Pervane ve Mum

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
Çok iyi hatırlıyorum. Bir gece uyuyamadım. Gözüme uyku girmedi. Pervanenin, muma şu sözleri söylediğini işittim.

Ey sevgilim! Hadi ben aşığım, yansam da yeridir. Peki ya sen neden yanıyor, niçin ağlıyorsun?

Ey benim biçare aşığım! Benim yanmama, ağlamama sebep nedir bilir misin?

Benim tatlı balım vardı. Beni ondan ayırdılar. Şirin’im haksızlıkla elimden alindi. İste Ferhad gibi tepemden ateş çıkıyor. Gece meclisi aydınlatan ışığıma bakma. İçimi yakan ateşe bak.

Mum, hem bu sözleri söylüyor, hem de sararmış yanağından sel gibi gözyaşı dökülüyordu.

Mum, sözüne devamla pervaneye dedi ki:

Ey pervane! Ey aşk iddiacısı! Aşk, senin için değil. Seninki bir kuru iddiadan ibaret. Sende ne sabır var, ne metanet ve tahammül.

Sen azıcık bir ışık ve ateş gördün mü, hemen yanıyorsun. Ben ise tamamıyla yanıncaya kadar dikilip duruyor, dayanıyorum. Aşk ateşi senin yalnız kanadını, benim ise vücudumu, baştan aşağı yakar.

Sadi de mum gibidir. Dışı parlaktır, ama içi yanmıştır.

Artık gece bitiyor, sabah oluyordu. Peri yüzlü bir hizmetçi gelip mumu söndürdü.

Zavallı mum, dumanı tepesinden çıkarken:

Aşkın sonu budur işte, dedi ve can verdi.

Aşıklığın ne demek olmak istersen anlatayım: Ölmek suretiyle yanmaktan kurtulmak…

Sevgilisi eliyle öldürülen aşığın mezarına gidip de ağlama, bilakis sevinerek şöyle de:

Ne mutlu ona! Sevgilisinin makbulü olduğu için sevgili onu öldürmüştür.

Aşık isen bu dertten kurtulmaya çalışma: yalnız Sadi gibi garazsız, ivazsız aşık ol.

Aşık bir fedai demektir. Nasıl ki, bir fedai gayesine varmadıkça emeline erişmedikçe başına taş ve ok yağsa meydandan çekilmezse, aşık da öyledir.

Ben sana denize açılma demiyorum. Açılacak olursan tufana bile katlan, diyorum.

Gül ile Bülbül gibi, Pervane ile Mum gibi…


Pervane, mumun etrafında uzun süre döner ve sonunda kendisini ateşe atar.

● Biri Pervane’ye(gece kelebeği) şöyle der:

- “Ey ufacık böcek, minicik kanatlı hayvan!
Sen kendine layık birini bul. Öyle bir yol tut ki, başarı umabilesin. Sen kim, Mum sevmek kim?! Ateşin etrafında dolaşma, insan önce kendini bilmeli!.. Yarasaya baksana, güneşten saklanıp gizlendiği için gündüzleri ortalarda görünmüyor, geceleri meydana çıkıyor. Kendisiyle başa çıkamayacağı kişiyle güreşmek, savaşmak cahillik, kendini bilmezliktir!..

Ey Pervane!
Kimse sana Mumun uğrunda nahak yere ve boşu boşuna ölüyorsun, iyi ediyorsun demez. Bir dilenci, bir padişah kızını isterse bu saçma bir fikir, manasız bir hareket olur. Bir mecliste, bir Mum yandığı vakit; padişahlar, büyükler yüzlerini ona çevirirler. Hal böyleyken, Mum hiç senin yüzüne bakar mı?!
Karşısında o kadar padişahlar varken, büyükler dururken, senin gibi bir müflise iltifat eder mi hiç?! Ben zannetmem. Mum herkese nezaket, fakat sana kızgınlık gösterir. Neden ? Çünkü sen zavallısın, biçaresin…”

Yüreği yanık Pervane şu cevabı verdi:

- “Mum beni yakarmış, yanarmışım bunun ne önemi var? Gönlümde İbrahim ateşi var. Nemrut onu yakmak istedi. Fakat o ateş, İbrahim’e nasıl bi gülizar oldu ise; Mumun ateşi de bana gülistandır…” {Şirazlı Şeyh Sadi’den…}

507693.gif
507693.gif
507693.gif
 
Üst Alt