tesetturun onemi

ceylannur

Yeni Üyemiz
Bazı kimseler İslâm'da tesettür yokmuş, tesettür cahiliye devrinde varmış! Diyorlar. Ne büyük bir hezeyan... Tesettür Kur'anla, Sünnetle, İcma-i ümmetle sabittir. İnkâr eden kâfir olur. Bu bakımdan kadın ve kızların tesettürüne çok önem vermeliyiz. Dışarıda giyilen dış kıyafetin, dinimizin emirlerine göre örtmesi gerekli olan yerleri örtmüş olması, vücut hatlarını belli etmeyecek bolluk ve genişlikte, altmı da göstermeyecek kalınlıkta olması gerekir. Göze çarpan, göze batan, vücudun hatlarını belli eden, bedene yapışan, renkleri cırtlak ve çarpıcı kıyafetlerle sokaklarda gezip tozan kadın ve kızlar' başlanın örtmüş olsalar bile, tesettüre girmiş sayılmazlar. Onlar Hz. Peygamber (S.A.V) Efendimiz'in ifadesi ile "örtülü çıplaklardır.[1] Maalesef bugün sokaklarımızda başı kapalı, altı açık hanımlar dolaşıp duruyorlar. Bakıyorsunuz başı kapalı, altmda bacaklarını olduğu gibi gösteren derin bir yırtmaç... Başı kapat, altı aç...Saçı görülmüyor, ama vücudunun bütün hatları meydanda. Bunun adı da tesettür oluyor öyle mi?

Bu kadınlar, başlarını bir eşarpla örtmekle tesettüre riayet ettiklerini mi samyorlar? Tesettür gizlenmek, örtünmek, nâmahrem erkeklerin şehevî bakışlarından kendini korumak demektir. Devrimizde tesettürsüzlük almış yürümüştür. Tesettürlülerin bir kısım da zıvanadan çıkmıştır. Daracık elbiseler, rengârenk, alaca bulaca, çarpıcı renkli kumaşlar ve örtüler, takıp takıştırmalar, sürüp sürüştürmeler, işveli yürüyüşler, fettan bakışlar... Neymiş, bayanımız tesettürlüymüş. Yahu böyle tesettür' olur mu? Bugün öyle sözde tesettürlü kadınlar vardır ki, başları açık olsa o derece dikkat çekmeyecekler. Daracık yutmaçlı etekler... Allı, zilli, pembeli, kırmızılı, morlu, mavili dikkat çeken renkler... Kalabalık yerlerde takmış takıştırmış, sürmüş sürüştürmüş, kırıta kırıta, salma salına yürümeler... Böyle tesettür olmaz. Her şeyin bir usulü, erkânı, edebi vardır. Ebû Hureyre (R.A.)den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz:

Örtülü (fakat) çıplak, (kendine yabancı erkeği) meylettirici ve (kendisi harama ve yabancı erkeğe) meyledici, başları deve hörgücü gibi (sağa sola) meyleden kadınlar cennete giremezler ve cennetin kokusunu da alamazlar. (Halbuki) hakikaten cennetin kokusu şu kadar (uzak) yoldan hissedilir, buyurmuşlardır.[2]

Yine sokaklar'da sözde tesettürlü bir takım kadınlar, kızlar görüyoruz. Başlarına guguruk gibi deve hörgücüne benzeyen bir örtü sarmışlar. Cırtlak pembe, cırtlak mavi, cırtlak renklerde pantolonlar, elbiseler... Kimisi yanındaki gençle elele tutuşmuş, kimisi bellerine sarılmış. Utanmadan, arlanmadan herkesin ortasında icra-ı muhabbet eyliyorlar. Böyle şey olur mu?

Havanın iyi ve açık olduğu bir Pazar günü şehrinizdeki parkları geziniz ve manzaraya bir bakınız! Göğüsleri, bağırları, göbekleri açık çağdaş kadınlar ve kızlar... Onlara bir şey dediğimiz yok. Ne durumda oldukları hallerinden belli.
Ya bazı tesettürlü kadın ve kızlara ne demek gerekir? Aman ya rabbi, pembenin en cırtlağı... Kan kırmızısı, eflatun, mavi, yeşil, alaca bulaca. Yırtmaçlı dar etek, yürüdükçe bilmem neresini çalkalıyor... Başında deve hörgücü gibi bir örtü... Aklınca tesettürlü...En pahalısından bir kot pantolon üzerine, eskilerin üç eteği gibi pespembe renkli birşey giyinmiş, salına salına yürüyor. Kadının biri de başını sımsıkı örtmüş, üzerinde dar bir tişört var. Kolları neredeyse omuz başlarına kadar açık...

Müslüman hanımların bilmesi gerekir ki: Sadece başını örtmekle tesettür olmaz. Tesettürlü bir hanım ciyak ciyak bağıran frapan renklere bürünemez. Tesettürlü bir hanım seksi bir kıyafet giyinemez. Tesettürlü bir hanım kolları açık gezemez. Tesettürlü bir hanım dar etek ve yırtmaçlı eteklik giyinemez. Tesettürlü bir hanım gökkuşağı renklerinin hepsini üzerinde bulunduramaz. Tesettürlü bir kadın bana bakın havasına bürünemez. Tesettürlü bir Müslümansan hanım hanım olacaksın. İffetin, ciddiyetin, nezaketin, kibarlığın, ağırlığın sembolü olarak görüneceksin.

Biz Türkiyeli Müslümanlar yeni yetme, yakın zamanda ortaya çıkmış, köksüz kimliksiz bir toplum değiliz. Biz Osmanlı-İslam medeniyetinin varisiyiz. Erkeklerimiz ve kadınlarımız her hususta, bu arada kılıkta kıyafette, tesettürde, zerafette, estetikte dünyaya örnek olmakla mükellefiz.

İslam adına gülünçlük, alaca-bulacalık, pembelik, eflatunluk, morluk, kırmızılık kabul edemeyiz. İslam kadınları tesettür konusunda Türkiye'ye ve bütün dünyaya örnek olmalı, çok sanatlı, çok estetik, çok vasıflı, çok güzel bir manzara sergilemelidir.

Müslüman hanım ve kızlar fırenk kıyafetlerini örtemezler. İslam tesettürü bir takım süfli menfaatlere, bezirganca emellere alet edilemez. İslam kadınlarının ve kızlarının açık kadınlardan daha güzel giyimli daha estetik kıyafetli olması gerekir.

Aklı başında, rabıtalı, kendini bilen, ALLAH'tan korkan, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz'den haya eden, insanlardan utanan gerçek tesettürlü hanımları tenzih ederek söylüyorum: Bazı gülünç ve gösteriş delisi sözde örtülü hanımların acilen kendilerine gelmeleri gerekiyor. Şeriatımız cinsellik teşhirini kesinlikle haram kılmıştır. Vücudun hatlarını gösteren çarpıcı ve çiğ renkli, pespembe, acı sarı, mor, eflatun, ciğer kırmızısı, vahşi mavi, yemyeşil elbiselerle, yırtmaçlı dar etekliklerle, deve hörgücü gibi saç topuzlarıyla tesettür olmaz. Başına bir örtü salıvermekle bir hanım tesettüre girmiş olmaz. Bu gibi kadınlara nasihat etmek gerekir. Kılık kıyafetlerine, başörtülerine, tesettürlerine bir çeki düzen versinler.
 
Üst Alt