Yaşamayı Başarabilmek İçin “ANLAM İHTİYACI”

Ayyüzlüm

Yeni Üyemiz
Yaşamayı Başarabilmek İçin “ANLAM İHTİYACI”
Yaşamayı Başarabilmek İçin “ANLAM İHTİYACI

İhtiyaçların karşılanması, yeteneklerin uygulama alanına konulması ve ruhsal-bedensel bütünlüğümüzün korunmasında bazı tehlikelerle, engellerle karşılaşmak mümkün. Aşılması gereken engeller ve tehlikeler sıkıntı vericidir. Bunların karşısında hissedilen duygu da "acı" duygusudur.
Acı, dert, ıstırap duyguları karşısında insanın dayanıklı olması için göstereceği gayrettin yeterli olabilmesi için yaşadıklarında bir "anlam" görmesi gerekir.
İnsan için en zor şey "anlamsızlık"tır. Her şeye katlanmak mümkün, ancak anlamsızlığa katlanmak zor.
Kişinin hayatında bir anlam bulma arayışı, temel güdülendirici güç olarak kendini gösterir. .
"Bolluk içinde yüzen toplumlarda ve zengin eyaletlerde olan bir şey. Uzun süredir, artık uyanmaya başladığımız bir rüya görüyorduk: Bu, insanların sosyoekonomik durumunu iyileştirmemiz halinde her şeyin yoluna gireceği, insanların mutlu olacağı rüyasıydı. Karşımıza çıkan gerçek ise şudur; yaşama savaşı şiddetini kaybedince, ne için yaşam? Sorusu gündeme gelmiştir. Bugün daha çok insan yaşamak için gerekli araçlara (means) sahip, ama yaşamak için bir anlamları (meaning) yok.
Hastalar artık Freud ve Adler çağındaki gibi aşağılık duygularından veya cinsel engellemelerden şikayet etmiyor. Bugün psikiyatriste gitmelerinin nedeni "boşunalık" duygularıdır. Albert Camus bir keresinde şöyle demişti; "Gerçekten ciddi olan tek bir sorun vardır; 'Yaşam, yaşamaya değer mi, değmez mi?'
Bugünün toplumların özünde her türlü ihtiyacı karşılar ama birisi hariç: "Anlam ihtiyacı!"
Hatta ihtiyaçlardan bazılarının günümüz toplumu tarafından yaratıldığını söyleyebiliriz, ama anlam ihtiyacı doyumsuz kalır, hem de onca zenginliğimizin ortasında ve bu zenginliğe rağmen. "Teknoloji bizi yaşama (yaşamımızı sürdürme) becerilerinden yoksun bırakmıştır. Bu nedenle kişinin kendi başına çaba harcamaksızın yaşamasını garanti eden bir refah sistemi geliştirdik. ( ) Viktor Frankl, İnsanın Anlam Arayışı, Öteki yayınları, İst, 2000 s.14-20
Tüm ihtiyaçlar en üst düzeyde karşılasa da hayatında bir "anlam" yoksa, bunun meydana getireceği boşluk, her zaman kişinin izah edemediği bir mutsuzluk duygusu hissettirir.
Çoğu kimse mutluluğu sevdiği bir karşı cinsle hayatını birleştirmek olarak görür. Unutulmamalıdır ki, başta evlilik olmak üzere, hiçbir iş ve imkan tek başına mutluluk için yetmez.
Ancak "anlam" bulma ihtiyacı karşılandığı taktirde imkanlar mutluluğu artırıcı olur. Ve yine bir anlamın var olduğu görülüyorsa, zorluklar direncimizi daha da artırmaya yarar.
Yaşamanın yüce bir anlamı yoksa, herhangi bir şeyin ne anlamı olabilir ki?!
"Kişinin en kötü şartlarda bile yaşamını sürdürmesine, bir anlam olduğu bilgisi kadar etkili bir şekilde yardımcı olan başka hiçbir şey yoktur." ( ) V.Frankl, İnsanın Anlam Arayışı, s.99
Anlam arayışının tam olması için:
Bir; genel olarak hayatın anlamı,
İki; Belli bir anda, kişinin yaşanmakta olduğu her hangi bir şeyin özel olarak anlamı.
Bu ikisinin birbirini tamamlaması halinde insansın anlam boşluğundan kurtulması, zorluklara göğüs germesi ve acılarda bile mutluluk bulması söz konusu olur. Aksi halde tatlı gibi görünen şeyler de acı gelmeye başlar.
"Anlam" yoksa mutluluk yoktur ve hayat çekilmez olur.
Herhalde dünyada da, ülkemizde de hayatın anlamının öğretilmesi çok fazla ihmal ediliyor ki, intiharlar hiçbir dönemde olmadığı kadar dünyada da, bizde de tahmin edilemeyecek derecede de arttı.
İntiharda Korkutan Artış!
Türkiye'de son 10 yılda 25 bin kişi intihar ederek hayatını kaybetti.
Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre, dünyada her yıl yaklaşık 1 milyon kişi intihar sonucu hayatını kaybediyor, her üç saniyede bir kişi intihar girişiminde bulunuyor.
Türkiye Psikiyatri Derneği de bu konuya dikkat çekerek tüyler ürperten bir rakam ortaya koydu; Türkiye'de de son 30 yılda intihar edenlerin sayısı yüzde 440 artış gösterdi." ( )
Dr. Hamdi Kalyoncu
 
Üst Alt