T İsLami Fıkıh AnsikLopedisi (Alfabetik

ceylannur

Yeni Üyemiz
ÂHİR ZAMAN Hz Peygamber (sas)'in Islâm'ı tebliğinden başlayıp kıyametin kopmasına kadar geçecek olan müddet hakkında kullanılan bir terim Bu tarif çerçevesinde Resulullah'a "Âhir zaman Peygamberi" denilmektedir Bunun anlamı da "Son Peygamber" demektir
Bizden önce yaşamış ümmetlerin geçirdikleri zamanın tümü bir gün içinde sabahtan ikindiye kadar geçen zamana; bu ümmetin yaşadığı zaman ise ikindiden akşama kadar geçen vakte benzetilmiştir Kıyametin yaklaştığı zamana da aynı şekilde "Âhir zaman" denilmektedir Bu zamanın kesin olarak ne zaman başlayacağı da belli olmadığı için sadece bu döneme yakın bazı belirgin alâmetlerin görüleceği ifade edilmiştir (geniş bilgi için bk Kıyamet ve Kıyamet Alâmetleri)
__________________
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
TIRAŞ
Saç, sakal ve bıyığın fazlasının kısaltılması, kasıkta ve koltuk altında bulunan kılların gidermesi Islâm, temizlik üzerine kurulmuş bir dindir Hatta iman ve ibadetin temel esaslarından birini temizlik teşkil eder Hz Peygamber (sas) bir hadisinde, "Temizlik imanın yarısıdır" buyurmuştur (ed-Dârimî, Sünen, I, 167) Islâm dini Müslümanların maddî ve manevî alanda temizliğe dikkat etmeleri için onlara yol göstermiştir Islâm, insanları hayatın her sahasında yükseltir, melekler derecesinde temiz bir hayata ulaştırır, ruhları en üstün duygularla aydınlatır Vücud ve ruh sağlığında temizliğin büyük bir yeri vardır
Islâm'da daima temizlik dış ve iç diye iki yönlü olarak açıklanır Dış temizlik, bir kısım ibadetlerin şartı, başlangıcı ve anahtarı durumundadır Buna ilişkin olarak Hz Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur: "Namazın anahtarı taharettir" (Ebû Dâvud, Sünen, Tahâre, 49; Dârimî, Sünen, I, 175) Bu açıklamalardan anlaşıldığına göre öngörülen temizlik yerine getirilmedikçe emredilen ibadet görevini yapmak ve Allah'ın manevi huzuruna girmek mümkün olamaz Islâm bilginlerince temizlik, sağlığı koruyan sebeplerden biri ve rızkın artmasına neden olarak kabul edilmektedir (Bilmen, Büyük Islâm Ilmihali, 41-42)
Bu esaslardan hareket ederek maddî ve bedenî temizliklerden birini oluşturan kasık tıraşının anlaşılması kolaylaşır Sevkânî (ö 1250/1834), Ebû Hureyre (ra) yoluyla nakledilen; "Beş şey fıtrattandır: Kasık tıraşı, sünnet olmak, bıyık kesmek, koltuk altı kıllarını yolmak ve tırnakları kesmek" hadisiyle ilgili olmak üzere şu görüşlere yer vermektedir: "Bu anlatılanlar yapıldığında faili, Allah'ın insanları yarattığı fıtratla nitelenmiş olur Yüce Allah, kullarını en olgun sıfatlarda ve en güzel şekillerde olmaları için bunlara teşvik etmiş ve bunları onlar için tercih etmiştir" Beydâvî ise şöyle demektedir: "Fıtratla ilgili bu özellikler peygamberin seçtikleri ve dinlerin üzerinde ittifak ettikleri eski sünnetler olup, sanki bunlar dinlerin özünde mevcut olan yaratılışla ilgili bir emirdir"
Konuyla ilgili bir başka hadiste hadisin râvisi olan Enes b Mâlik (ra) "Bize bıyıkları kesme, tırnakları kesme, koltuk altı kıllarını yolma ve kasık tıraşı yapma hususunda kırk günden daha fazla geciktirmeme müddet olarak tayın edildi" demiştir (es-Şevkânî, Neylü'l-Evtâr, 1, 123 vd; Şâh Veliyyullah b Abdirrahım ed-Dehlev, Huccetullahi'l-Bâliğa, I, 182 vd; Ibn Mâce, Sünen, Tahâre, 1, 107 vd)
Hz Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur: "On şey fıtrattandır: Bıyıkları kesmek, sakalı uzatmak, misvak kullanmak, burna su çekmek, tırnakları kesmek, parmak mağsallarını hilallemek, koltuk altındaki kılları yolmak, kasık tıraşı yapmak, abdest bozduktan sonra su vb ile temizlik yapmak ve abdest alırken suyu ağızda çalkalamaktır" (Ebû Dâvud, Sünen, Tahâre, 1, 44-45; Buhârî, Libas, VII, 56)
Hattâbî, (ö 388/998) bu hadiste işaret edilen hususlar hakkında şu açıklamayı yapmıştır: Hadiste geçen "fıtrat" kelimesini Islâm bilginleri sünnetle tefsir etmişlerdir Bunun yorumu, şüphesiz bu hasletler kendilerine Kur'an'da: "Işte bu Peygamberler Allah'ın hidayete eriştirdiği kimselerdir Sen de onların gittiği yoldan yürü" (el-En'âm, 6/90) diye işaret edilen Peygamberlerin sünnetlerindendir Bunlarla ilk emredilen Hz Ibrâhîm (as) olmuştur Yine bu konuya şu ayette temas edildiğini görüyoruz: "Şunu da hatırlayın ki, bir zaman Rabbi Ibrahim'i bir takım kelimelerle (emirlerle) imtihan edip de, bunları tamamen yerine getirince: "Ben seni bütün insanlara imam yapacağım" buyurdu" (el-Bakara, 2/124)
Abdullah b Abbas (ra) demiştir ki: Allah on hasletle Hz Ibrahim'e emretti ve onları saydı Bunları işlediği zaman, Allah şöyle buyurdu: "Ben seni, sana uymaları ve senin sünnetinle amel etmeleri için bütün insanlara imam yapacağım" Özellikle bu ümmet (Müslümanlar) Hz Ibrahim'e tâbi olmakla emrolunmuştur Bu husus Kur'an'da şöyle ifade edilmektedir: "Sonra da sana, muvahhid (Allah'ın birliğine inanan) bir Müslüman olarak Ibrahim'in dinine uymanı vahyettik" (en-Nahl, 16/123) Buna dair Islâm bilginleri şöyle demiştir: Bu sayılan on haslet Hz Ibrahim'e farz idi, bize ise sünnettir (Ebû Davud, Sünen (dipnot), Tahâre, 1, 44-45)
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
TIRAŞTAN SONRA KOLANYA
Traştan sonra kolonya kullanıyoruz, caiz midir? Bize traştan sonra gönül rahatlığı ile kullanabileceğimiz bir krem ismi verebilir misiniz?
Sadece Hanefi Mezhebindeki bazı imamlara göre kolonya kullanabilirsiniz Belki daha önce "traş olabilir miyiz?" diye sormak gerekirdi Fakat cumhura (fıkıhçı çoğunluğuna) uyarak kolonya kullanmayanlar her halde daha ihtiyatlı davranmış olurlar Krem konusuna gelince, şu anda terkibini kesin bildiğim bir krem olmadığından bir şey söyleyemeyeceğim
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
TIRNAK (KESMEK) El ve ayak parmaklarının uçlarında bulunan, parmakları dış etkilerden koruyan boynuzsu maddeler olan tırnaklar zamanla uzar Uzayan kısımların kesilmesi fıtratın (insan yapısının) gereği olan sünnetlerdendir Hz Peygamber fıtrattan olan beş temizlikten birinin de tırnakların kesilmesi olduğunu belirtmiştir Tırnaklar uzayınca etle tırnak arasına pis, mikroplu şeyler girer Bilhassa el parmakları vücudun hemen her yerine, özellikle yemek yerken ağza değeceğinden, buralara mikropları bulaştırır Koruyucu hekimlik açısından da tırnakların kesilmesi çok önemlidir Abdest ve gusül esnasında suyun tırnak altlarına (uzayan kısmın altına) ulaşması şarttır Pislik dolu olduğu için buralara su ulaşmazsa temizlik olmaz Güzellik niyetiyle, temiz tutulsa da tırnak uzatmak yanlıştır, sünnete aykırıdır
Tırnak kesmek sadece, Hac veya Umre ihramı süresince yasaktır Bunun dışında her zaman kesilebilir Halk arasında bazı gün ve zamanlarda, meselâ geceleyin tırnak kesilmez şeklinde yanlış bir inanç vardır Elektriğin olmadığı zamanlarda, kesilen tırnağın nereye sıçradığının görülemediği düşüncesinden kaynaklanan bu kanaat, böyle durumlar için geçerli olabilir Fakat bugün, elektriğin aydınlattığı ortamlarda gece tırnak kesmenin hiç bir sakıncası yoktur Kesilen tırnaklar gelişi güzel bir şekilde bırakılmamalı, uygun bir şekilde ortadan kaldırılmalı, yok edilmelidir
TIRNAK KESME EDEBI
El ve ayak tırnakları beraberce kesilebilir mi? Bunun için belirli bir gün var mıdır?
Kesilebilir Tırnak kesmenin belirli bir günü yoktur Gerektiği her an (yani uzayınca) kesilebilir Önce ellerinkini, sonra ayaklarınkini kesmek, ellere sağ elin işaret parmağından başlayıp, eller avuç içleri birbirine gelecek şekilde birbirine yapıştırıldığında parmakların oluşturduğu daireyi sağa doğru giderek tamamlamak, sonra sağ ayağın küçük parmağından başlayıp sol ayağın küçük parmağında bitirmek müstehap görülmüştür (6 Hattâb es-Sübkî, el-Menhel I/189) Gazalî'nin söyledigi budur Bu konuda görüşler vardır Efdal olan, tırnakların haftada bir kesilmesidir Onbeş güne kadar bırakmasında da bir mahzur yoktur Kırk günü aşması ise, harama yakın (tahrîmen) mekruhtur Ama tırnakları çok uzayıp,sınırı aşmayacaksa, bekleyip cuma günü kesmek (özellikle camiye gidecek erkekler için) müstehaptır Bu konuda Fetâvây-i Kâdihân'da şöyle denir: "Bir adam tırnak kesmek ya da saç traşı olmak için, cuma gününü belirlese; başka günlerde de bunun câiz olduğunu kabul etmekle beraber, cumaya kadar beklemesi tırnak kesmeyi çok geciktirmiş olsa, bu mekruh olur Çünkü tırnakları uzun olanın rızkı kıt olur Eğer çok geciktirmiş olmayacaksa ve cumayı hadîsin tavsiyesine uymak için bekliyorsa bu müstehaptır Çünkü Aişe Validemizden nakledildiğine göre, Rasûllullah Efendimiz: "Kim cuma günü tırnaklarını keserse, Allah onun öbür cumaya kadar ve üç gün daha fazla belâlardan korur" (7 Kidihân (Hindiyye kenarında) NI/411; Hindiyye V/358 Benzer hadisler için bk el-Hindî, Kenzu'I-ummâl VI/656 659; Tırnak kesmenin uygun zamanı olarak perşembeyi gösteren bir hadis vardır Ancak bu, Deylemî'den başka hadis kaynaklarında zikredilmemektedir Bk Hindî, Kenz VI/17256,17384
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
TIRNAK VE TRAŞ BIRAKMA :
Allah (cc) fıtratı değiştirmeyi şeytana oyuncak olma diye nitelerken, Peygamberimiz de fıtratı değiştirenlere lânet eder ve uzayan tırnakların kesilmesini, koltuk altı ve kasıklarda biten kılların yolma yada traşla giderilmesini, hâttâ erkeklerin sünnet olmasını, sakal ve bıyık bırakmasını da fıtrattan, yani Allah'ın seçip begendigi yaratılıştan gösterir (Müslim, taharet 56; Ebû Dâvûd, tahâret 29; Tirmizî, edep 74) Buna göre tırnaklarını uzatanlar, koltuk altı ve kasık tüylerini temizlemeyenler de Allah'ın yaratışını değiştiren şeytan maskaralarıdırlar Bu tür tırnakların yaratılışı bozduğunun en güzel delili, bunların elin fonksiyonlarına büyük ölçüde engel olmalarıdır Başkalarına çekici, aksine ilgilenilebilir görünmek için, kendilerine işkence eden zavallı biçâreler, bu davranışlarıyla ellerini âdetâ çolak edip, ayaklarına ceviz,kabugu geçiren kedi durumuna düşerler
Dini görev ve ibâdetlere engel olacak tarzda süslenmeyecektir: Tırnak ojelerini ve altına su geçirmeyecek derecede hacimli rujları buna örnek gösterebiliriz Çünkü bunlar İslam'ın temizlik emrinin yerine getirilmesine engeldirler Altlarına su geçirmediklerinden abdest ve yıkanma ibâdetleri istenilen şekilde yapılamaz Vücudun ve abdest organlarının su değmeyen yerlerininin kalması, abdestin ve yıkanmanın kabul edilen nitelikte olmamasına sebeptir
Kadının süslenmesi cinselliğini artıracağı, cinselliğinden de sadece kocası yararlanabileceği için, süslerini mahremi olmayanlara göstermeyecektir Çünkü Allah "teberrüc"ü yasaklamıştır (Ahzâb (33) 33) (Teberrüc'ün ne olduğu yerinde açıklanmıştır) Kadının boyama ve kokulanma anlamındaki süsünü dayısı, amcası ve yegeni gibi mahremlerine göstermesi fitnenin bulunmaması şartına bağlıdır Normal hallerde gösterebilir
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
TIRNAKLARIMIZIN ALTINDA KİR TOPLANIYOR, ABDEST ALDIĞIMIZ VEYA YIKANDIĞIMIZ HALDE YİNE KİR YERİNDE KALIYOR BU DURUMDA ABDEST VE GUSÜLÜMÜZ SAHİH MİDİR? Tırnakları kesmek sünnettir diyen olduğu gibi vaciptir diyen de olmuştur Hanefi alimlerinin kaydettiklerine göre tırnak ve bıyık gibi bedende kesilmesi matlup olan şeyleri kırk günden fazla bırakmak caiz değildir Böyle bir müddet ihmal eden kimse cezaya müstehak olur Şafii alimlerinin görüşlerine göre de tırnak ve benzeri şeyleri kesmek sünnettir, vacip değildir
Kesilmesi ister vacip ister sünnet olsun, altında kir ve toprağın bulunması abdestin sıhhatine mani değildir Yalnız hamur, mum ve benzeri bir şey olursa manidir Peygamber (sav) tırnakların kesilmesini emreder, ama namazın iadesini emretmezdi Tırnakların altındaki kir abdestin sıhhatine mani olsaydı mutlaka o halde kılınan namazın iadesini emredecekti
Kurret el-Ayn kitabının ifade ettiğine göre ter veya bedenden doğan bir şey kılları üzerine veya vücudun herhangi bir yerine yapışıp kalırsa, abdest ve gusül de zail olmazsa bedenden bir cüz gibi sayılır Gusle mani değildir Ama vücuttan doğan değil, toz ve toprak gibi bir şey birikirse mani olur
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
BAZI KİMSELER SPOR YAPIP TOP ILE OYNAMAK CAİZ DEĞİLDİR, DİYORLAR ÇÜNKÜ HZ HÜSEYİN (RA) ŞEHİD OLDUKTAN SONRA BAŞI KESİLİP TOP GİBİ ONUNLA OYNANMIŞTIR BU HUSUSTA İSLAM'IN GÖRÜŞÜ NEDİR? İslam dini, oyunların bir kısmını helal, bir kısmını haram kılmıştır Şayet bir oyunun özel ve genel zararı varsa haramdır Yoksa faydalı veya zararsız ise helaldır Hatta Peygamber (sav) elli yaşının üstünde olduğu halde Hz Aişe (ra) ile koşmak hususunda yarışta bulunmuş ve hz Aişe'yi geride bırakmıştır Hem de güreşte ün salan Rükane ile güreş tutup üç defa onu yıkmıştır (Ebu Davud)
Hz Hüseyin'in başıyla top gibi oynandığına dair hiç bir şeye rastlanmamıştır Faraza başı kesildikten sonra sağa veya sola atılmış ise top ile oynamanın haram olmasına sebep olmaz Çünkü top oynamakla hiç bir münasebeti yoktur Ancak top oynamak namazın terkine vesile olursa veya İslam'a muhallif başka bir hareket olursa o cihetten haram olur Yoksa haddi zatına haram değildir
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
TOPRAK MAHSULLERININ ZEKATIIŞÇILIK, EKME, DÖĞME VE NAKLIYAT MASRAFI DÜŞÜRÜLMEDEN MI VERILIR, YOKSA MASRAFLAR DÜŞÜLEREK MI VERILIR? Toprak mahsullerinin zekatı işçilik, ekme, dövme ve nakliyat masrafı düşürülmeden çıkarılır
Asr-ı saadette ve Ashab devrinde uygulama böyleydi Yani toprak mahsullerinin zekatıekin ve tarla için yapılan masraf düşürülmeden çıkarılırdı
El-Seyyid el-Bekr-El-Dimyati şöyle diyor: "Biçme, dövme, meyva toplama ve kurutma ücreti çiftçinin kesesinden gider, düşürülmeden zekatı verilir Durum böyle olmakla birlikte bazı kimseler tatbikatta bunları düşürür ve kalanın zekatını verir, oysa yanlış bir harekettir İbni Abidin de şöyle diyor: İşçi, çift süren öküz, kanal temizleme ve bekçinin ücreti gibi masraflar düşürülmeden mahsulün zekatıverilir
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
TOPRAK MAHSULLERININ ZEKATI NASILDIR?
Toprak mahsullerinin zekatı mahsul yetiştiren araziyi sulayan suya göre değişir Yani arazi yağmur, kar, nehir, çay veya kanal suyu ile sulanıyorsa mahsulün onda biri, hayvan, motor veya satın alınan su ile sulanıyorsa mahsulün yirmide biri zekat veya öşür olarak verilir
Peygamber (sav) bu hususta şöyle demektedir: "Yağmur, pınar veya akarsu ile sulanan mahsulde onda bir, hayvan gücüyle sulanan mahsulde ise yirmide bir zekat vardır"
Hem yağmur hem motor gibi şeylerde sulanıyorsa Şafii ile Hanefi mezhebleri arasında bu hususta ihtilaf vardır
Hanefi mezhebine göre ekin motor veya satın alınan su ile yıl boyunca veya yılın çoğu sulanıyorsa yirmide bir öşür –zekat- olarak verilir Yılın yarısından aşağı adı geçen şeylerle sulanıyorsa onda bir zekat çıkarılır
Şafii mezhebine göre ise ekin hem yağmur, hem motor veya satın alınan su ile sulanıyorsa mahsulün neşvünemasına göre hesaplanıp zekatı verilir
Mesela dört defa sulanmaya muhtaç olan ekin iki defa yağmur iki defa motor veya satın alınan su ile sulanıyorsa onbeşte bir, üç defa yağmur bir defa motorla veya satın alınan suyla sulanıyorsa onikibuçukta bir zekat çıkarılır
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
TÖVBE NAMAZI

Yapılan tövbenin kabulü için kılınan iki rekatlık namaz Mendup sayılan nafile bir ibadettir
Bir Müslüman, insan olarak bir günah işlerse, bundan pişmanlık duyması yani tövbe etmesi gerekir İşlenen her çeşit günahtan dolayı Allah Teâlâ'ya tövbe etmek ve bir daha işlememek üzere "kalbi azim"de bulunmak esastır
İşlediği günahlarına pişman olan kişinin Allah'ın fazl ve keremine, tövbeleri kabul ediciliğine sığınmaya ihtiyacı vardır Bunun için iki rekat namaz kılarak işlediği günahtan dolayı mağrifet olunmayı dilemesi menduptur
Tövbe namazı ile ilgili bir hadis râviyeti şöyledir:
"Ali bin Ebî Talib (ra) den şöyle demiştir: Ben Resulullah (sav)'den bir hadis işittiğim zaman, Allah dilediği kadar beni o hadisten yararlandırdı Başkası ondan bana hadis rivâyet ettiği zaman râviye yemin teklif ederdim Yemin ettiği zaman onu tasdik ederdim Ebû Bekir (ra) da bana bir hadis rivâyet etti Ebû Bekir doğru söyledi Dedi ki, Resulullah (sav): "Günah işleyen bir adam, günah işledikten sonra abdest alır, abdestini (sünnet ve âdâbına dikkat ederek) güzelce alır, sonra iki rekat namaz kılar, ve günahının mağrifetini Allah 'tan dilerse, Allah ona mağrifet eder buyurdu" (İbn Mâce, Sünen, Kitabü İkametü's-Salât, 193)
Aynı hadisin diğer bir rivâyeti de şöyledir:
Esma b el-Hakem, Ali (ra)'yi şöyle derken işittim, demiştir: "Ben Resulullah (sav)'den bir şey duyduğum zaman Allah'ın dilediği ölçüde onunla amel etmeye çalışan biriyim Efendimizin ashabından birisi bana bir hadis verirse, ondan yemin etmesini ister, yemin ederse kabul ederim Ebû Bekir (ra) doğru söyler-bana şöyle haber verdi: "Resulullah (sav)'ı "Bu kimse bir günah işler de akabınde güzelce abdest alır, sonra kalkıp iki rekat namaz kılar ve Allah'tan bağışlanma dilerse, Allah onu mutlaka bağışlar" derken işittim, Resulullah devamla: "Onlar fena bir şey yaptıklarında veya kendilerine zulmettiklerinde Allah 'ı anarlar" meâlindeki ayeti sonuna kadar okudu" (Ebû Davûd, Sünen, Vitr, 26)
Bu rivâyetler, işlenen bir günahtan sonra yapılan tövbenin o günahın bağışlanmasına vesile olacağına işaret etmektedir Fakat kaide olarak tövbeden önce Allah Resulunun ifadesiyle "güzelce sünnete ve adâba rivayeten abdesti alınması, ardından da iki rekat namaz kılınması gerekir
Tövbe ve istiğfardan önce kılınan iki rekat namaz kişiyi dünyadan ve dünya zevklerinden uzaklaştırıp Allah'a yaklaştırır Yaptığı rükû ve secdeler Allah'ın huzurunda ihtiyaç ve zaafına, onun gücü karşısında aczine işaret eder Bu ruh hali içerisinde Rabbine el açıp dua eden, af dileyen kişinin dua ve tövbesi kabul edilmeye daha lâyıktır Ayrıca yapılan kötülükten sonra namaz kılmakta, İyilikler kötülükleri giderir" (Hud,11/114) meâlindeki ayet-i kerimenin ifade ettiği manânın tahakkuku görülmektedir (Ebu Davud, Sünen, terc heyet, 6/23, Ayrıca bkz: Tefsiru Sindî, Âl-i İmran, 14; Tirmizî, Salât, 181; Ahmed b Hanbel, I, 2-9-10)
Rivâyette geçen ayetin tam meâli şöyledir: "Onlar fena bir şey yaptıklarında vera kendilerine zulmettiklerinde, Allah'ı anarlar, günahlarının bağışlanmasını dilerler Günahları Allah'tan başka bağışlayan kim vardır? Onlar yaptıklarında bile bile direnmezler" (Âl-i İmran, 3/135)
Ayet-i Kerime'deki "fena birşey"den murat, "zina misali çok çirkin, görülen fiiller, bunun yanında büyük günahlar ve başkasını da ilgilendiren günahlardır" (M Hamdi Yazır, Kur'an Dili, II, 1177)
"Kendine yani nefse zulüm "de tefsirlerde geçtiği şekliyle, zina kaydı olmadan herhangi bir günah veya başkasını ilgilendirmeyen, başkasına dokunulmayan günahlar ve küçük günahlardır (Seyyid Kutub, Fizilâl-il-Kur'an, terc heyet, II, 454; İbn Kesir, Tefsir, terc B Çetiner, B Karlığa, IV, 1370; M Hamdi Yazır, Kur'an Dili, II, 1177)
Bütün bunlardan anlaşılan odur ki, Allah'ın muttaki kullarının hasbelbeşer işledikleri herhangi bir günahta derhal Allah'ı hatırlayarak haya ve korkularından dolayı günahlarına tövbe etmeleridir
Bunun da çıkar yolu Allah Resulununn öngördüğü şekilde iki rekat namaz kılıp daha sonra istiğfar etmeleridir
 
Üst Alt