Yetimlerin babası Kainat Efendisi (s.a.v.)

MURATS44

Özel Üye
Yetimlerin babası
Kainat Efendisi (s.a.v.)


Peygamber efendimiz, bir bayram namazından (s.v.)
Mescidten çıktığında, mutmainken hazzından,
Dışarda çocukları gürmüştü, oynaşıyor.
Neşe içerisinde, koşuşup kaynaşıyor.
Her biri eğleniyor, gülüşüp coşuyordu,
Bayramın sevincini herhal paylaşıyordu.
Velâkin kenarcıkta, bir kız çocuğu vardı,
Aralarında değil, o ayrı duruyordu.
Yaklaşarak gördü ki, bu çocuk ağlamakta
Üzüntüsü insanın içini dağlamakta.
Meğer onu iterek, oyuna almamışlar,
Zahar düşkün görerek, giremezsin demişler.
Durum, efendimizin dikkatlerini çekti, (s.v)
İçinden bu çocuğa ilgi göstermek geçti.
Merhametin sembolü, o şefkat Peygamberi (s.v.)
Bu mahsunu görür de, durabilir mi geri.
Sevgi ile yaklaşıp, onun yanına vardı,
Başını sığazlayıp, hem sordu, hem okşadı.
“yavrucuğum neyin var, niçin üzgün durumun,”
Elinden tutaraktan, gönüllemişti hemen.
Uhud’ta savaşırken babası şehit düşmüş,
Annesi de evlenmiş, belliki o da şaşmış.
“Bak neden ağlıyorsun, bundan böyle baban ben,
Annen ise Aişe. Fatıma da kardeşin.
Olsun istemez misin?” diyerek ümit verdi,
Rahmet kanatlarını üstüne geriverdi.
Çünkü o sahipsizdi, kimsesiz ve yetimdi.
Örnek hareketiyle, rehber olup yetindi.
Ve çocuk, sevincinden uçacak gibi oldu,
Heyecanı zirvede, dili çözülüverdi,
“ Nasıl razı olamam, ya rasulullah ? diyebildi.
Kainat efendisi, çocuğa isim sordu. ‘(s.v.)
“Buceyr” deyince çocuk, efendimiz de durdu,
“Hayır” dedi peygamber, adına nokta koydu,(s.v.)
“Bundan böyle ismin de “Beşir” olsun” buyurdu.
Resulullah çocuğu aldı eve götürdü, (s.a.v.)
Yedirdi ve içirdi, üst başını giydirdi.
Karnı tok, sırtı da pek olunca mahsun çocuk,
Artık sokağa çıktı, sevinçliydi çok mu- çok.
Oynayan çocukların arasına karışmak,
Onlarla kaynaşarak, sevincini paylaşmak,
İstiyordu içinden, ve de dahi koklaşmak.
Nasıl sevinmeyecek? Babası cennetlikti,
Ama baba yerine öyle bir insan geçti !
O bütün babaların en hayırlı olanı,
Dedi ve açıkladı, kalbinde bulunanı.
Beşir’in halindeki değişikliği gören,
Çocuk arkadaşları, çember oldular bir an.
Etrafını sararak, merak edip sordular..
Nefeslerini tutup, cevap bekler oldular.
“Sen daha önce burada ağlayıp duruyordun,
Şimdi neler oldu da, değiştin böyle geldin.”
İşte cevap Beşir’den; “ Ben aç iken doyundum,
Sözlerine devamla “Çıplak idim giyindim,
Ve dahi yetim idim, Allah Resulü babam, (s.v.)
Aişe annem oldu.” Sözüyle cevap tamam.
Bu sözlerden çocuklar, Beşir’e gıpta edip,
Ve onun bu haline, hayranlıkla imrenip,
“Keşke biz de bir şehit çocuğu olsaydık da,
Biz de öyle bahtiyar bir babaya kavuşsaydık.”
Efendimiz ebedi aleme göçene dek, (s.a.v.)
‘Beşir bin anka’ birlik olmuştu sevinerek.

Ahrete irtihal eyleyince Peygamber (s.a.v.)
Beşir için yetimlik başlamıştı beraber.

“işte şimdi yetimim, işte şimdi garibim”
Diyerek ağlıyordu, cennete koysun Rabbim. (r.a)
ayirac-277.gif

Yetimlerin hamisi, ey rahmet peygamberi!
Rahman'ın sevgilisi, ey biricik efendim!
İnsanlar yapayalnız, kimsesizken herbiri,
Mahşer günü bize de, sen arka çık efendim.


Şefaat müsadesi dileyiver Rabbimden,
Çünkü Habibullah'sın, seni kırmaz efendim.
Yardım bekleyenlerin, sen tutuver elinden,
Bu sevinci başkası bize vermez efendim.
©Murat's44
 
Üst Alt