Arama sonuçlarınız

  1. S

    Karagöz İle Hacivat: Harami

    KARAGÖZ İLE HACİVAT: HARAMİ Hacivat pencereye çıkar ve karşı mahalledeki evinin bahçesinde bulunan Karagöz'ün üstüne atlar. İkisi birlikte yere yuvarlanır. Aralarında boğuşma başlar. Daha sonra Hacivat ayağa kalkar. Karagöz yerdedir ve gözleri kapalı durumdadır. Buna karşın, sağa sola...
  2. S

    Karagöz İle Hacivat: İki Elin Nesi Var

    KARAGÖZ İLE HACİVAT: İKİ ELİN NESİ VAR Karagöz ile Hacivat yolda karşılaşır. Hacivat: Dur Karagözüm, nereye böyle? Karagöz: Oh, sen miydin Hacivat. Ben de seni arıyordum. Hacivat: Beni mi arıyordun? Karagöz: Evet, sizin eve gidiyordum. Hacivat: Bizim eve mi? Ama bizim ev o tarafta değil ki...
  3. S

    Karagöz İle Hacivat: Karagöz Bilmece Soruyor

    KARAGÖZ İLE HACİVAT: KARAGÖZ BİLMECE SORUYOR Karagöz: Hacivat bir bilmecem var. Hacivat: Sor Karagözüm, sor da bileyim. Karagöz: Bir elin sesi var, iki elin nesi var. Hacivat: Bilmeceyi yanlış sordun. Bir elin nesi var, iki elin sesi var diyecektin. Karagöz: Laf kalabalığını bırak Hacivat...
  4. S

    Çöp Tenekesi - Serdar Yıldırım

    ÇÖP TENEKESİ Ben bir çöp tenekesiyim Çöpü bana at sevineyim Yerde bir tek çöp göreyim İster misiniz üzüleyim Benim adım çöp tenekesi Kulağını aç duy bu sesi Yerleri temiz tutmaya Davet ederim herkesi İşte yeni bir gün başlıyor. Bugün yine güzel bir gün olacağa benzer. Her taraf pırıl pırıl...
  5. S

    Sepetçi İle Zengin Adam

    SEPETÇİ İLE ZENGİN ADAM Vaktiyle bir ülkenin bir şehrinde bir sepetçi adam yaşıyormuş. Bu sepetçi sabahtan akşama kadar dükkânında sepet yapmakla uğraşırmış. İşine saygı duyar, en ucuza satacağı sepetleri bile büyük bir özenle hazırlarmış. Bundan dolayı yaptığı sepetler çok sağlam ve dayanıklı...
  6. S

    Saz Çalan Kazım - Serdar Yıldırım

    SAZ ÇALAN KAZIM Köyün birinde köylünün birinin kaz sürüsü vardı. Zaten adamda kaz çobanıydı ve adı Kazım’dı. Koyun güder gibi kaz güdüyordu. Kaz çobanı önüne katmış kazları giderken durup türkü söylemeye başlayınca kazlar etrafına toplanıyor ve onu dinliyorlardı. Böyle sazsız, cazsız, müziksiz...
  7. S

    Horozun Fendi Tilkiyi Yendi

    HOROZUN FENDİ TİLKİYİ YENDİ Tilki, birkaç gündür çiftliğin etrafında fırıldak gibi dönüyordu. Bakışlarındaki bütün dikkat çiftlik evinin yan tarafındaki tavuk kümesinde toplanmıştı. “ Ah “ diyordu, “ Ah, şu semiz tavuklardan birisini, ikisini yakalasaydım da çıtır çıtır yiyiverseydim, ne olurdu...
  8. S

    Kızılderili Masalı - Serdar Yıldırım

    KIZILDERİLİ MASALI Evvel zaman içinde küçük bir oğlu olan bir Kızılderili reisi varmış. Bu Kızılderili reisi oğlunu usta bir avcı olarak yetiştirmek istediğinden her gün ormana avlanmaya götürürmüş. Günlerden bir gün ormanda avlanırken, Kızılderili reisin oğlunu maymunlar kaçırmış. Kızılderili...
  9. S

    Çakal Goro İle Sincap Meto

    ÇAKAL GORO İLE SİNCAP METO Çakallar istasyonundan yolcularını alan tren hareket etmişti. Trenin düdüğünü sincap son kez çaldı ve tren maymunlar ormanına doğru yol almaya başladı. Çakalların başkanı Goro buraya bir tren hattı yapılması fikrini ortaya attığında maymunların sert tepkisiyle...
  10. S

    Uzunkulak İle Kelebek - Serdar Yıldırım

    UZUNKULAK İLE KELEBEK Uzunkulak sabahın erken saatlerinde köyden ayrılmış, otlamak için meraya gidiyordu. Şöyle bir kafasını kaldırıp havayı kokladı. Gün, güzel ve güneşli geçeceğe benziyordu. Etrafına bakınıp dururken yavaşladığını fark etti. Şimdi eğlence zamanı değildi. Karnı çok acıkmıştı...
  11. S

    Anne Güvercin - Serdar Yıldırım

    ANNE GÜVERCİN Güzel bir yaz günüydü. Batur elinde sapan evlerinin yakınındaki ağaçlıkta kuş avına çıkmıştı. Gözleri radar gibi dikkatle çevreyi tarıyordu. Birden arkasında bir ses duydu: ’Vurma kuşları.’ Döndü, baktı. Seslenen yabancı değildi. Mahalle arkadaşı Sarper’di: “ Ne istersin şu küçük...
  12. S

    Kardeş Ali - İyilik Timsali

    KARDEŞ ALİ - İYİLİK TİMSALİ Eski zamanlardan birinde Ali adında bir genç yaşarmış. Doğduğundan beri köyünden dışarı çıkmamış. Duyduğu, gördüğü, bildiği hep köyüne ait şeylermiş. Kendisi başkalarının işine karışmaz, kimse hakkında kötü söz söylemez, babadan kalma tarlayı anasıyla birlikte ekip...
  13. S

    Yaşlı Değirmenci - Ayla Yıldırım

    YAŞLI DEĞİRMENCİ Uzak, çok uzak şehirlerden birinin çok fakir bir köyü varmış. Bu köyün adı da fakir köymüş. Fakir köyün toprağı çorak, havası kurakmış. Bitki yetişmez, hayvan barınmazmış. Hal böyle olunca köydeki herkes bir dilim ekmeğe muhtaçmış. Bu köyde fakir ve yaşlı bir değirmenci varmış...
  14. S

    Özbekistan Cumhuriyeti Taşkent Enstitüsü'nün Hazırladığı Kitapta Hikayelerim Çıktı.

    Özbekistan Cumhuriyeti Taşkent Enstitüsü'nün Hazırladığı Kitapta Hikayelerim Çıktı. ÖZBEKİSTAN CUMHURİYETİ YÜKSEK VE İKİNCİL ÖZEL EĞİTİM BAKANLIĞI TAŞKENT DEVLET DOĞU ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ Yoshlarga ko‘rsatilayotgan g’amxo‘rlik, yaratilayotgan sharoitlar ularni puxta bilim egallab, har...
  15. S

    Bücür Zürafa

    BÜCÜR ZÜRAFA İstanbul Gülhane Parkı’ndaki hayvanat bahçesinde zürafalar için oldukça geniş bir yer ayrılmıştı. Burada anne ve baba zürafa ile iki yavru zürafa kalıyordu. Onlar gün boyu salına salına geziyorlar, ziyaretçiler de onları seyrediyordu. Anne ve baba zürafa yıllardır burada...
  16. S

    Kertenkelenin Hayali

    KERTENKELENİN HAYALİ Büyük Sahra Çölü’ nün ortalarına yakın bir yerde, uçsuz bucaksız kum yığınlarının arasında bir kertenkele yaşıyordu. Gündüzleri kızgın güneş ışınları altında yiyecek aramaya çıkmak çok zor olduğu için daima geceleri ortalık serinleyince yuvasından çıkardı. Yuvası da birkaç...
  17. S

    Fatoş'un Bebeği

    FATOŞ'UN BEBEĞİ Fatoş, annesiyle birlikte alışverişe çıkmıştı. Oyuncak satan mağazanın yakınına geldiklerinde, Fatoş: “ Anneciğim, sınıfımı geçince bana alacağın oyuncak bebeği görmek istiyorum “ dedi. “ Onu ne kadar sevdiğimi bilemezsin, anneciğim. O çok şirin, çok tatlı bir bebek. O bebek...
  18. S

    Yakışıklı Geyik

    YAKIŞIKLI GEYİK Tibet munçağının Hani adında bir papağanı vardı. Munçak, Hani’yi satmak istiyordu fakat kimse Hani’yi almaya yanaşmıyordu. İşte, az önce tavşanın biri Hani’yi satın almak istemiş ama Hani olur olmaz yerde söze karışarak bu satışı engellemişti. Tavşan gittikten sonra...
  19. S

    Deve Kervanı

    DEVE KERVANI Eskiden, İran’da, İsfahan şehrinde, Cemal adında kervancı bir genç yaşardı. Kervan sahipleri kervanlarını çok güvendikleri Cemal’e gönül rahatlığıyla teslim ederler ve onun kervandaki malları kendi malıymış gibi koruyup, gözeteceğini bilirlerdi. Günlerden bir gün, Cemal İsfahan’dan...
  20. S

    Patates İle Soğan

    PATATES İLE SOĞAN Patates ile soğan mutfakta karşılaştılar. Patates: “ Vay, soğan, nasılsın? “ Soğan : “ İyiyim patates, sen nasılsın? “ Patates: “ Sağ ol, benden bir şey iste. “ Soğan : “ Şuradan bir bıçak getir de soyayım seni. “ Patates: “ Lütfen, beni soyma, yoksa çürürüm. “ Soğan: “ Bir şey...
Üst Alt