke diyoruz...
Keşke dönebilsek en başa giyebilsek kırmızı fiyonklu ayakkabılarımızı ve acısını unuttuğumuz için kanayan dizlerimizin, yeniden koşsak hiç durmadan,yine kanasa dizlerimiz tek ağlayışımız bundan olsa, bir pamukşeker bir bisiklet bir lunaparka dünyalar bizim olsa...
Keşke hiç büyümeseydik ....



Evet...
"KEŞKE HEP ÇOCUK KALSAYDIK TA, KALPLERİMİZ YERİNE DİZLERİMİZ KANASAYDI..."
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
huzun:
Ne kadar küçük şeyler için ağlardık...
Bir tutam saç, bir oyuncak araba, bir bebek...
Şimdi büyüdük...
Çok büyük olaylar bile ağlatmıyor bizi
Ölümler,iflaslar,savaşlar...
Şimdi daha mı güçlüyüz,
yoksa daha mı alışkan?
Hayatı öğrenmek
Alışmak mı acaba?...


Keşke hep çocuk kalsaydım...
Herkes büyümeyi isterken ve sürekli değiştirirken yüzündeki saflık maskesini,
ben büyümeyi unutsaydım,
yüzümde hep çocukluk maskesi takılı kalsaydı...
Dinlediğim her masalın ardından hayatın toz pembeliğinde boğulsaydım ve
inansaydım gerçekten kurdun karnının kesildiğinde babaannenin çıkacağına,
parmak çocuklara,
öpüldüğü zaman prens olan kurbağalara...


Keşke gerçeklerle hiç tanışmasaydım.
Kimseyi karşılıksız sevmeseydim,
aklım karşımdakinin bütün söylediklerine cevap aramasaydı,
mantık denen o asabi çehreyle hiç karşılaşmasaydım.
Büyük yaramazlıklar yapıp küçük cezalar alsaydım.
Elma yanaklarım, badem gözlerim olsaydı,
herkes bana hizmet etseydi,
bana ninni söyleselerdi,
beni güldürüp eğlendirselerdi...


Yüzümde hiç eksilmeyen kocaman gülücükler olsaydı, anlattıklarımı herkes zor anlasaydı,
beni taklit etselerdi ve herkes benimle
beraber çocuk olsaydı.
Ayakkabı numaram yirmi beşi geçmeseydi...
Ellerim minicik, ayaklarım küçücük,
fakat hayallerim kocaman olsaydı ve hiç yıkılmasaydı.
Ölüm nedir bilmeseydim,
aşk nedir tatmasaydım,
öfke nedir görmeseydim,
yalan nedir duymasaydım,
kalbim hiç kırılmasaydı veya bunları hiç anlamasaydım. Keşke hep çocuk kalsaydım.
Avcuma denizi doldurabilseydim,
kuşlar gibi özgürce uçabilseydim,
hayallerle yaşasaydım,
masallarda dolaşsaydım,
baş parmağımı diğerine değdirip birdenbire tekrar çocuk olsaydım...
 
Üst Alt