Tripoliçe Katliamı (23 Eylül 1821)

BULUT

Aktif Üyemiz
Yönetici
Tripoliçe Katliamı (23 Eylül 1821)
Tripoliçe Katliamı (23 Eylül 1821)
Tripoliçe Katliamı, Yunan Bağımsızlık Savaşı'ndaki Tripoliçe kuşatması esnasında 23 Eylül 1821 günü şehrin düşmesi ile Müslümanların (Türk) ve Yahudilerin katledilme olaylarıdır.

İngiliz asker ve tarihçi Thomas Gordon, katledilen sivillerin sayısını 8.000 olarak tahmin ederken, 8.000 de Osmanlı askerinin öldürüldüğünü belirtmektedir.

J. M. Wagstaff ise 10.000 - 15.000 sivilin katledildiğini yazmıştır.

Yunan tarihi üzerinde uzman olan tarihçi ve yazar William St. Clair öldürülen sivillerin sayısının 10.000 üzerinde olduğunu belirtmiştir.

Katledilenlerin içinde kadınların da olduğu görülmüştür.

İngiliz tarihçi Walter Alison Phillips Tripoliçe katliamı hakkında:

Üç gün boyunca şehrin sakinleri, bir vahşi çetenin kötülüğüne ve keyfine bırakıldı. Yaş ve cinsiyet ayrımı yapılmadı. Kadınlar ve çocuklar, öldürülmeden önce işkencelere tabî tutuldu. Katliam o kadar büyüktü ki, Kolokotronis kapıdan hisara kadar atının ayaklarının yere hiç dokunmadığını söyledi. Şehirdeki Yunan zaferinden sonra yol kenarları cesetler ile doldu. Kadınların ve çocukların bulunduğu Müslüman kitleleri, yakınlardaki dağlarda sığır gibi doğrandı.
(Walter Alison Phillips)
William St. Clair katliam sırasında Tripoliçe'de bulunan yabancı subayların gördüklerini böyle anlatmıştır:
"10 bin üzerinde Türk öldürüldü. Paralarını sakladığı şüphe edilen tutsaklar işkence edildi. Kolları ve bacakları kesildi ve ateşin üzerinde yavaş yavaş kızartıldılar. Hamile olan kadınların karınları kesildi, kafaları kesildi ve köpek kafaları bacaklarının arasına sokuldu. Cumadan pazara kadar hava cığlık sesleriyle doluydu.... Bir Yunan 90 kişiyi öldürdüm diye övünüyordu. Yahudi topluluğu sistemli bir şekilde işkenceden geçirildi.... Haftalarca aç bırakılan Türk çocukları çaresiz yıkıntıların arasında koşarken Yunanlar tarafından yere atıldılar sonra vuruldular.... Su kuyuları cesetlerle dolduruldu..."

"Yunanistan'daki Türkler arkalarında az iz bıraktılar. 1821 ilkbaharında dünyanın geri kalanı tarafından arkalarından gözyaşı dökülmeden ve farkedilmeden aniden yok oldular. Bir zamanlar Yunanistan'ın bütün ülkenin etrafına dağılmış büyük bir Türk nüfusuna sahip olduğuna bile inanmak zordu. Bu ailelerin arasında varlıklı çiftçiler, tüccarlar, memurlar yaşıyordu ve yüzlerce yıl boyunca burada yaşamış ve buraları kendi yurtları olarak kabul etmişlerdi... Kasıtlı ve acımasızca öldürüldüler ve hiçbir zaman pişmanlık gösterilmedi."
Yunan komutan Teodoros Kolokotronis ise anılarında 32.000 kişinin katledildiğini yazmış ve cesetlerin çokluğundan atının şehir duvarlarından saraya kadar toprağa basmadığını iddia etmekteydi. 11 Şubat 1821 günü, ABD'de yayınlanan The American Mercury gazetesi şehirde yaşanan katliamda 20.000 Türk'ün öldürüldüğünü yazdı; ama şehirde bundan önce altı yüz Yunan ile yedi papazın da öldürüldüğünü de bildirdi. Justin McCarthy'ye göre The American Mercury öldürülen Yunanları Tripoliçe'de yaşanan katliam için bahane olarak göstermeye çalıştı.

Tripoliçe katliamından sonra, devrimin ilk aylarında Mora'da da Müslümanlara karşı sistematik katliamlar uygulandı. Tarihçiler, bu devrimler esnasında en az 20.000 Müslüman'ın katledildiğini tahmin etmektedir. Steven Bowman, Yahudilerin de çok fazla sayıda katledildiğini belirtti: "Böyle bir trajedi, Yahudilere karşı özel olarak uygulanmamıştır. Tripolis'teki Türk katliamlarından sonra güneyde kalan son Osmanlı kalesine de Yahudiler sığınmıştı. Öyle görünüyor ki, Yahudilerin de katledilmesi, Türklerin katledilmesinin diğer sonucudur."
 
Üst Alt