Şifalı Bitkiler Sözlüğü

ceylannur

Yeni Üyemiz
abdestbozanotu.jpg


Abdestbozanotu

( pimpinella saxisfrage) :Gülgillerden; siyah ve yeşil boya çıkartılan bir bitkidir. Rutubetli yerlerde yetişir. Boyu 70 santimetre kadardır. Kökü akıcıdır.

FAYDASI:Mideyi kuvvetlendirir. Göğüs ağrılarını dindirir. Ateşi düşürür. Boğmaca, öksürük ve baş ağrılarını keser. Vücuda dinçlik verir. Balgam ve ter söker. Burun kanamalarını keser. Bademcik şişlerini indirir. Mide yanması ve bağırsak gazlarını giderir. Çıbanın olgunlaşmasına yardım eder.


Acıağaç (Kuvasya Ağacı)

sifa.jpg


( kuvasya ağacı ) :Sedefotugillerden; 2-3 metre boyunda küçük bir bitkidir. İnce kabuklarının üzerinde sarı benekler vardır. Çiçekleri kırmızıdır. Sıcak ülkelerde yetişir. Bu ülkelerde acı ağaç kabuklarından yapılan kaplardan su içenlerin kuvvetleneceğine inanılır. Hekimlikte; kökü, kabuğu ve odunu kullanılır. Etkili maddesi "Quassine"dir. Çok acıdır

FAYDASI:İştah açar, hazmı kolaylaştırır. Ateşi düşürür. Tükürük ifrazatını arttırır. Mide, bağırsak, karaciğer ve böbreklerin çalışmasını düzenler. Böbrek sancılarını keser, taşların düşürülmesine yardımcı olur. Bağırsak kurtlarını döker. Kanamaları durdurur. Haşarat kaçırıcı olarak da kullanılır. Fazla kullanılacak olursa; baş dönmesi, mide bulantısı ve kusma yapar.




Lupinus1.jpg



Acıbakla (Termiye)


( Lupine, Lupin, Lupine) :10-100 cm yüksekliğinde, sık tüylü, bir senelik bitkidir. Yaprakları el şeklinde parçalı, uzun saplı, 5-9 yaprakçıklıdır. Çiçekleri dik salkım durumunda, beyaz veya mavimsi renkli, çiçek taç yaprağı kelebek şeklindedir. Yahudi baklası diye de tanınır.Türkiye’de yetiştiği yerler: Akdeniz bölgesi, Bursa, Antalya ve Konya çevreleridir. Memleketimizde üç türü bulunmaktadır.- Beyaz yahudi baklası: Beyaz çiçeklidir. 120 cm kadar yükseklikte, bir yıllık bir bitkidir.- Sarı çiçekli yahudi baklası: Vatanı, Orta ve Güney Avrupa’dır.- Mavi çiçekli yahudi baklası: Vatanı, Akdeniz çevresi memleketleridir.

FAYDASI:Tohumlarının idrar söktürücü, kan temizleyici ve kurt düşürücü tesiri vardır. Bazı türlerinin kavrulmuş tohumları “sebze kahvesi” ismiyle kahve yerine kullanılmaktadır. Fakat alkaloid taşıyan türlerinin bu şekilde kullanılması tehlikelidir.




acibib1.jpg


Acı biber


Acı biber Cayennen pfetter Capsicum frutescens
Şilis Syn: Capcicum annum L.
Chillies var. frutescens
Cili biber
Tabasko
Cin biberi
Tıbbi biberi
Afrika biberi
Antalya biberi
Familyası: Patlıcangillerden Nachtschatengewâchse Solanaceae
Drugları: Acı biber meyvesi Capsici fructus acer veya
Capsici fructescentis fructus
Acı biberin meyvesi ilaç tentür baharat yapımında ve sebze olarak yemek için veya yemeklere veya salatalara katmak için kullanılır.
Giriş: Patlıcangiller ailesinin bir alt grubu olan Capsicumgillere bibergiller) dahil takriben 30 tür ve bunlardan üretilen 30 kırmızı biber alt türü mevcuttur. Bizi tıbbi biber; Capsicum frutescens ve Kırmızıbiber; Capsicum annumum ilgilendirmektedir. Acı biberle Kırmızıbiber birbirleriyle aşılanarak çok çeşitli türler üretilmiştir. Eskiden yemek ve salataya katılan ve sindirim bozukluklarında ve de üşütmeye karşı kullanılmıştır. Son 10 yıldır yapılan araştırmalarda Acı biber ekstrasından elde edilen merhemlerin ağrıları dindirici özelliğe sahip olduğu ve yan tesirinin de önemsiz (kızarıklık yanma gibi geçici) olması nedeni ile tercih edilir olmuştur. Vatanı Güney Amerika olan biber İspanyollar tarafından Avrupa’ya getirilmiş ve bitki kısa sürede tropik ve subtropik ülkelerde çok yaygın olarak yetiştirilmeye başlanmıştır. Sadece Hindistan’da yılda 250.000 ton Acı biber üretilmektedir.
Botanik: Acı biber 30-100cm boyunda çok yıllık yarı odunsu dikine yükselen bir bitkidir. Yaprakları ovalimsi mızrak şeklinde 1,5-3cm uzunluğunda 1-2cm eninde ve koyu yeşil renktedir. Çiçekleri 6 adet taç yaprağa sahip bu yapraklar oval beyaz renkli ve 5-10mm büyüklüğünde ortada küçük döllenme tozlukları ve bir göbeği vardır. Meyveleri 1-3cm uzunluğunda 0,8-2,5cm eninde uca doğru sivri veya küt oval veya koni şeklinde önce yeşil ve olgunlaşınca kırmızı bir şekil alır. Acı biberle Kırmızıbiberi birbirinden ayıran en önemli fark acı biberin meyveleri 1-3cm büyüklüğünde koni şeklinde ve yukarı doğru dik olarak durur. Kırmızıbiberin meyveleri 3-7cm büyüklüğünde sivrice ve genellikle dalda iken aşağı doğru sarkıktır. Acı biber kırmızı portakal rengi veya esmerde olabilir.
Yetiştirilmesi: Türkiye’nin Akdeniz Bölgesinde hemen her lokantada her masada küçük bir tabakta mutlaka birkaç tane Acı biber bulunur. Bu yörede iyi tanınan acı biber yaygın olarak ta yetiştirilir. Bu biber diğerlerinden farklı olarak kışın da yetiştirilebilir. Çok acı olmasını istemiyorsanız tohumları yirmi dört saat bir miktar suda bekletildikten sonra ekilirse acılığı azalır. Kışın soğuk olan bölgelerde bitki süs bitkisi olarak evlerde yetiştirilebilir.
Hasat Zamanı:¬ Sonbaharda olgunlaşan meyveleri toplandıktan sonra güneşte kurutulur ve de öğütülerek toz haline getirilir.
Kullanılması:
a) Araştırmalara göre bazı hastalıkların sebep olduğu ağrılara karşı etkili olduğu bu nedenle bu rahatsızlıklara karşı kullanılır. Bu rahatsızlıkların başında diyabetik nevropatı (şeker hastalarındaki sinirsel rahatsızlık), amputasyon ağrıları (ameliyat sonrası fantom ağrıları), postherpetik nevralji (uçuk sonucu sinirsel ağrılar), romatizmalı artrit (romatizmalı eklem iltihaplanması nedeniyle sinirsel ağrılar) ve nevraljiye karşı kullanılır. Mutluluk hormonu Endorfin salgısını arttırarak kişiye neşe sevinç ve mutluluk verir.
b) Komisyon E nin 01.02.1990 tarihli ve 22a nolu Monografi bildirisinde Acı biber merheminin başta omuz, boyun, kol, bel, sırt ve kalça kaslarındaki ağrı ve sertliklere karşı kullanılabileceği beyan edilmiştir.
c) Homeopati’de başta nevralji, orta kulak iltihaplanması, göğüs iltihaplanması, ağız içi iltihaplanması, gastrit, enterit (bağırsak iltihaplanması), basur, husye erimesi, iktidarsızlık, kas ve eklem romatizması, uçuk (herpes), idrar yolları iltihaplanması gibi rahatsızlıklara karşı kullanılır.
d) Halk arasında; mide ve bağırsak iltihap ve de ülserleri (yaraları), üşütme, bağırsakları üşütme, boğaz, orta kulak, eklem iltihapları, halsizlik, iştahsızlık, iktidarsızlık, damar sertliği, romatizma, yağlanma, sivilce, akne ve basura karşı kullanılır.
Açıklama: Acı biber merhemi derideki ağrı ve ısı reseptörlerin uyarmakta ve böylece burada kan dolaşımı artarak rahatsızlık veren maddeler o bölgeden taşınır ve ağrılar azalarak zamanla rahatsızlık yok olur. Güneydoğu Asyalıların neden güler yüzlü neşeli ve mutlu olduklarını çok merak ederdim. Japonların yaptığı araştırmalardan da bunun nedenini anladım. Çünkü Acı biber mutluluk hormonunun salgısını artırır.
Çayı: Çok acı olması nedeni ile üşütme, mide üşütmesi, bağırsakları üşütme gibi hallerde 0,5gr Acı biber tozundan demliğe konur ve üzerine 200-300ml kaynar su ilave edilir ve 5-10dk bekletildikten sonra içilir.
Salata: Salata çorba ve sulu yemeklere çok az miktarda Acı biber katılırsa insanın iştahını açar. Hazmını kolaylaştırır. Hindistan’da Acı biber, karabiber ve sarımsaktan yakı yapılır. Almanya’da da ABC-yakısı; Altın çiçek ve Acı biber karışımı ile yapılır. Yine Hindistan’da Acı biber, Kitre ile şekerler, pastiller veya bonbonlar yapılır. Macaristan, Hindistan ve Güneydoğuda Acı biber cinsel gücü arttırıcı ilaç gibi görülür ve kullanılır.
Homeopati’de: Kurutulmuş ve öğütülmüş Acı biber tozundan 10gr bir şişeye konur ve üzerine 90ml %70’lik Alkol ilave edilerek 4-6hafta bekletildikten sonra süzülerek Homeopati’de <<Capcicum frutescens>> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-5defa 10-15damla 4-6hafta süre ile alınır. Homeopati’de genellikle Kırmızıbiber (Capcicum annuum) kullanılır. Aynı şekilde Acı biber sirkesi de hazırlanabilir.
Yan tesirleri: Acı biberi tarife uygun kullanıldığında yan tesiri yoktur fakat aşırı miktarda alınırsa mideye zarar verir. Halk arasında biber yendiğinde basuru azdıracağı kanaati hâkimdir. Acı biberde bu böyle değildir. Yani Acı biber basuru iyileştirir azdırmaz. Bu görüş diğer biberler için geçerlidir.
KIRMIZI BİBER
B) Kırmızı Biber Spanischer Pfetter Capsicum annuum L.
Türk biberi
Macar biberi
Hint biberi
Drugları: Kırmızıbiber meyvesi; Capsici fructus
Kırmızıbiber meyvesi genellikle sebze olarak tüketilir ayrıca baharat olarak kullanmak için tozu elde edilir ve de Homeopati’de genellikle Kırmızıbiber kullanılır.
Giriş: Kırmızıbiberden zamanla çok çeşitli biber türleri yetiştirilmiştir. Capsicum annuum grossum bu türden bilinen ve çok kullanılan Carliston ve Sivri biber türleri elde edilmiştir. Diğer üç türden ise Kırmızıbiberin tozu elde edilir. Bunlar C.a.var.longum, C.a.var. glabriasculum ve C.a.var.minimum’u sayabiliriz.Birleşimindeki maddeler Acı biberinkinden daha az kalitelidir, çünkü daha az Capsaicinoidler içerir.Bunun haricinde diğer maddeler hemen hemen aynıdır.
Kullanılması: Kullanışı hemen hemen aynıdır fakat bu tür genellikle baharat olarak kullanılır.
Homeopati’de: Homeopati’de genellikle Kırmızıbiber kullanılır.10gr Kırmızıbiber tozundan bir şişeye konarak üzerine 90ml %70’lik alkol ilave edilerek 4-6hafta bekledikten sonra süzülerek Homeopati’de <<CAPCİCUM ANNUU>> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürde aynı Acı biber tentürü gibi kullanılır.
Hastalığın Belirtisi(Semptom):
Yan Etkisi: Bilinen bir yan tesiri yoktur.




acicigdem.jpg


Acıçiğdem (Güzçiğdemi)



( Herbstzeitlose, Krokus, Colchique, Colchicum, Autumn crocuses) :Boyu 10-30 cm yüksekliğe ulaşan, otsu ve yumrulu bir bitkidir. Sonbaharda morumsu pembe renkli, 6 parçalı çiçekler açar. Yaprak ve meyvaları ise ilkbaharda ortaya çıkar. Sonbaharda çiçek açtığından dolayı halk arasında “güz çiğdemi” olarak da bilinir.Yetiştiği yerler: Türkiye’de pek bulunmaz. Avrupa’nın sulak çayırlarında bol miktarda yetişir.

FAYDASI:Tıbbi önemi haiz bir bitkidir. Kullanılan kısmı yumru ve tohumlarıdır. Tohum ve yumruların idrar arttırıcı, terletici, müshil ve romatizma ağrılarını dindirici etkisi vardır. Alkaloitlerin çok yüksek zehirleyici özelliği olduğundan, bu droglar, dahilen ancak hekim kontrolünde kullanılabilir. Eskiden halk arasında romatizma ağrılarını dindirmek için haricen kullanılırdı. Bunun için bir tutam acı çiğdem tohumu, 2-3 diş sarmısak ile havanda iyice dövülür. Elde edilen sulu kısım bir tülbente emdirilip, ağrıyan kısma sarılır. Bu pansuman birkaç gün arka arkaya tekrarlanır.
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
acidam2.jpg


Acı Damkoruğu

Acı Damkoruğu, Mauerpfeffer, Sedum acre
Acı Yağotu
Kalın Yapraklıot
Familyası: Damkoruğugillerden, Dickblattgewaechse, Crassulaceae
Drugları: Acı Damkoruğunun kökleri hariç tamamı tentür veya natürel ilaç yapımında kulanılır.
Giriş: Damkoruğugillerin takriben 500 türü mevcuttur ve bunlardan Acı Damkoruğu: Sedum acre ve Kaya koruğu: Sedum telephium en çok kulanılan türlerdir. Acı Damkoruğu Hippokratesten günümüze kadar çok çeşitli maksatlar için kulanılmıştır.
Botanik: Çok yıllık 5-15 cm boyunda, dikey yükselen, çok az çatallaşan bir bitkidir. Acı Damkoruğu genelikle kumlu, taşlı, yörelerinde, duvar yarıklarında ve damlarda yetiştiğinden bu isimle anılır. Kuzey Amarika, kuzey Asyanın ılıman bölgeleri ve Avrupanın hemen hemen tamamında yabani olark yetişir. Kökleri yeraltından çevresine yayılır, bunedenle Acı Damkoruğu bulunduğu yerde kümeler oluşturur.
Yaprakları gövdeye veya dallara üçlü, dörtlü veya altılı olarak dizilmiş olup, büyüklüğüne göre oldukca kalın yapraklı olduğundan kalın yapraklı diye anılır ve yapraklarının üst düzeyi düz, alt yüzeyi kabarık, yeşil, sarımsı yeşil, veya et renginde olabilbir. Çiçekleri beş adet 5-10 mm uzunluğunda oval veya mızrak şeklinde altın sarısı renkte Taç yapraklar ortada göbek ve dölenme tozlukları ile en dışta açık yeşil veya yeşil veya yeşil renkli Kupa yapraklarina sahiptir.
Hasat zamanı: Hazirandan Eylüle kadar toplanaraktentürü veya natürel ilaçı yapılır.
Kulanılması: a-) Üniversite kliniklerinde tedavi denemeleri ve araştırmalar yapılmamıştır. Bu nedenle bugünkü bilgilere göre 2. sınıf bir şifalı bitkidir. Acıdam koruğu yerine göre daha etkili olan başka bitkiler kulanılmalıdır. Örneğin pekliğe karşı çoban çantasıotu,daha etkildir.
b-) Halkarasında başta basur, fistül (makat yarası), makat yırtılması, iyileşmeyen yaralar ve makat kaşıntısına karşı kulanılır.
Çayı: Çayının içilmesi mahzuru olabilir, çünkü hafif zehirlidir.
B-) Kayakoruğu , Fetthenne, Sedum telephium
Yağotu
Familyası: Damkoruğuotugillerden, Dickblattgewaechse, Crassulaceae
Drugları: Kayakoruğuotu: Sedi telephii herba
Kayakoruğuotunun tamamı kulanılsada yaprakları en tesirli olan kısmıdır. Çay, tentür ve natürelilaç yapımında kulanılır.
Botanik: Avrupa ve Asyanın ılıman bölgelerinin güneşli, taşlı, kumlu ve kayalık yörelerde, dağlık yörelerde ve ormanlarda yetişir. Kayakoruğu yetiştiği yöreye göre gövdesi grimsi yeşil, yeşil, mavimsi yeşil, esmer veya kırmızımsı kahve rengimsi bir renktedir. Yaprakları 2-10 büyüklüğünde, oval, veya yumurta şeklinde, alt yaprakları büyük, üst yaprakları küçük, kenarları kertikli, karşılıklı ve bir sonraki ile çaprazdır. Kayakoruğunun yaprakları yetiştiği yöreye göre açık yeşil, yeşil, açık mavi, esmer veya kan kırmızısı renkte ve bitkinin tepesinde kümelenmiştir. Çiçekleri beş adet yıldız şeklindeyaç yaprakları mevcuttur.

Hasat zamanı: Haziran ayından Ekime kadar yapraklarıtoplanarak taze olarak çayı yapılır veya yaralara lapası sarılır veya natürel ilaç yapımında kulanılır.
Birleşiminde:..
Tesirşekli:..
Kulanılması: Başta iltihaplı deri hastalıklarından : Ekzem, fistel, yanık yaraları ve abseye karşı kulanılır. Çobançantasıotu daha etkilidir
Çayı: Hafif zehirli olması nedeniye çayının içilmesi mahzurlu olabilir.




aciyon1.jpg


ACI YONCA


Acı yonca, Bitterklee, Menyanthes trifolia L.
Su yoncası
Bataklık yoncası
Ateş yoncası
Familyası: Acıyoncagillerden Bitterkleegewâchse Menyanthaceae
Drugları: Acı yonca yaprakları; Menyanthidis folium (Trifolia fibrini folium)
Acı yoncanın yaprakları çay tentür ve natürel ilaç yapımında kullanılır.
Giriş: Bu bitki Acıyonca, Su yoncası, Bataklık yoncası, Ateş yoncası gibi yonca ismi ile anılsa da yoncagillerle ilgisi yoktur. Acı yonca birleşimindeki maddeler ve kullanılış nedeni ile Centiyangillere benzer. Yonca diye anılması bitkinin üçlü yaprakları nedeni iledir. Oysa yapraklar hem oldukça büyük hem de şeklen yonca yapraklarına benzemez. Acı yonca tarihte iştahsızlık, skorbüt hastalığı (C-vitamini yetersizliği), romatizma gibi hastalıklara karşı ve ateş düşürücü olarak kullanılmaktadır. İlk detaylı araştırmayı Hahnemann yapmış ve onu diğerleri takip etmiştir. Vatanı Avrupa ve Asya’nın ılıman bölgelerindeki bataklıklar, durgun veya yavaş olan suların kenarında yetişir.
Botanik: Bataklık durgun veya yavaş akan su kenarlarında yetişen bitki 15-40cm boyunda olan çiçek demeti veya üçlü yaprağı dikine yükselirken asıl çevreye yayılan uzun bir köke sahiptir. Yaprakları uzun, kahverengimsi bir sap üzerinde üçü bir arada bulunur ve bu nedenle Acı yonca diye anılır. Yaprağı 8-12cm uzunluğunda, 4-8cm eninde, oval şekilde, koyu yeşil renkli, kenarları çok az kertikli, hafif dalgalı ve hafif kalkık damarları oldukça belirgin ve derindir. Çiçekleri uzun bir sap üzerinde, başak gibi dizilmiş beyaz çiçeklerden meydana gelir. Çiçekleri yıldız şeklinde dizilmiş, üzeri tüylü, her beyaz renkli taç yaprak ve ortada bir döllenme tozluğundan meydana gelir. Kökleri 1-2cm kalınlığında 50-200cm uzunluğunda olup sürünerek çevresine yayılır ve böylece bulunduğu yerde kısa zamanda kümeler oluşturur. Tohumları suda yüzecek kadar hafif olan kapsüller içinde olup su ile birlikte çevreye yayılır ve uygun bir ortamda çoğalır.
Yetiştirilmesi: Köklerinden bir parça veya tohumlarından birkaç tanesi su kenarına ekildiğinde kısa sürede orada kök salar.
Hasat Zamanı: Çiçek açma zamanı olan Mayıs ve Haziran aylarında Acı yonca yaprakları toplanarak kurutulur ve kaldırılır. Maalesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlemleri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutulmalıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşiminde yağları kaybettiğinden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş’te kurutulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlarda açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukça azaltır.
Kullanılması:
a) Araştırmalara göre mideyi kuvvetlendirmek, mide asidini artırmak için, hazımsızlık, iştahsızlık, skorbüt hastalığı (C-Vitamini yetersizliği) ve iskemiye karşı kullanılır.
b) Komisyon E nin 01.02.1990 tarih ve 22a nolu Monografi bildirisine göre Acı yonca başta iştahsızlık, hazımsızlık rahatsızlıklarından özellikle kokuşmaya karşı kullanılır.
c) Homeopati’de nevralji (sinirsel ağrılar), trigeminus nevralji (yüz nevraljisi), baş ağrısı, tikler, titremeler ve sinirsel rahatsızlıklara karşı kullanılır.
d) Halk arasında; iştahsızlık, bağırsaklarda kokuşma, (dispepsi) mide asidi yetersizliği, şişkinlik, ekşime, karaciğer, safra ve pankreas zafiyetine karşı kullanılır. Ayrıca grip, baş ağrısı, migren ve metabolizma zafiyetine karşı da etkili ve kanı temizleyici olarak kullanılır.
Çay: Kurutulmuş, ince kıyılmış acı yonca yapraklarından 1 kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edildikten sonra 5-10dk demlemeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir.
Yan tesirleri: Acı yoncanın bilinen bir yan tesiri yoktur fakat çok acı olması nedeni ile fazla içilemez.





adacayi.jpg


Adaçayı ( Salvia Officinalis )


Dişotu ve meryemiye adları ile de tanınır. 30-70 cm boyunda olan bitkinin menekşe renkli çiçekleri halka dizilişlidir. Karşılıklı olan beyaz keçeli yaprakları gümüş gibi parıldar ve acımtırak, ıtırlı bir koku yayarlar. Bahçe adaçayı, güneşli bir yerde yetiştirilmelidir. Don olayına karşı duyarlı olduğu için, kış boyunca çam dalları ile örtülmesi doğru olur. Ülkemizde İzmir bölgesinde bahçe adaçayı yetiştirilmektedir. Bir başka cins olan çayır adaçayı (Salvia pratensis -Salvia tribola), çayırlarda, bayırlarda ve meralarda yetişir. Çevresine ıtırlı hoş bir koku yayan mavi–menekşe renkli çiçeklerin pırıltısı uzaklardan seçilebilir. Çayır Adaçayı (Anadolu Adaçayı) batı ve güney-batı Anadolu'da bol olarak yetişmektedir. Anadolu adaçayından "elma yağı" veya "acı elma yağı" denilen yağ da üretilmektedir. Bu tür adaçayı da kimyasal yapı ve tedavi etkisi bakımından tıbbi (bahçe) adaçayına benzemektedir. Fakat burada tanıtmaya çalışacağımız bahçe adaçayı (tıbbi adaçayı) ise, şifalılık bakımından daha etkilidir.

Bu bitkinin çiçekleri, gargara ve adaçayı sirkesi yapmak için toplanır (bir avuç çiçek, doğal sirkenin içinde bir süre bekletilir) ve elde edilen sirke, uzunca bir süre hasta yatağından kalkamayan kişilere rahatlatıcı ve canlandırıcı anlamda sürülerek, masaj yapılır. Yapraklar daha çiçeklenme başlamadan, Mayıs ve Haziranda toplanır. Bitki kuru ve güneşli günler boyunca, eterli yağlar oluşturduktan sonra, yapraklar öğlen güneşinde toplanır ve gölgede kurutulur. Adaçayı, çok eski çağlarda da ünlü bir şifalı bitki olarak tanınırdı.

Toplama/Kurutma:

Bitki yaprakları çiçeklenme öncesi, Mayıs-haziran aylarında toplanır. Etken maddelerinin doruğa ulaştığı öğlen saatlerinde toplanan yapraklar, gölgeli ve havadar bir yerde kurumaya bırakılır. İyice kuruduktan sonra ince kıyılarak, hava almayan kaplarda saklanır.

FAYDASI: Adaçayı sıkça içildiğinde tüm bedeni güçlendirir, kalp krizi tehlikesini azaltır ve kötürümlüklerde çok yaralıdır. Gece terlemelerinde ve aşırı terlemelerde, lavanta çiçeğinin yanı sıra, yardımcı olabilecek tek bitkidir. Gece terlemesine neden olan hastalığı iyileştirir ve bu hastalıkla el ele giden aşırı güçsüzlüğe, canlandırıcı etkisi sayesinde son verir. Hastalık sonrası güçsüzlük hallerinde başarıyla kullanılabilir. Pek çok doktorun, adaçayının değerli özelliklerini artık iyice tanımış olduklarını biliyoruz. Onu kramplarda, omurilik rahatsızlıklarında, beze hastalıklarında ve organ titrekliklerinde büyük bir başarıyla kullanıyorlar. Yukarda belirtilen hastalıklarda, günde 2 su bardağı çay yudumlanarak içilmelidir. Adaçayı, hasta karaciğeri de çok olumlu etkiler, onunla ilgili tüm rahatsızlıkları giderir ve gazları yok eder.

Kan temizleyici etkisi vardır. Solunum organlarını ve mideyi balgamsı salgılardan temizler, iştah açıcıdır. Mideyi ve bağırsakları rahatlatır, gazların dışkılanmasını sağlar. Kramp çözücü etkisi sayesinde, ishalde çok rahatlatıcıdır. Böcek sokmalarında, sokulan bölgeye adaçayı yaprağının tozu uygulanır. Adaçayı, dıştan uygulandığında, yaprağın tozu uygulanır. Adaçayı dıştan uygulandığında (Çalkalama ve Gargara), bademcik iltihabı, boğaz hastalıkları, diş iltihaplanmaları, yutak ve ağız boşluğu iltihaplanmalarında veya ülserlerinde özellikle önerilir. Eğer zamanında adaçayı kullanılmış olsaydı, pek çok çocukta ve yetişkinde bademcik ameliyatına gerek kalmayabilirdi. Bedenimizin polisleri olarak, zehirli maddeleri yakalayan ve zararsız hale getiren bademcikler alındığında, ağızdan giren zararlı maddeler doğruca böbreklere ulaşırlar.

Adaçayı, sallanan dişlere, dişeti çekilmesine ve kanamasına karşı da (Çalkalama ve Gargara) başarıyla kullanılabilir veya bitki çayına batırılan pamuk hasta bölgelere uygulanır. Ayrıca dıştan kullanımda da, gargara ve çalkalamaların yanı sıra yara kompresi olarak da kullanılabilir. Sinirli ve yorgun olan kişiler ve dölyatağı (rahim) hastalığı çeken kadınlar arada sırada adaçayı oturma banyoları almalıdırlar. Zayıf ve güçsüz çocuklara balla tatlandırılarak içirilir. Bu çay, tahriş kaynaklı öksürüklerde de başarılıdır. Şifalı bitki olarak kullanılmasının yanı sıra, adaçayının çok değerli bir baharat olduğunu ve böylece mutfaklara girdiğini de unutmamak gerekir.

UYARILAR:

Adaçayının aşırı kullanımında kan basıncı (tansiyon) yükselebilir. Dölyatağı (Rahim) kaslarını uyardığı için, gebelik sürecinde kullanılmaz. Annelerin süt üretimini durdurur. Önerilen dozajlara uyulduğunda, bilinen başka bir yan etkisi yoktur.

Kullanım Biçimleri:

Çay Hazırlamak: Yarım veya bir tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış kuru yaprak, bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır ve üstü kapalı olarak 10 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-3 bardak içilir. Taze bitki kullanılması durumunda 4-5 dakika demleme süresi yeterlidir.

Çalkalama/Gargara: 2-3 tatlı kaşığı kurutulmuş ve ince kıyılmış yaprak, 2 bardak soğuk suya eklenir ve ateşe konur. kaynamaya başlayınca ocaktan indirilir ve üstü kapalı olarak 15 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde pek çok kere 5-10 dakika süreli gargaralar yapılır.

Tentür Kullanımı: Günde 3 kere, 15-20 damla kadar D2 inceltisindeki tentür, yarım kahve fincanı suya eklenerek alınır. Çay olarak kullanılabildiği her yerde tentür de kullanılabilir.

Karışımlar: Gargaralarda ve çalkalamalarda kekikle, sindirim sorunlarında ise Mayıs papatyası ile eşit oranda karıştırılır.

Adaçayı Sirkesi: Geniş ağızlı bir şişe, çayır adaçayı çiçeği ile doldurulur, çiçeklerin üstüne çıkacak kadar doğal üzüm sirkesi eklenir ve şişe 14 gün güneşte veya sıcak bir ortamda, arada bir çalkalanarak bekletilir ve süzülür.

Oturma Banyosu: İki avuç dolusu yaprak soğuk suda gece boyunca bekletilir. Ertesi gün kaynama derecesine kadar ısıtılır, 5-6 dakika demlendikten sonra süzülür ve banyo suyuna eklenir.



adamotu.jpg


Adamotu (Köpek Otu)


(Alraunwurzel, Mandragore, Mandrake) :Mavimsi-mor renkli çiçekler açan, rozet yapraklı ve kazık köklü çok yıllık otsu bir bitkidir. Kökleri insana benzediği için, bu isim verilmiştir.Türkiye’de yetiştiği yerler: Batı ve Güney Anadolu.

FAYDASI:Kökleri % 0,3 oranında Hiyosiyaminlerle Skopolamin alkaloitlerini taşır. Bundan dolayı zehirli bir bitkidir. Ağrı kesici, yatıştırıcı, cinsel gücü arttırıcı etkileri vardır. Halen tedavide çesitli preparatların terkibinde kullanılmaktadır. Rastgele kullanıldığında zararlı olur.





adasogani.jpg


Adasoğanı ( Scille )


(Scille, Scillae bulbus, Sea onion, Urginea maritima) :Zambakgillerden bir çesit bitkidir. Yaprakları uzun şerit şeklindedir. Çiçekleri yeşil ve beyaz damarlıdır. 2 kilogram kadar olan soğan kısmı, yapraklarının altındadır. Acı ve zehirlidir. 7,5 gram adasoğanı, bir insanı rahatça öldürebilir. Tazeyken kullanılmaz. Aksi halde zehirlenme ve kusmalara yol açar. Soğanın etli olan orta kısmı, dilimlenerek kurutulur. Sonra dövülüp toz haline getirilir. Çok iyi bilmeden kullanılmamalıdır.

FAYDASI:İdrar söktürür. Kalp hastalarında vücudda biriken suyu boşaltır. Azotemiyi azaltır. Böbrek hastaları kullanmamalıdır.





3129162-sm.jpg


Ağaç Kavunu (Utruç)


Turunçgillerden; yaprakları mavimsi pembe bir ağaçtır. Meyvesi; buruşuk kabuklu iri limona benzer.

Faydası: Ferahlatıcı, serinletici ve kabızlık gidericidir.





ahlat.jpg


Ahlat (Yaban Armudu)


(Yaban armudu, Piraster, Pirus elaegrifolia, Wild pear-tree, Poirier sauvage) :Gülgillerden, kendi kendine yetişen ve üzerine armut aşılanan bir ağaçtır. Yemişi iyice olgunlaştıktan sonra yenir.

Faydası: Meyveleri ishal keser. Zehirli hayvan sokmalarında, filizi ezilip yaraya sürülür.




ahududu.jpg


Ahududu (Ağaç Çileği)


(Himbeere, Framboise Common, Rasberry bush) :Ağaç çileği ve sultan böğürtleni olarak tanınır. Haziran-Temmuz ayları arasında beyazımtırak renkli çiçekler açan, 30-150 cm boyunda, çok senelik, dikenli, çalı görünüşünde bir bitkidir. Dağlık mıntıkaların orman ve korularında tesadüf edilir. Gövdesi dallı, dikenli ve yatıktır. Yaprakları 3-5 parçalı, sivri uçlu, yaprak sapı kıvrık dikenlidir. Çiçekleri ekseriya dalların ucunda 5-10 çiçekli salkım halindedirler. Meyvesi etli ve birçok eriksi tipli meyvelerin biraraya gelmesi ile meydana gelmis, küre biçiminde, kırmızı renkli ve güzel kokuludur. Meyveleri temmuz ve agustos aylarında olgunlaşır. Çoğu çesitleri bahçelerde yetiştirilir. Umumiyetle sonbaharda 1-1,5 m aralık bırakılmak suretiyle dikilir. Ahududurar her 6-7 senede bir yenilenmelidir. Türkiye’de; Ege, Marmara, Karadeniz bölgelerinde yetiştişir

Faydası:Kullanılan kısmı, meyve, çiçek ve yapraklarıdır. Meyveler tamamen olgunlaştıkları zaman toplanır. Yapraklarında tanen, meyvelerinde ise organik asitler (malik asit, sitrik asit vs.) şeker, pektin, uçucu ve sabit yağlar bulunmaktadır. Yaprakları bogaz hastalıklarında gargara için kullanılır. Çiçeklerinden romatizma ve nikris (gut) hastalıklarında faydalanılır. Taze olarak, şeker ve böbrek hastalıklarında perhiz yiyeceği olarak istifade edilir. Halk arasında ishal ve ateşli hastalıklara karşı tavsiye edilir.





alfalla.jpg


Alfalfa ( Medicago Sativa )


Asya kökenli bir bitki olup Romalılar ve Araplar tarafından dünyaya yayılmıştır. Araplar ona içerdiği vitamin, protein ve minerallerden dolayı "Besinlerin Babası" ismini vermişlerdir. Çinliler onu 6. yüzyıldan beri böbrek taşı düşürmeye yardımcı, vücuttaki fazla suyu atmak, romatizmal rahatsızlıklar, şişkinlik ve gaz gidermek için kullanmaktadır. Alfalfa bitkisi protein, vitamin, mineral ve besleyici gıdalar yönünden zengindir. Alfalfa, manganez, kalsiyum ve beta-karoten (Kalp hastalıkları ve kansere karşı çok yararlı), proteinler, A, C ve K vitaminleri içerir. Alfalfa, gıda üreticileri tarafından klorofil ve karoten kaynağı olarak da kullanılmaktadır. Alfalfa, K vitamininin en iyi doğal kaynaklarından birisidir. Vitamin K belirli proteinlerin kalsiyuma bağlanmasına yardım eder ve uygun kemik mineralizasyonu için gereklidir. Düşük vitamin K alımıyla erkek ve kadınlarda kalça çatlaması veya kırılması riskinin artması arasında bir ilişki olduğu yakın zamanlarda yapılan bir araştırma ile ortaya çıkarılmıştır. Vitamin K, kemik sağlığı ile ilgili en azından üç proteini aktive etmektedir. Vitamin K'nin bir diğer fonksiyonu kanı pıhtılaştıran etkenlerin, özellikle de protrombin denen maddenin üretilmesine yardımcı olmasıdır. Alfalfa bitkisinin içerdiği manganez ise önemli bir eser mineraldir. manganezin vücutta; sağlıklı kemik gelişimi ve korunması, cinsiyet hormonu sentezi, sinir gelişimi ve fonksiyonu, doğal öldürücü hücrelerin (bağışıklık sistemi ile ilgili) harekete geçirilmesi gibi görevleri vardır.

Faydaları ve Kullanım Alanları:

Sağlıklı kemik gelişimi ve kemiklerin korunması

Artrit, kireçlenme ve mafsal iltihabı

İştahın artırılması ve iyi bir besleyici

Anemi, kansızlık

İdrar yolları, böbrek ve idrar kesesi rahatsızlıkları

Böbrek taşı veya kumu düşürmek için yardımcı ve idrar artırıcı

Sistit (cystitis)

Karaciğer, kan ve böbrekleri temizleyici (detoxifier)

Hipofiz bezi fonksiyonlarını destekleyici

Gut, damla hastalığı

Kabızlıkta rahatlatıcı

Estrogen (östrojen) üretimine yardımcı

Kan şekerinin ayarlanmasına yardımcı




akasya.jpg


Akasya (Salkım Ağacı)


( salkım ağacı) :Baklagillerden; bir çeşit süs ve gölge ağacıdır. Salkım çiçekli ve küçük yapraklıdır. Çiçekleri güzel kokar. Çiçekleri kullanılır.

Faydası: Astım ve Nefes darlığını giderir.





akdiken.jpg


Akdiken (Geyikdikeni)


(Gemeiner Kreuzdorn, Nerprun Alaterne, Common Buckthorn) :Mayıs-Haziran aylarında, sarı-yeşil renkli, küçük çiçekler açan bodur bir ağaçtır. Orman ve koru kenarlarında bulunur. Dalları karşılıklı, uçları diken halindedir. Yaprakları karşılıklı ve saplıdır. Çiçekler küçük demetler halinde bir araya toplanmıştır. Küre şeklinde ve bezelye büyüklüğündeki meyvası evvela yeşil, olgunlukta morumsu-siyah renk alır.Türkiye’de yetiştiği yerler: Bolu ve Trabzon civarıdır.

Faydası: Faydası : 20 tane meyve yenecek olursa, şiddetli müshil tesiri gösterir ve kabızlığı giderir. Kaşıntıları da keser. Ancak, belirtilen miktardan fazla kullanılmamalıdır. Aksi halde, şiddetli karın ağrılarına sebep olur.
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
akhusagaci.jpg


Akhuş Ağacı (Kayın Ağacı)

( kayınağacı )Kayıngillerden; nemli topraklarda yetişen bir ağaçtır. Meyveleri küçüktür. Yaprakları ilkbahar aylarında toplanıp kurutulur

Faydası: İdrar söktürür. Vücutta biriken suyu boşaltır. Böbreklerin düzenli çalışmasını sağlar. Şişmanlamayı önler. Romatizma ağrılarını dinlendirir. Ayak kokularını keser. Saçları gürleştirir, kepekleri yok eder. Cilt hastalıklarını tedavi eder. Kalp kifayetsizliğinin sebep olduğu idrar tutukluğunu giderir. Vücutta biriken tuzu atar. Üremi ve albüminde faydalıdır.




alic.jpg


Alıç (Ekşi Muşmula)


Gülgillerden; kırlarda yabani olarak yetişen bir ağaçtır. Meyveleri; küçük muşmulaya benzer, kırmızı renklidir. Tadı mayhoştur. Hekimlikte meyvesi kullanılır.

Faydası: Asabi çarpıntıları giderir. Sinir bozukluğunu geçirir. Yüksek tansiyonu düşürür. Aritmide kullanılır. Uykusuzluğu giderir. Kalbi kuvvetlendirir. Damar sertliği ve göğüs nezlesinde faydalıdır.





almanpapatyasi.jpg


Alman Papatyası ( Matricaria Recutita )


Avrupa ve Batı Asya kökenli olup, papatya ailesinin bir üyesidir. Avrupa’ da yaygın bir şekilde tarımı yapılmaktadır. Tek yıllık, çiçekleri 5-10 mm çapında, dil şeklindeki çiçekler beyaz renkli, bir sıra ve 12-20 tanedir. Tüp şeklindeki çiçekler ise sarı renkli, çok adette ve kapitilumun ortasındadır. Çiçek tablası koni biçiminde, üzeri çıplak ve içi boştur (Diğer papatyalardan farkı). Kokusu özel ve kuvvetli, tadı acımsıdır. Çiçekleri %1-2 oranında uçucu yağlar (matricin-chamazulen, bisabolol, bisaboloksit, bisabolonoksit), rezin, flavonlar (apigenin, luteolin, quercetin) içermektedir. Bu aktif bileşikler papatyaya iltihap ve spazm giderici (anti-inflammatory ve anti-spasmodic), bakteri veya mantar öldürücü (Anti-bakteriyal ve anti-fungal), ağrı kesici (Analjezik), yatıştırıcı ve sakinleştirici (Sedatif), anti-allerjik, kas gevşetici (özellikle mide-bağırsak sisteminde), antiseptik ve dezenfektan özellikler vermektedir. Yüzyıllardır güvenle yan etkisiz bir şekilde kullanılmaktadır.

Faydaları ve Kullanım Alanları:

Mide Ekşimesi ve mide ekşimesinden dolayı yemek borusunda veya midede duyulan yanma hissi (Heartburn)

Depresyon, stres ve sinirsel durumlara karşı sakinleştirici

Soğuk algınlığı ve saman nezlesi

Uykusuzluk problemleri

Sindirim güçlüğü ve hazımsızlık (Indigestion)

Kolik (Kalınbağırsak ve karın boşluğunda duyulan sancı)

Stresli kolon veya kalın bağırsak kasılması, bağırsak alerjisi (IBS: Irritable Bowel Syndrome)

Peptic Ülser

Ülseratif Kolit (Kalınbağırsak iltihabı)

Böbrek ve safra kesesi taşlarına karşı çözücü, idrar arttırıcı.






altinbasakotu.jpg


Altın Başak Otu ( Solidago Virgaurea )


Hendeklerde, orman kıyılarında, eğimli çayırlarda ve ağaçları kesilmiş orman bölgelerinde yetişir. Yöresel olarak Yahudi otu ve altın asa adıyla da bilinir. Tüylü ve altın sarısı çiçeklerle bezeli sapı 80 cm kadar yükselebilir. Ağustos da, çiçeklenme başlangıcında, bitki sapının orta bölümünden kesilir. Gölgelik ve havadar bir ortamda yüksek bir yere asılır ve iyice kurumaya bırakılır. Saplarla birlikte çok ince kıyılır ve hava almayan kaplarda saklanır. Eterli uçucu yağlar, tanen, Saponin, flavonoids ve astringnet principle içerir. İdrar artırıcı, gaz söktürücü ve antiseptik özelliği vardır. Altın başak, bağırsak hastalıklarında ve kanamalarında kullanılır. Ama, her şeyden önce böbrek hastalıklarına karşı olağanüstü bir şifalı bitki olarak övülür. Bitkinin çiçekleri ve yaprakları serinletici bir etkiye sahiptir. Bitki, bedendeki fazla sıvıyı atabilme yeteneğine sahip olduğu için, her tür böbrek ve mesane hastalığında önerilir.

İsviçreli Herbalist Künzle, yazılarında giderek kötüleşen bir böbrek hastalığı çeken 45 yaşlarındaki bir adamdan söz ediyor: "Sonunda böbreklerin birinin alınması gerekmişti. Öteki böbrekte apseli ve gerektiğince çalışamıyordu. İşte bu durumda hasta, altın başak kürüne başladı. Altın başak, Yoğurtotu ve sarı ballıbaba eşit karışımı ile demlediği çaydan günde 4 bardak içerek 14 gün içerisinde sağlığına yeniden kavuştu." Altın başak, böbrek büzülmelerinde ve yapay böbreğe bağlanma zorunluluklarında (Diyaliz makinesi) bile, yoğurtotu ve sarı ballıbaba ile birlikte etkilidir. Yıllardır iyileştirilemeyen böbrek büzülmesi hastalığı çekmekte olan 52 yasındaki bir adam, ter içinde ve soluk almakta zorlanarak bana (M.Treben) geldi. Her üç bitki karışım çayını içmeye başladıktan 1 hafta kadar sonra belirgin bir biçimde rahatladı. Fakat, tüm bu bitkileri doğadan taze topluyordu. 3 hafta kadar sonra ise hiç bir şikayeti kalmamıştı.

Kişinin tüm ruhsal duyumları böbrekler tarafından karşılanır. Bu nedenle, örneğin, bir yakının ölümünde veya herhangi bir felaket karşısında, en fazla zarara uğrayan organ böbrektir. Altın başak, kişinin duygusal yaşamını en iyi düzenleyen bir şifalı bitki olarak kendini kanıtlamıştır. Bu nedenle, düş kırıklıklarında ve ruhsal sıkıntılarda altın başak çayı önemle tavsiye edilir. Ağır duygu dalgalanmalarında, bu bitkinin okşayan ve sanki pürüzleri yok eden sevgi dolu bir el gibi, bozuk dengeyi sağlamaktaki başarısını duyumsayabiliriz. Böylesine rahatlatabilen bir bitkinin yakınımızda olduğunu bildiğimiz için, Tanrı'ya şükran borçluyuz.

UYARILAR:

Bilinen herhangi yan etkisi yoktur. Kronik böbrek hastalıklarında doktora danışılmalıdır.

Kullanım Biçimleri:

Çay Hazırlamak: Bir tatlı kaşığı kurutulmuş ve ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır ve üstü kapalı olarak 10-15 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-4 bardak çay, aç karnına veya öğün aralarında, soğutulmadan içilir. Taze bitki kullanılması durumunda 4-5 dakika demleme süresi yeterlidir.

Tentür: Günde 3-5 kere, 10-15 damla D1 inceltisindeki tentür doğrudan dil üstüne veya yarım kahve fincanı suya eklenerek alınır. Çay olarak kullanıldığı her yerde tentür olarak da kullanılabilir.

Üçlü Çay Harmanı: Sarı ballıbaba, altın başak ve yoğurtotu eşit oranda karıştırılır. Bu karışımdan yarım tatlı kasığı dolusu , orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, 5-6 dakika demlendikten sonra süzülür. Gün boyunca 2-4 bardak içilir.





altinkoku.jpg


Altınkökü (İpeka)


Güney Amerika’da yetişen bir bitkidir.

Faydası: Az miktarda kullanıldığı takdirde tatlandırıcıdır. Yüksek dozlarda kullanılırsa kusturur, ishal yapar. Müzmin bronşitte ifrazatı artırır.






amberkabugu.jpg


Amber Kabuğu ( Croton Elutheria )


Antil adalarında yetişen “liquidamber/sığla ağacı” denilen ağacın kabuğudur. Kabukların dışı kahverengiye yakın gri; içi ise sarıdır. Yandığı zaman hoş bir koku verir.

Faydası: Dizanteri ve ishali keser. Hazım bozukluklarını giderir. Kansızlıkta faydalıdır. Anne sütünü artırır.



amberbaris.jpg


Amberbaris (Kadıntuzluğu)


Yabani, çalı şeklinde, sarı çiçekli bir ağaçtır. Kökü acıdır. Yaprakları ve yemişi tatlıdır. Seyrek ormanlarda bulunur. Boyu 2-3 metre arasındadır. Meyvelerinde bol miktarda C vitamini vardır. Meyveleri, kabukları ve kökü kullanılır.

Faydası: Karaciğer ve safra kesesi hastalıklarını iyileştirir. Ateşi düşürür. Hazım bozukluklarını giderir. Bağırsak iltihaplarını tedavi eder. Öksürüğü keser. Mideyi kuvvetlendirir. İştah açar. Ağız yaralarını iyileştirir. Kan dolaşımını düzenler. Yüksek tansiyonu düşürür. Siyatik, romatizma ve eklem ağrılarını giderir.






anason.jpg


Anason ( Anis )


Vatanı Asya’dır. Maydanozgillerden; yarım metre kadar yükseklikte bir bitkidir. Yaprakları yuvarlak ve böbrek şeklindedir. Çiçekleri beyazdır; meyveleri küçüktür. Meyvelerinde “Anethol” vardır. Kokucu ve yakıcı lezzettedir. Temmuz ve ağustos aylarında toplanır.

Faydası: Hazmı kolaylaştırır. İştahsızlığı ve yemeklere karşı duyulan tiksintiyi giderir. Mide ve bağırsak gazlarını söktürür. İdrarı artırır. Kusmaları ve ishali keser. Aybaşı kanamalarının düzenli olmasını sağlar. Ancak, aybaşı kanamaları ve hamilelik döneminde kullanılmaz. Anne sütünü artırır. Sinirleri yatıştırır. Migren ağrılarını

keser. Beyin yorgunluğunu giderir. Uyku verir. Kalbi kuvvetlendirir. Kan dolaşımının düzenli olmasını sağlar. Cinsel arzuları kamçılar. Astım, nefes darlığı ve bronşitte görülen şikayetleri giderir. Öksürüğü keser. Yaşlılarda meme sarkmasını önler. Fazla miktarda kullanıldığı zaman uyuşukluk verir.




andizotu.jpg


Andızotu (At Gözü)


Bileşikgillerden; nemli yerlerde yetişen, 1 metre kadar sapı olan, bir çeşit ottur. Yaprakları büyük, yumuşak ve yuvarlaktır. Çiçekleri sarı renkte olup, acı ve kokuludur. Kökü kalındır. Meyveleri küçük fıstık kozalağına benzer.

Faydası: Mideyi kuvvetlendirir. Balgam söker. Mikropları öldürür. Vücutta biriken tuzu atar. Üremi, nefrit, sistit, idrar yolları hastalıklarında faydalıdır. Nefes darlığını giderir. Karaciğer hastalıklarını tedavi eder. Kaşıntıları keser. Fazla kullanıldığı zaman mide bulantısı yapar.




antepfistigi.jpg


Antep Fıstığı (Şam Fıstığı)


Antep fıstığıgiller familyasındandır; Gaziantep havalisinde yetiştirilen, 5-10 metre yüksekliğinde bir ağaç ve bunun meyvesidir. İçeriğinde sabit yağ, sakkaroz ve proteinli maddeler vardır.

Faydası: Vücudun gelişmesini sağlar. Bedeni ve zihni gücü arttırır. Cinsel istekleri kamçılar. Böbrek ve safra kesesi ağrılarını hafifletir. Göğsü yumuşatır, öksürük söktürür.






ararot.jpg


Ararot (Mranta Nişastası)


Sıcak iklimlerde yetişen “Maranta” adlı kamıştan veya ona benzer başka bitkilerin köklerinden çıkarılan beyaz bir tozdur. Nişastadan daha incedir. Kokusu ve tadı yoktur.

Faydası: Çocuk maması yapmakta kullanılır. Süt çocuklarına ve nekahat dönemi hastalarına verilir. Hastalıklardan sonra görülen halsizlikleri giderir.






ardic.jpg


Ardıç (Ephel)


Kozalaklılardan 2-5 metre boyunda bir ağaçtır. Yaprakları ince, uzun, sivri ve güzel kokuludur. Meyveleri; siyah, parlak kozalak şeklindedir. Bunlara ardıç tohumu da denilir. Kasım ve aralık aylarında toplanıp kurutulur. Bir çok türü vardır.

Faydası: Kandaki şeker miktarını düşürür. Pankreasın normal çalışmasını sağlar. Nekahat devresinin çabuk atlatılmasında yardımcı olur. Vücuda dinçlik verir. Böbrekleri, mesaneyi ve idrar yollarını temizler. Ter ve idrar söktürür. Vücutta biriken suyu boşaltır. Soğuk algınlığı, romatizma, damar sertliği ve nikriste de faydalıdır. Kadınlarda görülen beyaz akıntıyı keser. Aybaşı ağrılarını dindirir. Böbreklerinde iltihap olanlar kullanamaz. Tavsiye edilen miktarı da aşmamalıdır.
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
ardickatraniagaci.jpg


Ardıç Katranı Ağacı (Katran Ardıcı)

1 metre kadar yükseklikte; yuvarlak kırmızı meyveleri olan bir ağaçtır. Meyveleri ardıç meyvelerinden daha büyüktür. Odunun kapalı ocaklarda yakılmasından (Kuru distilasyon) ardıç katranı denilen bir madde çıkarılır.

Faydası: Kadyağı; ergenlik, egzama, saçkıran, kellik ( saç dökülmesi ), uyuz ve sedef hastalığında kullanılır.






armut.jpg


Armut ( Pirus Communis )


Gülgillerden; çiçekleri beyaz bir ağacın meyvesidir. Armut; suluca yumuşak tatlı ve küçük çekirdeklidir. Rengi sarı ile yeşil arasında değişir. Ankara, Mustabey, Çengel, Kumla, Bey olmak üzere birçok çeşidi vardır.

Faydası: Böbreklerin düzenli çalışmasını sağlar. İdrarı bollaştırır. Böbrek kum ve taşlarının dökülmesine yardım eder. Yüksek tansiyonu düşürür. Kanı temizler bütün salgı bezlerinin normal çalışmasını sağlar. Kansızlığı giderir, kabızlığı önler. Sinirleri yatıştırır. Zihni yorgunluğu giderir. Susuzluğu keser. Tükürük ifrazatını artırır. Hamilelerin kusmalarını azaltır. Hazımsızlığı giderir. Mafsal kireçlenmesi, nikris ve romatizmada faydalıdır. Şeker hastaları da yiyebilir. Midesi zayıf olanların kompostosunu içmeleri tavsiye edilir. Yemeklerden önce yenecek olursa daha faydalı olur.






arpa.jpg


Arpa ( Hordeum Vulgare )


Buğdaygillerden; taneleri ekmek ve bira yapmakta kullanılan bir bitkidir. Hayvan yemi olarak da verilir. Nişastası boldur. Kavrulup kahveye de karıştırılır.

Faydası: İdrar söktürür. Mesane ve idrar yollarındaki iltihapları temizler. Böbrek ve kum taşlarının dökülmesine yardım eder. Prostat büyümesini önler. Asabi kusmaları durdurur. Boğaz ve yarım baş ağrılarını dindirir. Dil iltihaplarını giderir. Temriye ve mayasılda haricen kullanılır.







aslanagzi.jpg


Aslan Ağzı (Kurtağzı)


Aslanağzı giller familyasından; türlü renkte, güzel bir bitkidir. Kokusuzdur. Daha ziyade süs bitkisi olarak kullanılır.

Faydası: Balgam söktürür. Bronşit’te rahatlık verir.




Aslan Yağı ( Leontopidium Alpinium )

Bileşikgiller familyasından; Alp dağlarının yüksek tepelerindeki kireçli topraklarda yetişen bir bitkidir. Çiçekleri yıldız şeklindedir. Ağustos ayında toplanıp kurutulur.

Faydası: Çocuklarda görülen ishalleri keser.







aslandisi.jpg


Aslan Dişi (Karahindiba)


Bileşikgiller familyasından; yol kenarında, çayır ve hendeklerde yetişen bir çeşit bitkidir. Yaprakları rozet şeklindedir. Çiçekleri sarıdır. Taze yaprakları salata olarak da yenilebilir. Kökünde; Torexacin, levulin, inulin ve şeker vardır. Yaprakları ilkbahar; kökleri ise, sonbahar aylarında toplanıp,

kurutulur.

Faydası: İdrar söktürür. Mesane ve kalınbağırsak iltihaplarını giderir. Göğsü yumuşatır, öksürüğü keser. Balgamlı ishalleri keser. Karaciğer şişkinliğini indirir. Böbrek ve safra taşlarını düşürür. Sarılıkta faydalıdır. Anne sütünü artırır. Taze sürgünleri kırıldığı zaman akan sütü de dişleri temizler. Öğütülen kökü, kahveye katılır.






Aslan Kuyruğu (Yerpırasası)

Ballıbabagillerden; bir çeşit bitkidir.

Faydası: Ateşi düşürür ve terletir. Vücuda rahatlık verir.




aslanpencesi.jpg


Aslan Pençesi ( Alchemilla Vulgaris/Arvensis )


Halk dilinde şebnemli ve aslan ayağı adıyla da anılır. Genelde, orman ve yol kıyılarında, bayırlarda, yüksek yörelerdeki nemli çayırlarda,ve dağlık bölgelerde yetişir. Güzel bir görünümü olan, 7-9 parmaklı yapraklarının kenarları dişlidir. Oldukça sağlam olan sapı pek yüksek değildir ve pek dikkat çekmeyen sarımsı yeşil yaprakları özellikle Mayıs'tan Haziran'a kadar, ama daha sonraları da görülebilir. Bitkinin yaprakları bazen toprağın üstüne kapanırlar ve sabahleyin yaprağın ortasında bir çiğ damlası görülür. Bin metrenin üstündeki bölgelerde aslanpençesi daha çok gümüş rengindedir ve kireçli topraklarda olduğu kadar, ilk kütle zeminlerinde de yetişir. Her iki bitki cinsi de, çiçek açma zamanında tümüyle, daha sonra ise yalnızca yaprak olarak toplanır ve kurutulur.

Faydası: Özellikle kadın hastalıklarına karşı kullanılır. Hıristiyanlığın ilk günlerinden beri Bakire Meryem'in adıyla anılmıştır. Aslanpençesi, yalnızca adet görme düzensizlikleri, dölyolları akıntısı, dölyatağı (rahim) şikayetleri ve menopoz çağındaki rahatsızlıklarda rahatlatıcı etkiler yapmakla kalmayıp, ergenliğe geçişte de, civanperçemi ile birlikte kullanıldığında, adet görmeyi düzene sokabilir. Bazı genç kızlarda adet hallerinin başlamaması durumunda, aslanpençesi civanperçemi ile eşit karıştırılarak kullanıldığında, her şeyi yoluna koyabilir. Yara ateşlenmesine, apseli yaralara ve ihmal edilmiş çıbanlara karşı, su toplayıcı ve kalp güçlendirici olarak kullanılır. Diş çektirdikten sonra, aslanpençesi çayı, önerilebilecek içeceklerin en başında gelir. Yinelenen gargaralar sayesinde, yara birkaç gün içinde kapanır.

Ayrıca, kas ve organ yorgunluklarında ve kansızlık hallerinde de yardımcı olur. Zor doğum yapan ve düşük yapmaya yatkın kadınlarda, ceninin dölyatağındaki durumunu sağlamlaştırmakta, doğum yaralanmaları ve dölyatağı gevşekliğinde, dölyatağı kasları yorgunluğunda aslanpençesi en önde gelen yardımcıdır. Bu tür kadınlar, üçüncü aydan sonra bitki çayını içebilirler. O, tüm kadın hastalıklarında kullanılabilen bir bitkidir. Yüksek yerlerde yetişen bitkilerin yapraklarının altı parlak gümüş renginde olur. Bitkinin bu türü özellikle bedende yağ birikimine karşı başarıyla kullanılabilir. Günde 2-3 bardak çay uygundur. Uyku düzensizliği çekenlere de çok yardımcı olabilir.

Kullanım Biçimleri:

Çay Hazırlamak: Yarım tatlı kaşığı kurutulmuş ve ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır ve demlenmesi için 5-6 dakika kadar beklendikten sonra süzülür. Günde 2-3 bardak içilir.

Banyo Katkısı: Bir tam banyo için 5-6 avuç dolusu taze bitki veya 200g kurutulmuş bitki, gece boyunca soğuk suda bekletilir. Ertesi gün, kaynama derecesine kadar ısıtılır ve demlenmesi için 5-6 dakika bekledikten sonra süzülür ve banyo suyuna eklenir.

Bitki Lapa Kompresi: Yeterince taze bitki iyice yıkanır, bir tahta tablanın üstünde merdane ile iyice ezilir ve hasta bölgeye uygulanır..




asma.jpg


Asma ( Vitis )


Asmagiller familyasından tırmanıcı, uzun ömürlü, ağaçsı bir bitkidir. Mayıs-Haziran ayları arasında çiçek açar. Gövdesi üzerindeki kabuklar zamanla esmerleşip şeritler halinde dökülür. Çiçekleri küçük, yeşilimsi renktedir. Yapraklarının taban kısmı kalp şeklindedir. Kenarları dişli ve ucu sivridir. Üst yüzleri

tüysüz, alt yüzleri ise tüylüdür. Meyvelerine üzüm denir. Kuru veya yaş olarak yenir.

Faydası: Yaprakları ile yapılan ilaçlar kanamayı durdurur. Vücuda kuvvet verir. Sarılığı keser. İshali durdurur.




atkestanesi.jpg


At Kestanesi (Hint Kestanesi)


Atkestanegiller familyasından; süs olarak yetiştirilen iri bir gölge ağacıdır. Nisan-Temmuz aylarında çiçek açar. Meyveleri kestaneye benzer. İçinde nişasta, saponin ve yağ vardır.

Faydası: Kabuklarından yapılan ilaçlar ateşi düşürür. Vücuda kuvvet verir. Tohumları ise romatizma ve mafsal ağrılarını giderir. Varis flebit ve basur memelerinin tedavisinde ve deri çatlaklarını gidermekte kullanılır.




atkuyrugu.jpg


Atkuyruğu ( Equisetum Arvense )


Kırk kilit otu, zemberek otu, çam otu, kırk boğum, tilkikuyruğu ve katırkuyruğu olarak da tanınır. İlkbahar başlangıcında, derinlere kök salmış olan köksaptan, önce spor taşıyıcı kahverengi başak sapları çıkar. Düzgün yapılı küçük çam ağaçlarını andıran 40-50cm boyundaki yeşil yaz kuyruğu ise daha sonra çıkar. Çok yıllık, otsu ve çiçeksiz bitkilerdir. Gövdesi silindir biçiminde, dallı veya dalsız, yeşil veya esmer-yeşil renkli, sert ve içi boştur. Yaprakları çok küçük, pul biçiminde ve sivri uçludur. Spor ile çoğalırlar.Spor keseleri verimli gövdelerinin uçlarında başak şeklinde toplanmışlardır. Türkiye'de 7 kadar türü yetişmektedir. Saponin, %60-70 silisilik asit (silica), potasyum tuzları, tanen ve az miktarda alkaloitler (palustrin, nikotin ve diğerleri) içerirler.

Atkuyruğu, tarlalarda, dere kıyılarında ve eğimli arazilerde yetişir. Balçıklı toprakta yetişenleri en şifalı olanlarıdır. Yetiştiği yere göre %60-70 silisik asit içerir ve bu oran onun şifalı etkinliğini arttırır. Doğal olarak, yapay gübre kullanılan tarlalardan toplanılmaması gerekir. Dalları en ince olan atkuyruğu cinsi genellikle ormanlarda ve orman kıyılarında yetişir. Bu cins de şifalıdır. Bataklık, karasuluk yerlerde ve dağlık meralarda (Equisetum hiemale) ise yalnızca dıştan, banyo katkısı (oturma banyosu) olarak kullanılmalıdır! Genç sürgünleri yiyen hayvanlarda, kan işemesi ile belirlenen zehirlenmeler görülür. Özellikle sığır ve atlar bu bitkiye karşı duyarlıdır. Kurutma ile zehirlilik etkisi azalmaz. İnsanlarda da aynı şekilde zehirlenme belirtileri görülmektedir. Bu nedenle dikkatle kullanılması ve belirtilen miktarların üzerinde kullanılmaması gereken bir drogdur.

Çayı yapılacak bitkilerin, tarlalardan, orman kıyılarından ve dere Çay için toplanacak bitkiler (Equisetum arvense), 25-60 cm yükseklikte ve sapı 3-6 mm civarında olan türlerdir. Mayıs-Haziran döneminde, henüz canlı yeşil rengini korurken, sapın toprağa yakın bölümünden kesilir ve demetler halinde gölge ve havadar bir yere asılarak kurumaya bırakılır. İğne yapraklar gövdeden kolayca ayrıldığında kuruma tamamlanmış olur. Yapraklar ovuşturularak saptan ayrılır ve bir örgüye serilerek 1-2 gün boyunca tam olarak kurumaya bırakılır. Sonra ince kıyılır ve hava almayan kaplarda saklanır.

Faydası: Bu bitki, özellikle mesane ve böbrek hastalıklarında sağladığı başarılar sayesinde eski çağlardan beri tanınmaktaydı. Atkuyruğu, mesane ve böbrek rahatsızlıklarında, taş ve kum rahatsızlıklarında, benzeri bulunamaz ve yeri doldurulamaz bir şifalı bitkidir. Böbrek kumu, böbrek ve mesane taşlarında, sıcak atkuyruğu tam banyoları alınır ve aynı zamanda da atkuyruğu çayı içilir ve basınçlı bir biçimde boşaltabilmek için, idrar elden geldiğince tutulur. Taş, bu durumda genellikle düşürülür. Atkuyruğu oturma banyoları, dıştan yaptığı etki ile böbreklerin kan dolaşımını yoğunlaştırarak, onların gözler üstündeki basınçların azalmasını ve böylece görme bozukluklarının giderek düzelmesini sağlar. Kaşıntılı egzamalarda, kabuklu, iltihaplı, kılları dökülmüş olsa bile, atkuyruğu kaynama suyu ile yapılan banyolar veya kompresler büyük yardım sağlar. Kaynama suyu ile yapılan yıkamalar ve banyolar, dolamalara, bacaktaki açık yaralara, işleyen eski yaralara, çıbanlara, fistüllere, kıl dibi iltihaplarına karşı başarılıdır. Dinmeyen burun kanamalarında, bitki kaynama suyu soğutulduktan sonra, kompres biçiminde buruna uygulanır. Atkuyruğu çıban otu ile eşit karıştırılarak kullanıldığında, kan temizleyici özelliği sayesinde, atardamar sertliğine ve unutkanlığa başarılı olacaktır. Kepekli saçlar, atkuyruğu kaynama suyu ile her gün yıkanır ve saç diplerine zeytinyağı ile friksiyon (ovarak sürme) yapılır. Kepekler kısa sürede yok olacaktır. Binbir delik otu ile eşit oranda karıştırılarak demlenen atkuyruğu çayı günde 1-2 bardak içilip, akşamları da kuru yemek yendiğinde, yatağa işeme olayı önlenebilir.Bu çay aynı zamanda, bademcik iltihabı, ağız boşluğu ve dişeti kanamalarında ve iltihaplarında, fistüllerde ve polüplerde gargara biçiminde kullanılır. Kadınların beyaz akıntılarında, atkuyruğu oturma banyoları alınmalıdır.

Kullanım Biçimleri:

Çay Hazırlamak: Yarım veya bir tatlı kaşığı kurutulmuş ve ince kıyılmış bitki (ince saplı olan 3-6 mm, 25-60 cm yükseklik), orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, üstü kapalı olarak 15-20 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-4 bardak aç karnına veya öğün aralarında soğutulmadan içilir.

Oturma Banyoları: Daha önce de belirtmiş olduğumuz gibi, en iyisi, bataklık ve karasuluk yerlerde yetişen kalın saplı ve uzun boylu bitkinin (1-2 m) kullanılmasıdır. Bir banyo için, beş litrelik bir kova dolusu bitki gerekmektedir . Oturma banyolarında, böbrekler suyun içinde kalmalıdır. Banyo süresi 20 dakikadır. Banyodan sonra kurulanılmaz ve bir bornoza sarınarak bir saat kadar yatakta terlendikten sonra kurulanılarak, kuru iç çamaşırı giyilir. Oturma banyosu suyu, sonradan ısıtılarak, iki kere daha kullanılabilir. 4-5 litrelik bir kova dolusu taze bitki veya 100g kurutulmuş bitki, akşamdan 3-4 litre suya yatırılır. Ertesi gün kaynama derecisine kadar ısıtılır ve süzüldükten sonra küvet içindeki banyo suyuna eklenir. Banyo süresi 20 dakikadır! Banyo suyu böbreklerin üstüne çıkmalıdır. Banyodan sonra kurulanılmamalı ve bir bornoza sarınarak yatakta dinlenilmelidir.

Bitki Buğu Kompresi: İki avuç dolusu ince kıyılmış bitki bir süzgece koyularak, içinde su kaynamakta olan bir kabın üstüne yerleştirilir ve üstü kapatılır. Kompresin soğumamasına özen göstermek gerekir! Birkaç saat veya gece boyunca etkilememeye bırakılır..

Lapa Kompresi: Taze bitki iyice yıkanır ve bir tahta tablanın üstünde lapa haline gelene kadar ezilir.




avakado.jpg


Avokado


Çok kalorili olmasına rağmen içerdiği Glutathion süper bir hücre koruyucusudur, çünkü en iyi antioksidant tir. Antioksidantlar hücrelerin yaşlanmasını yavaşlatırlar ve kanseri önlerler. Tüm meyveler arasında protein bakımından en zengin olanıdır. Bol miktarda E vitamini de içerir.

Faydası: Bu vitamin kalp ve deriyi koruyarak dolaşımı düzene sokar. Ayrıca potasyum ve B6 vitamini de içerir. Kadınlar açısından çok gereklidir.
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
aycicegi.jpg


Ayçiçeği (Gündöndü)

Bileşikgillerden; büyük çiçekli bir bitkidir. Çiçekleri tabak şeklindedir. Rengi sarıdır. Tohumlarından yağ çıkarılır.

Faydası: Yağı, damar sertliğini giderir. Kurdeşen’in sebep olduğu kaşıntıları giderir. Esansı verem tedavisinde kullanılır. Kolestrol miktarını düşürür. Cinsel arzuları kamçılar (afrodizyak etkisi ). Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Kalp, sinir hastalıkları ve iktidarsızlığı önlediği için iktidarsızlık problemi için de kullanılabilir.




ayisarimsagi.jpg


Ayı Sarımsağı ( Allium Ursinum )


İlkbahar müjdecilerinin en başta gelenlerinden biridir. Orman sarımsağı ve cadı soğanı isimleriyle de bilinir. Her ilkbahar, bize güneş ve sıcak için yeni bir umut getirir. İçimiz yine şenlenir, ilk yeşilliklerle sevinir ve bunların tümünün Yaradan'ın iyiliklerle dolu armağanları olduğunu düşünürüz. Bu yeni ve görkemli yeşillikle birlikte, bizler de, sağlık açısından hiçte küçümsenemeyecek derecede tazelik kazanabileceğimiz, bir doku yaşlanmasını yavaşlatma ve beden temizliği kürüne başlayabiliriz. Ayı sarımsakları, inci çiçeğininkini (Mayıs Çiçeği) andıran, neşter biçimindeki cilalanmış gibi parlayan taze yeşil yaprakları, saydam bir beyaz tabaka ile örtülü, uzunca bir soğandan çıkarlar. Üstünde beyaz çiçek yuvarlakları olan açık yeşil ve pürüzsüz sapı 30 cm kadar uzar. Ayı sarımsağı, yalnızca bitkisel topraklı, nemli çayırlarda, gölgeli ve nemli dere kıyılarında, çalılıkların altında, yapraklı ağaç ormanlarına yetişir.

Bitki daha görülmeden, keskin sarımsak kokusu çevreye yayılır. Bu koku ona yabani sarımsak adını da kazandırmıştır ve gerek inci çiçeğinin yaprakları, gerekse zehirli güzçiğdemi veya acıçiğdem (Otlak Safranı-Colchicum autumnale) ile karıştırılmasını kesinlikle önlemiştir. İlkbaharda, tabanı nemli ormanlıklar ayı sarımsağının taze ve yeşil yaprakları ile kaplanır. Nisanda, Mayısta ve bazen daha da erken yeşermeye başlar. Çiçekleri ise, ancak mayıs ortasında veya haziranda görülür.

Bitki, genellikle bildiğimiz sarımsağımızın özelliklerini paylaşır, ancak çok daha güçlüdür. Bu nedenle o, doku yaşlanmasını yavaşlatma kürü için vazgeçilemez bir bitkidir ve kronik deri hastalıklarına karşı da çok başarılıdır. Yapraklar kuruduklarında şifalı güçlerini yitirdiklerini için, taze bitki kullanımına önem verilmelidir. İnce kıyılarak, tereyağlı ekmeğin üstüne serpiştirilip yenebilir. Ayrıca, yine ince kıyılarak, aroma katkısı için çorbalara (kaynatılmadan ), haşlanmış patatesin üstüne ve maydanozla tamamlanan daha başka yemeklere kullanılabilir. Yapraklar, ıspanak veya salata gibi de hazırlanabilir. Fakat, miktar fazla tutulduğunda rahatsız edici bir tat oluşturduğu için, ıspanak gibi pişirilmek istenildiğinde ısırgan otu ile karıştırılarak kullanılmalıdır Bitkinin genç yaprakları nisan ve mayısta, yani çiçeklenmeden önce, soğanı ise yaz sonunda veya sonbaharda toplanır.

Faydası: Ayı sarımsağı soğanı, aynen sarımsak gibi kullanılabilir. Mideleri duyarlı olan kişiler, yaprakları ve soğanı ince doğrayıp üstüne sıcak süt dökmeli, 1-2 saat beklettikten sonra, bu sıvıyı içmelidirler. Bitkinin iyileştirici gücüne bütün bir yıl boyunca sahip olmak isteyenler ise, bir ayı sarımsağı tentürü hazırlayabilirler. Bu tentürden her gün 10-12 damla, biraz suya karıştırılarak alınır. Bu damlalar, kusursuz bir zihin açıklığı kazanılmasına yardım eder, atardamar sertliğine karşı önlem yerine geçer. Ayı sarımsağı, sindirim sistemini çok olumlu etkiler. Aşırı ve kronik ishallerde, bunlar gaz ve kolik eşliğinde olsalar bile, oldukça etkili olabilir . Ayrıca, eğer bağırsak krampı veya yorgunluğu nedeniyle oluşmuşsa, kabızlıkta da çok başarılı sonuçlar verebilir. Kurtlar ve hatta bağırsak solucanları, bir süre ayı sarımsağı kullandıktan sonra yok olurlar. Bağırsakların çalışma randımanı artınca, yaşlı kişilerde görülen, hareketsizlikten veya bağırsakların doluluğundan kaynaklanan rahatsızlıklar da sona erer. Mideden kaynaklanan kalp düzensizlikleri, uykusuzluk, aynı zamanda, atardamar sertliklerinin veya yüksek olan kan basıncının yol açtığı baş dönmesi, kafada basınç ve soluk alma düzensizlikleri de azalır, basınç fazlalığı zamanla normalleşir. Ayı sarımsağı şurubu, sürekli balgam çıkaran ve bu nedenle soluk alma zorluğu çeken yaşlı kişiler için de faydalı olan bir iksirdir. Kronikleşmiş öksürüklerde bile göğsü yumuşatabilir ve böylece, soluk alma zorluklarını ortadan kaldırır. Genellikle yaşlı kişilerde oluşan ödemlerde ve akciğer rahatsızlıklarında bu iyileştirici şurup başarıyla kullanılabilir. Kullanılan taze yapraklar böbrekleri ve mesaneyi temizleyerek, idrar söktürür. Zor iyileşen yaralar, üstlerine taze bitki özsuyu sürüldüğünde hızla iyileşebilir. Bitki, kendisini özellikle sivilceli ciltlerde kanıtlamış bir kan temizleyicidir.

Kullanım Biçimleri:

Aroma ve Baharat: Taze bitki yaprakları, maydanoz gibi doğranarak, tereyağlı ekmeğin, çorbaların, salataların ve et yemeklerinin üstüne serpiştirilir.

Ayı Sarımsağı Tentürü : İnce doğranmış yapraklar veya soğanlar, bir şişenin boğazına kadar gevşekçe doldurulur, üstüne, bitkileri aşacak miktarda, iyi kaliteli konyak eklenir ve 14 gün güneşte veya sıcak bir ortamda, arada bir çalkalanarak bekletilir ve sonunda süzülür. Günde 4 kere, biraz suyun içine 10-12 damla karıştırılarak alınır.

Ayı Sarımsağı Şurubu: Bir avuç dolusu ince kıyılmış bitki yaprağı, iki bardak dolusu beyaz şarap içinde kısaca kaynatılır, isteğe göre, bal veya reçelle tatlandırılır ve gün boyunca yudumlanarak içilir.




ayiuzumu.jpg


Ayı Üzümü (İt Üzümü)


Fundagillerden; küçük taneler halinde kırmızı renkli yemişleri olan, tüylü bir bitkidir.1-3 metre yüksekliğindedir. Her mevsimde yaprakları vardır. Makilerde bulunur. Dalları kırmızımtırak kahverengidir. Yaprakları şimşir yapraklarına benzer. İçinde Hydrochinone vardır. Sonbahar aylarında toplanıp

kurutulur. Çiçekleri pembe salkımlar halindedir. Ev ilaçlarında yaprakları kullanılır.

Faydası: Kuvvet verir. İshali keser. İdrar yollarını temizler. İdrar söktürür. Ateşi düşürür. İdrar yollarındaki taşların düşmesine yardım eder. Prostat büyümesinden kaynaklanan şikayetleri giderir.




aylandiz.jpg


Aylandız (Kokar Ağaç)


Sedef otugillerden; bir çeşit süs ağacıdır. Çiçekleri uzun salkım şeklindedir. Kokusu keskindir. Meyveleri sonbaharda dökülmeden önce kızarır.

Faydası: Bağırsak solucanlarını düşürür.

aynisafa.jpg


Aynı Safa ( Calendula Officinalis )


Ülkemizde (Türkiye) yetişen bitkiler arasında çok önemli bir yere sahiptir. Bu şifalı bitki ayrıca, altıncık, ölü çiçeği, tıbbi öküzgözü, nergis , portakal nergisi ve tıbbi nergis olarak da anılır ve sokak çiçekçileri onu susi adı ile de tanırlar. Bir bahçe çiçeğidir o. 50 cm kadar uzar, çiçek renkleri sarıdan portakal rengine kadar değişir, sapı ve yaprakları etlidir ve tutulduğunda, sanki yapışkanmış gibi hissedilir. Bitki, çiçekleri, yaprakları ve sapları ile toplanır ve kullanılır. Fakat, güneşin en yakıcı olduğu zamanda toplanması gerekir, çünkü, bitkinin şifalı gücü ancak o sırada doruğa ulaşmış olur. Sonbahar sonlarına kadar bahçelerden taze olarak toplanabilir.

Bileşim: Calendula-sapogenin, eterli yağ, saponinler, glikozitler, carotinoid, xantophyll, müsilaj, flavonlar ve organik asitler içerir.

Faydası: Etkileri: İltihap giderici, antibakteriyel, sıkıştırıcı/büzüştürücü, yara iyileştirici, mantar hastalığını iyileştirici, safra salgılarını artırıcı, kramp çözücü, lenf sistemini temizleyici, adet kanamalarını artırıcı

Kullanım Alanları: Aynı safa, lokal deri problemlerinin dıştan tedavisinde kullanılan en önemli bitkilerdendir.

Kullanım Biçimleri:

Çay Hazırlamak: Yarım tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, üstü kapalı olarak 8-10 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 3 bardak çay yeterlidir. Dıştan kullanım için hazırlanan çay için iki misli bitki kullanılmalıdır.

Aynı safa Tentürü: İki avuç dolusu ince kıyılmış bitki (sap, yaprak, çiçek) 1 litre kanyak veya elma sirkesi içinde 14 gün boyunca güneşte veya sıcak bir ortamda, arada bir çalkalanarak bekletilir. Süre sonunda tülbentten geçirilerek süzülür ve koyu renkli bir şişede saklanır. İçten kullanımlarda, D2 inceltisindeki tentür günde 3-5 kere, 15-20 damla, yarım kahve fincanı suya eklenerek alınır. Dıştan kullanımda D1 inceltisindeki tentür, yarım bardak ılık suya 1 tatlı kaşığı eklenerek, kompres veya yıkama biçiminde kullanılır.

Oturma Banyosu: İki avuç dolusu taze veya 100g kurutulmuş bitki, geceden 2 litre suya yatırılır. Ertesi gün, kaynama derecesine kadar ısıtılır, 8-10 dakika demlendikten sonra süzülür ve banyo suyuna eklenir.

Aynı safa Merhemi: İki avuç dolusu ince kıyılmış taze bitki (sap, yaprak, çiçek) hazırlanır. 500 gr içyağı veya margarin, kızartma yapılacakmış gibi kızdırılır ve içine bitkiler dökülür. Çıtırdaması beklenir, karıştırılır ve ateşten çekilir. Üstü kapatılarak, serin bir yerde gece boyunca bekletilir. Ertesi gün hafifçe ısıtılır, bir tülbentten geçirilerek süzülür ve merhem kaplarına aktarılır. Serin bir ortamda saklanmalıdır. uzun süre dayanmaz.

Özsu Çıkarma: Yaprak, sap ve çiçekler iyice yıkanır, ince doğranır ve henüz nemliyken, mutfak robotunda suyu sıkılır.

Kompres: Kompres yapılacak bölgeye önceden yağlı bir krem sürülür, uygun büyüklükte bir pamuk veya bez parçası inceltilmiş tentür ile ıslatılır, sıvının fazlası sıkılır ve nemli pamuk veya bez hasta bölgeye konur ve yayılır, üstü bir naylon parçası ile örtülür ve hepsi büyük bir bez veya sargı bezi ile sarılır. Kompres süresi 2-4 saat olabilir, ama gece boyunca da sürebilir. Önemli olan kişinin kendisini rahat hissetmesidir.

Kaynama Suyu (Yıkamalar için): Çeyrek litre suya bir yemek kaşığı dolusu bitki kullanılır.




ayrikotu.jpg


Ayrıkotu (Ayrık Kökü)


Buğdaygillerden yabani bir bitkidir. Sarımtırak beyaz renkteki kökü kullanılır. İlkbahar ve sonbahar aylarında toplanıp, kurutulur. Mekke ayrığı denilen çeşidi de, ayrıkotunun özelliklerini taşır. Domuz ayrığı ise, zararlıdır.

Faydası: İdrar söktürür. Böbrek ve mesane taşlarının düşürülmesinde yardımcı olur. Buralardaki iltihapları da giderir. Albümini atar. Nefrit ve nikriste de faydalıdır.




ayva.jpg


Ayva ( Sefearcel )


Gülgillerden çiçekleri iri ve pembe renkli; yapraklarının altı tüylü, orta yükseklikteki bir ağacın meyvesidir. Ayva; limondan büyük, sarı renkte, tüylü, mayhoş, dokusu sertçe ve ufak çekirdekli bir meyvedir. Vitamini boldur. Çiğ yenilmesi tavsiye edilmez. Komposto veya jöle yapılarak veya külde pişirildikten sonra yenmesi uygundur.

Faydası: İshal ve dizanteriyi keser. Mide ve bağırsakları kuvvetlendirir. İnce bağırsak iltihabını giderir. Kanı temizler. Karaciğer tembelliğini giderir. Safra akışını sağlar. Çarpıntıyı dindirir. Kadınlarda görülen beyaz akıntıyı keser. Bronşit, müzmin öksürük ve veremde faydalıdır. Ağızdan su gelmesini ve kan kusmayı önler.

Vücudun gelişmesine yardım eder. Merhem yapılarak kullanıldığı takdirde; el ayak ve meme ucu çatlaklarını, yüz ve boyun kırışıklıklarını giderir. Egzama kaşıntılarını ve basur memelerinin doğurduğu şikayetleri giderir. Kabızlık çekenler ve tansiyonu yüksek olanlar yememelidir.




badem.jpg


Badem ( Prunus Amygdalus )


Gülgillerden bir çeşit ağacın yemişidir. Meyvesi ancak çağla halindeyken yenir. Olgunlaştıktan sonra, sert kabukla kaplı olan içi yenir. Hekimlikte kullanılan kısmı da burasıdır. Başlıca 2 çeşidi vardır.

- Acı Badem

- Tatlı Badem

Faydası: Badem, bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Hamilelerin zayıf düşmemesini sağlar. Sütle içilirse mideyi kuvvetlendirir. Kabızlığı giderir. Nekahat devresini kısaltır. Böbrek mesane ve tenasül yollarındaki iltihapları giderir. Baş ağrısı, karaciğer ve böbrek ağrılarını hafifletir. Bronşit, boğaz ağrısı, anjin, boğaz yanması

ve akciğer hastalıklarında faydalıdır. Bademyağı kabızlığı giderir. Egzama ve kaşıntıların verdiği rahatsızlıkları azaltır. Böbrek ve mesane taşlarının düşürülmesine yardım eder. Kulak ağrılarını dindirir. Yumurtayla karıştırılıp da, basur memelerine sürülecek olursa, ağrı ve yanmaları giderir.





B





bakla.jpg


Bakla


Baklagillerden hazmı kolay ve besleyici bir bitkidir. Ev ilaçlarında çiçekleri kullanılır. Bir çeşidi olan acıbakla ise, acı ve otsu bir bitkidir.

Faydası: İdrar yollarını temizler. Böbrek ağrılarını dindirir. Böbrek iltihaplarını giderir. Böbrek kum ve taşlarının düşürülmesine yardımcı olur. Lumbago, romatizma, siyatik ve dolama şikayetlerini giderir.



baldiran.jpg


Baldıran (Ağu Otu)


Maydanozgillerden nemli yerlerde yetişen 1-2 metre boyunda zehirli bir bitkidir. Gövdesi kalındır. Saplarının alt kısmı erguvani renktedir. Yaprakları büyük, çiçekleri yayvan ve küçüktür. Terkibinde coniine vardır. Büyük baldıran ve küçük baldıran olmak üzere 2 çeşidi vardır. Ev ilaçlarında kullanılmaz.

Faydası: Hekimlikte ağrı giderici ve spazm giderici olarak, siyatik, tetanoz, epilepsi, trilemnius nevraljisi ve Kore hastalığının tedavisinde kullanılır.



baldirikara.jpg


Baldırıkara ( Fujer )


Eğrelti otugillerden; nemli yerlerde yetişen otsu bir bitkidir. Yaprakları at yelesini andırır. Yurdumuzun hemen hemen her yerinde yetişir.

Faydası: Grip ve soğuk algınlığında hastayı rahatlatır. Balgam söktürür. Mide ağrılarını keser. Böbrek kumlarının dökülmesini sağlar. Derideki şişlikleri indirir. Saç dökülmesini önler. Aybaşı kanamalarının düzenli olmasını sağlar. Diğer ilaçlara da tat verici olarak kullanılır.



balikotu.jpg


Balıkotu (Hablülhilal)


Java’da ve Malabar'da yetişen ve zehirli meyvesiyle balıkları sersemleterek yakalamaya yarayan zehirli bir bitkidir. 50 santim boyundadır. Dalları yeşil ve tüylüdür. İlaç olarak yaprak ve çiçekleri kullanır.

Faydası: Terletir, idrar söktürür. Vücudu rahatlatır. Had bronşit ve nezlede, bütün bulaşıcı hastalıklarda kullanılır.

ballibaba.jpg


Ballıbaba ( Laminum )


Ballıbabagiller familyasından bir çeşit bitkidir. Benekli ballıbaba ve arıların çok sevdiği ak ballıbaba gibi türleri vardır.

Faydası: Kabakulak, mayasıl ve kanlı basurda faydalıdır.




bamya.jpg


Bamya ( Hibiscus Esculentus )


Ebegümecigiller familyasından; yaprakları asma yaprağına benzeyen, meyvesi beş bölmeli, tohumları yuvarlak ve yeşilimtırak gri renkte, sebze olarak yenen bir bitkidir. Amasya, Balıkesir bamyası gibi çeşitleri vardır.

Faydası: Kabızlığı giderir. Mide ve bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar.




banotu.jpg


Banotu (Konca)


atlıcangiller familyasından; yol kenarlarında, gölgelik yerlerde yetişen, 80 santimetre kadar boyunda uyuşturucu ve zehirli bir bitkidir. Açık yeşil renktedir. Her tarafında beyaz, uzun tüyler vardır. Çiçekleri sarımtırak, kırmızımsı mor renktedir. Meyvesinin içinde yüzlerce tohumu vardır. Ev ilaçlarında

kullanılması tavsiye edilmez.

Faydası: Teskin edicidir. Titreme ve çarpıntıyı giderir. Uykuyu kaçırır. Keyif verir. Beyin hastalıkları, Kore hastalığı ve nikriste faydalıdır.




Bromelain.jpg



Bromelain


Ananas bitkisinden (Ananas comosus) elde edilen proteolitik özellikli (protein sindirici) bir enzimdir. Bilindiği gibi enzimler canlı organizmaların metabolizmasındaki biyokimyasal reaksiyonların işleyiş hızını bir katalizör madde gibi arttıran proteinlerdir. Bromelain ilk olarak 1957’ de tanıtıldı ve o zamandan beri bilimsel literatürde yerini almış 600’ dan fazla araştırma makalesiyle birçok hastalığa önemli faydaları olduğu kanıtlandı. Bromelain vücuttaki proteinleri ayrıştırıcı-sindirici bir enzimdir. Dolayısıyla onun ilk farkedilen özelliği sindirimi veya hazmı kolaylaştıran bir madde olmasıdır. Bu yüzden gıda sanayisinde ve bazı kültürlerde et yumuşatıcı ve pişmiş tahıl üretiminde de kullanılmaktadır. Bromelain Ananas bitkisinin sap ve gövdelerinden elde edilmektedir.

Bu enzim sadece mide asidine yardımcı olmakla kalmayıp, aynı zamanda bağırsaklardaki alkalin (alkalik) ortama da olumlu tesirler yapmaktadır. Bu nedenle sindirim sistemi enzimlerinden pepsin (mide sıvısında bulunan protein sindirici bir enzim) ve tripsin’ in (pankreas tarafından salgılanan protein sindirici bir diğer enzim) ikame (yerine geçen) enzimi gibi düşünülür.

Faydası: Fakat Bromelain’ in çağdaş kullanımı sadece sindirim sistemini desteklemekle sınırlı değildir. Antiinflamatuar (iltihap giderici-iltihabi reaksiyonu önleyen madde) etkisi sayesinde romatoid artrit (Rhumatoid arthritis) ve sinüzit (sinusitis) tedavisinde yardımcı olduğu da klinik çalışmalarla kanıtlanmıştır. Üstelik bromelain’ in sinüzit tedavisine olumlu etkileri ile ilgili kanıtların bir kısmı double-blind (ne hasta nede araştırmacının neyin tedavi edilmeye çalışıldığını bilmediği bir klinik araştırma türü) araştırmalarla desteklenmiştir. Bir başka double-blind çalışmada ise bromelain + tripsin kombinasyonu ile antibiyotik tedavisi alan idrar yolları enfeksiyonlu hastaların tamamı iyileşmişlerdir. Sadece antibiyotik tedavisi gören hastalarda bu oran % 46’ da kalmıştır. Yapılan ön klinik araştırmalarda ise 3-13 hafta boyunca bromelain verilen romatoid artrit hastalarının %73’ ünde iyi derecede iyileşmeler gözlenmiştir.

Bromelain, aşırı trombosit yapışkanlığını önlediği için doğal bir kan incelticidir de. Bromelainin bu özelliği angina (Angina pektoris-kalbe yeterli kan ulaşmaması sonucu ortaya çıkan göğüs ağrısı) ve tromboflebit (kan pıhtılaşmasının sonucu olarak oluşan damar iltihabı) semptomlarının azalması şeklinde kendini göstermektedir. Ayrıca bromelain balgam veya sümük yoğunluğunu da azaltmaktadır. Bu durum astım ve kronik bronşit hastalarına faydalı olabilmektedir.





basurotu.jpg


Basurotu (Küçük Kırlangıçotu)


Düğün çiçeğigiller familyasından; ilkbaharda çalılıklar arasında yetişen küçük bir bitkidir. Yaprakları üç parçalıdır. Yeşilimtıraktır. Yumruları yapraklarının arasındadır. Kökü küçüktür. Çiçekleri altın sarısı rengindedir. Sabahları açar, akşamları kapanırlar. Ev ilaçlarında kökleri kullanılır.

Faydası: Basur memelerinden doğan şikayetleri giderirler.




centaurea_dealbata.jpg


Behmen (Kavza Kökü)


Turp’a benzer, otsu bir bitkidir. 20 Ocak ile 20 Şubat arasında çiçek açar. Çiçeğinin rengine göre kızıl behmen ve ak behmen adında iki türü vardır.

Faydası: Basur memelerinden doğan şikayetleri giderir.




bergamot.jpg


Bergamot ( Citrus Bergamia )


Sedef otugiller familyasından bir çeşit narenciye türüdür. Meyvesinin kabuklarından güzel kokulu bir esans yapılır. Dalları seyrek ve kısa dikenlidir. Meyvesi armut şeklinde, sarımtırak yeşil veya altın sarısı rengindedir. 8-10 dilimi vardır. Bergamot meyvesinden çıkarılan esans yeşilimtırak veya sarımtırak yeşil renktedir. Acı fakat hoş kokuludur.

Faydası: Koku vermesi için bazı ilaçlara ve çaya karıştırılır. Reçeli de yapılır.



besbase.jpg


Besbase


Hindistancevizi çekirdeğini örten özlü zardır. İçeriğinde esans ve yağ vardır.

Faydası: Teskin edici iştah açıcı ve vücudu kuvvetlendiricidir. Tavsiye edilen miktarı aşmamalıdır. Aksi halde zehirlenme belirtileri görülebilir.

besparmakotu.jpg


Beşparmakotu (Kaz Otu)


Gülgillerden; yol kenarında ve çayırlarda yetişen 40-70 santimetre boyunda yabani bir bitkidir. Yaprakları beşparmak şeklindedir. Rozete benzer. Gümüşi renktedir. Uzun saplı çiçekleri, yaprakların arasından çıkar. Altın sarısı rengindedir. Yaprak ve kökleri Temmuz, Ağustos aylarında toplanıp kurutulur.

Faydası: İshali keser. Mide rahatsızlıklarını giderir. Vücuda kuvvet verir. Bademcik ve boğaz ağrılarını giderir. Diş ağrılarını dindirir. Diş etlerini kuvvetlendirir. Yüz lekelerini giderir ve cildi yumuşatır.




bezelye.jpg


Bezelye ( Pisum )


Baklagillerden tırmanıcı bir bitki ve onun tohumudur.

Faydası: Kabızlığı giderir. Kan yapar. Kan kanserine karşı korur.




biber.jpg


Biber


Patlıcangillerden; taze iken yeşil ve çoğu acı olan meyvesi; sebze ve baharat olarak kullanılır. Bol miktarda C vitamini vardır. Acı ve tatlı, yeşil ve kırmızı çeşitleri vardır.

Faydası: Kırmızı biber ile hazırlanan ilaç, nevralji, lumbago ve romatizmada faydalıdır. Ayrıca biber, mideyi kuvvetlendirir. İştahı açar ve hazmı kolaylaştırır. Kanamaları önler. Cinsel arzuları kamçılar.




biberiye.jpg


Biberiye (Kuşdili)


Ballıbabagillerden; Akdeniz çevresinde çok yetişen; küçük, kalınca, ensiz ve kokulu yaprakları ile çiçeklerinden faydalanılan bir bitkidir. Yaprakları iğneye benzer. Boyu 2 metre kadardır. Çiçekleri mavi veya eflatundur. Çiçeklerinden renksiz veya soluk sarı renkte olan biberiye esansı çıkarılır. İçeriğinde kafuru, sineol, kamfen, pinen, borneol ve bornilasetat vardır.

Faydası: Hazımsızlığı giderir. Çarpıntıyı keser. Yarım baş ağrılarını giderir. Baş dönmesini keser. Astım, bronşit ve kansızlıkta faydalıdır. Yağlı saçların yağını alır. Burkulmalarda ve deri yaralarında da haricen kullanılır. İdrar ve adet söktürür. Safra ifrazatını arttırır.
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
binbirdelikotu.jpg


Binbirdelik Otu ( Hypericum Perforatum L. )

Tarla, yol ve orman kıyılarında, tepelerde ve çayırlarda Temmuz’dan Eylül’e kadar çiçeklenen ve ülkemizde, sarı kantaron, kan otu, kılıç otu, mayasıl otu ve yara otu gibi yöresel adlara da sahip olan şifalı bir bitkidir. Bitki 25-60 cm boyunda olup, çok dallıdır ve sapları ayrı olduğu halde bir şemsiye biçimindeki çiçekleri 5 parçalı, korolla altın sarısı renkli ve kenarları siyah renkli guddeli tüyler ile çevrilidir . Erkek organları çok adette ve 3 demet halinde bir araya toplanmıştır. Yapraklar ışığa karşı tutulduğunda, yağ guddeleri, parlak noktacıklar halinde kolaylıkla görülür. Bitkiye bin bir delik otu denmesi bu özellikten ileri gelmektedir. Yanılmamak için, tam olarak açmış bir çiçeği parmaklarınızın arasında ezdiğinizde, ondan kırmızı bir su aktığını göreceksiniz. Tanen (tannin), uçucu yağlar (carophyllene, pinene, limonene, myrcene), flavon türevleri (flavonoids; quercitrin, quercitin, rutin), hipericin (hyperic, pseudohypericin), karoten (carotene), Vitamin C ve resin içermektedir.

Bin bir delik otunun Türkiye' de 70 kadar türü olup; bu türlerden büyük çiçekli bin bir delik otunu (koyun kıran, kuzu kıran),(Hypericum calycinum L.) yiyen hayvanlar (Koyun, sığır,at) dan yalnız beyaz tüylü olanlarda bazen ölümle sonuçlanan, deri hastalıkları meydana gelir. Siyah tüylü hayvanlarda bu tip bir duyarlılık meydana gelmemektedir. Avrupa ve Anadolu ‘da yaygın bir bitki olup; Hıristiyan inancında kutsal bir yeri vardır. Avusturya’da İsa’nın haç kanı, , Tanrı kayrası otu ve peygamber kanı gibi isimlerle anılmaktadır.

Faydası: Bin bir delik otu çayı ; sinir yaralanmalarında ve her türlü sinirsel şikayetlerde, çarpma sonucu yaralanmalarda ve ağır kaldırma sonucu ortaya çıkan rahatsızlıklarda kullanılabilir. Ayrıca o, ishale karşı da etkili bir bitkidir. Sinirsel yüz ağrıları , günde 2-3 bardak bin bir delik otu çayı içip, dıştan da (haricen) ağrılı bölgeler uzunca bir süre bin bir delik otu yağı ile ovalanarak iyileştirilebilir. Bitkinin ayrıca, sinir iyileştirici olarak adlandırılan ve sinirsel rahatsızlıklarda, nevrozlarda, uykusuzlukta ve sinir yorgunluklarında başarıyla kullanılan bir de tentürü (Bin bir delik otu Tentürü) hazırlanabilir. Bu tentür dıştan (haricen) friksiyon (ovarak sürme) biçiminde, içten (dahilen) ise, günde 10-15 damla, 1 yemek kaşığı suya karıştırılarak kullanılır. Konuşma bozukluklarında, rahatsız uykularda, histeri krizlerinde, uyurgezerlikte olduğu kadar, yatağa işeme ve depresyonlarda da başarıyla kullanılabilir. Tüm bu hastalıklarda içten bin bir delik otu çayını kullanırken, bir yandan da oturma çok olumlu sonuçlar verdiği söylenebilir. Haftanın 6 günü, arka arkaya ayak banyoları alınması da tavsiye edilmektedir. Sinir sistemi ile ilgili tüm rahatsızlıklarda bu kür önemlidir.

Gelişme çağındaki genç kızların, bir süre (Birkaç ay) günde 2 bardak bin bir delik otu çayı içmeleri tavsiye edilir. Bu çay, cinsel organların gelişmesine yardımcı olacak ve adet görme düzensizliklerine son verecektir.

Çok ünlü olan Bin bir delik otu (Kantaron) Yağı’da hiç bir evde eksik olmamalıdır. Gerçekten de bin bir delik otu yağı ; ağrı kesici, iltihap önleyici ve iyileştirici özellikleriyle, en iyi yara yağıdır. Bu yağı herkes kolayca hazırlayabilir. İyileştirme gücünü en az 2 yıl korur ve yalnızca açık yaralarda, yeni yaralanmalarda, hematomlarda (Deride mavi-mor lekeler), beze şişkinliklerinde, güneş yanıklarında ve pürüzlü yüz ciltlerinde bakım toniği olarak kullanılmakla kalmayıp, uçuklar (herpes), varisli damarlar, basurlar (hemorrhoids), sırt ağrıları, lumbago, siyatik, mafsal (eklem) iltihabı, romatizma ve felçli-inmeli (paralysis) bölgelerde de etkili bir friksiyon (Ovarak sürme) yağı olarak kullanılabilir. Yanıklarda ve haşlanmalarda etkili bir yağa sahip olabilmek için bitkinin çiçekleri keten tohumu yağına yatırılır. Bu yağ, güneş yanıklarında da kullanılabilir. Karınlarına zeytinyağı ile hazırlanmış binbirdelikotu (Kantaron) yağı sürüldüğünde karın ağrısı çeken bebeklerin ağlamaları sona erebilir.

Kullanım Biçimleri:

Çay Hazırlamak: 1 tatlı kaşığı dolusu bitki, orta boy 1 su bardağı kaynamış suya eklenir ve 3-4 dakika demlendikten sonra süzülür. Yukarıda belirtilen durumlarda günde 2-3 bardak içilir.

Bin bir delik otu (Kantaron) Yağı Hazırlamak: Güneşli havada toplanmış çiçekler, gevsek biçimde bir şişeye doldurulur ve üstüne, sızma zeytinyağı eklenir. Zeytinyağı çiçekleri örtmelidir. Mayalanma süresi olan 3-5 gün süresince şişenin kapağı açık tutulur ve arada bir çalkalanarak, güneşli bir yerde bekletilir. Daha sonra şişenin kapağı kapatılır ve 4-5 hafta boyunca, arada bir çalkalanarak güneşte bekletilir. Süre sonunda süzülür, çiçekler de sıkılır ve koyu renkli şişelere doldurularak saklanır. Yanık yaraları için, zeytinyağı yerine, ketentohumu yağı kullanılır.

Binbirdelikotu (Kantaron) Tentürü Hazırlamak: 1 lt. konyağın içine, güneşte toplanmış ve ince kıyılmış 2 avuç bitki (sap, yaprak ve çiçek ) eklenir. Sise 14 gün boyunca güneşte bekletilir ve arada bir çalkalanır. Süre sonunda süzülür ve koyu renkli şişelere aktarılarak, serin bir ortamda saklanır.

Sarı Kantaron Ekstresi: (Hypericum perforatum L.) Özellikle Avrupa ve Amerika'da çay yerine, bitkinin çiçek, yaprak ve saplarından elde edilen ve kapsül şeklinde satılan ekstresi de kullanılmaktadır. Kronik yorgunluk sendromunda, menopoz dönemindeki sıkıntı, stres ve gerginliklerin giderilmesinde faydalıdır.




bitotu.jpg


Bitotu (Mezevek)


Düğün çiçeğigiller familyasından; bir çok çeşidi bulunan ve kuzey yarımkürede yetişen bir bitkidir. Tohumlarında Delphinine vardır. Zehirlidir.

Faydası: Bit, pire gibi zararlı asalak ufak böcekleri öldürmekte kullanılır.




borucicegi.jpg


Boruçiçeği (Çançiçeği)


Çançiçekgillerden; çiçekleri boru biçiminde olan bir bitkidir. Çiçekleri turuncu renktedir.

Faydası: Nefes darlığı, bronşit ve astımın sebep olduğu rahatsızlıkları giderir.




bogurtlen.jpg


Böğürtlen (Tilki Üzümü)


Gülgillerden bahçe çitlerinde, yol kenarlarında kendiliğinden yetişen, dikenli bir çalıdır. Yemişi ahududuya benzer, fakat ondan küçüktür. Önceleri kırmızı iken sonraları kararır. Yaprakları; çiçekleri açmadan toplanıp, kurutulur. Birçok türü vardır.

Faydası: İdrar söktürür. Ayaklardaki şişlikleri indirir. Yüksek tansiyonu düşürür. Gözlerdeki zafiyeti giderir. Mesane taşlarının düşmesine yardımcı olur. Ağız, dil, diş eti ve bademcik iltihaplarını giderir. Kadınlarda görülen beyaz akıntıyı keser. Haricen kullanıldığı takdirde ağrıları dindirir, yanıkları iyileştirir. Kökü kaynatılıp, suyu içilecek olursa kandaki şeker miktarını düşürür.

borulce.jpg


Börülce (Karnıkara)


Göbeği koyu renkli bir çeşit ufak fasulyedir. İçeriğinde protein, azot, nişasta ve C vitamini vardır.

Faydası: İdrar tutukluğunu ve anüs kaşıntısını giderir. Yanık tedavisinde kullanılır.




bugday.jpg


Buğday ( Triticium Vulgare )


Birçenekligillerdendir. Sapları kamışsıdır ve içleri boştur. Çiçekleri başak şeklindedir. Yemişlerine buğday denir. İçeriğinde B vitamini ve karbonhidratlar vardır. Bunlar, tanelerin kepeğindedir. Bu nedenle buğday unu ne kadar çok kepekli, yani esmer olursa, o derece faydalı olur.

Faydası: Kepekli buğday unundan yapılan ekmek, kurabiye ve benzerleri bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar. Kabız olmayı önler. Çimlendirilmiş buğday tanesi zihin yorgunluğu ve sinir bozukluklarını giderir. Damar sertliği, mide ve cilt hastalıkları olanlar, taze ekmek ve sıcak börek gibi şeyler yememelidirler.




burcak.jpg


Burçak ( Lathyrus )


Baklagillerden; taneleri hayvan yemi olarak kullanılan bir bitkidir. Taneleri mercimeğe benzer.

Faydası: Lapası; ezik, çürük tedavisinde; taneleri ise, isilik ve mayasılda kullanılır.




brokoli.jpg


Brokoli


Aşağıdaki makale yurtdışında çalışmış (Avusturya) bilim adamlarımızdan Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu'nun Brokoli'nin prostat ve üriner sistem hastalıklarının tedavisinde kullanılması hakkında İngilizce ve Almanca olarak yayınlanan makalesinden Türkçe' ye uyarlanarak ve sadeleştirilerek tercüme edilmiştir.

Brokoli Gerçeği

Yaklaşık 30 yıldan beri yurt dışındaki ve yurt içindeki araştırmacı çalışmalarım; 11 yıldır üzerinde çalıştığım Brokoli gerçeğine beni bitkilerin şifalı gücüne inanmam ve Avrupa'da bu tür çalışmalara daha önem verilmesiyle başlamıştır. Tıpbın gücüne inanan ve bu gücün yeni buluşlarla güçlenip, insanlığa yeni hizmetlerle gelineceğini bilen bir düşünceyle Brokoli araştırmalarıma başladım. İyi huylu prostat büyümesi (BPH), prostatitis (prostat) ve kronik idrar yolları enfeksiyonu, bugün dünya insanlarının (1.350.000.000) büyük bir problemidir. Böylesine bir problemin kimyasal (ilaç) yöntemleriyle veya ameliyat yaklaşımıyla çözülemeyeceği inancında değilim.

Bu yöntemlerin yetersiz veya etkisiz kaldığı durumlarda Brokoliyi mutfağımızdan sağlığımıza taşımayı amaçladım. Brokoli üzerine araştırmalarımı bazı televizyon kanallarında ve yazılı basında açıkladım. İnsanların bu konuya sahip çıkacağını ve pek çoğunun şifa bulacağını bilmekteyim. Görsel ve yazılı medya insanların hayatının bir parçası olmuştur. Ben 11 yıllık çalışmamı açıklarken bunun laboratuarlardan ve üniversitelerden insanlara ne kadar ulaşacağından endişeliyim. Bu düşüncelerime ve bilimsel görüşlerime sahip çıkan Almanya ve Amerika, Medikal Forumlarında Brokoli tedavisi üzerine Web sayfası açarak kendilerine yardımcı olmamı talep etmişlerdir. Bu taleplerini gerek bilim adına gerekse de insanlığa hizmet adına kabul ettim. Almanya Medikal Forumda ve Amerikada Prostatitis Foundation Forumda adıma Web Sayfası açıldı. Dünyada, brokoliyi prostat tedavisinde ilk uygulayan bir bilim adamı olarak ülkem adına gurur duymaktayım.

Brokoli memleketimize son bir kaç yıldan beri girmiş bir sebzedir. Roma imparatorluğu döneminde esas yetiştirildiği bölgelerden bir tanesi de Akdeniz sahilleri idi. Özellikle Amerika ve Avrupa'da en çok tüketilen sebzeler arasındadır. Amerika'da brokoli tabletleri satılmaktadır. Ancak, bu tabletler Prostat şikayetlerine karşı etkin değildir. Bu tabletler, 3-4 günlük brokoli tohumlarının filizlerinden elde edilmektedir. Brokoli sebzesinden elde edilmemektedir.

Brokoli her insanın mutfağından sağlığına taşıyabileceği ve hazırlanması en kolay bir sebzedir.

Brokoli içerdiği maddeler açısından insan sağlığı üzerinde çok faydalıdır. Vitamin değerleri açısından; A, E ve C vitaminlerini içermektedir. İçerdiği flavonoidler bakımından bağışıklık sistemimizi güçlendiren bir özelliğe sahiptir. Antibiyotik özelliğe sahip olan brokoli, bu yönüyle prostatitis'e (prostat enfeksiyonu) karşı çok etkindir. Hiç bir antibiyotik yoktur ki bağışıklık sistemimizi zayıflatmasın. İşte brokolinin önemi bu noktada ortaya çıkmaktadır; aynı zamanda hem bağışıklık sistemimizi güçlendirmekte hem de antibiyotik vazifesi görmektedir. Bir noktayı hemen belirtmekte büyük fayda görüyorum. Genel olarak antibiyotikler, insan hayatı için hayati önem taşıyan, vazgeçilmez ilaçlardır. Brokoli, meme, prostat, bağırsak ve idrar kesesi kanserlerine karşı güçlü bir koruyucudur.

Amerika'da özellikle bu kanser türlerine karşı brokolinin içerdiği bazı maddeler (sulforafen vs) zenginleştirilerek kanser tedavisinde de başarı ile kullanılmaktadır. Brokoli içerdiği bazı indol ve indol türevleri (bitkisel hormonlar) açısından ayrı bir önem taşımaktadır. Bu sayede vücudumuzdaki hormon dengesini ayarlayıcı özelliğe sahiptir. Yine Amerika'da bazı klinikler menopoz dönemindeki bayanlar için östrogen hormonunun düzenli çalışması için brokolideki bitkisel hormonlardan yararlanmaktadırlar. Brokolinin kendine özgü olan selülozik yapısı (lifli yapı) bağırsaklarda oluşan toksinlerin uzaklaştırılmasında (toksin atıcı) ve alınmış olan ağır metallerin emilmesinde büyük rol oynamaktadır. Brokolinin bu lifli yapısı dışkının düzenli bir şekilde dışarı atılmasını sağlar. Kabızlığı önleyicidir. Bugün dünyada üzerinde en çok araştırma yapılan sebzelerde; beyaz lahana, turp, domates, brokoli ve havuç en ön sırayı almaktadır.

Brokolinin Gücü

Brokoli, prostatitis, iyi huylu prostat büyümesi (BPH) ve idrar yolları enfeksiyonuna karşı önleyici ve tedavi edici güce sahiptir. Brokolinin şifalı gücünden istifade edebilmek için mutlaka kullanma şekline uymak zorundayız. Kullanma şekli bir KÜR olarak yapılmalıdır. Aksi taktirde haftada bir kaç defa tüketmenin sadece besin değerleri açısından faydası vardır.

Sebze olarak Brokoli; A, C, E ve Karotin vitaminleri bakımından oldukça zengindir. Brokoli, klinik deneylerle (Almanca, İngilizce ) kanıtlanmış özellikle prostat ve meme kanserine karşı etkin 5 farklı koruyucu madde içermektedir. Bunlardan en güçlü olanı sulforafen dir. Prostat rahatsızlıklarının kansere dönüşmesinde brokoli güçlü bir önleyicidir. Bu görevini içerdiği myrosinaz enzimi yardımıyla sağlamaktadır. Brokoli indol bakımından oldukça zengindir. İndoller bitkisel hormonlardır. Brokolide bulunan bazı indollerin özelliği, hormon dengesini sağlamaktır.

Meme kanserinin oluşumunda hormon dengesizliğinin rol oynadığı gerçeği klinik deneylerle kanıtlanmıştır. Brokoli bağışıklık sistemimizi güçlendiren 5 tane etkin madde içermektedir. Brokoli bununla da kalmayıp aynı zamanda antioksidan dır. Yani hücre zarlarına (membran) ve hücre DNA sına zarar veren serbest radikalleri nötralize (zararsız hale getirmek) etmektedir. Hücre DNA sını bozabilen serbest radikaller bu özelliklerinden dolayı kanserojendirler. Brokoliye antioksidan olma özelliğini kazandıran quercetin ve kaempherol maddelerini içermesidir. Quercetin, Prostatitis tedavisinde kullanılan ve bitkilerden elde edilen bir maddedir. Brokoli lifli bir yapıya sahip olduğundan, bağırsaklardaki ağır metalleri, safra asidi fazlasını sünger gibi emerek oldukça hızlı bir biçimde dışarıya atılmasını sağlar. Brokoli, bu özelliğinden dolayı hem toksin atıcı hem de bağırsak sistemini düzenleyicidir.

Çimlenmiş Brokoli Tohumları: Çimlendirilmiş Brokoli tohumları sebze olarak kullanılan Brokoliye göre ; ortalama 50 kat daha fazla sulforafen içerirler ve Sulforafen Phase II enzimlerini aktive ederek kansere, mutasyona ve serbest radikallere karşı harekete geçirirler. Amerika'da, çimlendirilmiş Brokoli filizlerinden (broccoli sprouts) tabletler yapılmakta ve satılmaktadır.

Brokolinin Kullanılış Şekli:

Bu yardımcı tedavi şekline başlamadan önce mutlaka bir hekime gittiğinizi kabul ediyoruz. Kesinlikle bir hekime gitmeden prostat şikayetlerine iyi geliyormuş düşüncesiyle hareket ederek, brokoli kür tedavisini uygulamayınız. Mutlaka hekime gidiniz ve teşhisinizi koydurunuz. Eğer konulan teşhis; Prostatitis veya BPH ( iyi huylu Prostat büyümesi) veya idrar yolları enfeksiyonu ise bu taktirde brokoli kür tedavisini çekinmeden bir yardımcı tedavi olarak uygulayabilirsiniz. Brokoli'nin yan tesiri yoktur ve ilaçlarla da etkileşmesi söz konusu değildir. Ancak brokoliye karşı alerjisi olanların bu tedaviyi uygulamamaları gerekir. Genel bir kural olmamakla beraber, süte karşı alerjisi olanların % 25 oranında da brokoliye karşıda alerjileri olduğu gözlenmiştir. Hekiminizin size verdiği ilaçları alarak, Brokoli tedavisini de bir yardımcı ve önleyici tedavi olarak uygulayabilirsiniz.

En az 250 gram Brokoliyi 1 litre suda su kaynadıktan sonra ağzı kapalı olarak hafif ateşte 5-6 dakika pişiriniz. Suyunu ılıttıktan veya soğuttuktan sonra, yarısını sabah diğer yarısını da akşam yemeğinden 20 dakika önce aç karına içiniz. Brokoli suyunu içtikten sonra 20 dakika su hariç hiç bir şey yemeyiniz ve içmeyiniz. Pişirdiğiniz brokoliyi de öğleyin yemeğinizin yanında salata olarak yiyiniz. Bu işlem 21 defa uygulanacak ve Brokoli suyu her gün taze olarak hazırlanacaktır. Yani bu küre 21 gün devam edilecektir.

Brokoliyi pazarlarda, manavlarda ve bazı süpermarketlerde taze veya dondurulmuş olarak bulabilirsiniz. Brokoliyi alırken taze ve sararmamış olduğuna dikkat ediniz. Eğer Brokoliyi fazla miktarda aldıysanız, 250 gramlık porsiyonlar halinde yıkamadan mutlaka buzdolabınızın buzluk kısmında saklayınız. Günlük ihtiyacınızı her gün buzluktan alıp, yıkayıp hazırlayınız.

Hazırlanması ve Kullanılması:

Bitkinin hem odunsu saplarını hem de çiçekli bölümlerini kullanabilirsiniz. En az 250 gr, en fazla 500 gr brokoli 1 litre suyla ağzı kapalı bir kapta 5 dakika kaynatılır. Süzülüp bir başka kaba alınan brokoli suyunun yarısı sabahları aç karnına diğer yarısı da aksamları yine aç karnına içilmelidir (ılık veya soğuk). Hazırlanan 1 lt. su aynı gün tüketilmeli ve ertesi gün için yenisi hazırlanmalıdır.Brokoli suyu içildikten sonraki 20 dakika boyunca su hariç hiç bir şey yenilip içilmemelidir. Aynı zamanda öğle yemeklerinde de haşlanmış brokoli yenmesinin bir çok avantajları vardır. Bu uygulama 1 hafta boyunca her gün yapılmış olacaktır. Her 7 günden (1 Hafta) sonra 3 günlük bir ara verilmelidir. Bu işleme 21 gün (3 hafta) devam edilmelidir (3 'er günlük aralar hariç)

NOT: 1 lt. su için 250 gr'dan fazla kullanılan brokolinin etkisi artar fakat 500 gr'dan fazlası da gerekmez.

* 1-2 yıllık prostat hastaları için 21 günlük brokoli kürü yeterlidir. 21 günlük brokoli kürünü tamamlayan hastalar belki 5-6 ay sonra tekrar bir rahatsızlık hissedebilirler. Böyle bir durumda sadece 10 günlük bir brokoli kürü yeterli olacaktır.

* Uzun bir süreden beri prostat rahatsızlığı olan hastalar (4 yıldan fazla) için 21 günlük brokoli kürü rahatsızlıklarını geçici bir süre gidermek için yardımcı olacaktır. Bu durumdaki hastalar 45 gün brokoli kürü uygulamalıdırlar.(Yine aynı şekilde her 7 günden sonra 3 gün ara vererek)

Brokoli Kürü Esnasında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar:

Brokoli kürü (tedavisi) boyunca, baharat ve baharatlı yiyecekler kesinlikle yasaktır ve her çeşit kahve ile hayvansal yaüğlardan da kaçınılması gerekir.

Brokoli Tedavisi Esnasında ve Sonrasında Beklenen Sonuçlar:

* Sertleşme problemlerinin düzelmesi (Erectile dysfunctions)

* İdrar yapma zorluklarında düzelme

* Meni miktarının artması

* Kısırlığın giderilmesi

* Yaşam kalitesinin normalleştirilmesi

* Urogenital sistemden (Böbrek, prostat, mesane vs.) patojen mikropların temizlenmesi

* PSA 'nın düşürülmesine katkı (Prostate Specific Antigen)

* Genito-Urinary sistemdeki spazm ve kramplar için fayda

Brokoli, kür esnasında eş zamanlı olarak aşağıdaki faydaları da sağlar;

* Kolesterol seviyesinin düşürülmesi

* Bağırsak hareketlerinin düzenlenmesi

* Kan basıncının ayarlanması

* Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi

Kaynatılmış Brokoli Kullanmamızın Sebebi Nedir?

Taze veya kaynatılmamış brokoli,harekete geçirilmemesi gereken (aktif hale gelmemesi gereken) bazı enzimler içerir. Bu enzimleri etkisiz hale getirmenin en basit yolu, brokoliyi 5 dakika su içinde kaynatmaktır. 5 dakikalık bir kaynatma sonucunda bu enzimler etkisiz hale geleceklerdir. Eğer bu enzimler etkisiz hale getirilmezlerse brokoli, BPH (İyi huylu prostat büyümesi), prostat ve genel olarak idrar yolları enfeksiyonlarından muzdarip olanlara başarılı bir şekilde tedavi yapmayacaktır. Brokoli çok önemli bileşikler içerir. Bu bileşikler sadece söz konusu enzimler etkisiz hale getirildikleri zaman, prostat, BPH ve idrar yolları enfeksiyonu hastalarını tedavi edebilirler. Eğer bu yapılmazsa brokolinin içerdiği enzimler, brokolinin bu hastalar üzerindeki etkisini azaltıcı farklı reaksiyonlara başlarlar.





C


centiyane.jpg


Centiyane (Yılan Otu)


Doğu Karadeniz bölgesi ve Uludağ’da yetişen, 1 metre kadar yükseklikte, geniş yapraklı, kalın köklü bir bitkidir. Kökü acıdır. İçi sarı, dışı esmerdir. Hekimlikte, kökü kullanılır. Sarı ve mavi türü vardır.

Faydası: İştah artırır, hazmı kolaylaştırır. Ateşi düşürür, vücuda kuvvet verir. Mide zafiyeti ve ekşimesini giderir. Kansızlıkta da faydalıdır.




cevizagaci.jpg


Ceviz Ağacı ( Junglans Regia )


Daha yapraklanmadan, Mayıs' ta çiçeklenir. Taze yaprakları Haziran' da, kolayca delinebilecek durumdaki meyveleri Haziran ortasında ve olgunları ise Eylül'de toplanır. 25-30 m kadar yüksekliğe ulaşabilen, kışın yaprak döken gösterişli bir ağaçtır. Yapraklar tek tüysü, yaprakçıklar tam kenarlı ve kuvvetli kokuludur. Drog elde etmek için yapraklar Haziran ve Temmuz aylarında toplanır, havadar ve gölgeli bir yere serilerek kurutulur ve ince kıyılarak hava almayan kaplarda saklanır. Ceviz ağacı, Kuzey doğu ve doğu Anadolu' da yabani olarak yetiştiği gibi, bahçelerde de yetiştirilmektedir. Yaprakları tanen, eterli uçucu yağ, juglan (mantar hastalıklarına karşı etkili), C vitamini ve flavonlar içermektedir.

Faydası: Ceviz yaprağının kan durdurucu-sıkıştırıcı (astringent), kuvvetlendirici (tonik) ve bağırsak kurtlarını veya solucanlarını düşürücü (antihelmintik) etkisi vardır. Yaprak çayı, sindirim bozukluklarında, kabızlıkta, iştahsızlıklarda ve kan temizliğinde etkilidir. İştah açıcı, kan şekerini düşürücü ve kuvvet verici etkileri vardır. Deri hastalıklarında antiseptik olarak haricen kullanılır. Ceviz yaprağı kaynatılarak, tüm sıraca (scrofula), frengi (sifilis), egzama (mayasıl), herpes (uçuk) ve raşitik hastalıklarda, kemik çürümesinde, kemik deformasyonunda ve ayrıca, iltihaplı el ve ayak tırnaklarında kullanılabilen çok etkili bir banyo katkısı elde edilir. Favus ve uyuz hastalıklarında, hasta bölgeler, taze ceviz yaprağının kaynama suyu ile yıkandığında, kısa sürede düzelme görülecektir. Bu suyla yapılan banyolar, yıkamalar, ergenlik sivilcesine, iltihaplı egzamalara, ayak terine ve kadınların akıntılarına iyi gelir. Ağız boşluğu iltihabı, dişeti, boğaz ve gırtlak hastalıklarında gargara yapılmalıdır.

Ceviz yaprağının kaynama suyu banyo suyuna eklendiğinde, donuk kabarcıkları iyileşir. Ceviz yaprağı kaynama suyu, hızlı saç dökülmelerinde de kafa derisine friksiyon (ovarak sürme) yapmakla kullanılır. Bu sıvı ayrıca, kafa bitine karşı da çok etkilidir.

Haziran ortasında toplanan cevizlerden, mide, karaciğer ve kanı temizleyen, mide yorgunluğunu ve bağırsak çürüklüğünü gideren çok etkili bir ceviz tentürü elde edilir. Bu tentür, ayrıca kan koyuluğuna karşı da çok yararlıdır.

UYARILAR: İçerdiği tanen maddesi duyarlı kişilerde bazen mide bulantısı veya kusmaya yol açabilir. Bunun dışında, ceviz yaprağının bilinen bir yan etkisi yoktur.

Kullanım Biçimleri:

Çay Hazırlamak:

1- Yarım veya bir tatlı kaşığı ince kıyılmış yaprak, orta boy 1 su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, 4-5 dakika demlendirilir ve süzülür. Gün boyunca 1 veya 2 bardak yudumlanarak içilir.

2- Yarım veya bir tatlı kaşığı ince kıyılmış yaprak, orta boy 1 su bardağı dolusu soğuk suya eklenir, kaynama derecesine kadar ısıtılır ve 2-3 dakika boyunca hafif ısıda kaynatılır. Süzülen çay kullanıma hazırdır. Günde 2-3 bardak içilir.

Banyo ve Yıkama Katkısı: Tam banyolar için, iki büyük avuç ince kıyılmış yaprak, akşamdan 2-3 lt. suya eklenir. Sabahleyin hafif ateşte 4-5 dakika kaynadıktan sonra süzülür ve banyo suyuna eklenir. Gerektiğinde, bitki miktarı bir misli arttırılabilir.

Tentür Hazırlamak: Haziran ortasında, 20 kadar genç ceviz dörde bölünerek bir cam kavanoza koyulur ve üstüne 1 lt. kanyak eklenir. Kanyak, cevizlerin üstüne çıkmalıdır. Ağzı iyice kapanan kavanoz 14 gün boyunca güneşte veya sıcak bir ortamda, arada bir çalkalanarak bekletilir. Sonra süzülerek koyu renkli şişelere doldurulur. Gereğine göre, 15-20 damla alınır.




cigerotu.jpg


Ciğerotu ( Pulmonaria Officinalis )


Nodan giller familyasından; 10-15 santimetre boyunda çok yıllık, otsu bir bitkidir. Çiçekleri; önceleri kırmızımtıraktır. Sonradan morumsu-maviye dönüşür. Gövdesi dik ve tüylüdür.İçeriğinde tanen, müsilaj, şekerler, reçine ve sabit yağ vardır. Yaprakları kullanılır.

Faydası: Göğsü yumuşatır. Öksürüğü keser. Akciğer hastalıklarında faydalıdır. İdrar söktürür.




civanpercemi.jpg


Civanperçemi ( Achillea Millefolium )


Yöresel olarak akbaşlı, barsama otu, bin bir yaprak otu, marsama otu, beyaz civanperçemi, sarı civanperçemi ve kandil çiçeği diye de anılır. Hayatımızdan ayrı düşünemeyeceğimiz bir şifalı bitkidir. Türkiye'de 40 kadar civanperçemi türü bulunmakta ve bunların birçoğu kullanılmaktadır. Türlerine göre 5-100 cm yükseklikte, yapraklar yünlü gibi tüylü ve parçalı, çiçekleri ; beyaz, fildişi beyazı, soluk sarı veya altın sarısı rengindedir. Çok yıllık ve otsu bir bitkidir. Mavimtırak renkli bir uçucu yağ taşır. Bu uçucu yağda azulen, limonen, sineol, borneol, pinenler, seskiterenler vardır. Bitki çayırlarda, dar tarla yollarında, yol kıyılarında ve tahıl tarlalarının kenarlarında kümeler halinde yetişir. Güneşli havalarda çevresine aromalı keskin bir koku yayar. Aslında çiçekleri, güneşin en etkili olduğu saatlerde toplamak gerekir, çünkü o sıralarda eterli yağları ve şifalı gücü doruk noktasında olur.

Faydası: Ünlü herbalist Kneipp, bir yazısında şöyle diyor: "Arada bir civanperçemi çayı içmiş olsalar, kadınlar pek çok problemle hiç karşılaşmazlardı!". Adet kanamaları düzensiz bir genç kız olsun, menopoz dönemindeki veya sonrasında olgun bir kadın olsun, tüm kadınlar için arada sırada civanperçemi çayı içmek çok önemlidir. Civanperçemi, akla gelebilecek tüm konularda, dölyatağını (rahim) en iyi biçimde etkiler. Yumurtalık iltihaplanmasında alınmaya başlanan civanperçemi oturma banyolarının ağrılar kesilir ve iltihap yavaş yavaş gerilemeye başlar. Bu banyolar aynı zamanda, yaşlı kişilerin ve çocukların yatağa işeme problemlerine karşı ve dölyatağı (rahim) akıntılarında da başarılı olabilir. Bu durumlarda ayrıca günde 2 bardak civanperçemi çayı da içmek gerekir. Miyomlar da (Kas yapılı urlar), doktor kontrolünün olumlu bir sonuç vermesine kadar, uzunca bir süre her gün civanperçemi oturma banyoları alındığında yok olabilirler.

Menopoz döneminde de kadınlar sık sık civanperçemi çayını anımsamalıdırlar. Bu durumda, iç huzursuzlukları ve daha başka rahatsızlıklarla karşılaşmayacaklardır.

Civanperçemi oturma banyoları da sağlık için çok yararlıdır. Kol ve bacaklardaki sinir iltihaplanmalarında, civanperçemi katkısıyla yapılacak kol ve bacak banyoları çok rahatlatıcıdır. Fakat, bitki öğle güneşinde toplanmalıdır.

Dr. Lutze, civanperçemini şu hastalıklara öneriyor

* Kanın kafaya sancılı biçimde basıncı

* Baş dönmesi

* Bulantı

* Göz sulanması eşliğindeki göz rahatsızlıkları

* Göz sancıları

* Burun kanaması

* Hava şartlarından kaynaklanan migren krizi

UYARILAR: Civanperçeminin gebelik süresince kullanılmaması tavsiye edilir. Bazı duyarlı kişilerde allerjik tepkilere yol açabilir. Başkaca bilinen bir yan etkisi yoktur.

Kullanım Biçimleri:

Çay Hazırlamak: Yarım veya bir tatlı kaşığı ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır (kaynatılmaz), 15 dakika demlendikten sonra süzülür. Aksi belirtilmedikçe günde 3 su bardağı çay aç karnına veya öğün aralarında içilir.

Bitki Tentürü: Çiçeklenme zamanında toplanan taze bitki ince kıyılır. Geniş ağızlı bir şişeye gevşekçe doldurulur ve kaliteli bir konyak, bitkilerin üstüne çıkana kadar eklenir. Şişe 14 gün boyunca güneşte bekletilir, arada bir çalkalanır ve süre sonunda süzülür.

Merhem Hazırlamak: 100 gr tuzsuz tereyağı veya içyağı tavada iyice kızdırılır. İnce kıyılmış bir avuç kadar taze civanperçemi çiçeği ve ince kıyılmış 15 taze ahududu yaprağı tavaya atılır, çıtırdamaya başlayınca karıştırılır ve tava ocaktan çekilerek, üstü kapalı bir biçimde serin bir yere kaldırılır. Ertesi gün hafifçe ısıtılır, tülbentten geçirilerek süzülür ve temiz kaplara doldurulur. Buzdolabında saklanmalıdır!

Oturma Banyosu: İki büyük avuç dolusu ince kıyılmış taze bitki veya 100 gr kurutulmuş bitki, gece boyunca soğuk suda bekletilir. Ertesi gün kaynama derecesine kadar ısıtılır ve süzülerek, banyo suyuna eklenir.

Ç



Çadır Kuşağı (Çadıruşağı)

Maydanozgillerden; özsuyu hekimlikte kullanılan bir bitkidir. Böceklerin, gövdesine açtığı, deliklerden özsuyu sızar. Zamk gibi yapışkan olan bu maddeyle yakı yapılır.

Faydası: Kan ve lenf damarlarını genişletir. Ağrıları dindirir. Müzmin ve mikrobik hastalıkların tedavisinde kullanılır.




cakalerigi.jpg


Çakaleriği ( runus Spinosa )


Bir çeşit eriktir. Ağacı bodurdur. Çiçekleri beyazdır ve yapraklarından önce çıkar. Meyvesi yuvarlak ve yeşildir. Tadı buruktur. Çiçekleri; Mart ve Nisan aylarında toplanıp, kurutulur.

Faydası: İshali keser, mide ve bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar. Ateşli hastaların kalbini kuvvetlendirir. Terletir ve vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar. Boğaz ve bademcik iltihaplarını giderir. Anne sütünü artırır.




camagaci.jpg


Çam Ağacı ( Pinus )


Birçok çeşidi olan bir ağaçtır. Kozalakları ilk yıl kapalıdır. İkinci yıl açılıp, kurur ve ağacın dibine düşer. İlaç yapımında; tomurcuğu, palamutu, kozalağı, filizleri ve çırası kullanılır.

Faydası: Balgam söktürür. Müzmin öksürüğü keser. Kolay doğum yapmayı sağlar.




camfistigi.jpg


Çamfıstığı ( Pinus Pinea )


Çam kozalaklarının içinden çıkarılır. Kuvvetli bir besindir. Günde 2 çorba kaşığı kadar yaklaşık 25 gram’dan fazla yenilmemelidir.

Faydası: Bronşit, verem, akciğer hastalıklarının çabuk iyileşmesine yardımcı olur. Cinsel istekleri artırır, ruhi çöküntüyü giderir. Kalp hastalıklarında da faydalıdır.
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
cifitotu.jpg


Çıfıt Otu (Kokar Sedefotu)

Sedef otugillerden, çayırlarda ve hendek kenarlarında yetişen zehirli bir bitkidir. Yaprakları geniş, çiçekleri küçük ve sarı renklidir. Çiçekleri dallarının dışına çıkmış demetler şeklindedir. Keskin bir kokusu vardır. Acıdır. Kullanırken, tavsiye edilen dozu aşmamak gerekir.

Faydası: Kalp çarpıntılarını giderir. Mide ağrılarını dindirir. Zeytinyağı ile kavrulduktan sonra çıbanların üstüne konulacak olursa, olgunlaştırır.




cinaragaci.jpg


Çınar Ağacı ( Platanus )


Çınargiller familyasından; 30 metreye kadar boy salan, gövdesi kalın, uzun ömürlü, koyu gövdeli bir ağaçtır. Hekimlikte kozalakları ve yaprakları kullanılır. Birçok çeşidi vardır.

Faydası: Kadınlarda görülen beyaz akıntıyı keser. Diş ve vücut ağrılarını dindirir. Saç kepeklerini giderir.




cigdem.jpg


Çiğdem (Mahmurçiçeği)


Zambakgiller familyasından türlü renklerde çiçekler açan zehirli bir kır bitkisidir. Çiçekleri Ağustos-Eylül aylarında açar. Rengi sincabidir. Hekimlikte soğan kısmı, çiçekleri ve tohumu kullanılır. Etkili maddesi “colcihine alkoloidi”dir. Birçok çeşidi vardır.

Faydası: İdrar söktürür. Kabızlığı giderir. Tavsiye edilen dozdan fazla kullanılmamalıdır.




cilek.jpg


Çilek (Kocayemiş)


Gülgillerden sapları sürüngen, çiçekleri beyaz bir bitkidir. Yemişi pembe renkli olup, kokuludur. Birçok çeşidi vardır.

Faydası: Vücudu kuvvetlendirir. Hasta olmayı önler. İdrar söktürür ve karında biriken suyu boşaltır. Böbrek ve mesane hastalıklarının iyileşmesine yardımcı olur. Mide ve bağırsak tembelliğini giderir. Sinirleri kuvvetlendirir. Yüksek tansiyonu düşürür. Bağırsak kurtlarını döker. Safra ifrazatını arttırır ve safra taşlarının dökülmesine yardımcı olur. Karaciğer kifayetsizliğini ve şişliğini giderir. Ateşi düşürür. Dişdibi taşlarını eritir. Cilde tazelik ve güzellik verir. Damar sertliği, mafsal iltihabı, romatizma, ve nikriste de faydalıdır. Şeker hastaları da yiyebilir. Midesi zayıf olanlar suyunu içmelidir. Alerji yapabilir.

cilorella.jpg


Çilorella ( Chlorella Vulgaris )


Mikroskopik boyutta (2-8 mikron çapında), tek hücreli, yeşil bir tatlı su yosunudur (Alg). Eski zamanlardan beri besin olarak kullanılmaktadır. Fosil kalıntılarının gösterdiğine göre 2,5 milyar yıldır genetik yapısı hiç değişmeyen ender bir canlı türüdür. Çilorella’ nın tek hücreli yapısı; onun eşsiz türünün ve vitamin, protein, mineral, amino asitler, nükleik asitler (RNA,DNA), temel yağ asitleri, enzimler ve karotenoidlerin yoğun bir kaynağı olmasına büyük bir avantaj sağlamaktadır.

Çilorella bu besinleri saf, katkısız ve doğal olarak mükemmel bir denge içerisinde barındırır ve tek başına bile tam bir besindir. Çilorella, 20’ den fazla vitamin ve mineralin yanısıra bol miktarda doğal beta-karoten’ de (Bağışıklık sistemini güçlendirici ve kansere karşı koruyucu) içermektedir. Çilorella, %50-60 oranında proteinden oluşmakta olup klorofil’in doğada bilinen en yüksek oranlı kaynağıdır. O ayrıca demir, iyod, çinko, magnezyum, fosfor ve kalsiyum da içermektedir. Çilorella, sığır karaciğerinin içermekte olduğu B-12 vitamininden daha fazlasını içerir. Halbuki çoğu vejetaryen diyetinde bu vitaminin eksikliği görülür.

Çilorella, hücre seviyesindeki vücut fonksiyonlarının dengeli ve kararlı olmasına yardım eder. O sadece vücudun gereksinim duyduğu besinleri en üst seviyede sağlamakla kalmaz aynı zamanda vücudu zararlı maddelerden de temizler. Bu özellinden dolayı ona vücudumuzu “akort edici” de denilebilir. Milyonlarca kişi (özellikle Japonya ve Çinde) sırf bu özeliğinden dolayı kendilerini daha genç hissetmek veya görünmek için her gün çilorella almaktadırlar.

Araştırmalara göre çilorella akyuvar aktivitesini arttırmakta ve hücrelere zarar veren bazı enfeksiyonlara karşı koruyucu özellikler göstermektedir. Çilorella bilinen en zengin klorofil kaynaklarındandır. Klorofili' in zarar görmüş dokuların iyileşme hızını arttıdığı bulunmuştur. Kolorofil, özellikle sindirim sisteminde kötü koku yaratan bakterileri yok ederek sindirim sistemine yardımcı olur. Ayrıca klorofil hemoglobin' e çok benzer bir yapıda olup, kan yapımını arttırdığı da düşünülmektedir. Çilorella, herhangi bir diyet programı ile birlikte kullanıldığında, diyet sonucu meydana gelebilecek vücudun enerji seviyesindeki düşmeyi gidermekte böylece kendinizi yorgun ve halsiz hissetmenizi önlemektedir. Bu nedenle çilorella kalorisi kısıtlanmış diyetlerde iyi bir besleyicidir. Ayrıca iştahınızı da tatmin ederek abur cubur diyebileceğimiz şeylere karşı da sizi koruyacaktır.

Çilorella’nın içerisindeki nükleik asitler (RNA ve DNA), bu tek hücreli bitkinin (yosunun) çok hızlı bir şekilde çoğalmasını ve onun kendine özgü hücrelerinin gençleştirilmesini sağlamaktadır. Biz çilorella’ yı vücudumuza aldığımızda bu hızlı hücre yenilenmesinden sorumlu nükleik asitleri de alıyoruz. Çilorella içerisindeki nükleik asitler, vücut enzimleri, protein ve enerji üretimini düzenlemektedirler. Bu nükleik asitler aynı zamanda proteinlerin parçalanarak amino asitlere dönüşmesine de yardım etmektedir.

Çilorella' daki bileşiklerin hücreleri çeşitli toksik maddelerin etkilerine karşı detoksifiye ettiği de (arındırdığı) bulunmuştur. Bu etkinin özellikle içeriğindeki enzimler ve aminoasitlerden geldiği düşünülmektedir. Ayrıca araştırmalar göstermiştir ki; Çilorella’ nın selüloz çeperi sindirim sistemindeki ağır metallere (kurşun, civa, kadmiyum gibi) ve zararlı kimyasal maddelere yapışarak onların vücuttan atılmasını sağlamaktadır. Bu nedenle çoğu Japon hava kirliliğinin etkilerinden kendilerini korumak için düzenli olarak çilorella almaktadırlar.

Faydaları ve Kullanım Alanları:

* Bir diyet programının yan etkilerini (halsizlik, güçsüzlük vs.) gidererek ve enerji seviyesini koruyarak sağlıklı kilo kaybına yardımcı olur ve özel hazırlanmış diyetlerde de destekleyicidir.

* Vejetaryenler (Etyemez) için spirulina (mavi-yeşil alg) gibi çok iyi bir protein kaynağıdır.

* Bağışıklık sistemini güçlendirir. (interferon üretimini , B ve T lenfositlerin etkisini arttırarak)

* Kötü koku yaratan bakterileri yok ederek, sindirim sistemini destekler.

* İyi bir protein, vitamin, mineral ve klorofil kaynağıdır.

* Kansere karşı koruyucudur ve anti tümör etkiye sahiptir.

* Enerji seviyesini artırır.

* Zararlı (toksik) maddelerin (serbest radikal, hava kirliliği, sigara, alkol vs) etkisini azaltır.

* Yaşlılık etkilerini geciktirir (Anti-aging etki).

* Radyasyon ve civa-kurşun gibi toksik metallerin etkilerinden vücudun korunmasına ve arınmasına yardım eder. (detoksifikasyon)





ciris%20otu.jpg


Çirişotu (Sarızambak)


Zambakgillerden, beyaz çiçekli bir bitkidir. Kökündeki yumrulardan çiriş yapılır. Nisan - Temmuz aylarında çiçek açar.

Faydası: Kadınlarda görülen beyaz akıntıyı keser. Memeli basuru tedavi eder. Mafsal ağrılarını dindirir. İdrar ve adet kanı söktürür. Saçkıran tedavisinde de kullanılır.





citlembik.jpg


Çitlembik ( Celtis )


Karaağaçgiller familyasından; 70 kadar türü olan bir çeşit sakız ağacının meyvesidir. Çitlembik ağacının meyveleri mercimekten az büyük ve buruk fıstık tadındadır. Hekimlikte meyvesi, yaprakları, tohumları ve sakızı kullanılır.

Faydası: Ayak terlemelerini keser. Yaraları tedavi eder. Böbrek kumlarının dökülmesine yardımcı olur. Mide ağrılarını dindirir. Öksürüğü keser.





citsarmasigi.jpg


Çitsarmaşığı ( Convolvulus Sepium )


Uzun ömürlü, 1-5 metre boyunda sarılıcı bir süs bitkisidir. Haziran - Eylül aylarında çiçek açar. Kökü, oldukça uzundur. Yaprakları gövde üzerinde sarılmış vaziyettedir. Hekimlikte kök ve yaprakları kullanılır. 30 kadar türü vardır.

Faydası: Kabızlığı giderir.





civitagaci.jpg


Çivit Ağacı ( İndigo )


Baklagiller familyasından; 1,5 metre kadar boyunda, bodur ağaç veya ağaççıktır. Afrika, Asya, Amerika ve Avustralya’da yetişir. Çiçekleri pembe ve beyazdır.

Faydası: Yapraklarından çivit çıkarılır.




cobancantasi.jpg


Çobançantası ( Capsella Bursa-pastoris L. )


Yol kenarlarında, çayırlarda, tarlalarda, hendeklerde, bayırlarda ve sebze bahçelerinde yetişen bu çok değerli bitki, rahatsız edici yabani bir ot olarak bilinir. Medik, kuş kuş otu ve Çıngıldaklı ot olarak da anılır.Bir yere biraz toprak yığılmaya görsün (özellikle inşaatlarda ), hemen hemen o gece çobançantası orada boy gösteriverir. Düzensiz dişli yapraklar, Kara Hindiba da olduğu gibi, açılmış bir gülü andırırlar. Bitkinin boyu 40cm kadar uzayabilir. Çiçeklenme zamanı, Marttan Kasıma kadardır. Küçücük kirli beyaz çiçekleri önce bir üzüm salkımı biçimindeyken, daha sonra uzun bir meyve salkımına dönüşür. İncecik saplarının ucunda, dokunulduğunda deri hissini veren, küçük kalp biçiminde meyveler yetişir. Tavuklar, bu kalp biçimindeki çantacıklara karşı özel bir sevgi besler. Kar erimeye başlayıp, don olayı sona erdiğinde, çobançantası yine taze ve yemyeşil olarak ortaya çıkar. Flavonlar, potasyum, kanamayı durdurucu bir peptid ve saponinler içerir.

Faydası: Çobançantası çayı, şiddetli adet kanamalarında, alışılmış tarihten 8-10 gün önceden başlayarak, günde 2 bardak bitki çayı içilir. Bu çay, ergenlik çağındaki adet kanamalarını düzenlemek için de kullanılır. Menopoz dönemindeki her kadın, 4 hafta boyunca günde 2 bardak içmeli, 3 hafta ara verdikten sonra devre devre yinelemelidir. Bebek emziren genç anneler, memeleri şiştiğinde bir süzgecin içinde buğuda pişirdikleri bitkiyi iki bez arasına yerleştirerek, kompres biçiminde uygulayabilirler. Çobançantası ve atkuyruğu eşit karışımından hazırlanan ve günde 2 bardak içilen çay da, böbrek kanamalarında özellikle önerilir. Ama çobançantası (Ökseotu gibi), kan dolaşımını da düzenleyen bir bitkidir ve alçak tansiyonda olduğu kadar yüksek tansiyonda da önerilir. Ökseotu çayı gece boyunca soğuk suda bekletilerek demlendiği halde, çobançantası çayı haşlanarak demlenir. Tansiyon normale dönene kadar, günde 2 bardak çay içilebilir.

Çobançantası yine öksürükotu gibi, Dölyatağı (Rahim) kanamalarında da etkili bir iyileştirme gücüne sahiptir. Bu tür hastalıklarda da çay, rahatsızlık sona erdiğinde bırakılmalıdır.

Bu çok değerli bitki, yüzeysel kas yapısı hastalıklarının ve iç organ kasları gevşekliğinin tedavisinde çok önemli bir yardımcıdır. Eğer organ ve kas erimelerinde hiçbir çare bulunamıyorsa, bu bitki kullanılabilir. Aşağıda tarif edildiği şekilde hazırlanan çobançantası tentürü ile hasta organ günde birkaç kere ovulur ve içten de, günde 4 bardak çobançantası çayı içilir.

Kullanım Biçimleri:

Çay Hazırlamak: Bir tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı dolusu (200gr) kaynar suyla haşlanır (kaynatılmaz), 10 dakika demlendikten sonra süzülür. Yukarıda özel olarak belirtilen dozlar dışında genel olarak günde 2-3 bardak yeni demlenmiş çay, aç karnına veya öğün aralarında soğutulmadan içilir.

Yarım Banyolar: Yarım banyo için, yarım kova (3-4 litre) taze bitki veya 100 gr kurutulmuş bitki gereklidir. Yarım banyonun hazırlanışı ve uygulanışı da aynı tam banyo gibidir. Ancak, banyo suyu böbreklerin üstüne kadar çıkmalıdır. Yarım banyo süresi de 20 dakikadır. Banyodan sonra kurulanılmaz ve bir bornozun içinde, sıcak yatakta bir saat kadar yatarak dinlenilir. İlgili sayfalardaki bitki özelliklerine uygun önerilere dikkat edilmesi gerekir.

Buğu (Buhar) Kompresi: İki avuç dolusu ince kıyılmış taze bitki, içine su kaynayan bir kabın üstündeki süzgece koyulur ve kapağı kapatılır. Buğuda yumuşayan bitkiler bir bezin arasına yerleştirilerek, hasta bölgeye uygulanır.

Çobançantası Tentürü: Bir cam şişeye veya kavanoza 50 gr ince kıyılmış kuru bitki koyulur, üstüne 1,2 litre (6 orta boy su bardağı) kanyak, votka, 35 derecelik etil alkol veya elma sirkesi (%4-6) ilave edilir (Hangisini tercih ediyorsanız). Kavanozda en az 3-4 parmaklık çalkalama alanı kalmalıdır. 14 gün boyunca hergün çalkalanarak güneşte veya sıcak bir ortamda bekletilir. Süre sonunda birkaç defa ince, temiz bir tülbent veya ince bir süzgeç yardımı ile süzülerek, koyu rekli şişelerde saklanır.

UYARILAR: Çobançantasının bilinen hiçbir yan etkisi yoktur. Gebelik sürecinde kullanılmaması tavsiye edilmektedir.




4429-Meyhaneciotu-1.jpg


Çoban Düdüğü (Meyhaneci Otu)


Lohusagillerden, nemli yerlerde yetişen, uzun ve yeşil yapraklı bir bitkidir. Sapları sivri, kısa ve parlaktır. Çiçekleri de çana benzer. Hekimlikte kökü kullanılır.

Faydası: Kabızlığı giderir.




cobanpuskulu.jpg


Çoban Püskülü ( İlex Auifolium )


Çobanpüskülügillerden; hekimlikte yaprakları kullanılan bir bitkidir. 300 kadar türü vardır.

Faydası: Ateşi düşürür, terletir ve vücuda rahatlık verir.

cop-i%20cini.jpg


Çöp-i çini ( Smilax )


Çin'de ve Hindistan’da yetişen Smilax China adlı bitkinin köklerinden ve dış kabuklarından ayrılmış risomudur.

Faydası: Ateşi düşürür, terletir ve vücuda rahatlık verir.




flora10.jpg


Çöpleme (Boynuz Otu)


Düğün çiçeğigillerden bir çeşit bitkidir. Birçok çeşidi vardır. Akçöpleme denilen çeşidi; uzun yapraklı, geniş ve güzel çiçekli zehirli bir bitkidir. Boyu 1-1,5 metre kadardır. İçeriğinde A ve B vitaminleri vardır. Hekimlikte, kökü kullanılır.

Faydası: Ağrıları dindirir. Yüksek tansiyonu düşürür. Ev ilaçlarında kullanılırken, tavsiye edilen dozu aşmamak

gerekir.




corekotu.jpg


Çörekotu (Siyah Susam)


Düğün çiçeğigillerden; susam iriliğinde siyah tohumları olan bir çeşit bitkidir. Güzel kokuludur. Hamur işlerine çeşni vermek için kullanılır. Yurdumuzda 12 türü vardır.

Faydası : İştah açar. Vücuda kuvvet ve dinçlik verir. Hazmı kolaylaştırır. Mide ve bağırsak gazlarını söker.Koklanacak olursa; baş ağrısını keser. Nezle ve sara hastalığında tütsü yapılır. Suyu ile sivilcelere (akne) pansuman yapılır.
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
coven.jpg


Çöven (Sabun Otu)


Kökü ve dalları, suyu sabun katılmış gibi köpüren, kir temizleyici bir bitkidir. Helvacılıkta, ağdayı ağartmak için de kullanılır. Kökü, büyük ve kalındır. Dışı, hafif kırmızımtıraktır. Çiçekleri; pembe, beyaz olup, salkım şeklindedir. Köklerin dövülmesinden çöven elde edilir.

Faydası: İdrar söktürür. Terletir, ateşi düşürür. Vücuda rahatlık verir. Kusturur ve balgam söktürür. Cilt hastalıklarında da faydalanılır. Temizleyici olarak da kullanılır.






cuhacicegi.jpg


Çuha Çiçeği - Çuha Çiçeği Yağı ( E.Primrose Oil )


Çeşitli alt türleri olan önemli bir bitkidir. Kuzey Amerika ve Avrupa'da yetişir. Bitki ve kökü eskiden beri tedavi amaçlı kullanılmıştır. Bununla beraber tohumundan elde edilen ve Gamma-Linolenik Asit (GLA) içeren yağının kullanımı yenidir. Çuha çiçeği yağı, tohumlarının preslenmesi sonucu elde edilmiş tamamen doğal bir üründür. % 9.5 oranında Gamma -Linolenik Asit (GLA), % 72 oranında omega-6 (Linoleik Asit), % 8 oranında omega-9 (Oleik Asit), potasyum ve magnezyum içerir. GLA önemli yağ asitlerinden biridir. GLA sağlık için gereklidir çünkü vücuttaki bütün organları kontrol eden ve hormonlara benzer etki gösteren bileşiklerin (Prostoglandin-PGS) üretiminde kullanılır. Bu bileşikler özellikle kalp, dolaşım, deri ve savunma sisteminde etkilidir. Ek olarak, GLA hücre zarının (cell membrane) önemli bir bileşenidir.

Bazı yiyecekler, temel yağ asitleri metabolizmasıyla ilgili enzimleri engeller. Aşağıda belirtilen durumlarda veya hastalıklarda da delta-6-desaturaz denen enzimin etkisi azalmaktadır. Bu enzim (delta-6-desaturaz), beslenme yoluyla alınan linoleik asidin (LA), gamma-linolenik aside (GLA) dönüşmesini sağlayan önemli bir enzimdir.

* Doymuş yağlardan zengin diyet (Aşırı hayvansal yağ kullanımı)

* Kolesterolden zengin diyet (Aşırı proteinli yiyecek tüketimi)

* Aşırı alkol alımı

* Çinko eksikliği

* Stres, umutsuzluk ve çaresizlik duyguları (Stres hormonu Cortisol düzeyini artırır.)

* Viral enfeksiyonlar (Bulaşıcı hastalıklar)

* Radyasyon

* Kanser

* Yaşlılık

* Şeker hastalığı

* MS hastalığı

GLA vücutta bir dizi reaksiyonla Prostaglandin 'e (PGE1) dönüştürülür. Prostaglandin' ler hücre fonksiyonlarının düzenlenmesinde hayati öneme haizdir. Hormonlara benzerler fakat etkileri daha bölgesel ve ömürleri daha kısadır. Yukarıdaki durumlarda dışardan (beslenme yoluyla) GLA alınması hem vücudun GLA gereksinimini karşılar hem de eğer varsa besin alerjisi belirtilerini de azaltabilir.

Çuha Çiçeği Yağı'nın Faydaları ve Kullanım Alanları

* Bağışıklık sistemini güçlendirir.

* Bayanların özel günlerindeki baş ve karın ağrılarının (PMS ağrıları ve mensturel kramplar) giderilmesine yardım eder.

* Hanımlardaki adet düzensizliklerinin giderilmesinde faydalı olabilir.

* Menopoz semptomlarını azaltıcı etkisi vardır.

* Egzama ve sedef hastalarının ciltlerini sağlıklı bir görünüme kavuşturmaya yardımcı olabilir.

* Çinko (mineral) ile birlikte alındığında ergenlik sivilcelerini (Akne) iyileştirebilir.

* Aşırı alkol ve sigara kullanımı sonucu oluşan toksik (zehirli) etkileri azaltır.(Anti-oksidant etki)

* Yaşlılık etkilerinin geciktirilmesine faydalıdır. (Anti-aging etki)

* Romatizma ve mafsal (eklem) iltihabı ağrılarının azaltılmasına yardımcı olabilir.

* Kireçlenme sonucu meydana gelen bel, sırt, diz, omuz ve boyun ağrılarına karşı faydalı olabilir.

* Yorgunluğu azaltmak ve çalışma isteğinizi artırmak için yararlıdır.

* Güçsüz ve kırılgan tırnakları güçlendirir.

* MS (Multiple Sclerosis) hastalığının ilerlemesini yavaşlatmaya faydalıdır.





curdukotu.jpg


Çürdük Otu (Çördek Otu)


Dallı, budaklı, yaprakları sivri ve ayva biçiminde bir çeşit bitkidir. Çiçekleri mavi renkte olup, dikenlidir. Çiçeklerinin tozu; sarı veya sarımsıdır. Tadı acıdır.

Faydası: İdrar söktürür. Hazımsızlık ve mide zafiyetini giderir. Kulunç ağrılarını keser. Zayıf çocukların gelişmesine yardımcı olur.
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
D



dalakotu.jpg


Dalakotu (Kurtluca)


Eğrelti otugillerden; sıcak bölgelere yetişen bir bitkidir. Güzel kokulu, pembe çiçekleri vardır. Yapraklarının üstü parlak, altı donuk yeşil kadife rengindedir. Tadı acıdır.

Faydası: Ateşi düşürür, vücuda kuvvet verir. Dizanteri ve ishali keser. Nefes almayı kolaylaştırır. Öksürüğü keser. Karaciğer ve mide hastalıklarının iyileşmesine yardım eder.







20150341.JPG


Damiana ( Turnera Diffusa )


Aromatik yaprakları olan küçük bir çalı türüdür. Meksika kökenli olan bu bitki, günümüzde Teksas, Karayip Adaları ve Güney Afrika’ da da yetiştirilmektedir. Yaprakları tırtırlı olup; kenarları boyunca 10-25 mm genişliğinde 3-6 diş bulunur. Yaprakları Orta Amerika kültürlerinde (Aztek, Maya ve İnkalar) eskiden beri çeşitli amaçlar için kullanılagelmiştir. Kadim Maya medeniyetinde Damiana baş dönmesi, denge kaybı ve cinsel istek arttırıcı olarak kullanılmıştır. Son 100 yıldan fazla bir süredir Damiana’nın birincil kullanımı hem erkekler hem de bayanlar için cinsel fonksiyonları dengelemek ve düzenlemekle ilgili olmuştur.

Faydası: Fakat Damiana anti-depresant (sakinleştirici), tonik (Kuvvet verici), idrar arttırıcı ve idrar yolları antiseptiği, öksürük giderici ve hafif laksatif (Müshil) etkileri için de kullanılmaktadır.

Almanya ve İngiltere’ de yaprakları yaygın olarak aşırı zihinsel aktivite ve sinirsel yorgunluğa karşı ve hormonal, merkezi sinir sistemi üzerine kuvvet verici bir tonik olarak kullanılmaktadır. Hollanda ‘ da ise sadece seksüel başarıları için değil aynı zamanda üreme organları üzerindeki pozitif etkilerinden dolayı da çok saygın bir bitkidir. Anavatanı olan Meksika’ da ise cinsel istek arttıcı, uyarıcı, kuvvetlendirici ve idrar arttırıcı olarak ünlenmiştir. Ayrıca yorgunluk ve bitkinlik için güvenilir bir care olarak, idrar yolları iltihabı ve özellikle yorgunluğun neden olduğu cinsel iktidarsızlık durumlarında bilimsel kabul görmüştür. Meksika’ da orchitis (Bir testis iltihabı) ve spermatorrhea (istemdışı boşalma) için de kullanılmaktadır.

Damiana; Pinen, cineol, cadinen, ve copaen gibi eterli uçucu yağlar, çok çeşitli terpenler, alkaloitler, flavonlar, cyan-glikozitleri (gonzalitosin), arbutin, damianin, tanen, reçine ve amino asitler içermektedir. Yaprakları bu maddelere ek olarak cinsel organlar üzerinde uyarıcı etkisi ile bilinen beta-sitosterol içermektedir. Damiana, öncelikle sinir sistemini genel anlamda güçlendirir. Merkezi sinir ve hormon sistemini dengeler.. Farmakolojik araştırmalara göre, içerdiği alkaloitler, testesteron hormonuna (bir erkeklik hormonu) eşdeğer etkiler içermektedir. Ayrıca içerdiği arginine (amino asit) sperm üretimi için gerekli bir proteindir. Araştırmalar, Damiana alımının sperm miktar ve kalitesini arttırdığını göstermiştir. Damiana, özellikle cinsellikle ilgili depresyonlara ve korkulara karşı çok etkili bir bitkidir. Erkek ve dişi cinsel sistemlerini güçlendirir.

Kadında libido (cinsel arzu) güçlendiricisi ve cinsel soğukluğun (frijit) giderilmesi, erkekte ise erkeklik gücünü arttırıcı etkileri vardır. İdrar yolları iltihabına karşı antiseptik etkisi vardır.







damkorugu.jpg


Damkoruğu (Kulak Otu)


Damkoruğu gillerden ılık iklimlerde yetişen bir bitkidir. Çiçekleri kırmızıdır. Yaprakları etli ve çiçeklerin dibindedir. Haziran - Ağustos ayları içinde toplanır. Çoğu zaman taze halde kullanılır.

Faydası: Basur memelerini giderir. Nasırları söker.





dar%C4%B1.jpg


Darı (Akdarı)


Buğdaygillerden, kuraklığa dayanıklı bir bitkidir. Tohumları besin olarak kullanılır.

Faydası: Darı unundan yapılan yiyecekler, zihin yorgunluğunu giderir. Sinirleri kuvvetlendirir. Hamilelere de faydası vardır.





defne.jpg


Defne ( Laurus Nobilis )


Defnegillerden yaprakları güzel kokulu ve yaz kış yeşil olan ağaçtır. Boyu 2 metre kadardır. Akdeniz kıyılarında yetişir. Meyveleri yuvarlaktır. Rengi siyahımtıraktır. Yapraklarından yeşil renkli bir yağ çıkarılır.

Faydası: Terletir, ateşi düşürür, vücuda rahatlık verir. İdrar ve adet söktürür. İştah açar, Hazmı kolaylaştırır. Sinir ağrılarını (nevralji) dindirir. Yağı bazı merhemlerle karıştırılır. Baharat olarak da kullanılır. Hamileler kullanmamalıdırlar.






demirhindi.jpg


Demirhindi


Baklagillerden bir çeşit ağaçtır. Boyu 25 metre kadardır. Meyvesinden şerbet yapılır. Sıcak ülkelerde yetişir. Çiçekleri sarı kırmızı salkımlar halindedir. Meyvesi koyu kırmızımtırak, büyük ve tohumludur. Meyvesinin mayhoş lezzetli, macuna benzeyen öz kısmı kullanılır. İçeriğinde ekşi maddeler, nişasta

ve şeker vardır.

Faydası : Susuzluğu giderir. Vücuda rahatlık ve serinlik verir. 20 gramı müshil tesiri gösterir. Bağırsakları temizler. Soğuk içilir.






denizkadayifi.jpg


Denizkadayıfı ( Carrageen )


Esmer su yosunlarından bir çeşit deniz bitkisidir.

Faydası: Solunum ve hazım sistemi nezlelerini giderir. Vücudu besleyici olarak da kullanılır.






Deniz Saçı ( Mousse de Corse )

Deniz kayalarında bulunur. Kuru iken saç gibi ince, esmer, birbirine girmiş liflerdir. Deniz bitkileri gibi kokar. Tadı tuzludur.

Faydası: Bağırsak solucanlarını düşürür.





denizuzumu.jpg


Deniz Üzümü ( Ephedra Campylopoda )


Yurdumuzun hemen hemen her yerinde yetişen her zaman yeşil, uzun ömürlü, çalı görünümünde bir bitkidir. Gövdesi incedir. Yaprakları, gövde üzerine karşılıklı, çapraz şekilde dizilmiştir. İçeriğinde “efedrin alkoloid” bulunur. 35 kadar türü vardır.

Faydası: Astım hastalığının şikayetlerini giderir. Terletir. Ateş düşürür. Romatizma ağrılarını dindirir.






dereotu.jpg


Dereotu (Tereotu)


Maydanozgillerden iplik biçiminde yaprakları olan güzel kokulu bir bitkidir. Sonbahar aylarında toplanıp, kurutulur.

Faydası: Mide ve bağırsak gazlarını söktürür. Hazmı kolaylaştırır, midenin gereği gibi çalışmasını sağlar. Hıçkırık ve hava yutmayı önler. Sinir zafiyetini giderir. Uyku verir. Aybaşı kanamalarının kolay olmasını sağlar. Anne sütünü artırır. İştah açar. Ağız kokusunu giderir. Çocuklardaki gaz ağrılarını giderir. Yemeklere ve

salatalara tat vermek için konur. Hamileler kullanmamalıdır.






derman1.jpg


Dermanotu, Sanikel, Sanicula europaea


Devekulağıotu
Sanikel
Yaraotu
Şifaotu
Avrupa Sanikeli
Familyası: Maydanozgillerden, doldengewaechse, Apiaceae (Umbelliferae)
Drugları: Dermanotu: Saniculae herba
Dermanotunun tamamı çay ve natüreli laç yapımında kulanılsada, kökleri çok nadir kulanılır.
Giriş: Maydanozgillerin bir altgrubu olan saniculagillerin altgrubu olup bu grupta takriben 40 bitki vardır ve en önemlisi Avrupa sanikeli: Sanicula europaeayı sayabiliriz. Sanicula latince şifaveren <sanare> kelimesinden türemiştir. Türkce yaraları iyileştirdiği için yaraotu, birçok hastalığa karşı kulanıldığından dermanotu, şifaotu yapraklarıdevekulağına benzediğinden devekulağıotu diyede anılır. İlk defa Hildegard von Bingen tarafından MS: 1100 yıllarında adı zikredilen ve yaraları iyileştirici olarak kulanılan bitki günümüzde modern klinik araştırmasların yapılmasını beklemektedir.
Botanik: Dermanotu 20-60 cm boyunda çok yıllık bir bitki olup dikine yükselen ve çatalaşan bir bitkidir. Alt yaparakları uzun saplı 3-5 derin loplu, her lopta yine üç loptan oluşur. Alt yaprakalrı 4-12 cm uzunluğunda 10-15 cm eninde koyu yeşil renkli ve kenarları hafif kertiklidir. Üstelik yaprakalrı ise gövdeye oturmuş olup oldukca küçük , üç parçadan meydana gelir veher biri mızrak şeklinde olup kenarları kertiklidir.
Çiçekleri uzunca sap üzerinde topluca bir arada 4-5 şemsiyecik demetlerinden oluşur. Her şemsiyecikte 6-10 çiçek nulunur ve taç yaprakları beyaz veya kırmızımsı beyaz renkte , ters üçgen veya ters yumurta şeklinde 1,5 mm büyüklüğünde ve her çiçekte beş taç yaprak bulunur.
Yetiştirilmesi: Genelikle ormanların seyrek olduğu yerlerde orman kenarlarında ve humuslu topraklarda yetişir. Bitki tarla ve bahçelerin yarı gölgelik olan yerlerinde yetiştirilebilir.
Hasat zamanı: Dermanotu Mayıs-Agustos ayları arasında yerden 5-10 cm yukarıdan kesilerek toplanır demet yapılır, güneşli ve havalı yerde kurutularak kaldırılır. Malesef şifalı bitkileri toplama, kurutma, paketleme ver depolama işlemleri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaparak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutulmalıdır. Ayrıca öreneğin bitki 5 günde kurudu ise 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kaybettiğünden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş'te kurutulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip diploması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlar'da açıkta satılması kalitesini kısa sürede sıfırlar.
Kulanılması: a-) Bugüne kadar Üniversite kliniklerinde tedavi denemeleri ve araştırmaları yapılmamıştır. Bu nedenle mide ve bağırsak rahatsızlıkları veya nefes yolları rahatsızlıklarına karşı daha etkili bitkiler mevcuttur. Dermanotu bugünkü bilgilere göre 2. sınıf bir şifalı bitkidir. Emzikli bayanlarda süt artırmak için Anason-, Rezen-, Kimyon-, Isırganotu etkildir.
b-) Komisyon E’nin yayınladığı monografi bildirisine göre başta nefes yolları rahatsızlıklarından: Nezleye karşı kulanılır.
c-) Halkarasında: birleşimde hem tanin hemde saponinler içermesi nedeniyle hem mide-bağırsak, hemde nefes yolları rahatsızlıklarına karşı kulanılır. Etkili olduğu rahatsızlıkların başında: Gastrit, ülser, mide üşütmesi, öksürük, bronşit, bağırsak ve burun kanamasına karşı kulanılır. Haricen yaraların üzerine lapası sarılır. Dişeti, ağıziçi iltihapı ve yaralarına karşı gargarası yapılır.
Çayı: İki tatlı kaşığı kurutulmuş ince kıyılmış dermanotu demliğe konur ve üzerine 300-400 ml kaynarsu ilave edilerek 5-10 dakika damalamaya bırakıldıktan sonra süzülerek içilir.
Yantesiri: Bilinen bir yantesiri yoktur.






devedikeni.jpg


Devedikeni ( Chardon )


Bileşikgillerden; tarlalarda yetişen 1 metre kadar boyunda bir bitkidir. İnce ve çengellidir. Yaşken güzel kokuludur. Kuruyunca bu koku kaybolur.

Faydası: Ateşi düşürür, terletir ve vücuda rahatlık verir.
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
devetabani.jpg


Devetabanı ( Phlodentron )

Bileşikgillerden geniş yapraklı, her türlü toprakta yetişebilen bir bitkidir. Çiçekleri, yapraklarından önce açar, altın sarısı rengindedir. Hekimlikte çiçekleri ve yaprakları kullanılır. Çiçekleri Nisan’da, yaprakları ise, Haziran ve Temmuz aylarında toplanıp, kurutulur.

Faydası: İdrar söktürür. Ağrıları dindirir. Sinirleri yatıştırır ve vücuda kuvvet verir. Astım, nefes darlığı, bronşit ve soğuk algınlığında şikayetleri geçirir. Göğsü yumuşatır, öksürüğü keser. Nezle ve ciğer iltihabında da kullanılır. Yaraların iyileşmesinde ve çıbanların olgunlaşmasına yardımcı olur.






Devekulağı (Büyük ulavratotu)

Bileşikgillerden bir çeşit bitkidir. Yaprakları enli ve yeşildir. Altları sincabi renktedir. Kökü kalındır. Çiçeklerinde ince, uzun dikenleri vardır. Kökleri toplanır, ince ince dilimlenip, kurutulur. Acıdır. Yaprakları da gölgelik bir yerde kurutulur.

Faydası : İdrar yollarında biriken kum ve taşların dökülmesine yardımcı olur. Kanı temizler. Terletir, vücuda biriken zararlı maddelerin atılmasını sağlar. Romatizma ve nikrisin şikayetlerini giderir. Vücuda rahatlık verir.




disbudakagaci.jpg


Dişbudak Ağacı ( Fraxinus Excelsior )


Zeytingillerden sert keresteli bir ağaçtır. Boyu 30 metre kadardır. Yaprakları 9-13 parçalı bir dantela görünümündedir. İlkbahar ve yaz aylarında kabuğu ve yaprakları toplanıp kurutulur.

Faydası: Ateşi düşürür, vücuda kuvvet verir. Anne sütünü artırır. Romatizma ve nikris ağrılarını keser. Kabızlığı giderir. (kabuğu ise kabızlık yapar, ishali keser) idrar söktürüp, vücutta biriken zararlı maddelerin atılmasını sağlar. Mobilyacılıkta da kullanılır.






Dolama Otu ( Paronychia Serpilifolia )

Karanfilgiller familyasından yeşil ve beyaz renkte küçük çiçekleri bulunan bir çeşit bitkidir. Yaprakları beyazımtırak yeşildir. Kökü kullanılır.

Faydası: Dolama ve çıbanların tedavisinde kullanılır.

domates.jpg


Domates ( Solanum lycopersium )


Patlıcangillerden bir çeşit bitkidir. Ürünü için yetiştirilir. Vatanı Meksika ve Peru’dur. Yabani türünün meyveleri yuvarlak ve kiraz kadar küçüktür. Domatesin içeriğinde lycopin denilen bir madde bulunur. A, B, C vitaminleri bakımından zengindir. Gövde ve yapraklarında solanin denilen zehirli bir alkoloid bulunur.

Faydası: Bol idrar söktürür. Vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını ve kanın durulmasını sağlar, damar sertliğini giderir. Romatizma ve nikriste faydalıdır. Safra ve böbrek taşlarının düşürülmesine yardımcı olur. Üremiyi düşürür. Hazmı kolaylaştırır. Kabızlığı giderir. Mide ve bağırsakların düzenli bir şekilde çalışmasını

sağlar. Cilde tazelik ve pembelik verir. İsiliği ve mayasılı giderir. Nasırların sökülmesine yardımcı olur. Çıbanların olgunlaşmasını sağlar. Arı sokmasında ve yanıkların tedavisinde faydalanılır. Kansere karşı korur. Midesi zayıf olanlar, böbrek ve mesanelerinde iltihap olanlar, suyunu içmelidirler.




dovulm1.jpg


Dövülmüşavratotu, Schmerwurz, Tamus communis


Acıot
Karaasama
Acıkök
Sinsan
Ateşkök
Familyası: Dövülmüşavratotugillerden, Schmerwurzgewaechse
Drugları: Dövülmüşavratotkökü: Tami communisrhizoma
Dövülmüşavratotunun kökleri homeopatide tentür yapımında kulanılır ve zehirli olması nedeniyle çayı içilmez
Botanik: Vatanı güneydoğu Avrupa yani Macaristan, Romanya, Türkiye ve Rusya olup günümüzde güneybatı Avrupa ile kuzey Afrikada da yetişmektedir. Boyu 1,5-3 mereyi bulan sarmaşık çok yıllık bir bitkidir.
Yaprakları değişken sıra ile dizilmiş olup kalp şeklindedir. Yapraklarının üst yüzeyi parlak yeşil, kenarları bütün, üzeri derin damarlı ve uzun saplıdır. Çiçekleri yeşilimsi beyaz veya sarımsı yeşil renkte , oldukca küçük iki evli ve yaprak sapının dibinde meydana gelir. Meyveleri 1 cm çapında önce yeşil sonra sarımtırak olğunlaşınca kankırmızısı renkte, yuvarlak, küre şeklinde, vişne büyüklüğünde ve 3-6 tanesi birarada bulunur.
Bu bitliye dövülmüşavratotu denmesinin nedeni birleşimindeki kalsiyumoksalatın deriye batması nedeniyle meydana gelen tahriş sonucu kızarıklık sonra morarma hasıl olur. Kalsiyumoksalat kristalleri iğne şeklinde olup batıcı bir özeliğe sahiptir. Bilhasa dövülmüşavrat kökü eldivensiz tutulduğunda veya vücudun herhangi bir yerine sürüldüğünde dövülmüş kadınlardaki morartıya benzer bir bir morarma hasıl olur ve bu nedenden dolayı bu bitki dövülmüşavratotu diye anılır.
Hasat zamanı: Kökleri sonbaharda sökülerek toplanır, yıkanır ve kurutularak kaldırılır. Kökleri toplanırken eldivensiz toplamamak gerekir, zira birleşimindeki kalsiyumoksalat kristalleri deriye batarak morarmasına sebep olur. Dövülmüşavratotkökü bilek kalınlığında beyaz renkli, taze iken kesildiğinde içinden sümüksü ve yapışkan bir sıvı akar.
Kulanılması: a-) Üniversite kliniklerinde tedavi denemeleri ve araştırmalar yapılmamıştır, bu nedenle dövülmüşavratotkökü yerine romatizmaya karşı Kagbüken-, Çitkökü-, Harpago-, Sögüt-,Isırgan preparatları veya Gökçek İksiri daha etkildir. Bu nedenle dövülmüşavratotkökü bü günkü bilgilerimize göre 2. sınıf bir şifalı bitkidir.
b-) Halkarasında döveülmüşavratkökünden bir dilim kesilerek ağrıyan yere sürülürse kızartır ve aynı zamanda ağrıları azaltır. Genelike romatizma çeşitlerinden: Artrit, (eklem iltihaplanması), atroz (eklem deformesi) ve kas romatizması ile nikris, siyatik ve nevraljiye (sinirsel ağrılar) karşı kulanılır.
Fransada çarpma sonucu deride meydana gelen ezilme ve şişmelere karşı kulanılır ve onlardada dövülmüşavratotu diye anılır. Tanıdığım bir bayan romatizmalı olan annesi için Rusyadan gelen bilek kalınlığında beyaz kökü dilim şeklinde kesilerek romatizmalı yerler sürdüğü ve ağrıları azaltığını söylemişti.
Çay: Zehirli olması nedeniyle çayı içilmez.
Yantesiri: Zehirli olması nedeniyle çok dikkat edilmesi gerekir, zira çok zehirlidir. Meyvelerinden 2 tanesi bir çocuğu zehirliyebilir. Zehirlenme belirtilleri: Ağız kuruması, ishal, ve kusma gibi hallerdir.





dulaptalotu.jpg


Dulaptalotu ( Daphne Mezereum )


Dulaptal otugillerin örnek bir bitkisi olan bir ağaççıktır. Yüksek yerlerde yetişir. Çiçekleri güzel kokuludur. Meyveleri kırmızımtıraktır. Yaprakçıkları ise, açık yeşildir. Kabukları kullanılır.

Faydası: Zona tedavisinde faydalıdır.






davratotu.jpg


DULAVRAT OTU ( Lappa officinalis ) / Compositae


Özellilleri : Diüretik / idrar söktürücü, sudofirik / terletici, antifebril / ateş düşürücü, depüratif / kanı temizleyici, antibiotik / mikrop öldürücü, antifungal / mantarı iyileştirici, antitümör / tümör iyileştirici, antihiperglisemik / kan şekerini düşürücü, hücrelerin üremesini hızlandırıcı.

Önerilen Hastalıklar : Böbrek ve mesane taşları, mide ülseri, romatizma, podagra, sirace, mayasıl, deri hastalıkları, zührevi hastalıklar.

Kullanım Şekli ve dozu : Kökleri kullanılır. 0,5 litre suya 1 çorba kaşığı ince kıyılmış kök konularak 10 dakika kaynatılır soğuyunca süzülür. Günde 4 defa yemeklerden evvel 1 çay bardağı içilir. Tohumlardan 1 kahve kaşığı 400 gr. soğuk suda akşamdan ıslatılır, sabahleyin süzülür. Yemeklerden evvel 3 defa içilir.






dut.jpg


Dut ( Morus )


Dutgillerden yapraklarıyla ipek böceği beslenen bir ağaçtır. Meyveleri, Beyaz ve kara olur. Karadut ekşidir. Dutusaresi çıkartılır. Hekimlikte şurubu, meyveleri, ve yaprakları kullanılır.

Faydası: Beyaz dut yaprakları idrar söktürür. Vücutta biriken suyu boşaltır. Aç karnına yenen beyaz dut, Bağırsak solucanlarının düşürülmesini sağlar. Mide ve bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar. Karadut şurubu pamukçuk hariç diğer ağız ve bademcik iltihaplarını giderir.





duvarsarmasigi.jpg


Duvar Sarmaşığı ( İvy )


Sarmaşıkgiller familyasından; uzun ömürlü, 50 metre kadar boyunda, her zaman yapraklı, tırmanıcı bir bitkidir. Yaprakları tüysüz ve serttir. Üst yüzeyleri koyu, alt yüzeyleri ise açık yeşil renktedir. Meyvesi, siyahımsı mor renktedir. İçeriğinde “hederin” vardır. Zehirlidir. Ev ilaçlarında

kullanılmamalıdır.

Faydası: Kabızlığı giderir. Kusturur ve aybaşı kanı söktürür. Haricen kullanılacak olursa, yaraları tedavi eder.





duguncicegi.jpg


Düğün Çiçeği (Girit Lalesi)


Düğün çiçeğigillerden; 30-60 cm. boyunda, uzun ömürlü bir bitkidir. Kökleri ipliksidir. Nisan - Haziran aylarında çiçek açar. Zehirlidir. Yaprakları çok küçüktür ve üç parçalıdır. Hekimlikte nadiren kullanılır.

Faydası: Basur memelerinin şikayetlerini giderir.





E




ebegumeci.jpg


Ebegümeci (Hubbaz)


Ebegümecigillerden; çiçekleri ilaç, yaprakları da sebze olarak kullanılan ve genellikle tarla kenarlarında kendi kendine yetişen bir ottur. 20-70 cm. boyundadır. Yaprakları sarmaldır. Mayıs - Ağustos ayları arasında çiçek açar. Yaprak ve çiçeklerinde fazla miktarda müsilaj vardır. Yaprak ve çiçekleri

kurutulmadan kullanılır.

Faydası: Göğsü yumuşatır, öksürüğü keser. Mide ve bağırsakların muntazam çalışmasını sağlar. Kabızlığı giderir. Mide bulantısı ve kusmaları önler. Ateşi düşürüp, vücuda rahatlık verir. Boğaz ve bademcik iltihaplarını giderir. Nezle, bronşit, nefes darlığı tedavisinde kullanılır. Lapası çıbanların olgunlaşmasını sağlar. Burun

kanamasını durdurur. Dişeti hastalıklarını tedavi eder. Mide ağrısını keser. Burun tıkanıklığını giderir.

Kullanım Biçimleri:

Çay Hazırlamak: Yalnızca soğuk suda demlendirilmelidir. Yarım tatlı kaşığı bitki (ince kıyılarak kurutulmuş), orta boy bir su bardağı dolusu soğuk suya akşamdan eklenir, sabahleyin süzülür ve ılıklaştırılır.

Ayak ve El Banyoları: İki avuç dolusu ince kıyılmış taze bitki, 4-5 litre soğuk suya akşamdan eklenir, ertesi gün, elin veya ayağın dayanabileceği kadar ısıtılır ve süzülür. Banyo süresi 20 dakikadır. Banyo suyu, yeniden ısıtılarak iki kere daha kullanılabilir.

Bitki Kompresi: Çay süzüldükten sonra artan posalar biraz suyun içinde ısıtılır, arpa unu ile lapa haline getirilir ve bir bezin üstüne yayılarak, sıcak sıcak uygulanır. Kompresin sıcaklığını yitirmemesi gerekir. Kompres süresi isteğe göre düzenlenebilir.






efedra1.jpg


Efedra, Ephedrakraut, Ephedra sinica


Çin efedrası
Efedraotu
Familyası: Denizüzümgillerden, Meertaubelgewaechse, Ephedraceae
Drugları: Efedraotu: Ephedrae herba
Efedrakökü: Ephedrae radix
Deniz üzümü otunun çayı, tentürü, ve natürel ilaç yapılırken kökünün sadece ve nadiren çayı yapılmaktadır.
Giriş: Deniz üzümünün dünyada bilinen 40 türü mevcuttur ve bunlardan en önemlileri sırası ile Çin efedrası ’’ephedra sinica’’, Pakistan efedrası ‘’ephedra intermedia’’, Akdeniz efedrası ‘’ephedra distachya’’, Türk efedrası ‘’ e. Major’’, Eğe efedrası ‘’ e. Campylopoda’’ en önemlileridir.
Çinde 4000 yıldır başta astıma karşı kulanılan Çin efedrasının birleşimindeki Ephedrin (efedrin) 1924’de Chen tarafından keşfi ve 1926’da Alman ilaç fabirikası Merck tarafından ilk sentetik ephedrinin üretilmiştir. Çin efedrası çay, tentür ve natürel ilaç yapımında en çok araştırma yapılan vede özelikleri en iyi bilinen bir tür olduğundan bunu öncelikle incelemeyi uygun görmekteyiz.
Botanik: 30-40 cm boyunda 1-2 mm kalınlığındaki gövde ve dalları, mavimsi yeşil veya açık yeşil boğum yerlerinde 3-4 mm büyüklüğünde pul yaprakları ve boğumlardan çıkan kısa saplı açık sarımsı 4-6 adet çiçeğin küme şeklinde bir arada bulunur.
Hasat zamanı: Efedraotu yerden 4-5 cm yukarıdan kesilerek, güneşli ve havadar bir yerde kurutulur. Kökleri ise söküldükten sonra yıkanır ve yine aynı şekilde kurutularak kaldırılır.
Kulanılması: a-) Üniversite kliniklerinde tedavi denemeleri ve araştımalar yapılmadığından daha etkili şifalı bitkiler kulanılmalıdır. Örneğin astıma karşı Çörek-, Duvarsarmaşığı-, Meyhaneciotu veya Gökçek İksiri daha etkildir.
b-) Halkarasında bronşları genişletici ve krampları çözücü olması nedeniyle akciğer bronşlarını genişleterek astımı önler. Çinde efedra bronşit, boğmaca, üşütme, ve öksürüğe karşı kulanılır.
Yantesiri: Aşırı miktarda kulanılması halinde uykusuzluk, tansiyon yükselmesi, kalp atışlarında anormalik, başağrısı, huzursuzluk, bulantı ve kusma gibi hallerde görülebilir.
B-) Denizüzümü, Türkische Ephedra, Ephedra major
Alyanak
Türk efedrası
Türkiyede yetişen bu tür diğerlerinde farklı olarak küçük bir ağaç veya çalı görünümünde, yeşil yaprakları dalları sarmış vaziyette ve bezelye büyüklüğündedeki kırmızı meyvelerden oluşur. Yukarıdaki türden farklı olarak birleşimindeki alkaloit türevlerinden pseudoefedrin anamaddeyi içerir. L-Efedrin bir yan alkaloittir. Diğer özelikleri aynıdır.
C-) Akdeniz Efedrası, Meertraeubchen, Ephedra distachya
Boyu 1 metreyi bulan yatık veya dikey yükselen, 1-2 mm kalınlığında ince uzun iplik gibi dallardan oluşur ve mavimsi yeşil renklidir. Çiçekleri 5-15’i bir arada olup bir küme oluşturur ve bu türdede anaalkalot pseudoefedrin olup, yine L- Efedrin yan alkaloittir.






Ebücehil Karpuzu (Acı Hıyar)

Kabakgillerden elma iriliğinde meyvesi çok acı ve ishal yapıcı bir bitkidir. İçeriğinde “colocynthine” vardır. Zehirlidir ve 2 gramdan fazlası öldürebilir. Haricen kullanılır.

Faydası: Romatizma, mafsal ve nikris ağrılarını dindirir. Kaşıntıları geçirir.





egirotu.jpg


Eğir Otu (Azak Eyeri)


Yılanyastığıgiller familyasından; akarsu kıyıları ve bataklıklarda yetişen 60-70 cm. boyunda bir otsu bitkidir. Meyveleri yeşilimsi renktedir. Çiçekleri, siyahımsı-erguvani renklidir. Tadı mayhoştur.

Faydası : İştahı açar, mide ve bağırsak gazlarını giderir. Mide ekşimesini geçirir. Mide ülserini iyileştirir , reflü içinde faydalıdır İdrar ve adet söktürür. Dişetlerini kuvvetlendirir. Ter söktürür, ateşi düşürür ve ağrıları dindirir. Kusturur, aksırtır. Sinirleri yatıştırır. Sarılık ve nikris tedavisinde kullanılır.

Kullanım Biçimleri:

Çay Hazırlamak: Yarım tatlı kaşığı ince kıyılmış veya öğütülmüş kök, orta boy bir su bardağı dolusu soğuk suya akşamdan eklenir, gece boyunca demlenmeye bırakılır, sabahleyin ılıklaştırılır ve süzülür. Çay içilirken ılık olmalıdır.

Oturma Banyosu (Tam Banyo): 200 gr kadar ince kıyılmış eğir kökü, akşamdan 5 litre soğuk suya eklenir, sabahleyin kaynama derecesine kadar ısıtılır ve demlenmesi için kısaca beklendikten sonra süzülür ve banyo suyuna eklenir.






egreltiotu.jpg


Eğreltiotu ( Nepkrodium Filixmas )


Eğrelti otugillerden; kumlu yerlerde yetişen bir cins bitkidir. Çok çeşidi vardır. Boyu 120 cm. kadardır. Kökü kalındır. Dışı siyahi, içi beyazdır. Zehirlidir. Tavsiye edilen miktarı aşmamak gerekir. Hekimlikte erkek eğreltiotu kullanılır. Gebeler ve kansızlar kullanamaz.

Faydası: Bağırsak solucanları ve tenyaları düşürür. Memeli basur ve variste de faydalıdır.





file.asp


Ekinezya (Koni Çiçeği) ( Echinacea Purpurea )


Soğuk algınlığı, grip, enfeksiyon, zayıf bağışıklık sistemi ve kanserden korunma gibi durumlarda dünyanın en önemli şifalı bitkilerinden olup; kuru toprak ve ovalar ile seyrek ormanlık arazilerde doğal olarak yetişen çok yıllık bir bitkidir. Uygar dünya bu bitkinin iyileştirici özelliklerini Kuzey Amerika yerli halkından (Kızılderililer) öğrenmiştir. Onlar bitkinin kökünü ve yapraklarını her tür yaranın tedavisinde, enfeksiyon ve iltihaplanmalarda, zehirli böcek ve yılan sokmasına, boğaz ve diş ağrısına, kabakulak, çiçek hastalığı ve kızamığa karşı başarıyla kullanıyorlardı. Bitki Amerika’ ya yerleşen ilk göçmenler tarafından da enfeksiyonlara karşı sık olarak kullanılmıştır. Bu özel tedavi biçimleri bilimsel araştırmalara konu oldu ve 1950’den beri yapılan araştırmalara göre, bitkide bakteri, mikrop ve virüslere karşı oldukça etkili olan maddeler bulundu.

Bu maddelerin başlıcaları echinacoside, poli-sakkaritler (polysaccharides), poli-asetilenler (polyacetylenes), gliko-proteinler (glycoproteins), kafeik asit türevleri (Cichoric Acid), tri-glikosid (triglycoside), betain, seskiterenler (sesguiterpenes), karyofilen (caryophylene) dir. Bitki bu maddelere ek olarak bakır ve demir mineralleri ile tanenler, protein, yağ asitleri ve A, C, E vitaminleri de içermektedir. Ayrıca bitkinin, etken maddelerinin sinerjik etkisi (birlikte oluşturdukları etki) sayesinde bedenin savunma sistemini (Bağışıklık sistemi) güçlendirerek enfeksiyon tedavilerinde yardım sağladığı da bulundu. Bitkinin tedavi alanındaki değeri öncelikle bu iki özelliğinden kaynaklanmakta olup; bu yüzden araştırmaların çoğu bitkinin bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi üzerine yoğunlaşmıştır.




ekmekagaci.jpg


Ekmek Ağacı ( Artocarpus )


Dutgillerden; tropik Asya adalarında yetişen ve her mevsimde mahsul veren bir bitkidir. Meyveleri ananasa benzer. İçeriğinde bol miktarda nişasta vardır. Meyve ve yaprakları yenir. Ekmek yapmak için de kullanılır.

Faydası: Besleyicidir.




45.jpg


Ekşi Elma (Yabani Elma)


Gülgillerden; ormanlarda yetişen bir ağacın meyvesidir. Meyveleri küçük ve çok ekşidir. Çiçekleri, açık pembedir.

Faydası: Mide ve bağırsaklardaki gazı boşaltır. Buralardaki iltihapları giderir.




eksiyonca.jpg


Ekşi Yonca ( Oxalis Acetosella )


Ormanların tabanlarını, açık yeşil yaprakları ve incecik beyaz çiçekleri ile bir halı gibi kaplar. Gözleri sevindiren bir görüntüdür bu. Eksi yonca kurutulmaz, yalnızca tazeyken kullanılır.

Faydası: Mide yanmasına, hafif karaciğer ve sindirim bozukluklarına iyi gelir. Bu rahatsızlıklara karsı kullanıldığında , soğuk olarak , günde 2 bardak bitki çayı içilir . Sarılık , böbrek iltihabı , egzamalar ve bağırsak kurtlarında bu miktar çay sıcak içilir .

Taze bitkinin özsuyu , başlangıç durumundaki mide kanseri , habis dahili ve harici çıbanlara önerilir . Taze özsu , meyve sıkacağı kullanılarak elde edilebilir . Her saat bası 3-5 damla , suyla veya bitki çayı ile inceltilerek içilir . Habis harici çıbanlara , bitki özsuyu doğrudan sürülür . Parkinson hastalığında özsu , her saat basında 3-5 damla , civanperçemi çayına karıştırılarak alınır ve dıştan da belkemiğine sürülür .

Kullanım Biçimleri:

Çay Hazırlamak: Yarım veya bir tatlı kaşığı ince kıyılmış yaprak , yarım lt. kaynar suda haşlanır ve demlenmesi için 4-5 dakika demlenir . Yukarıda tarif edildiği gibi içilir .

Bitki Özsuyu: İyice yıkanan taze yapraklar , nemli haldeyken mikserde sıkılır .

elma.jpg


Elma


Gülgillerden çiçekleri pembe, oldukça yüksek bir ağacın meyvesidir. Meyvesi (elma); çoğu yumruktan küçük ve yuvarlak, kabuğu parlak ve sert, kırmızıdan yeşile kadar türlü renktedir. Çekirdekleri ufaktır. Dokusu gevşektir. Kokusu hoş, tadı mayhoş veya tatlıdır. Amasya, Gümüşhane, Niğde ve Ferik gibi

birçok çeşidi vardır.

Faydası: Sinirleri ve adaleleri kuvvetlendirir. Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Hamilelerin bulantı ve kusmalarını azaltır. Hastalıkların çabuk geçmesini sağlar. İdrar söktürür, vücutta biriken zararlı maddelerin atılmasında yardımcı olur. Böbreklerdeki kum ve taşların dökülmesine yardım eder. Kanı temizler. Kolestrolü

düşürür. Damar sertliği ve kalp krizlerini önler. Kandaki şeker miktarını düşürür. Kabızlığı giderir. Şeker hastaları için faydalıdır. Dizanteri ve paratifoda iyileşmeye yardımcı olur. Öksürüğü keser. Kompostosu ateşi düşürür. Susuzluğu keser. Uçukları geçirir. Cildin taze ve güzel kalmasını sağlar. Göz ve kulak ağrılarında da

kullanılır.




enginar.jpg


Enginar ( Cynara )


Bileşikgillerden; kökü yıllarca yaşayıp, her ilkbaharda yeniden süren dikenli bir bitki ve bunun sebze olarak yenen iri topuz biçimindeki yeşil çiçeğidir. Killi, kumlu ve rutubetli topraklarda yetişir. Çok iyi bir besindir. İçeriğinde “cynarine” vardır.

Faydası: Kandaki üre ve kolestrolü düşürür. İdrar söktürür. Kandaki şeker miktarını ayarlar. Şeker hastaları için çok faydalıdır. Bedeni ve ruhi bitkinliği giderir. Vücuda dinçlik verir. Sinirleri güçlendirir. Damar sertliği ve kalp hastalıklarını önler. Böbreklerdeki kumların dökülmesine yardım eder. Karaciğer hastalıklarının çabuk geçmesini sağlar. Sarılıkta faydalıdır. Romatizmanın şikayetlerini geçirir. Mide ve bağırsakları temizler. İshali keser. Emzikli kadınlar, böbreklerinde veya mesanelerinde iltihap olanlar yememelidir.






ergecsakali.jpg


Ergeç Sakalı (Çayırmelikesi)


Gülgillerden dalları sağlam ve sert kırmızımtırak bir bitkidir. Çiçekleri kar taneleri gibidir ve dalların ucunda toplanmışlardır. Yaz aylarında toplanıp kurutulur. Bitkinin her yeri kullanılır.

Faydası: İdrar söktürür, vücutta biriken zararlı maddelerin atılmasını sağlar. Böbrek mesane ve idrar yollarındaki iltihapları giderir. Soğuk algınlığını geçirir. Kanı temizler. Sinirleri yatıştırır. Kalbi kuvvetlendirir. Nefes darlığı ve astımda faydalıdır. Diş ağrılarını keser. Diş eti ve boğaz iltihaplarını giderir.





erik.jpg


Erik ( Prune )


Gülgillerden beyaz çiçekli bir ağacın yemişidir. Erik, çoğu ceviz büyüklüğünde, kabuğu ince, sarıdan kırmızıya ve mora kadar türlü renkte, tadı mayhoş veya tatlı, etli, sulu tek ve sert çekirdekli bir yemiştir. B vitamini bakımından zengindir.

Faydası: Sinirleri kuvvetlendirir. Zihin yorgunluğunu giderir. Kabızlığı giderir. İdrar söktürür ve vücudun rahatlamasını sağlar. Karaciğer şişliğini giderir. Böbrekleri dinlendirir. Kansızlığı giderir. Kalbi kuvvetlendirir. İştah açar ve hazmı kolaylaştırır. Romatizma, mafsal kireçlenmesi ve nikriste faydalıdır. Çekirdekleri de,

bağırsak solucanlarını düşürmekte kullanılır.
 
Üst Alt