Müslüman’ın Derdi Ne Olmalı?

Muhtazaf

Yardımcı Yönetici (Şair|Yazar)
Yönetici
Müslüman’ın Derdi Ne Olmalı?

Bütün insanlıkla birlikte süratle yıkıma gidiyoruz.
Aynı gemide batıya derken batmaya aynı süratle gidiyor.
Batılı hangi delikten girse aynı deliğe dalıyoruz.
Ne menem insanlar olduk.
Müslüman’ım diyoruz, fakat faiz, yalan, zina, ikiyüzlülük, dedikodu, adam kayırma, sahtekârlıklara göz yumma, kumar, namazı, zekâtı, sadakayı basite alma, haccı turistik seyahate dönüştürme.
Bütün bunlarla birlikte esas meseleye gelelim.
Dertlerimiz çok ama esas mesele ümmetin vahdeti.
Harap olan yurtlar yıkılan şehirler.
Ateşe düşen evler.
Kardeşine düşmanca bakan gözler.
Bahtını kendi yanlışları ile karartan ümmet.
Bu durumları gördükçe ne kadar dünyalı olduğumuzu ve ahreti o kadar unuttuğumuzu gözlerimin önüne getiririm.
Viran olmuş vicdanlar, dumura uğramış hisler, birbirine yabancılaşmış kardeşler,
Aynı evde yaşayan fakat ayrı, ayrı kulvarlarda koşan ev halkı.
Gününü gün eden onu da kar sayan zavallı insan.
Kurtuluş reçetesini duvarlara asmış kendisi kurtuluş arıyor.
Hastalığın tedavisini Doktordan değil hurafe işlerde arıyorsun.
İlacı eczanede değil meyhanede arıyorsun.
Ruhlar hasta olmuş, gözler görmez, kulaklar duymaz, diller lal olmuş.
Robotlaşmış bedenler, bozulmuş zevkler, ağızların tadı bile değişmiş.
Bizden olanlar bir köşeye atılmış.
Garip guraba olmuş tıpkı ebu zer gibi.
Bizden olmayanlar başköşede yer alıyor.
Bütün koltuklar işgal olmuş.
Evlerimizi lağım kanalları istila etmiş.
Bütün aile kumanda kapma peşinde.
Çocuklarımızı başkaları için besleyerek büyüttük.
Başkalarının ellerine okutmak için teslim ediyoruz.
Okuttuktan sonrada başkalarının fikirleri ile karşımıza çıkıyor.
İşte o zaman kaybettiğimizi anlıyoruz.
Ne zaman çocuklarımızı kaybettik.
O zaman sesimizi yükseltiyoruz.
İşte o zaman acıyla kıvranıyoruz.
Geç!
Çok geç!
O zamana kadar neredeydin be adam!
Demezler mi adama?
Sadece beslemek yeterli olduğunu sanıyorsun?
Sadece isteklerinin yerine gelmesi istediğin gibi bir evladın yetişmesine yeterlimidir?
Sadece nefsini beslemekle onu savunmasız bıraktığının farkındamısın?
Bedenini besledin beynini ruhunu niçin beslemedin de başkalarına güvendin.
Hani bir hikâye varya onun gibi.
Hikâye şöyle idi!
Herkes, birisi, herhangibiri ve hiçkimse adlı dört kişi hakkında.
Yapılması gereken önemli bir iş vardı.
Herkes, birisini, nin bu işi yapacağından emindi.
Gerçi bu işi herhangibiri, de yapabilirdi.
Ama hiçkimse yapmadı.
Birisi buna çok kızdı.
Çünkü iş herkesin, in işiydi.
Herkes, herhangibiri, nin bu işi yapabileceğini düşünüyordu.
Ama hiçkimse, herkes, in yapamayacağının farkında değildi.
Sonunda herhangibiri, nin yapabileceği bir işi hiçkimse yapmadığı için herkes, birisi, ni suçladı.
Yani yapacağımızı başkalarından beklemek yerine nesillerimize kendimiz sahip olmamız gerekli değilmi? İdi.
Vahdetimizin olmadığı, ailemize yavrularımıza ayıramadığımız zamanımız olmadığı bir hayattan daha ne bekliyoruz.
ALLAH’IN c.c. rızası olmadığı, resulünün ikaz ettiği fakat bizim tersini yaptığımız bir yaşamdan zarar görmemiz pek tabii.
Ümmetin vahdeti hepimizin kurtuluşuna sebeb olacaktır.
Vahdetin aleyhine olan işlere firen, vahdetin lehine olan işlere de destek olalım.
Bütün bunları ALLAH’IN rızası için yapalım.
RAB’bim ümmeti ve insanlığı doğru yoldan ayırmasın.

M.S.A.
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
Tek kelime ile özetleyecek olursak, Müslümanın tek derdi Allaha ulaşmak olmalı. Ona ulaşma yolunda , O'nun istediğ gibi kullar olabilirsek ne mutlu bizlere,,,,
 
Üst Alt