Saklı Mektup

ceylannur

Yeni Üyemiz
3633229792_8a8c90e050.jpg



Saklı Mektup

Yollanmamış mektuplarım vardı Şehr-i Kalbimde
Kahrını geceden alan bir sabahla Azalan umutlarımı

çoğaltan bir yangının şahidiydim!

Geceydi.

Bir feryâdın kınasını ellerime yaktığım ah-u figânım; mektuplarımdı.

Mektup dediğimse, insana Kulaksız duyduran, gözsüz gördürendi.

Küllü bir sırdı …

Yüzü suyu hürmetine yaratıldığımın HATRINA inleyen Nağmeler tutturdum her gece.

Derdimi dert ile kavurdum

Derdimde kavruldum!

Dedim; “Rabbim! Ben sana dua etmekle hiç bedbaht ve mahsun olmadım! “

İhbarı ertelenen isteğimdi tek müsebbibim.

Isteğim; Tüm kederlerimi helak edecek bir MUSTU!

Çilem; Taşıyabileceğim kadar!

Sabahın tekil çoğulluğuna yakındı Karanlıklar.

Bir gün mekânın meçhule yakın avuçlarındayken ben,

Yalaz Yalaz kıyılarıma Düşerken Yıldırımlar,

Yükümü taşıyamazken dağlar,

Kıracakken dalımı kahırla esen rüzgarlar,

Kurşun kurşun izini sürdüğüm adresi buldum!

Yusuf’u görenlerin bıçağındaki sır ne ise,

Mecnun’u çöllere düşüren ne ise,

Insanı dünyadan firar ettiren şey ne ise,

Işte onu buldum!

Rahmet vardı gazabın üstünde

Ve tüm sözlerin öncesine yazdım adını.

Onu şahit tuttum âhiretime

Onu şahit tuttum emânetime

Yolunu Yoluma bağladım.

Tüm üşümeklerden sıyrıldım

Açtım yüreğimi nasibime

Mektuplarımı yollamaya başladım bir bir adresine.

Eriyiverdi havf ile reca arasında gidip gelen satırlarımın buzları

Murâdımdı bu!

Dedi; “Her duâya cevap var!”
 
Üst Alt