Türk Milleti isminin geçtiği ilk yazılı metinler

MURATS44

Özel Üye
Türk  yazımı
Türk yazımı

Türk dili uzmanı Muharrem Ergin, Orhun yazıtları hakkında, “Türk adının, Türk milletinin isminin geçtiği ilk Türkçe metin. İlk Türk tarihi. Taşlar üzerine yazılmış tarih. Türk devlet adamlarının millete hesap vermesi, milletle hesaplaşması. Devlet ve milletin karşılıklı vazifeleri. Türk nizamının, Türk töresinin, Türk medeniyetinin, yüksek Türk kültürünün büyük vesikası. Türk askeri dehasının, Türk askerlik sanatının esasları. Türk gururunun ilahi yüksekliği. Türk feragat ve faziletinin büyük örneği. Türk içtimai hayatının ulvi tablosu. Türk edebiyatının ilk şaheseri. Türk hitabet sanatının erişilmez şaheseri. Hükümdarane eda ve ihtişamlı hitap tarzı. Yalın ve keskin üslubun şaşırtıcı numunesi. Türk milliyetçiliğinin temel kitabı. Bir kavmi bir millet yapabilecek eser. Asırlar içinden milli istikameti aydınlatan ışık. Türk dilinin mübarek kaynağı. Türk yazı dilini ilk, fakat harikulade işlek örneği. Türk yazı dilini başlangıcını miladın ilk asırlarına çıkartan delil. Türk ordusunun kuruluşunun en az 1250 sene öteye götüren vesika. Türklüğün en büyük iftihar vesilesi olan eser. İnsanlık aleminin sosyal muhteva bakımından en manalı mezar taşları. Dünyanın bugün belki de en büyük meselesi olan Çin hakkında 1250 sene evvelki Türk ikazı. vs. vs. insanın zihninde işte bu ifadelerin belireceğini” belirtmektedir. Bu tanımlamalar, bizi Orhun yazıtları üzerinde bir çalışma yapmaya yönlendirmiştir.
Avarlara karşı Bumin Kağan önderliğinde ayaklanan Göktürkler, 552’de Avarların Moğolistan’daki egemenliğine son vererek I. Göktürk Kağanlığını kurmuşlardır. Bu kağanlık kısa bir süre sonra doğu ve batı olarak üzere ikiye bölünmüştür. 630’da Doğu Türk Kağanlığı, 659’da Batı Türk Kağanlığı Çinlilerin egemenliğine girerek yıkılmıştır. Ancak, Doğu Türkleri Kutlug adlı bir savaşçının öncülüğünde Çinlilere başkaldırıp, uzun bir savaştan sonra başarı kazanarak, 682’de Kutlug’un, İlteriş Kağan sanını alarak tahta geçmesiyle II. Göktürk Kağanlığı kurulmuştur. İlteriş Kağan, 691’de ölünce yerine kardeşi Kapgan Kağan geçti. İlteriş, öldüğünde oğulları Bilge ve Kül Tigin yedi sekiz yaşlarındaydı. Kapgan Kağan, 716’da ölünce yönetimi onun oğulları almak istedi. Ancak, Bilge ve Kül Tigin kardeşler buna engel olarak amca çocuklarını yönetimden ayıklayarak, babalarının kağanlığına el koydular ve Bilge Kağan, kağan oldu. İki kardeş babalarının ve amcalarının döneminden kalmış yaşlı başyardımcı, Bilge Kağan’ın kaynatası Tonyukuk’un da yardımıyla kağanlığı daha da güçlendirdiler. Sonra, 731’de Kül Tigin, 734’de de Bilge Kağan öldü. Yaklaşık on yıl sonra, Uygurlar, kağanlığı ele geçirerek, 745’de Göktürk egemenliğine son vermiştir.
İşte inceleyeceğimiz Orhun yazıtları, bu Türk kağanlığının Bilge Kağan döneminin ürünleridir. Kül Tigin yazıtını, ağabeyi Bilge Kağan 732’de diktirmiş, Bilge Kağan yazıtını ölümünden bir yıl sonra, oğlu olan Tengri Kağan diktirmiştir. Tonyukuk yazıtını ise 720-25 arasında, Tonyukuk’un kendisi diktirmiştir.
1899’da Rus bilgini Yadrintsev tarafından Orta Moğolistan’da, Orhon ırmağının eski yatağı yakınında, Koço-Çaydam adlı göl çevresinde bulunan Orhun yazıtları üzerinde 1890’da Heikel başkanlığında bir Fin, 1891’de de Radloff başkanlığında bir Rus bilim kurulu çalışmalar yapmıştır. 1893’te de Danimarkalı V. Thomsen Orhun yazısını çözmeyi başarmıştır. Orhun çevresinde Orhun yazısı ile yazılı bilinen bu önemli üç yazıttan başka Burgut, Çoyren, Esik Taş, Küli Çor, Ongin, Yenisey Mezar yazıtları gibi yazıtlar daha bulunmuştur.
Orhon yazıtları İkinci Doğu Türk Kağanlığı’nın birinci elden, yani Bilge Kağan ile devlet adamı Tonyukuk tarafından yazılmış askeri tarihi gibidir. Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarında dünyanın ve insanoğlunun yaratılışına bir tümceyle değinildikten ve Birinci Kağanlığın tarihi genel çizgileriyle kısaca özetlendikten sonra, İkinci Kağanlığın kuruluştan Kül Tigin’in 731’de ölümüne kadarki siyasi ve askeri tarihi ayrıntıları ile anlatılır. Yazıtlardan öğrendiğimize göre Türkler, egemenliklerini korumak için yalnız Çinliler, Kıtaylar, Tangutlar gibi yabancı halklarla değil, Oğuzlar, Kırgızlar, Uygurlar, Türgişler gibi öbür soydaş halklar ve boylarla da pek çok kez savaşmışlardır. Bu durum eski Türklerde “ulus-millet” kavramının olmadığını, yazıtlardaki bodun “halk” sözcüğünün M. Ergin’in anladığı gibi “millet” değil, “boy, kabile, halk” anlamına gelen bir sözcük olduğunu açıkça gösterdiği belirtilmektedir. Tonyukuk’un kendisinin ve Bilge Kağan’ın sağlığında yazdırıp diktirdiği yazıtının içeriği ise öbür yazıtlarınkinden biraz değişiktir. Tonyukuk kendi yazıtında daha çok İlteriş Kağan ile Bilge Kağan’ın amcası Kapgan Kağan’ın başarılarını ve kendi görevlerini anlatır. Bunun nedeni de baş vezir Tonyukuk’un, Kapgan Kağan’a olan bağlılığı olsa gerektir.

KÜL TİGİN YAZITINDA TÜRK SÖZCÜĞÜ

Bu yazıt, kağan olmasında ve kağanlığın güçlenmesinde önemli görevi bulunan kardeşine karşı Bilge Kağan’ın duyduğu gönül borcunun ve kendisini bağlılıkla bir coşkunluğun içine atan olağanüstü etkinin sonsuz bir söylemi olmalıdır. Bilge Kağan, bu tin durumu ile yazıtının yapımında başında oturup, yapıtın tamamlanmasına kendisi gözetmenlik etmiştir. Yazıtlardaki yüce ve kutsal söylem onun ağzından yazılmıştır, yazıtta o konuşmaktadır, yazan odur. Kül Tigin yazıtı, kaplumbağa biçimindeki oyuk bir ayaklık taşına oturtulmuştur. Bulunduğu zaman, bu ayaklığın yanında devrilmiş bulunuyordu. Özellikle devrik durumda yelin etkisinde kalan bölümlerinde bozulmalar ve silintiler olmuştur. Sonradan yerine dikilmiştir. Yüksekliği 3,75 metredir. Özenle yontulmuş, bir tür kireç taşı veya arı olmayan mermerdendir. Yukarıya doğru biraz daralmaktadır. Dört yönlüdür. Doğu ve batı yönlerinin genişliği aşağıda 132, yukarıda 122 santimdir. Güney ve kuzey yönleri ise aşağıda 46, yukarıda 44 santimdir. Yazıtın üstü bel bağı biçiminde bitmektedir ve yukarı bölümde beş yanlı olmaktadır. Doğu yönünün üstünde kağanın imi vardır. Batı yönü büyük bir Çince yazıyla kaplıdır. Diğer üç yönü Türkçe yazılarla doludur. Yönler arasında kalan ve keskin olmayan yanlarda ve Çince yazının yanında da Orhun yazısı vardır. Doğu yönünde 40, güney ve kuzey yönlerinde 13 dize vardır. Dizeler yukarıdan aşağıya doğru yazılmış ve sağdan sola doğru biçimlendirilmiştir. Dizelerin uzunluğu aşağı yukarı 235 santim kadardır. Bir çizelgeden çıkmış gibi, çok düzenli, düzgün ve güzel harflerle yazılmıştır. Yazıtın Çince bölümünde Türk-Çin dostluğu, Türk kağanlığı ve Kül Tigin övülmekte ve tanıtılmaktadır. En son tarih kaydedilmektedir. Yazıtın çevresinde türbe yıkıntısı, pek çok yontu parçaları ve yazıta çıkan iki yanlı yontular, taşlar dizili 4,5 kilometrelik bir yol bulunmuştur. Bu yontu parçaları arasında son zamanlarda Kül Tigin’in başı ve kadınının gövdesi ve yüzünün bir bölümü de bulunmuştur. Yazıtın ve türbenin yapımında Türk ve Çin yaratıcıları birlikte çalışmışlardır. Yazıtları Bilge Kağan ve Kül Tigin’in yeğeni Yollug Tigin yazmıştır. Kül Tigin yazıtı Koyun yılının on yedisinde, yani 27 Şubat 731’de ölen Kül Tigin’in ya da Tigin Kül‘ün anısına 21 Ağustos 732’de dikilmiştir. Yazıtta Türk sözcüğünü geçtiği dizeler şöyledir;

GÜNEY:

1. Tengri teğ Tengri de bolmış Türük Bilge Kağan, bu ödke olurtum….
(Tanrı gibi Tanrı’dan olmuş Türk Bilge Hakan, bu devirde oturdum.);
3. …Türük Kağan Ötüken yış olursar ilte bung yok…
(Türk hükümdarı Ötüken dağlarında oturur ise ülkede sıkıntı olmaz. )
6. …Türük bodun, öltüğ! Türük bodun, ölteçi sen!…
(Türk halkı, çok sayıda öldün! Türk halkı, öleceksin! )
7. …Türük bodun ölsikiğ!…
(Türk halkı, öleceksin! )
8. …Türük bodun, ölteçi sen!…Türük bodun, tokurkak sen: açsık tosık ömezsen; bir todsar açsık ömez sen…
(Türk halkı, öleceksin!…Türk halkı, tok gözlüsün: açlığı tokluğu düşünmezsin; bir doyarsan açlığı düşünmezsin. )

10. …Türük beğler, bodun, bunı eşidinğ! Türük bodun, tirip il tutsıkıngın bunta urtum…
(Türk beyleri, halkı, bunu işitin! Türk halkı, dirilip devlet sahibi olacağını buraya oydum. )
11. …Türük matı bodun, beğler, bödke körüğme beğler gü yangıltaçı siz?…
(sadık Türk halkı, beyleri, bu devirde bana itaat eden beyler mi yanılacaksınız? )

DOĞU:

1. …Olurupan, Türük bodunıng ilin törüsin tuta birmiş, iti birmiş.
(Tahta oturarak, Türk halkının devletini yasalarını yönetivermiş, düzenleyivermişler. )
3. Oksuz Kök Türük iti ança olurur ermiş…
(Pek örgütsüz Gök Türkleri düzene sokarak öylece hüküm sürerlermiş. )
6. …Türük bodun, illedük ilin ıçgınu ıdmış.
(Türk halkı. Kurduğu devletini elden çıkarıvermiş. )
7. …Türük beğler Türük atın ıttı…
(Türk beyleri Türk unvanlarını bıraktı. )
8. …Türük kara kamağ bodun ança timiş:…
(Türk avam kamarası şöyle demiş:… )
10. … “Türük bodun ölüreyin, uruğsıratayın” tir ermiş. Yokadu barır ermiş. Üze Türük Tengrisi, Türük ıduk yiri-
11. –subı ança etmiş: Türük bodun yok bolmazun tiyin, bodun bolçun tiyin…
(“Türk halkını öldüreyim, neslini yok edeyim” dermiş. Yok olmak üzereymiş. Yukarıdaki Türk Tanrısı Türk kutsal yer ve su şöyle yapmışlar: Türk halkı yok olmasın diye, halk olsun diye. )
13. …Türük törüsün ıçgınmış bodunuğ eçüm apam törüsinçe yaratmış boşgurmış…
(Türk örf ve adetlerini bırakmış halkı atalarım dedelerimin töresince yaratmış eğitmiş. )
16. …Eçim kağan olurupan Türük bodunnuğ yiçe itdi yiçe iğitti…
(Amcam hakan tahta oturup Türk halkını yeniden düzenledi, doyurdu. )
18. …Türgiş Kağan Türükümiz, bodunumuz erti.
(Türgiş Hakanı Türk’ümüz, halkımızdı. )
21. …Kurığaru Kengü Tarmanka teği Türük bodunuğ ança konturtumız, ança etdimiz…
(Batıda Kengü Tarman’a kadar Türk halkını öylece yerleştirdik, öylece örgütledik. )
22. …Türük, Oğuz beğleri bodun, eşidinğ! Üze tengri basmasar, asra yir telinmeser, Türük bodun, elingin törüngin kem artatı udaçı erti? Türük bodun, ertin ökün!
(Türk, Oğuz beyleri, halkı, işitin! Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe, Türk halkı, devletini yasalarını kim yıkıp bozabilirdi? Türk halkı, vazgeç nadim ol! )
25. …Türük bodunuğ atı küsi yok bolmaz tiyin, kangım kağanığ öğüm katunuğ kötürmiş Tengri, il biriğme Tengri, Türük bodun atı küsi yok bolmazun tiyin, özümin ol Tengri kağan olurtdı, erinç.
(Türk halkının adı sanı yok olmasın diye, babam hakanı annem hatunu yüceltmiş olan Tanrı, devlet veren Tanrı, Türk halkının adı sanı yok olmasın diye, beni o Tanrı hakan oturttu, hiç şüphesiz. )
27. Türük bodun üçün tün udımadım, küntüz olurmadım…
(Türk halkı için gece uyumadım, gündüz oturmadım.)
34. Türük beğler, kop bilir siz…
(Türk beyleri, hepiniz bilirsiniz. )

KUZEY:

7. Türük bodun adak kamşatdı…
(Türk halkının ayağı sendeledi. )
BATI:

…Türük Bilge Kağan ayukınga, inim Kül Tiginiğ küzedü olurtum…
(Türk Bilge Hakan mülküne, kardeşim Kül Tigin’i gözeterek, hükümdar oturdum. )

Kuzey-Doğu, Güney-Doğu ve Güney-Batı yönlerindeki birer dizelik tümcelerde ve kaplumbağa üzerindeki yazıtta Türk sözcüğü bulunmamaktadır.

BİLGE KAĞAN YAZITINDA TÜRK SÖZCÜĞÜ

Kül Tigin yazıtının bir kilometre uzağındadır. Biçimi, düzeni ve yapısı tamamıyla Kül Tigin yazıtına benzemektedir. Yalnız, bu birkaç santim daha yüksektir. Bu yüzden doğu yönünde 41 ve dar yönlerinde 15’er dize vardır. Bunun da batı yönünde Çince yazı vardır, Çince yazının üstünde ayrıca Türkçe yazı sürmektedir. Çince yazı hemen hemen tamamıyla silinmiştir. Bu yazıtta da Bilge Kağan konuşmaktadır. Zaten, yazıtın kuzey yönünün ilk 8 dizesi Kül Tigin yazıtının güney yönünün; doğu yönünün 2-24 dizeleri ise Kül Tigin yazıtının doğu yönünün dizelerine benzemektedir. Ayrıca, bu yazıta, Kül Tigin’in ölümünden sonraki olayların eklendiği görülür. Bilge Kağan yazıtı hem devrilmiş, hem de parçalanmıştır. Bu yüzden, bozulma ve silinti bu yazıtta daha çoktur. Bu yazıtı da yeğen Yollug Tigin yazmıştır. Bu yazıtta da, Bilge Kağan’ın sözlerinin dışında Yollug Tigin’in yazıt kayıtları ve ekleri yer almaktadır. Bu yazıtın çevresinde de yine türbe yıkıntısı ve daha az olmak üzere yontular, balballar ve taşlar vardır. Bilge Kağan’ın ölümü Bazin’e göre 25 Kasım 734’tür. Ölüm töreni ise Domuz yılının beşinci ayının yirmi yedisinde, yani 22 Haziran 735’de yapılmıştır. Bunlara göre yazıt, 24 Eylül 735’de dikilmiştir. Yazıtın yanındaki küçük yazıt, yazıtı diktiren Tengri Kağan’a aittir. Yazıtta Türk sözcüğünü geçtiği dizeler şöyledir;
KUZEY:
1. Kül Tigin yazıtının Güney yönündeki 1. dizeyle benzerdir.
2. Kül Tigin yazıtının Güney yönündeki 3. dizeyle benzerdir.
3. Kül Tigin yazıtının Güney yönündeki 6. dizeyle benzerdir.
4. Kül Tigin yazıtının Güney yönündeki 7. ve 8. dizeyle benzerdir.
8. Kül Tigin yazıtının Güney yönündeki 10. dizeyle benzerdir.
12. Kök teyengin Türüküme bodunuma kazganu birtim, iti birtim…
(gök sincaplarını Türklerime ve halkıma kazanıverdim, ediniverdim. )
13. Türk beğler, Türük bodunum (………..) at birtim…
(Türk beyler, Türk halkım (……….) ad verdim. )
14. Türük bodun, (……….) edgü körteçi sen, ebinge kirteçi sen, bungsuz boltaçı sen…
(Türk halkı, (……….) iyilik göreceksin, evine gireceksin, dertsiz olacaksın. )
DOĞU:
1. Tengri teğ Tengri yaratmış, Türk Bilge Kağan sabım: Kangım Türük Bilge Kağan (……….)…
(Tanrı gibi, Tahta oturtmuş Türük Bilge Hakan, sözüm: Babam Türk Bilge Hakan (……….) …)
2. …Olurtukuma, ölteçiçe sakınığma Türük beğler bodun ögirip sebinip tongıtmış közi yüğerü körti… (Oturduğumda, ölecekmiş gibi düşünceli olan Türk beyleri, halkı kıvanıp sevinip yere eğilmiş gözleri yukarıya baktı. )
3. Kül Tigin yazıtının Doğu yönündeki 1. dizeyle benzerdir.
4. Kül Tigin yazıtının Doğu yönündeki 4. dizeyle benzerdir.
7. Kül Tigin yazıtının Doğu tarafındaki yönündeki 6. ve 7. dizeyle benzerdir. Ayrıca, …Tabgaçğı beğler Tabgaç atın tutupan Tabgaç kağanka körmiş…
(Çinlilerin hizmetindeki Türk beyleri Çin unvanlarını alarak Çin imparatoruna tabi olmuşlar. )
8. Kül Tigin yazıtının Doğu yönündeki 8. dizeyle benzerdir.
9. Kül Tigin yazıtının Doğu yönündeki 10. dizeyle benzerdir.
10. Kül Tigin yazıtının Doğu yönündeki 11. dizeyle benzerdir.
11. Kül Tigin yazıtının Doğu yönündeki 13. dizeyle benzerdir.
14. Kül Tigin yazıtının Doğu yönündeki 16. dizeyle benzerdir.
16. Kül Tigin yazıtının Doğu yönündeki 18. dizeyle benzerdir.
18. Kül Tigin yazıtının Doğu yönündeki 21. dizeyle benzerdir.
19. Kül Tigin yazıtının Doğu yönündeki 22. dizeyle benzerdir.
21. Kül Tigin yazıtının Doğu yönündeki 25. dizeyle benzerdir.
22. Kül Tigin yazıtının Doğu yönündeki 27. dizeyle benzerdir.
30. Kül Tigin yazıtının Kuzey yönündeki 7. dizeyle benzerdir.
33. …Tengri yarlıkaduk üçün, men kazgantuk üçün Türük bodun ança kazganmış erinç… Türük bodun ölteçi erti, yok boltaçı erti. Türük beğler bodun ança sakınıng, ança biling:…
(Tanrı buyurduğu için, ben çalışıp kazandığım için Türk halkı öylece kazanmış şüphesiz… Türk halkı ölecekdi, yok olacaktı. Türk beyleri, halkı şöylece düşünün şöylece bilin:… )
36. …Men özüm kağan olurtukum üçün Türük bodunuğ (……….)i kılmadım…
(Ben kendim hakan olarak tahta oturduğum için Türk halkını (……….) kılmadım. )
38. …Türük bodun, aç erti…
(Türk halkı, açtı. )
GÜNEY:
10. Türüküme bodunuma yeğin ança kazganu birtim.
(Türklerime, halkıma daha iyi bir şekilde öylece kazanıverdim.)
Güney-Doğu yönündeki bir satırlık cümlede Türk kelimesi bulunmamaktadır.

TENGRİ KAĞAN YAZITINDA TÜRK SÖZCÜĞÜ

GÜNEY:

13. Tengri teğ, Tengri yaratmış Türük Bilge Kağan sabım: Kangım Türük Bilge Kağan olurtukınta Türük matı beğler…
(Tanrı gibi, Tanrı Türük Bilge Hakan sözüm: Babam Türk Bilge Hakan tahta oturduğunda sadık Türk beyleri…)

15. …Kangım kağan Türük beğlerin bodunın ertüngi ti mağ itdi öğdi…
(Babam hakanda Türk beylerini, halkını pek çok alkışladı, öğdü.)
Tengri Kağan yazıtının Batı ve Güney-Batı yönlerindeki toplam on dizelik tümcelerde Türk sözcüğü bulunmamaktadır.

TONYUKUK YAZITINDA TÜRK SÖZCÜĞÜ

Diğer iki yazıtın biraz daha doğusunda bulunmaktadır. Devrilmemiş, dikili, dört yönlü iki taş durumundadır. Birinci ve daha büyük olan taşta 35, ikinci taşta 27 dize vardır. İkinci taşta yazılar daha ayrıksızdır ve aşınma daha çoktur. Bu yazıtın yazıları, Bilge Kağan ve Kül Tigin yazıtlarınınki kadar düzgün değildir. Bu yazıtta da yazı yukarıdan aşağı yazılmıştır. Ancak, diğer ikisinin tersine dizeler soldan sağa biçimlendirilmiştir. Yazılışı da diğer yazıtlardaki kadar yaratıcı bir biçimde değildir. Tonyukuk yazıtının yanında büyük bir türbe kalıntısı, yontular, balballar ve taşlar vardır. Tonyukuk yazıtını, İlteriş Kağan’ın başkaldırışına katılan ve o günden Bilge Kağan dönemine kadar kağanlık yönetiminin başyardımcısı olarak kalan yönetici ve başkomutan Tonyukuk, yaşlılık döneminde kendisi diktirmiştir. Bu yazıtta Tonyukuk konuşmaktadır, bu yazıtın yazarı odur. Klementz 1897’de Tola ırmağının yukarı bölümünde Bayn Çokto denilen yerin yakınında bulmuştur ve yazıtı 1898’de yayınlamıştır. Ayrıca, yazıtın en önemli yanı, Türk adının tarihte ilk kez burada geçtiğinin belirtilmesi olmalıdır. Yazıtta Türk sözcüğünü geçtiği dizeler şöyledir;

BİRİNCİ TAŞ:

BATI:

1. Bilge Tunyukuk, ben özüm, Tabgaç ilinge kılıntım. Türk bodun Tabgaçka körür erti.
(Bilge Tunyukuk, ben kendim, Çin yönetimi sırasında doğdum. Türk halkı Çin’e bağımlıydı.)
2. Türk bodun, kanın bulmayın Tabgaçda adrıltı, kanlantı; kanın kodup Tabgaçka yana içikdi…
(Türk halkı, hanını bulamayınca, Çin’den ayrıldı; han sahibi oldu; hanını bırakıp Çin’e yeniden bağımlı oldu.)
3. Türk bodun ölti, alkıntı, yok boltı. Türk Sir bodun yerinte bod kalmadı.
(Türk halkı öldü, mahvoldu, yok oldu. Türk Sir halkı ülkesinde boy kalmadı.)

GÜNEY:

2. …Sab ança ıdmış: “azkınya Türk bodun yorıyur ermiş…”
(Şöyle haber göndermiş: “azıcık Türk halkı gelişiyormuş…”)
4. …Türk Sir bodun, yerinte, idi yorımazun…
(Türk Sir halkı, ülkesinde, asla gelişmesin.)
10. Türk kağanığ, Türk bodunuğ Ötüken yerke ben özüm, Bilge Tunyukuk, kelürtüm…
(Türk hakanını, Türk halkını Ötüken toprağına ben kendim, Bilge Tunyukuk, getirdim.)

DOĞU:

1. …Türk bodun kılıngalı, Türk kağan olurgalı, Şantung balıkka, taluy üğüzke teğmiş yok ermiş…
(Türk halkı yaratılalı, Türk kağanı tahta oturalı, Şantung şehirlerine, denize vardığı yokmuş.)
3. …Ança öğleşmiş: “Öngre Türk kağangaru sülelim” temiş…
(Şöyle akıl danışmışlar: “Doğu Türk kağanına doğru ordu sevk edelim!” demişler.)
Birinci taşın Kuzey yönündeki on bir dizelik tümcede Türk sözcüğü bulunmamaktadır.

İKİNCİ TAŞ:

GÜNEY:

2. …Türük bodun Temir Kapığka, Tinsi Oğlı aytığma tağka teğmiş idi yok ermiş…
(Türk halkı Demir Kapı’ya, Tanrı Oğlu denilen dağlara vardığı hiç yokmuş.)
6. …İlteriş Kağanka, Türük Böğü Kağanka, Türük Bilge Kağanka
(İlteriş Kağan’a, Türk Böğü Kağan’a, Türk Bilge Kağan’a)

DOĞU:

4. …Tengri yarlıkazu, Türük bodun ara yarıklığ yağığ yeltürmedim, tüğünlüğ atığ yüğürtmedim…
(Tanrı esirgesin, bu Türk halkı içinde zırhlı düşmanların akınına imkan vermedim, düğümlü atlarını koşturmadım.)
8. Türük Bilge Kağan ilinge bititdim. Ben Bilge Tunyukuk.
(Türk Bilge Kağan hükümdarlığında yazdırttım. Ben Bilge Tunyukuk.)

KUZEY:

2. Kapgan Kağan Türük Sir bodun yerinte bod yeme, bodun yeme, kişi yeme idi yok erteçi erti. (Kapgan Kağan Türk Sir halkı ülkesinde boy da, halk da, insan da hiç olmayacaktı.)
3. İlteriş Kağan Bilge Tunyukuk kazgantuk üçün Kapgan Kağan Türük Sir bodun yorıdukı bu.
(İlteriş Kağan ve Bilge Tunyukuk kazandığı için Kapgan Kağan’ın Türk Sir halkının gelişmesi bu.)
4. Türük Bilge Kağan, Türük Sir bodunuğ, Oğuz bodunuğ iğidü olurur.
(Türk Bilge Kağan, Türk Sir halkını, Oğuz halkını besleyerek tahtta oturuyor.)
İkinci taşın Batı yönündeki dokuz dizelik tümcede Türk sözcüğü bulunmamaktadır.

Muharrem Ergin’in, ‘Orhon Abideleri’ adlı yapıtında budun biçiminde okuduğu sözcüğü “millet” olarak çevirmesini, Talat Tekin, ‘Orhon Yazıtları’ adlı yapıtında büyük bir yanlış olarak görmüş; doğrusunun bodun biçiminde olup “boylar, halk” anlamlarına geldiğini belirtmiştir. “Çünkü bu sözcük açık olarak “boy, kabile” anlamındaki eski Türkçe ve yazıtlarda da geçen bod sözcüğü ile ilgilidir. Belki de onun –n ekle eski bir çoğul biçimidir” diye açıkladıktan sonra bu sözcüğü “millet” olarak anlamanın ve öyle çevirmenin de doğru olmayacağını, çünkü “millet” yani “ulus” kavramının yeni bir kavram olup ilk kez on dokuzuncu yüzyılda Fransız tarihçisi ve düşünürü E. Renan tarafından ortaya konulduğunu belirtir. Durum böyleyken sekizinci yüzyılın ilk yarısında Moğolistan’da henüz ‘kabile’ düzeni içinde yaşayan ve göçebe devletler kuran Türklerde ve Asyalı başka halklarda “ulus” kavramının gelişmiş olmasının düşünülemeyeceğini de belirtir. Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarında Türük, Tonyukuk yazıtında ise Türk ve Türük biçiminde toplam 75 kez geçen Türk’ün bu yazıtlarda “boy, kabile, halk” anlamlarında kullanıldığı belirtilebilinir.

İsmail Hakkı ERGÜVEN
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
Tarih Anabilim Dalı


KAYNAKLAR:

TEKİN, Talat., Orhon Yazıtları, Yıldız Yayınları, İstanbul 2003.
ERGİN, Muharrem., Orhun Abideleri, Bogaziçi Yayınları, İstanbul 2004.
KAFESOĞLU, İbrahim., Türk Milli Kültürü, Ötüken Yayınları, İstanbul 2004.
GÖKMEN, Mustafa., Eski Türk Kitabeleri, Nakışlar Yayınları, İstanbul 1981.
KAFESOĞLU, İbrahim., “Türkler, Türk Adı”, İslam Ansiklopedisi, Cilt.12/2, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, Ankara 1975, s. 142-185.
KAFESOĞLU, İbrahim., “Tarihte Türk Adı”, Türkler, Cilt.3, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s. 308-312.
BAYKARA, Tuncer., “Türklüğün En Eski Zamanları”, Türkler, Cilt.3, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s. 277-284.
YAĞCI, Şerife., “Ortaçağ Türk ve İran Edebi Metinlerinde Türk Kavramı”, Türkler, Cilt.4, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s. 914-920.
AYDA, Adile., “Türk Kelimesinin Menşei Hakkında Bir Nazariye”, Belleten, Cilt.XI., Sayı.158, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1976, s239-247.
AKSOY, Mustafa., “Türk Adı, Türk damgaları”, Türk Dünyası Tarih Dergisi, Sayı.489, TDAV Yayınları, İstanbul 2002, s. 37-44.
CİVELEK, Yakup., “Eski Arapça Kaynaklarda Türkler”, Türkler, Cilt.4, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s. 921-932.
 
Üst Alt