Milli Tarih boyu Türklerin kullandığı Sazlar

BULUT

Aktif Üyemiz
Yönetici
Tarih boyu  Türklerin  kullandığı  Sazlar
Tarih boyu Türklerin kullandığı Sazlar
Türk sazları, tarihi çok eskilere dayanan enstrümanlardır. Türkistan coğrafyasından günümüze kadar çeşitleri;

Türk Sazları

Türk halklarının en önemli çalgısı Türk sazının Hititlere dayandığı kanısı hakimse de 2008 yılında yapılan bir keşif ile bu tahminler değişti. Moğolistan’da bir mağarada 1500 yıllık saz bulundu. İlk başta Moğol sazı olduğu ileri sürülse de üzerindeki runik Türk yazısı ile Türk sazı olduğu anlaşıldı. Sazın, Türk kültürü ve musikisi açısından ne kadar önemli olduğunu sapında yazan “Hoş bir ezginin sesleri insanı mest eder” yazısından anlamak mümkündür.

V. Yüzyıla ait bu sazın, tasarımına bakıldığında Kazak, Karakalpak ve Nogay halklarda günümüzde de kullanılan dombıraya çok benzediği görülmektedir. O çağlarda bu kadar gelişmiş bir enstrüman ortaya çıkarmak demek yüzyıllar boyunca saz kullanmak demektir. Bu derin müzik kültürü içinde günümüze kadar kullanılan Türk sazları neler inceliyoruz.

Kopuz

Kopuz bağlama ve türevi sazların atasıdır. “Komus” diye de geçmektedir. Kopuzun telleri at , koyun, gibi hayvanların ince bağırsağından yapılır. Bu yüzden sesi biraz tok çıkar ve çalınırken mızrap kullanılmaz. Perde kısımları da at kuyruğundan yapılır. Kopuz Türklerde kutsaldır. Hastalıkların tedavisinde bile kullanılmıştır. Şaman dininde ibadet kopuz ile yapılır. Kopuz sahibi sazını başkasına vermez, başkasının eli değdiğinde günah kabul edilir.

kopuz.jpg


Sataer

10. Yüzyıldan itibaren Türkistan'da yaygın olarak kullanılmaktadır. Nar ve dut ağacından imal edilir. Günümüzde de kullanılan çalgı 8-12 arasında değişen çelik tel kullanılmaktadır. Uzun saplı, ince gövdeli 140 santimetrelik uzunluğa sahiptir. Elle ve yay ile çalınabilir. Çalınış biçimi olarak yaylı tanbura benzetilir. Yapısına bakıldığında Uygur tanburunun yaylısı denebilir. Üzerindeki motifler kemik ve boynuz parçalarında yapılır.

Kumul Giceği

Türkistan’ ın Kumul iline has olan bu saz, 15. yüzyılda oluşturulmuş tur. Kemençeye benzemektedir. Geleneksel halk müziğinde Kumul makamı vardır ve bu saz ile daha iyi ezgiler üretilir. Dut ağacından yapılır, yuvarlak gövdeli ve oval satıhlı saptan oluşur. Metal tellidir ve yayla icra edilir. Sataer gibi üzerindeki motifler kemik ve boynuz parçalarında yapılır.

Cura

Yörük çalgısı olarak geçen cura, bağlama ailesinin en küçük üyesidir. Genellikle altı, beş, dört ya da üç tellidir. Sapı ve gövdesi kısadır, fazla perde bulunmaz. Bu yüzden tek başına çalınmaya pek uygun yapıda değildir. Bağlamaya göre daha tiz ses verdiği için birlikte çalındığında müziğe hareket katar. Kıvrak ezgiler için üretilmiş sazdır.

cura.jpg


Dutar

Bağlamanın yakın kuşak atalarındandır. İki tellidir ve parmakla çalınır. Büyük gövdeli ve uzun saplı bir çalgıdır. Dut ağacından yapıldığı için bu ismi almıştır. İki çeşittir. Büyük olan 125 santimetre ve 17 perdelidir. Küçük olanın uzunluğu ise 100 santimetredir ve 14 perdelidir. Türklerde bu enstrümanı kadınlar da çalar. Solo icralarda kullanılır ve Uygur, Kazak, Kırgız ve diğer Türk boylarında halen kullanılmaktadır.

dutar.jpg


Iklığ

Anlamı “yay” anlamındaki "ık" sözcüğünden gelmektedir. 12. yüzyıldan itibaren Anadolu'ya ulaşmıştır ve burada yayılmaya başlamıştır. Gövde yapımında kaplumbağa kabuğu ya da su kabağı kullanılır. İki ya da üç tellidir ve bu teller at kılından ya da hayvan bağırsağından yapılır. Günümüzde kullanılan kabak kemane gibi dik tutularak çalınır. Kabak kemane ıklığdan esinlenilerek geliştirilmiş bir çalgıdır.

iklig.jpg


Çöğür

Evliya Çelebi'nin dediğine göre mucidi Kütahyalı Yakub Germiyanî' dir. Büyük yapılı bir sazdır. Gövdesi 45-47 santimetre civarındadır. Anadolu’da yaygın olarak kullanılmıştır, abdal sazı da denir. Yeniçeri ocağında yaygın olarak kullanılan çöğür, zaman içinde bazı değişikliklere uğratılmış ve orta boy bağlamadan küçük bir saz halini almıştır. Kestane ağacından yapılanlar daha makbuldür. 12, 9 ya da 6 telli olan çeşitleri mevcuttur. Genellikle semai, nefes gibi tasavvuf müziği eserleri seslendirilir.

cogur.jpg


Tambur

Tamburun kökeni, hangi tarihte ortaya çıktığı bilinmemektedir. Sözcük, sonraları İran'da ve Orta Asya'da, daha çok bağlamaya benzeyen armudi gövdeli, uzun saplı çalgıların genel adı olarak kullanılmıştır. Perdeleri bağırsak (katkut) veya olta misinasından yapılır. Tamburda dördü sarı ve üçü de çelik olmak üzere yedi tel bulunur. Bazen sekiz telli de olabilir. Tamburun mızrabı kaplumbağa kabuğundan yapılır. Dünyada sadece Türkiye’ deki müzik icralarında kullanılır. Tambur çalan kişiye tamburi denir. Yaylı tambur olarak bilinen ve dik konumda yay ile çalınan versiyonu da vardır.

tambur.jpg


Bağlama

Bağlama kopuzun Anadolu’ da aldığı biçimdir. Anadolu ezgilerinin vazgeçilmez sazıdır. Halk müziği denildiğinde tek başına bağlama demek bile yeterli olur. Kaynaklarda ilk kez 18. Yüzyılda kullanılmıştır. Alevi ve Bektaşi kültüründe yeri büyüktür. Anadolu’nun çeşitli yörelerinde farklı çeşitleri bulunur. Divan Sazı, Meydan Sazı, Kara Düzen, Bozuk Bağlama gibi çeşitleri vardır. Genellikle dut ağacından yapılan bağlamanın tezenesi kiraz ağacının kabuğundan yapılmaktadır. Farklı yörelere göre farklı isimlerle anılmaktadır. Mızrap, çekü, serpene, büdene, pene bunlardan bazılarıdır. Bağlama tezeneyle çalınabildiği gibi tezenesiz de çalınabilir. Parmak vuruşlarıyla çalınan bu şekle “şelpe” denir. Günümüzde teknolojinin etkisiyle elektro bağlamalar üretilmiştir.

baglama.jpg
 
Üst Alt