Sütkardeşliği ve aileler arasında tespit ve tescili üzerine

Muhtazaf

Yardımcı Yönetici (Şair|Yazar)
Yönetici
Sütkardeşliği ve aileler arasında tespit ve tescili üzerine

Anne sütünün çocuk sağlığındaki önemini anlamış olan ilim adamları çareler arıyor, gerekirse anne sütlerini bir bankada toplayarak ihtiyaç içinde olan çocuklara anne sütü içirmeyi hedefliyorlar.

İşte burada, süt veren anne ile süt alan çocuk arasında çok önemli haklar da doğuyor.
Sütünü veren anne, çocuğun sütannesi, çocuk da o annenin süt çocuğu oluyor.
Böylece süt çocuğu ile sütannenin diğer çocukları arasında sütkardeşliği akrabalıkları oluşuyor, birbirleriyle evlenme haramlığı da başlıyor.

Bu yüzden, bu kardeşlerin birbirlerini ömür boyu kesin olarak bilip tanımaları gerekiyor ki, büyüyünce kardeşler arasında haram olan bir evlilik yapma hatası söz konusu olmasın.
Çünkü öz anneden doğan kardeşlerin kendi aralarında evlenmeleri nasıl haram oluyorsa, süt emen yabancı çocuğun da bu kardeşleriyle evlenmeleri aynı şekilde haram oluyor, geniş bir akraba çerçevesi söz konusu oluyor böylece.
Bu sebeple, kardeşlerin birbirlerini tanıyıp süt kardeşi olduklarını bilmeleri, evlenmelerinin haram olduğunu hatırlamaları mecburiyeti geliyor!

Demek ki, anne sütü çocuk için ne kadar önemli ise bu sütü veren anne ve çocukları ile emen yabancı çocuk arasında meydana gelen evlenme haramlığının tespit ve tescili de öylesine önemlidir ki, ileride bunlar bacı kardeş evliliği yapma gibi bir faciayla karşılaşmasınlar. Böyle bir sütkardeşi evliliği yapıldığı ortaya çıkınca da, yapılan bu haram evliliği bozup kurulmuş yuvayı yıkma mecburiyetinde kalmasınlar!

Süt bankalarının bu konuda (tarafların birbirlerini tanımadan) yapacağı isim ve adres tespit ve tescilinin gereken tanışma ve korumayı tam olarak sağlayamayacağı yorumu da yaygın bulunuyor..

Zaten İslam tarihi boyunca uygulamalardan anladığımız kadarıyla sütkardeşliğinin tespit ve tescili, önce süt emziren anne ile emen çocukların aileleri arasında yapılmış, sütkardeşliğinin meydana getirdiği evlenme haramlığına ait bilgiler ilgili şahıslar ve aileler arasında ilan edilip fakında olunması sağlanmıştır.

Nitekim Nisa Suresi ayet 23’te açık şekilde anlatılan bu sütanne ile sütkardeş haramlığı, tarih boyunca büyük bir dikkat ve titizlikle hep anlatılmış, asırlar boyunca bu kuvvetli anlatım ve inanç sayesinde sütkardeşle evlenme haramlığının bilincinde olunarak gereken hassasiyet gösterilmiştir.

Bugün de aynı şekilde bu kesin hükmün ilgili sütanne ve kardeşler arasında tescil ve tespiti yapılarak ilan edilip bu konudaki hassasiyetin kuvvetlendirilmesine ihtiyaç vardır. Yani sütkardeşliğinin getirdiği haramlık hükmünü önce aileler bilip düşünmeli, bu konuda ön tespit ve tescilleri kendi aralarında yaparak aile bireyleri kendi aralarında uyarıda bulunmalılar.

Nitekim sütkardeşliği haramlığının oluşmasına sebep olan şu önemli bilgilerin de yine aile bireyleri tarafından bilinerek tescil ve tespitlerini de bu bilgilere göre yapmaları gerekmektedir:

Önemli bilgiler:

1- Süt emen çocuk, iki yaşı içinde iken emmelidir ki, sütkardeşliği haramlığı gerçekleşmiş olsun. İki yaşını geçmişken emmeler sütkardeşliği haramlığı getirmez.

2- Hanefi’ye göre, sütü bir defa emmesi yeterlidir. Emdiği süt çocuğun midesine indiği anda sütkardeşliği gerçekleşmiş olur.

3- Şafii’de ise, beş defa emmiş olmalıdır ki, sütkardeşliği haramlığı oluşsun. Beşten az emmeler haramlık getirmez.

4- Haramlık getiren süt, emerek alınabileceği gibi, herhangi bir kaptan içerek de alınabilir.

5- Süt bir ilaca, suya karıştırılarak verilirse hangisinin çoklukta olduğuna bakılır. Süt çoğunlukta ise haramlık getirir, azınlıkta kalırsa haramlık getirmediği kabul edilir.

6- Ana sütü özelliğini yitirecek şekilde kaynatılır, peynir, yoğurt haline getirilirse bu süt de haramlık getirme vasfını kaybetmiş sayılır, yasak getirmez.

7- Sütkardeşliğiyle oluşan haramlığın geniş sınırını Peygamberimiz (sas), “Neseb bakımından haram olanlar, sütkardeşliğiyle de haram olur!.” hadisiyle haber verip uyarıda bulunmuştur. Bu geniş haramlık sınırından dolayı hanımlar mecbur kalmadıkça yabancı çocuk emzirmekten kaçınmalı, beylerinin izni olmadan yapacakları emzirmenin mekruh olduğunu da bilmeliler.

Ahmed ŞAHİN-Zaman
 

Muhtazaf

Yardımcı Yönetici (Şair|Yazar)
Yönetici
SÜT Bankası/ Kardeşliği..!

389088_472098819484582_1810009886_n.jpg


Anne sütü…
Saf, temiz, faydalı, doğal…
Bebeklerin temel gıdası...
Kur’ân-ı Kerîm’de bile önemine binaen âyetler gelmiş, bu kadar önemli bir gıda anne sütü...

Son zamanlarda bu tertemiz anne sütünü bulandıracak faaliyetler başladı.
Bazısı kasıtlı, bazısı masumane…
Gayet masumane başlatılan bir hareketle bu konuya bizim dikkatimiz çekildi.
Bir hanım iyi niyetlerle ortaya çıkıp, mamanın içindeki zararlı maddelerden dolayı sütanne bulup bebeğine kendi veremediği anne sütünü bir başka anne ile yani sütanne vasıtasıyla vermeye başladı.
Sonra bu durumu yaygınlaştırıp bir harekete öncülük etti.
“Anne Sütü Olanlar Olmayanları Bulsunlar Hareketi” adını verdiği bu hareketle sütü olmayan anneleri sütü olan annelerle buluşturdu.
Bu bir gönüllük hareketiydi, Allah razı olsun, pek güzeldi, pek hoştu.
Pek çok anne de sayesinde kendi bebeğinin yanısıra başka bebeklerin de sütannesi oldu.
Süt ememeyen bebekler de süte kavuştu.
Ancak, bu oluşum sakıncaları da beraberinde getirdi.
Öncelikle dinî hassasiyet hususundaydı sakıncalar.
Bizi de ilgilendiren yanı bu husustu.

Galiba bu hareketi başlatan hanıma da bu konuda yapılmaktaydı tenkitler.
Ancak hanım, çocuklara süt veren anneyi ailenin tanıdığını söyleyerek bir bakıma temize çıkarıyordu başlattığı bu hareketini.
Fakat bir havuz oluşturacağını ve bu süt havuzuyla sütü olmayan annelere süt ulaştıracağını söyleyince işin yönü de değişti.
Burası Türkiye ve burada bunu suiistimal edenlerin de bulunabileceğini ve bu başlattığı hareketin sonradan başka bir mecraya kayabileceğini düşünemedi veya düşünmek istemedi.
Ya bilmeden sütkardeşler birbirleriyle evlenirlerse…
.....
Düşünsenize gelecek nesildeki bebekler farkında olmadan birbirleriyle kardeş oluverecekler!
Kardeş kardeş yaşayacağız anlaşılan.
Evlenmeler de kalkacak (!), ya da bilmeden sütkardeşler de birbirleriyle evlenecekler.
Çünkü verilen sütler karıştığı için kimin sütü kimin belli değil.
Bu durumda kim kimin sütannesi, kim kimin sütkardeşi yine belli değil…
İlerde aynı anneden beslendiğinin farkında bile olmayan çocuklar, belki birbirlerini sevecek ve evlenmeye kalkacak, nesepler karışacak, nesiller bozulacak, dinin hükümleri hiçe sayılacak, toplum dejenere olacaktır.

Anne sütü bankaları varmış bizde de meğer!
Biz yalnızca iyi niyetle yola çıkan bir hanımın başlattığı bu hareketi sorgularken aslında atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmiş de haberimiz yok!
Anne Sütü Bankaları varmış bizde de…
Üstelik yakında biri daha açıldı iyi niyetlerle(!).
“Anne Sütü Bankası da ne” diye düşünenlerimiz vardır muhakkak.
Açıklayalım.
Efendim, Anne Sütü Bankası uygulaması Finlandiya’da başlamış 1937 yılında.
Bu bankalarda para yerine süt biriktirilmiş.
Annelerin sütleri özel pompalarla sağılıp bir havuzda toplanıyor ve ihtiyacı olan çocuklara içiriliyor.
Yani süt bankaları bizim sütannelerimiz gibi…
Ancak burada bir iki annenin değil, onlarca, yüzlerce annenin sütü birbirine karışmakta ve bebeklere bu karışım süt içirilmektedir.
Bu havuzlarda biriktirilip karıştırılan süt belki modern Batılılar için bir sorun değil..
Ama bizim için yani Müslümanlar için mahzurlu…
.....
Satılık anne sütü
Yakında “Satılık anne sütü” diye reklamlar duyarsanız şaşırmayın.
Çünkü birkaç yıldan beri televizyonlardaki dizilerde, özellikle bir kanalın dizilerinde sütannelik konusu işlenmekte ve para ile sütanne tutulmakta, hatta gizliden gizliye annelere gönderme yapılarak göğüslerinin bozulmaması için sütanne tutmaları mesajı verilmektedir.
Yakınlarda para ile sütanne tutulması konusunda bir sektör oluşturabilir ve “evlere sütanne gönderilir” diye reklamlar ve ilanlar görebiliriz gazete ve televizyonlarda.
İş bununla kalsa iyi, ya sütü bol olan annelerin sütlerini sağıp bir havuzda karıştırıp onları dondurup satışa sunarlarsa...

Bebeklerimizin en doğal gıdası olan ana sütü bulandırılmakta, kirletilmekte…
Bulandırılıp kirletilen ana sütü mü, nesillerimiz mi?

Fatma Toksoy

 

Muhtazaf

Yardımcı Yönetici (Şair|Yazar)
Yönetici
Hayrettin Karaman:
“Müslümanlar bu konuda çok dikkatli davranmalı”

İslam hukuku Profesörü Hayrettin Karaman, eskiden emzikli kadınların fazla sütünü alıp uygun bir ortamda koruyup, gerektiğinde ihtiyacı olan bebeklere vermesinin mümkün olmadığını belirtiyor ve bu yüzden geçmiş fıkıhçıların bu konu üzerinde durmadığını aktarıyor.
“Süt bankalarıyla ilgili verilen bilgiye göre bu sütler ayrı ayrı verildiği gibi birbirine karıştırılarak da verilmekte, hangi kadının sütünün hangi çocuğa verildiği bilinmemektedir.” diyen Karaman’a göre başka dinlerde ve topluluklarda ‘sütanneliği’ ve bundan doğan evlenme engeli (sütanne ve bazı yakınları ile onu emenin evlenmesinin haram olması hükmü) bulunmadığı için böyle bir uygulamada sakınca görülmemiş, bebekler için en uygun gıda olan kadın sütünden yararlanmak tercih edilmiştir.
İslâm’da ise sütanneliği ve bundan doğan evlenme engeli olduğunu hatırlatan Karaman şu ifadeleri kullanıyor:
“Bu sebeple bebek, ilk iki yaşı içinde emdiği kadının ‘süt çocuğu’ olur, o kadınla, onun usulü, fürûu ve bazı yan akrabası ile evlenemez.
Günümüzde süt bankası uygulaması başlayınca bazı fıkıhçılar, ‘Sütler birbirine karıştığı ve kimin sütünü kimin emdiği bilinmediği, ayrıca süt kadının memesinden değil, biberon vb. bir şeyden verildiği için’ bu uygulama sonunda sütanneliği ilişkisi doğmaz.’ diyor.
Bize göre kimin olduğu bilinmeyen bir kadın sütünü bebeğe vermek için zaruret bulunması; yani verilmediği takdirde çocuk için hayatî tehlikenin bulunması gerekir.
Bu takdirde süt, zaruret sebebiyle verilmiştir, annenin kim olduğu da bilinmemektedir, insanlar bilmeden yaptıkları şeylerden sorumlu olmazlar.
Zaruret hali dışında eğer kadın sütü alınacak ve bebeklere verilmek üzere bir yerde bekletilecekse bu sütün kime veya kimlere ait olduğu hem kabının üzerine hem de uygun bir yere kaydedilmelidir.
Süt bir bebeğe verilirse bebeğin de kimlik kayıtları sütanneninkinin yanına kaydedilmeli, ayrıca ailesine bilgi verilmelidir.
Bir bebek ayrı zamanlarda veya birbirini takiben birden fazla kadını emse bu kadınların hepsi bebeğin sütannesi olur.
Buna göre sütleri karıştırılarak verilmiş kadınlar da verilen bebeğin sütannesi olurlar.
Sütanneliğinin oluşmasında etkili/belirleyici olan, sütün bebeğe nereden ve nasıl verildiği değil, sütün bebeğin midesine girmesidir.
Süt bankalarından yararlanmak isteyen Müslümanların bu konularda hassas davranmaları gerekir.”
 

Muhtazaf

Yardımcı Yönetici (Şair|Yazar)
Yönetici
Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklama şöyle:

"Anne sütü, erken doğmuş ve hasta yeni doğan bebekler için hayat kurtarıcıdır.
Hastanelerde, bu bebeklerin yalnızca anne sütü ile beslenmesi yeni doğan ölümlerini azaltacak ve sağlıklı nesillerin yetişmesine katkı sağlayacaktır.
Bu bebekler için öncelikle kullanılacak olan kendi annelerinin sütüdür.
Anne sütünün yeterli düzeyde veya hiç olmaması durumunda, bebeklerin anne sütünden yararlanabilmeleri için "Anne Sütü Bağışı" sisteminin kurulması düşünülmüştür.
Bu husustan hareketle ülkemizde Anne Sütü Bankalarının kurulması ve Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitelerine entegre edilmesi konusunda çalışmalar yapılması kararlaştırılmıştır."

"HEKİM KARARIYLA DAĞITACAK BİR YAPIDIR"

"Anne Sütü Bankası, gönüllü annelerin bağışladıkları anne sütünü; uluslararası standartlarda toplayacak, saklayacak, testlerden geçirecek, işleyerek güvenliğini sağlayacak ve gereksinimi olan bebeklere, hekim kararıyla dağıtacak bir yapıdır.
Konuyla ilgili uluslararası uygulamalar da incelenmiştir.
Yüz yıldan fazla geçmişi olan bu sistem gelişmiş ülkelerde bebek sağlığını iyileştirmeye yönelik ulusal stratejilere entegre edilmiştir. Ülkemizde ise Anne Sütü Bankacılığı ile asırlar öncesine dayanan 'Süt anneliği' geleneğimizin etkin ve güvenli şekilde sisteme kavuşturulması amaçlanmıştır."

"HER BEBEK İÇİN TEK DONÖRDEN SÜT ALINACAKTIR"

"Ülkemizde Avrupa ülkelerinden farklı olarak süt kardeşliği hukukunu güvence altına alacak bir sistem oluşturması hususu göz önünde tutulmuştur.
Bu anlamda Anne Sütü Bankacılığı sisteminin sağlıklı ve güvenli şekilde hayata geçirilebilmesi noktasında şu esaslar öne çıkmaktadır:
Süt bağışlayan annelerin sütleri karıştırılmayacak, her bebek için tek donörden süt alınacaktır.
Bağış yapan bir annenin bir süt bebeği olacaktır.
Güvenli bir kayıt sistemi kullanılacak, süt bağışı yapanın ve alıcının kimlikleri kayıt altına alınacak, bu bilgiler her iki nüfus kütüğüne gönderilecek ve her iki tarafa da verilecektir.
Hem bağışçı hem de alıcıdan yazılı onam formu istenecektir.
Bağışçı annenin bebeği ile alıcı annenin bebeği aynı cinsiyetten olacaktır.
Süt alan bebekler 5 yıldan sonra ve her 5 yıllık periyodda en az 5 defa bilgilendirilecektir."

"ANNE SÜTÜ BAĞIŞI UYGULAMASINA BAŞLANACAKTIR"

"Anne Sütü Bankası" sistemi konusunda, yukarıdaki esaslar çerçevesinde, tüm ilgili paydaşlarla çalışmalar devam etmektedir.
Kamuoyunda tereddüde neden olabilecek riskleri ortadan kaldıracak düzenlemelerin hayata geçirilmesinin ardından Anne Sütü Bağışı uygulamasına başlanacaktır."
 

Muhtazaf

Yardımcı Yönetici (Şair|Yazar)
Yönetici
Yeri gelmişken fıkhi yönden bir açıklama....

SORU:
Süt kardeşi olan kişiler arasındaki mahremlik olayı nedir?
Ne kadar mahremler?
Annelik hakları ne oluyor. Öz anne ile süt anne arasında fark var mı ve neler?
Süt anneye karşı yükümlülükler nelerdir.

Cevap:
Süt anne, süt baba, süt kardeşler ve "süt ana ve baba"nın bir kısım yakınları ile "süt çocuğu"; yani kadını emen yabancı çocuk evlenemez. Onlar bu çocuğun süt akrabası sayıldığı için örtünme ve ilişkiler de buna göre olur.
Ama emen yabancı çocuğun kendi ana babasından olan yakınları, süt annesinin yakınları ile evlenebilirler; çocuk bir kadını emdi diye o çocuğun kendi ana babası ve yakınları da bu kadının (süt annenin) akrabası olmaz.
Mesela süt çocuğun kendi ana babasından olan erkek kardeşi, bu çocuğun süt kızkardeşi ile ve diğer süt akrabası ile evlenebilir.
Çünkü bunlar arasında bir akrabalık, hısımlık ilişkisi oluşmuş değildir.
Süt akrabaya da saygı ve ilgi göstermek gerekir.
Ama süt akrabalık miras, velayet vb. hukuki ilişkiler doğurmaz.

Alıntı: Hayrettin Karaman
 

Muhtazaf

Yardımcı Yönetici (Şair|Yazar)
Yönetici
Süt bankasına Osmanlı formülü

Sağlık Bakanlığı, Osmanlı döneminde uygulanan ‘süt kütüğü’ üzerinde duruyor.
Buna göre süte ihtiyacı olan bebekler hekimler tarafından tespit edilecek.
Sütannenin kimliği çocuğun kütüğüne işlenecek.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, projenin gönüllülük esasına dayalı olduğunu hatırlattı.
Kamuoyuna rağmen bir iş yapmalarının söz konusu olmadığını belirtti ve süt bankası kurulması halinde bir çocuğa sadece bir annenin süt vereceğini söyledi.

Anne Sütü Bankası kurulması halinde sütannenin kimliği çocuğun kütüğüne işlenecek.
Süt bankalarına kurulacak elektronik kayıt sistemi otomatik olarak Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’ne veri aktaracak.
Süt veren annenin hastalıkları bulaştırıcılık durumunun bilinmediğine dikkat çeken bakanlık, bebeğe hastalık bulaşmamasını önemsediklerini kaydediyor ve şu açıklamayı yapıyor:
“Osmanlı döneminde süt kütüğü uygulaması var.
Süt bankacılığı uygulaması ile süt kütüğü yeniden başlayacak.
Süte ihtiyacı olan bebeklerin hekimler tarafından belirleneceği sistemde anne sütü imkânından annesinin yeterli sütü olmayan ya da hiç sütü olmayan bebekler yararlanacak.
Süt alma süresini de yine hekimler belirleyecek.
Konu ile ilgili bir yasal planlama gerekiyor.
Hem Nüfus Kanunu’na bir madde eklenmesi hem de Süt Bankası Yönetmeliği çıkarılmasına ihtiyaç var.
Süt Bankası açmak isteyenlerin ise Sağlık Bakanlığı’ndan izin alması gerekiyor.
Bu kurumların da açılışı ve yürütülmesinin sıkı bir şekilde kontrol edilmesi gerekiyor.”

Alıntı-Zaman
 
Üst Alt