Ramazan’a elveda

ceylannur

Yeni Üyemiz
Ali OKTAY

Ramazan’a elveda

Dosta veda zamanı şimdi. Hüzün dolu da olsa gelecek sene tekrar kavuşma ümidi ve heyecanı ile şimdilik elveda…

Elveda bizden sana ey
Şehri Rahmet elveda
Sen gidersin ille bizi
Yaktı hasret elveda

Nur ile zeyn oldu âlem
Cümle mescidler temam
Zikrü tesbihu teravih
Gitti bunlar elveda.

Ramazan, eğlence ve belediyeler
Geçen akşam bir televizyon kanalında gördüm. Muhafazakâr bir ilçe belediyesinin canlı yayınlanan Ramazan etkinliğinden bir bölümü gösteriyorlardı. Sahnedeki ekibin salonu oldukça eğlendirdiği, hareketlendirdiği anlaşılıyordu. Öyle ki tesettürlü bazı hanımlar dahi müziğin ve oyunun ritmine kendilerini kaptırmışlar , ayakta oynuyorlardı. Oldukça üzücü bir görüntüydü bu. Ancak asıl problem bu görüntünün hemen hemen bir çok benzer ortamda tekrarlanması. O hanımların ve tesettürün ağırlığı nerede kaldı? Peki mübarek Ramazan da sahneye çıkaracak başka sanatçı yok muydu? Ramazan'da ilâhî dinletmek dururken, Tasavvuf Müziğine her gün yer vermek gerekirken neden belediyelerimiz—hem de muhafazakâr bildiğimiz—farklı arayışlar içine girerler ki? Bu sene neredeyse İstanbul'daki hemen hemen tüm ilçe belediyelerinin yanı sıra Anadolu'da da bir çok il ve ilçe belediyeleri Ramazan etkinlikleri düzenlediler. Araya serpiştirdikleri birkaç tasavvuf müziği konseri dışında ise normalde yılın herhangi bir zaman diliminde dinlenebilecek pek çok müzik türü ve grubunu, şarkıcılarını sahneye çıkarttılar.
Peki neden böyle yapılıyor? Bunda etken olan birkaç sebep var. Kendimce tespit ettiğim, inandığım bu sebepleri şöyle sıralamak isterim.
Siyasetçiler için önemli olan şeylerin başında , topluluk önüne çıkmak , konuşmak geliyor. Topluluk ise oy demek, hedef kitle demek. Ramazan çadırlarına gelen halk ise bu anlamda iyi bir propaganda alanıdır. Peki programı izlemeye gelen insan sayısı nasıl artar? Elbette popüler isimler, medyada yer bulan bay-bayan şarkıcılar, popçular, isim yapmış kişileri sahneye çıkararak. Dikkat ederseniz her iftar programı öncesi veya sonrası belediye başkanları, bir konuşma yaparlar. Hele o gün sahneye çıkan sanatçı tanınmış bir isimse ve gelen insan sayısı da fazla ise bu hiç de kaçırılmayacak bir fırsattır. Başımdan geçen küçük bir hatırayı paylaşmak isterim. Yıllar evvel İstanbul da bir ilçe belediyesinin iftar etkinliği vesilesiyle sahneye çıkmıştım. Saz ekibimizle tasavvuf müziğimizi icra ederken birden içeri dikkat çekici davranışlarla bir grup giriverdi. Geldiler ve protokole oturdular. Az sonra bir görevli sahnede yanıma geldi ve bir not tutuşturdu elime. Notta milletvekili ….Bey ile Belediye Başkanı … Bey in geldiği yazıyordu. Benden bekledikleri programı kesip gelenleri anons ve takdim etmemdi. Bu doğrusu benim sanat ve sahne anlayışıma ters bir durum. Benzer bir durum da geçen yıl yine bir ilçe belediye programında yaşadım. Diğer tüm sanatçılar için, anlattığım bu olaylar aynen geçerli. Programa gelip dinlemek isteyen kişi—kim olursa olsun—izleyicilerin dikkatini dağıtmadan usulca girer mümkün olan en uygun koltuğa oturur ve programı izler. Ama biz de sistem öyle işlemiyor. Siyasetçiler özellikle tam da programın ortasında, halk toplanmışken ve büyük bir gösterişle alana giriyor ve o anda sahnede kimin olduğuna dikkat etmeden sahneye çağrılmayı veya takdim edilmeyi bekliyorlar. Bu da demin söylediğim nedenden yani sanatçıyı dolgu malzemesi ve propaganda vesilesi saymalarından kaynaklanıyor. Zaman zaman bu köşede yer verdiğim rahmetli Adnan Menderes ile Alaeddin Yavaşça Hoca arasındaki hatırayı bir kez daha hatırlatmış olayım da aradaki farkı siz kıyaslayın.
Başta yazdığım etkenlerden bir diğeri de belediyelerin kültür müdürlüğü koltuğunda oturan kimi idarecilerin veya sanatçı listesini belirleyen sorumluların müzik, sanat ve sanatçı bilgisindeki noksanlıklarıdır. Ramazanda sahneye çıkacak onlarca değerli isim ve grup varken koskoca Türkiye’de her Ramazan sadece belli isimler etrafında bu konserlerin icra ettirilmesi, şöhretli (iyi veya kötü fark etmiyor), medyatik, şarkıcı, popçu, arabeskçi kimselerin çağrılması işte söylediğimiz sebeptendir biraz da. Rastgele birkaç belediyenin Ramazan etkinlik programını alın bakın siz de göreceksiniz.
Yine belediyelere sanatçı ve program sağlayan ajansların ticarî bağları, aldıkları ihaleler ve ikili ilişkileri bir diğer etken. Bazı belediyeler sürekli hep belli isimlerle ajanslarla çalışır. Bu ajanslar da aldığı ihale bedeline en uygun fiyata gelecek belli isimleri lanse eder. Aslında bu ihalelerin ve ilişkilerin iyi bir incelemeye tabi tutulmasında yarar var.
Evet sonuç olarak, Ramazanı sadece bir eğlence ve gelen insanları da eğlendirmeyi hizmet saymak belediyecilik olmasa gerektir. Bu mübarek aya herkesin gerekli hürmeti göstermesi şart.


Pide, hurma, tasavvuf müziği
Sanırım Ramazan’ın olmazsa olmazlarındandır bu üçü. Yılın 11 ayında pide yemek nedense çok da tercih edilen bir şey değil. Hurma gibi. Bir de İlâhîlerimiz var tabiî. Evet bu Ramazanda da pek çok televizyon kanalı İlâhîlerimizi tekrar keşfettiler. Bazı kanallar gerçekten işinin ehli sanatçılara tasavvuf müziği programı yaptırdılar veya konuk olarak çağırdılar. TRT de Ender Doğan, TNT de Halil Necipoğlu gibi isimler iyi birer seçimdi. Onun dışında da Ramazan programı yapan tüm kanallar bir şekilde canlı olarak ilâhîlere yer verdiler. Bu elbette bir ihtiyaçtan kaynaklanıyor ancak yeterli değil. Televizyona ilâhî okutmak için çıkarılan kişilerin müzik bilgisi, sesi, yaptıkları müziğin tarzı da dikkat edilmesi gereken olmazsa olmazlardan. Ama ne yazık ki öyle kişilerden ilâhî dinletiliyor ki ‘’İllâllah’’ diyesiniz geliyor. Tamamen piyasa, arabesk kokan, bestesi bir yerlerden kopyalanmış ezgileri ilâhî diye milyonlarca insana izletmek, kötü yorumları dinletmek çok yanlış. Bu ülkede Tasavvuf Müziğini hakkıyla, edebiyle, kültürüyle icra eden o kadar çok gerçek sanatçı var ki bize dinletilenler —istisnalarını tenzih ederim —kötü bir taklitten başka bir şey değil.
Dileğimiz, televizyon kanallarının sadece Ramazanda değil bütün yıl boyunca nitelikli Tasavvuf Müziği programları yaptırması, ilahilere daha çok yer vermesi.
 

TaHKaR

Aktif Üyemiz
Gerçekten Ramazanın tadını en güsel bir şekilde anlatılmış , çok teşekkürler
 
Üst Alt