Peygamber sevgisi

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
PEYGAMBER SEVGİSİ

9/128: Andolsun, size içinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız O'nu çok üzer, çok düşkündür size. Mü'minlere ise RAÛF; şefkati bol, RAHÎM; çok merhametlidir.
33/6: Peygamber, mü'minlere ( iman edenlere ) kendi canlarından daha yakın ve sevgilidir.

Hz. Muhammed (s.a.v.) bütün insanlığa, alemlere rahmet olarak gönderilmiş evrensel bir Peygamberdir. Bu özelliği ile insanların acılarını, sıkıntılarını içinde hissederek duyar, üzülmelerine katlanamaz. Çünkü onlara çok düşkün ve sevgi ile doludur. Yanlışlıklarını düzeltmelerini, doğru yola girmelerini ister. Mü'minlere karşı ise daha şefkatli (Rauf) ve çok merhametli (Rahîm)dir. Cenâbı Allah; güzel isimlerinden Rauf ve Rahîm sıfatlarını resullerden yalnız Peygamber Efendimiz için kullanmıştır. Bize çok düşkün ve şefkatle dolu olan insanlığın en yüce varlığı Hz. Peygamberimizi, biz de herkesten ve hatta canımızdan çok sevmeliyiz. Allah'ın Resulüne duyulacak sevgi, kemale ermenin bir ölçüsü ve İlâhî Aşk'a da bir eriştir.

Hz. Muhammed (s.a.v.) hayatı; çile, sıkıntı ve fedakârlıklarla geçmiş, müşriklerden gördüğü her türlü eziyeti, sonsuz sabrı ile karşılamıştır. Ayrıca bütün malını ve mülkünü de mü'minlerden ihtiyacı olanlara dağıtmıştır. Hem bu Dünyada ve hem de ahirette, iman edenleri korumasına aldığını da bir hadisinde şöyle belirtmiştir : "Her Peygamberin, mutlaka kabul edilen müstesna bir duası vardır. Ben, bu istisnai duamı, Allah kısmet ederse, Mahşer Günü ümmetim namına şefaat olarak kullanmak üzere saklamaktayım. "

3/33-34: Şu bir gerçek ki; Allah Adem'i, Nûh'u, İbrahim Ailesi'ni ve İmrân Ailesi'ni bir kısmı bir kısmından gelme soylar olarak, alemler üzerine seçip yüceltmiştir...

Cenâbı Allah; peygamberlikle görevlendirdiği kullarını, bir yaratılış yasası olarak daha önceden programlaştırmış, hazırlayıp süzerek seçmiş, onları diğer kullarında bulunmayan örnek özelliklerle donatmıştır. Önce Hz. Adem'i topraktan yaratarak Hz. Havva annemizle birlikte Yeryüzüne indirerek nesilleri çoğaltmış, sonra Hz. Nuh'u Peygamber olarak görevlendirmiş, daha sonra da Hz. İbrahim ve Ailesi'ni programlayıp, içlerinden birçok Allah elçisini seçmiştir. Hz. Muhammed (s.a.v.) de Hz. İbrahim Ailesi'ndendir ve birçok peygamberlerden de süzülerek seçilmiştir. İsa Aleyisselam da Hz. İbrâhimden gelen İmran Ailesi'ndendir. Bütün bu aileler; birbirinden gelme soylar olarak Cenâbı Allah tarafından seçilmiş, görev yapmak üzere süzülerek hazırlanmış, insanlar üzerinde de egemen kılınmıştır.

Peygamberler; soylar ve kullar arasından itina ile seçilmiş, örnek özelliklerle donatılmış, insanların ulaşabileceği en mükemmel varlıklardır. Ama hiçbir zaman ilâh değildir. Bu bakımdan bir insan olarak onlar da hata yapabilirler. Cenâbı Allah, onların yapabileceği yanlışlıkları vahy ile düzeltmiştir. Kasas 28/56: " Resulüm; sen istediğin kişiyi doğru yola iletemezsin. Ama Allah, dilediğine kılavuzluk eder. Hidayete erecekleri O daha iyi bilir. "

Resullerin sonuncusu olarak gelen Hz. Peygamberimiz; kemale ermişlerin en yücesi, en büyük ahlâk sahibi, kitapların sonuncusu ve en mükemmeli olan Kur'ân'ın da en iyi tebliğ edicisidir. O, Alemlerin Rabbi olan Allah'tan, alemlere rahmet olarak gönderilmiştir. Ahzâb 33/21: " And olsun, Allah Resulünde sizin için, Allah'ı ve Ahiret Günü'nü arzu edenlerle, Allah'ı çok ananlara güzel bir örnek vardır. "

33/56 : Muhakkak ki Allah ve melekleri Peygambere salât ederler. Ey imân edeneler! Siz de O'na teslimiyetle salât ve selâm getirin.

Salât; namaz, dua anlamına gelmekle beraber, Hz.Peygamberimize memnuniyet ve bağlılık için yapılan duadır. Resulünün şanını ve şerefini yüceltmek için melekleriyle O'na bizzat salâvat getiren Cenâbı Allah; bütün mü'minlerden de, Peygamberine salât ve selâm getirmelerini emretmiştir. Allah'ın Resulüne en kısa dua şöyle yapılır: "Allahümme Salli alâ Muhammedin ve alâ Muhammed: Allah'ım! Hz. Muhammed'e ve O'nun Ehlibeyt'ine salât ve selâm et." Her kılınan namaz, bu duayı da içermektedir.

Hz. Peygaberimiz; O azîz Ruh'u ile her an aramızda bizimle beraberdir. O'na salât ve selâm getirerek saygı göstermemiz, onun sevgisini ve şefaatini kazanmamıza yardımcı olur.

68/4: Gerçekten (Resulüm) sen, yüce bir ahlâk üzeresin.

Peygamber Efendimize karşı bazı inkarcı kişiler : " Kadınlara, düşkündür, çok kadınla evlenmiştir. " gibi sözler sarfetmişlerdir. Allah'ın Resulü, 25 yaşında iken Hz. Hatice ile evlendi. Muhterem bir insan olan Hatice annemiz, o zaman 40 yaşında dul bir kadındı. 25 yıl çok mutlu bir hayat yaşamışlar ve ikisi erkek 6 çocukları olmuştu. Peygamber Efendimiz çok sevdiği eşini kaybettikten sonra, Yüce Allah'ın isteği ve vahyin doğrultusunda dini yayma nedenleriyle evlilikler yapmıştır. Yaşamı boyunca fedakarlığı, ahlâkı ve fazileti ile insanlara örnek olmuş; sıkıntı çekmesine rağmen elde ettiği nimetleri, kendisinin ve Ailesinin dışındakilere vermiştir. " Resulüm, Sen gerçekten yüce bir ahlâk üzeresin " ayeti ile de Allahü Teâlâ'nın lütfuna ve iltifatına erişmiştir.

21/107: (Resulüm) Biz seni, ancak alemlere rahmet olarak gönderdik.

Cenâbı Allah'ın en belirgin özelliği, kâinatı çepeçevre kuşatan rahmetidir (A'raf 7/156). Son ve en mükemmel Kitab'ın tebliğcisi de alemlere rahmet olarak gönderilmiştir. O belli bir topluluğa değil, bütün insanlığın mutluluğu için gelmiş Allah'ın Elçisi'dir. Sebe 34/28: " Biz seni, bütün insanlara bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik..." Rahmeti; iman edenlerden başlayarak bütün insanlara, bütün hayvanlara, bütün bitkilere ve bilip bilmediğimiz bütün varlıklara uzanır.

3/31: Resulüm de ki; " Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah ta sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın...

Hz. Peygamberimize aynen uymak; gerçek ahlâkını, ibadetlerini, sözlerini, insanlarla olan ilişkilerini eksiksiz bir şekilde yerine getirmek, İlâhî Sevgi'ye ulaşmak demektir. Cenâbı Allah; yalnız söz olarak değil, ancak amelî hareketlerle yani İlâhî Yasa'lara uymakla sevginin ispatını istemektedir. Bu da, Canlı Kur'ân olan Resulü aynen taklit etmekle mümkündür. Hz. Muhammed (s.a.v.)'e uymak; nefsi arındırır, ilâhî sıfatlar kazandırır ve kemale erdirir. Cenâbı Allah'ın dilemesi ile de Allah aşkına Bir'e ulaşılır.

Varlıkların en mükemmel belirtisi olan Peygamberi sevmek, Allah'ı sevmekle eş anlamlıdır.
 

romeo

Yeni Üyemiz
Resulüm de ki; " Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah ta sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın...

Hz. Peygamberimize aynen uymak; gerçek ahlâkını, ibadetlerini, sözlerini, insanlarla olan ilişkilerini eksiksiz bir şekilde yerine getirmek, İlâhî Sevgi'ye ulaşmak demektir. Cenâbı Allah; yalnız söz olarak değil, ancak amelî hareketlerle yani İlâhî Yasa'lara uymakla sevginin ispatını istemektedir. Bu da, Canlı Kur'ân olan Resulü aynen taklit etmekle mümkündür. Hz. Muhammed (s.a.v.)'e uymak; nefsi arındırır, ilâhî sıfatlar kazandırır ve kemale erdirir. Cenâbı Allah'ın dilemesi ile de Allah aşkına Bir'e ulaşılır.
 
Üst Alt