Ölebilmek İçin Binlerce Dolar Ödüyorlar

harekat

Özel Üye
Yüzlerce kişi Zürih’e ölmeye gidiyor
Zürih’in en pahalı ötanazi (ölüm) kliniği Dignitas’ın kurucusu Ludwig A. Minelli, aynı zamanda gazeteci.


Ludwig-Amadeus-Minelli.jpg


Ludwig Amadeus Minelli


Ötanazinin yasal olduğu tek ülke olan İsviçre, işi ticarete döktüğü için eleştirilse de Zürih’teki kliniklere her yerden umutsuz hasta akıyor. İşlem binlerce dolara mal oluyor.
Haftada ortalama iki kişinin ölme hakkını kullanmak için gittiği İsviçre, ‘ötanazi turizmi’ yaptığı iddiasıyla kamuoyundan tepki alsa da, tüm dünyadan binlerce umutsuz hasta için son çare olmaya devam ediyor.
Kliniğe gelenlerin bazıları çok genç, bazıları yaşlı. Ortak özellikleri çaresiz bir hastalığa yakalanmış olmaları. Kendi ülkelerinde ötanazi yasal olmadığı için İsviçre’ye giden hastalar ve yakınları durumdan memnun olsa da ülkedeki bazı gruplar durumu protesto ediyor. Ötanazinin yasal olduğu tek ülke olan İsviçre’nin Zürih kentindeki kliniklere Almanya, Hollanda, Fransa, İngiltere, Amerika ve diğer ülkelerden her yıl yüzlerce kişi ölmek için gidiyor.
Geçen hafta Amerikalı profesör Craig Ewert’in ölümünün İngiliz televizyonlarında yayınlanmasıyla gündeme oturan ötanazi kliniklerinin bu işi turizme dönüştürmesi, etik tartışmalara sebep oluyor. Ewert, kendi ötanazi deneyiminin televizyonda yayımlanmasının, toplumun ötanaziyle yüzleşmesi için etkili bir ‘eylem’ olacağını söylemiş, ötanazinin tüm dünyada yasallaşması için herkesin bilinçlenmesi gerektiğini açıklamıştı.


Craig-Ewert-Ölüm.jpg


Craig Ewert’in İlaç ile Öldürülmesi


Motor nöron hastalığına yakalandıktan beş ay sonra yatağa mahkum olan profesörün eşi Mary Ewert son anına kadar başucunda moral vermişti. Ancak ölüm anı görüntüleri kamuoyunu ikiye bölmüş, ötanazi karşıtları görüntülerin insanları ötanaziye özendireceğini söylemişti.
İlaçla sonsuza dek uyuyorlar
İsviçre’deki ötanazi kliniklerinden en ünlüsü Dignitas. Latince ‘onur’ anlamına gelen Dignitas, kurulduğundan bu yana yüzlerce kişinin ölüm hakkını kazanmasına yardımcı olmuş. Dignitas’ın hastayı kabul etmesi için önkoşulları var. Kişinin iyileşemeyecek derecede hasta olması, tedaviye cevap vermemesi ve hastalığın verdiği acılardan kurtulmak istemesi. Bu koşullara sahip kişilerin ölmesine yardımcı olan klinik, kentin en pahalı ötanazi kliniği. Burada ölmek 8 bin 300 dolara (yaklaşık 13 bin YTL) maloluyor.
Ötanazi, İsviçre’de 1942’den bu yana yasal. İçeceğe katılan ilaçlarla hasta acı çekmeden uykuya dalıyor. İlacın verilmesinden yarım saat sonra ölüm gerçekleşiyor. Bu ilaç ‘sodyum pentobarbital’ adlı kimyasal karışımdan oluşuyor. Başlangıçta apartman dairesinde hizmet veren Dignitas’ın yakınlarında oturanlar, evden her gün ceset çıkmasından etkilenmiş. Kimyasalların kendilerine de zarar verdiğini düşünen halk, kliniğin müstakil bir yere taşınması için dilekçe yazmış. Klinik şimdi mobil evlerde hizmet veriyor.

Cesetlerin-Taşınması.jpg


Cesetlerin Mezarlığa Taşınması



Tedavisi olmayan bir hastalıktan ölen Chantal Sebire’nın ötanazi talebi reddedilmişti.


 

TaHKaR

Aktif Üyemiz
Aman Alahım nasıl millet bunlar yahu nasıl bir mezhep biri açıklama yapsın arkadaşlar lütfen...
 

harekat

Özel Üye
Tahkar üstadım aslında bunlar kendilerince acı çekmeden ölebileceklerini zannediyorlar.Ama nafile.bunlar İnsanları resmen ihtihar etmeye teşvik ediyorlar...bu konu hakkında dinimizin bakış açısını aktarayım;


Ölüm acısını kimler duymaz?

Sual: Ölüm acısını herkes duyacak mıdır?
CEVAP
Ölüm acısı, dünya acılarının hepsinden daha acıdır. Bir kâfir, uyku hapı içerek veya narkozla her tarafı uyuşturulduktan sonra da ölse, çok şiddetli olan ölüm acısını duyar. Fakat salih mümin, kurşun yağmuruna tutulsa, bu acıyı duymaz. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâya yemin ederim ki, ölüm meleğini görmek, bin kılıç darbesinden daha şiddetlidir. Yine Allahü teâlâya yemin ederim ki, mümin bir kulun her damarı ölüm acısını duymadıkça, canı çıkmaz.) [Ebu Nuaym]

(Şehid ölüm acısını duymaz.) [Beyheki]

(Şehid, öldürülmesinin acısını, ancak bir pirenin ısırması kadar duyar.) [Nesai]

Ölüm acısı 70 kere kılıçla doğranmaktan fazladır; ama Allahü teâlâ, sevdiği kullarına bu acıyı duyurmaz. Ölüm acısı, kabir azabı yanında hiç kalır. Kabir azabı mahşer azabı yanında hiçtir. Mahşer azabı da, Cehennem azabının yanında hiçtir. Salih mümin, ne ölüm acısını, ne kabir azabını, ne de Cehennem ateşini duymaz. Sırat, Cehennem üzerine kuruludur. Sırat köprüsünden herkes geçer. Bir hadis-i şerif meali:
(İyi kötü herkes [Cehennem üzerine kurulmuş Sırat’tan] geçer. Yalnız mümine, serin ve selamet olur. İbrahim aleyhisselama ateşin serin olduğu gibi. Öyle ki müminlerin soğukluğundan Cehennem, “Müminin nuru narımı söndürüyor” diye bağırır. Bundan sonra Allahü teâlâ, takva ehlini kurtarır; zalimleri ise orada yüzüstü bırakır.) [İbni Mace]

Salih mümin, ruhunu teslim edeceği vakit, rahmet meleklerini ve Resulullah efendimizi görüp, can verme acısını duymaz. Bu şaşılacak bir şey değildir. Nitekim Mısır kadınları, Yusuf aleyhisselamın güzelliğine hayran olup, kendilerini öyle unutmuşlardı ki, ellerini kestiklerinden haberleri bile olmamıştı.

Ölüm acısının şiddeti
Sual: Ölüm acısının, bin kılıç darbesinden daha şiddetli olduğu, hadisle bildiriliyor. Bu, Müslümanlar için de aynı mıdır?
CEVAP
Evet, aynıdır. Ancak mümin bu acıyı hissetmeyecektir. Allahü teâlâ, her Müslümana ölürken, Resulullah efendimizi gösterecek ve Onun güzelliği karşısında, ruhunu nasıl teslim ettiğinin farkına varmayacaktır. Yusuf aleyhisselamı gören kadınların, onun güzelliği karşısında parmaklarını bıçakla kestikleri halde, farkına varmadıkları gibi, Müslümanlar da, ölüm acısı hissetmeyeceklerdir. O halde doğru imanla ölmeye çalışmalıdır.



Kâfirlerin ölümü

Sual: Kâfirlerin ölümü nasıl olur?
CEVAP
Bir kâfir öleceği zaman, gözünden perde kaldırılır. Cennet gösterilir. Melek ona der ki:
— Ey kâfir! Yanlış yoldaydın. Hak olan İslam dinini beğenmezdin. İmanlı olmadığın için cennete giremezsin. Cennete ancak Muhammed aleyhisselamın Allahü teâlâdan getirdiği bilgilere inanan gidecektir.

Cennetteki nimetleri görür. Cennet hurileri de, (İman edenler, Allahü teâlânın azabından kurtulurlar) derler.

Biraz sonra şeytan, bir papaz şeklinde görünür. (Ey filân oğlu filân! O gelenler yalan söyledi. O gördüğün nimetler, hep senin olacaktır) der. Sonra Cehennem gösterilir. Ateşten dağları, katırlar gibi akrepleri, çıyanları vardır. Hadis-i şeriflerde bildirilen azapları görür. Cehennemdeki Zebani denilen azap melekleri, ateşten çomakla vururlar. Ağızlarından alevler çıkar. Boyları minare gibi, dişleri öküz boynuzu gibidir. Gök gürültüsü gibi seslenirler. Kâfir bunların sesinden titreyip, yüzünü şeytana çevirir. Şeytan, korkusundan dayanamayıp kaçar. Melekler yakalayıp şeytanı yere vururlar. Bu kâfire gelip derler ki:
— Ey kâfir, dünyada Resulullah’a inanmadın. Şimdi de meleklere inanmadın, melun şeytana yine aldandın.

Boynuna ateşten zincirler takıp, ayaklarını başından aşırıp, sağ elini sol böğrüne, sol elini sağına sokup, arkadan çıkarırlar. Bağırır, dünyadaki yaltakçılarını çağırır. Zebaniler cevap verip derler ki:
— Ey kâfir, ey müslümanlarla alay eden ahmak! Yalvarma zamanı geçti. Artık iman ve dua kabul olmaz. Küfrünün cezasını çekme zamanı geldi.

Dilini ensesinden çekerler. Gözlerini çıkarırlar. Türlü türlü çok acı azaplar yaparak, habis ruhunu alır, Cehenneme atarlar. Allahü teâlâ, Muhammed aleyhisselamın dininde ve yüce Peygamberin dinini doğru olarak bizlere ulaştıran, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarında yazılı itikadda olarak can vermemizi nasip eylesin! Âmin. (Cennet Yolu İlmihali)
 
Üst Alt