Neredesin Ey güzel Türkçem ?

MURATS44

Özel Üye
NEREDESİN TÜRKÇE? NEREYE GİDİYORSUN TÜRKÇE?


Türkçe, dünyanın en çok konuşulan altıncı dilidir ve yayıldığı alan bakımından dünyanın üç büyük dili arasındadır. Ama bizler böyle bir dile sahipken anlamlandıramadığım bir şekilde diğer dillere yöneliş, TÜRKÇE’ den kopma başlamıştır.

İster istemez aklıma “Ne oluyor bize?” , “Nereye gidiyoruz?” geliyor. Galiba bu soruların cevabını bilen yok ama şu bir gerçektir ki iyi bir sonuca gitmiyoruz.

Nasıl geldik buraya? Bu sorunun cevabı çok açık ve nettir. Ama daha iyi kavramak için gelişim sürecine bakmak gerekir. Misyonerler geliyorlar ülkemize. Amaçları belli. Yeni bir okul yapıyorlar ve bu okul eğitimi yabancı dilde yapıyor. En iyi öğretmenler atanıyor. Bu okulda okuyanlara yabancı şirketler aracılığıyla burs veriliyor, okulları bitmeden işler bulunuyor. Ve böylece bu okullar cazip hale getiriliyor. Daha sonra bu oyunu anla(ya)mayan bizler bunları onaylıyor, çocuklarımızı bu okullara gönderiyoruz. Bu da yetmiyormuş gibi sanki destek sağlamak istercesine bizde okullar açıyoruz. Bunlardan birisi ise Anadolu liseleri… Adında ANADOLU sözcüğünü taşıyan bir lise ve eğitim İngilizce. Yorumu size bırakıyorum.

Daha sonra amaçlarına ulaşıyorlar. Kendi kültürlerini yerleştirdiler içimize. Sadece dilimizi değil değerlerimizi de unutturdular. Bir nebze bizi kendilerine bağımlı hale getirdiler. Konuşmamız, giyimimiz, davranışlarımız, yediklerimiz, kullandıklarımız benzedi birer birer. Konuşurken yabancı kelime marifetmiş gibi bunu yapıp övünmeye başladık. Bazen soruyorum kendi kendime OSMANLI soyundan gelenler bizler miyiz? Ne oldu bize? Belki de sonuçlarından korktuğum için hep cevapsız bıraktım bu soruları…

Türkçe’yi, dolayısıyla Türk’ün geleceğini satanlar, torunlarının refah içinde yaşayacağını zannetmesinler. Bugün Havai’de aynı sorun vardır. Ülkelerini Amerikan misyonerlere satan asilzâde ve prenseslerin torunları, Havai’de hamallık yapmaktadır.

Tabi zaman geçtikçe akıllandığımızı sandık. Yabancı dille eğitimi büyük oranda kaldırdık. Ama 3 sene öncesine kadar hazırlık diye bir şey hala devam ediyordu. Bende Anadolu Lisesi çıkışlıyım. Hazırlığı bende okudum. Neye hazırlandım acaba?? Vakit kaybından başka hiçbir şey değil.

Günümüzde ise en az 1 yabancı dil bilmeden hiçbir şey yapamıyorsunuz. İngilizce olmadan hiçbir şey olmuyormuş. Öyle diyorlar. O kadar benimsemişiz ki bunu günlük hayatta bile İngilizce konuşur olmuşuz. En acısı da bunun farkında bile değiliz. Hatta İngilizce kelimeyi alıp Türkçe ek ile tanımlanamayacak bir hale getirmişiz.

- yarın ne yapıyoruz?
- Bir cafeye gideriz.
- Peki kaçta nerde buluşuyoruz?
- 2 de mc in önünde ok mi?
- Ok……..
Bu ve benzeri konuşmalar artık çok normal olmuş bizim için. Bu kelimeleri sık sık duyar olmuşuz.
Vekiller heyeti, bakanlar kurulu = KABİNE (Batıdaki karşılığı heladır.)
Mebus, millet vekili = PARLAMENTER (Batıdaki karşılığı laf üreten demektir.)
Matbuat, basın-yayın = MEDYA
Muhaberat, iletişim = KOMÜNİKASYON
İçtimaî, toplumsal = SOSYAL
Kanunî, hukukî, yasal = LEGAL
Meclis-i mebusan, millet meclisi, meclis = PARLEMENTO
Mesele, sorun = PROBLEM
Usul, yöntem = METOT
Asgari, en az = MİNİMUM
Seçenek = ALTERNATİF
Faaliyet, etkinlik = AKTİVİTE
Karmaşa = KAOS
Eşgüdüm = KOORDİNASYON
Encümen, kurul = KOMİTE, KOMİSYON
Kurultay = KONGRE
Müdür, yönetmen = DİREKTÖR
Teşkilat, örgüt = ORGANİZASYON


Çevremizde yabancı isimli mağazalar türemiş. Çocuklarımızın kullandıkları defterler, çantalar, araç-gereçler, izledikleri çizgi filmler yabancı karakterler, yabancı kelimelerle dolmuş. Canlı kahramanlarımız varken hayal ürünlerinin kurbanı olmuşuz.

Türk dilini unutturup, ulusumuzu bozma oyununa kurban gidersek, gençlerimiz yabancı dildeki, harici veya dahili misyoner okullarında eğitilmeye devam ederse gönül gibi sözcüklerle gönlümüz de yok olup gider.

Artık uykudan uyanmanın vakti geldi. Görünen gerçekleri rüya sanmanın anlamı yok. Atatürk’ ün en meşhur sözlerinden birini
Atatürk’ün en meşhur sözlerinden birini, kastî olarak söylenmeyen ilk kısmıyla beraber veriyoruz:
“Türk demek, Türkçe demektir; Ne mutlu Türk’üm diyene!”

“Toprağımızı, bayrağımızı, inancımızı çaldırmayalım derken dilimizin çalındığını, talan edildiğini, özün el diline özendiğine, içi yananınız var mı? Masallarımızı, tekerlemelerimizi, ata sözlerimizi kaybettik, Şarkılarımızı, türkülerimizi, ninnilerimizi kaybettik. Türkçe’miz elden gidiyor, dizini döveniniz var mı?”
 
Son düzenleme:
Üst Alt