Ümide Fer

Ayyüzlüm

Yeni Üyemiz
Ümide Fer
Abdullah NECİB


Damlaların sızıntı, sızıntıların da çağlayan bir nehir olması adetullah’ın gereği. Bazen yaz ve bazen de fırtınalı kış mevsimleri, bizlere tatlı baharı hatırlattığından başımıza gelenlerden dolayı hiç ümitsiz değiliz.

Zaman olmuş ab-ı hayat; her yerde hayat nefhetmiş. Geçtiği her yere tebessüm gamzeden çehreler serpmiş, başını sağa sola vura vura geçtiği her yerde silinmez izler bırakmış. Hayattan yoksun her vadiye uğramış; hem dem olmuş onunla..

Ama tebessüm gamzeden nurlu çehreler, kökten beslenmeyince, sararıp solarak cılız, çelimsiz kalmışlar. Ama kökler o kadar sağlam ve derinlerde ki, kopmak isteyen gönül meyvelerini salacağa benzemezler. Kendisine herşeyin el uzattığı, uğruna damlaların gökten uçuşup geldiği, toprağın kucak açtığı, güneşin ışık saçtığı bir filiz, cılız dahi olsa, yokluğa mahkûm görülebilir mi? Asla...

Ey garip sümbül!.. Ellerim havada, rahmet nesimini nida eyleyen istikbalinin intizarı içindeyim.

Sen, aheste aheste emin adımlarla semalara doğru, yükselmeye devam eyle. Sakın kem-nazarlar seni korkutmasın; bu kadar yardımcıların varken sana ürkmek yakışmaz. Yalnızlığın senin zülüflerini dağıtmasın, zira, istikbal senin..

Ey taze fidan! Zalâm zalâm üstüne iken, perde perde açılan sabahın pek yakına benzer. Helezonik yaylar ile arşiyeler çizip göklere el açan yaprakların, âlemin teveccühünü dua dua ilahi iltifatla sana çevirmekte.. Sen terakkine devam eyledikçe, sema kapıları sana açılacak.. Yerler ve yerdekiler el pençe divan duracak, eteklerine tutunup yükselmek isteyecek.

Evet, bir gün keyfiyetini kazandıktan sonra göreceksin ki, herkes sana koşuyor ve senden hizaya geliyor.

Sen garip halin ve münkesir kalbinle nazarları kendine toplamaya devam eyle. Şu halinle uyanan bütün şefkatleri celp ediyorsun. Halelenen merhametliler ordusu ile sen, rahmet bulutlarını ihtizaza getirecek binlerce yangını söndüreceksin.

Halin o kadar harika ki, taş gibi olan kalbimden, donmuş gözlerimden Asa-yı Musa gibi yaşlar akıtarak, herşeye susuz bir asrı, ab-ı hayata boğacağa benzersin..

Ey gözü yaşlı, vicdanı nurlu neslimizi zahirperest oluşumdan senin arz-ı didar edeceğini, bütün hadiselerin de senin lehinde cereyan edeceğini bilemezdim. O hazin çöküşün altında hissiyatım Akif’in hissiyatıyla aynileşmiş gibi nazarlarım, maziye gömülüydü. Ama senden haberdar olunca, gözlerimi ufuklara diktim. Aslında sen dillerde tatlı haberlerin müjdecisisin. Asrın Sahib-kıran’ının dilinde, baharın müjdecisi gibi ortalığa rayiha saçıyorsun. Belki de sen Rasulullah’ın (SAV) dilindeki ahir zamanda doğacak ve âleme hükmedecek civana benziyorsun.

Ey burcu burcu Anadolu kokan eşsiz goncam! Sende ahir zamanda imdada gönderilecek veled-i Nebinin kokusu var.. Sana müjdeler olsun.
 
Üst Alt